Halkın nezninde oylanmasından yana bu kadar endişelililerki birlikte muhalefet peşindeler
Paketi hazırlayan cenah halka bu kadar güveniyor olsa maddeleri tek tek oylamaya koyarlardı.
Gerginliğe, zıtlaşmaya, kutuplaşmaya sebeb olan şey bu zaten.
Halkın nezninde oylanmasından yana bu kadar endişelililerki birlikte muhalefet peşindeler
Paketi hazırlayan cenah halka bu kadar güveniyor olsa maddeleri tek tek oylamaya koyarlardı.
Gerginliğe, zıtlaşmaya, kutuplaşmaya sebeb olan şey bu zaten.
Paketi hazırlayan cenah halka bu kadar güveniyor olsa maddeleri tek tek oylamaya koyarlardı.
Gerginliğe, zıtlaşmaya, kutuplaşmaya sebeb olan şey bu zaten.
3 – DÜNYADA REFERANDUM
Bu bölümde dünya ülkelerinde referandum usulü ve geçmişleri hakkında kısaca bilgi vermek istenmektedir. Böylece Türkiye’deki referandum geçmişi ve usulünü diğer ülkelerinkilerle karşılaştırarak bazı sonuçlara ulaşılabilir:
Avustralya:İlk olarak bir seçmen kartı gönderilir. Çoğunluk sağlanan kararlar Kraliyet Görüşüne uygun olarak, kral ya da kraliçenin adına yayınlanır.
1901’den beri 44’ten fazla referandum gerçekleştirilmiş ancak sadece 8 adet referandum oylamadan geçebilmiştir.
Kanada: Kanada’da referandumlar seyrektir. Sadece 3 adet referandum genel oylama seviyesine ulaşabilmiştir.
Şili: Şimdiye kadar 3 halk oylaması ve 1 adet danışma oylaması yapılan Şili’de halk oylamalarının konusu şöyle:
– Yarı parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçiş (1925)
– Ramon Pinochet rejiminin kabulü (1978)
– Askeri rejimi sona erdirme (1988)
İrlanda: Halk oylaması 1937’de İrlanda Anayasası’na girmiştir. Bu düzenlemeden beri 27 adet kanun değişikliği yapılmış, referandum oylamasına gidilmiştir.
Sırbistan: Tarihinde sadece 2006 yılında, 1 adet referandum oylaması gerçekleşmiştir.
İsveç: İsveç kanunları bağlayıcı ve bağlayıcı olmayan iki referandum türü kabul etmektedir. Şimdiye kadar 6 adet referandum oylaması yapılmıştır.
İlki 1922’deki içki yasağı ile ilgili olarak ve sonuncusu 2003’te Avro para sistemine üyelik ile ilgili olarak yapılmıştır.
İsviçre: Federal, kantonal ve birleşik seviyeli oylamalar vardır.,
İsviçre’de referandum oylamaları her zaman Pazar günleri yapılmaktadır. Senede 3 veya 4 oylama gerçekleşmektedir.
İhtiyari ve zorunlu referandum olarak iki çeşit referandum düzenlenmiştir.
İspanya: 1976’da Francisco Franco’nun ölümünün ardından vatandaşların politik sistemi değiştirmek isteyip istemedikleri sorusu referandum konusu olmuştur. %94 olumlu oyla politik sistem değiştirilmiştir.
Yine 1986’da bir referandum da İspanya’nın NATO’ya üyeliği konusunda gerçekleşmiştir.
Fransa: Fransa’da anayasal değişiklikler yüksek çoğunluk ile veya halk oylamasında alınan sonuç ile değiştirilebilmektedir.
Birleşik Krallık: Birleşik Krallık’ta, parlamento egemenliğine bağlı olarak bağlayıcı referandum kararı alınamaz. Referandumlar çok seyrek gerçekleşir. Şimdiye kadar yalnızda 1 defa 1975’te, Avrupa Ekonomi Birliği’ne devam etme konusunu içeren bir referandum oylamaya sunulmuştur.
Birleşik Krallık’ta referandumlar ayrı bölümler için, Galler ve İskoçya’da (ve Kuzey İrlanda’da sonraki düzenlemelerden sonra) yetki verilmiş konularda gerçekleştirilebilmektedir.
ABD: ABD’de eyalet sistemi bulunması dolayısıyla, referandum kavramı, çoğunluğun verdiği eyalet ya da yerel bazda oylama anlamına gelmektedir. Referandum, oy çoğunluğu (çoğunluğun kararı), tek yetkili karar verme, teklif sunma gibi anlamlar içermektedir.
ABD’de federal düzeyde bir referandum yapılabilmesi için herhangi bir şart yoktur. Ancak, 24 eyaletli yapıda ve pekçok yerel ve şehir yönetiminde, referandum ve seçmen görüşüne başvuru için kimi şartlar belirlenmiştir.
En ünlü eyalet oylaması, mülkiyete dair (menkul ve gayrimenkul) vergilerin yükselmesini sınırlandırmaya dair California, 13. Önerisidir.
Referandumlar ülke genelinde, özellikle eyalet sistemlerini değiştirmede çok kullanılmaktadır.
Girişte belirtildiği gibi tanımlamaların çoğunda referandumun bir demokratik gelişmişlik anlamına geldiğini görüyoruz. Ancak dünyada referandumu ülkeler bazında farklı noktalardan incelediğimizde, aslında Türkiye’de olduğundan pek de farklı uygulamaların olmadığını anlıyoruz. İrlanda ve Avustralya dışında, yapılan referandum sayılarının, Türkiye’de yapılan beş adet referandumla neredeyse eşit, hatta altında olduğunu görüyoruz.
İrlanda’da yapılan 20 tane referandum oylamasını incelediğimizde:
– Oylama yaş sınırının 21’den 18’e düşürülmesi, (1973)
– Roma Katolik Kilise’sinin özel statüsünün kaldırılması ve diğer mezhep ayrımlarının
kaldırılması konusunda (1973)
– Kürtaj yasağının eyalet içi ve dışına dolaşım hakkını kısıtlayamayacağı hakkında
düzenleme (1992)
– Kürtaj yasağının anayasal düzenlemeden çıkartılması (1996)
– Nice Antlaşması’nı kabul etmek için kararı onaylama (2002)
gibi oylama konularıyla karşılaşıyoruz. İrlanda’dan sonra referandum sayılarında zirve yapan Avustralya’ya incelediğimizde ise:
– Senato Seçimleri, (1906)
– Alışveriş ve ticarette tekel müessesesinin düzenlenmesi, (1911)
– Alışveriş ve ticarette şirket, vakıf, tekel müesseseleri ve demiryolu işletmesinin
düzenlenmesi,
– Askeri Hizmetler, (1916-17)
– Endüstri ve Ticaret, (1926)
– Parlementoda Aborijinler, (1967)
– ve son olarak yönetim rejiminin belirlenmesi hakkında (1999)
gerçekleşen oylamalar gibi.
Bazı noktalardan Türkiye ile bu iki ülkeyi karşılaştırdığımızda sonuç şöyle çıkmaktadır ki:
– Avustralya 21,126,336, İrlanda’nın ise 4,301,000 olan nüfusu Türkiye’nin
74,877,000 olan nüfusu yanında çok düşük kalıyor.
– Avustralya ve İrlanda, Birleşik Krallık’ın birer uzantısı durumundadırlar ve sistem olarak benzer özellik taşımaktadırlar. (Avustralya için Monarşi) Ancak Türkiye bir cumhuriyettir.
– Avustralya, coğrafi keşiflerin uzantısı olarak meydana çıkan toprak alımlarının ve kolonileşmenin birleştirdiği mozaik yapı üzerine kurulmuştur. İrlanda ise 1922 yılında 26 yerel yapının Büyük Britanya ve İrlanda’nın Birleşik Krallık’ından ayrılarak cumhuriyet şeklinde kurulan bir ülkedir. Yani yönetim sistemi daha sonradan oluşmaya başlamıştır. Ancak Osmanlı Devleti’nin ardından gelen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, halen Osmanlı Kanunları’nı da içeren köklü bir yönetim ve hukuk geçmişine sahiptir. Ayrıca bulunulan coğrafya yüzyıllardır aynı kültürün çatısı altında birleşmiştir.
Karşılaştırmalar gözönüne alındığında, gerçekten demokrasinin göstergesi kabul edilen referandumların, yönetime halkın oylama yoluyla karar verme şeklinde katılmasının, pek de yerinde bir tanımlama olmadığı görülmektedir.
Öncelikle yirmiyedi adet referandum geçirmiş İrlanda’nın oylama konularına baktığımızda, “bir antlaşmanın kabul edilmesi”, “kürtaj yasağı hakkında kimi düzenlemelerin değiştirilmesi”, “oy kullanma yaşının düşürülmesi” gibi konuları buluyoruz.
Türkiye ile İrlanda’yı kıyasladığımızda, TBMM’nin bu konularda daha önceki yapılan değişikliklerde, çok da sıkıntılı olmayan ve referandum kadar geniş kapsamlı bir oylamaya gerek duyulmayan bir süreçte, halkın iradesi doğrultusunda yetkisini kullandığı görülmektedir.
Kırdördüncüsünü 1999’da, rejimin nitelikleri konusu üzerine yapan Avustralya’da ise ticari düzenlemelerin, azınlıklık haklarının referandum ile halkın oyuna sunulduğunu görüyoruz.
Türkiye ile Avustralya’yı kıyasladığımızda, TBMM’nin ticari konular gibi teknik bilgi gerektiren konularda kararı zaten evleviyetle kendi verme yoluna gidebileceğini mantıken çıkartabiliriz. Ben meclisimizin, tekel veya vakıflarla ilgili düzenlemeler hakkında halktan karar alma noktasına gelecek kadar sıkıntılı bir süreç geçirebileceğini düşünemiyorum. Yine yaklaşık olarak 4 milyon nüfuslu bir ülke ile 74 milyon nüfuslu bir ülkenin referandum oylaması karşısında tutumunu sizin takdirinize bırakıyorum.
Birleşik Krallık’taki zümre sistemine binaen bağlayıcı bir referandum kararı verilememektedir. Bu bilgiye dayanarak İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda ve yine pek çok koloni devlet düzeninde referandumun bir demokrasi göstergesi olarak kabul edilmediğini anlamak pek de zor değil.
Birleşik Krallık’ta demokrasi var mıdır, ne kadar etkilidir? Zümre yönetimi ve krallık içinde bulunan ülkelerin parlamento yönetimi ve monarşik yönetimi birbirinden çok ayrı olduğu için, demokrasinin anlaşılan manada bulunduğunu kabul edebiliriz. Ancak genel kural, demokratik yönetimi biraz kısıtlıyor gibi görünüyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde ise eyalet sisteminin geçerli olması, zaten bizim anladığımız manada referandumların gerçekleşemeyeceğini kanıtlıyor. Ancak ABD’deki sistemde referandumların bir demokratikleşme kanıtı olarak tanımlanabileceğini söyleyebiliriz. Çünkü yapılan referandumlar, genel olarak, federe yapıdaki yönetim sistemlerini bile değiştirme amacıyla kullanılmaktadır. Halk kendini aldığı kararlarla, belli dönemler için bile olsa, istediği gibi yönetiyor.
Tüm bu farklı sistemler ideal veya karmaşık görünse de, her toplumun kendine özgü bir geçmişi, toplum yapısı ve yönetim şekli vardır. Demokratikleşmek ve milletin egemenliğini yasa-mada ön plana çıkarmak, yapılan referandumların sayısıyla değil, gerçek millet iradesinin oylamaya yansımasıyla ölçülmelidir.
-------
Buyrun inceleyin bakalım, dünyanın hangi üklesinde tek pakette 26 madde birden oylamaya sunulmuş.
Muhalif kanat gibi duracam ama üstadın siyasetle ilgili görüşleri ortadayken feyzini ondan alan bu forumda siyasi görüşler veya siyasi kamu oyu yoklamalarını doğru bulmuyorum
Referandum parti melesi değildir.
Vermiş olduğunuz örnekler hep Batılı Ülkere ait örnekler bize batının İlmi ve Medeniyeti dışında birşeyinin lazım olduğunu zannetmiyorum.
Muhalif kanat gibi duracam ama üstadın siyasetle ilgili görüşleri ortadayken feyzini ondan alan bu forumda siyasi görüşler veya siyasi kamu oyu yoklamalarını doğru bulmuyorum