*بِسْمِ اللّٰه* نه بيوك توكنمز بر قوّت، نه چوق بيتمز بر بركت اولديغنى آكۡلامق ايسترسه*كۡ، شو تمثيلى حكايه*جگه باق ديكۡله. شويله كه:
Bismillâh ne büyük, tükenmez bir kuvvet, ne çok, bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şutemsîlî hikâyeciğe bak, dinle. Şöyle ki:
بدوى عرب چوللرنده سياحت ايدن آدمه گركدر كه، بر قبيله رئيسنكۡ إسمنى آلسين و حمايه*سنه گيرسين. تا شقيلركۡ شرّندن قورتولوب حاجاتنى تدارك ايده*بيلسين.
Bedevî Arap çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir kabile reisinin ismini alsın vehimayesine girsin—tâ şakîlerin şerrinden kurtulup hâcâtını tedarik edebilsin.
يوقسه تك باشيله حدسز دشمن و إحتياجاتنه قارشى پريشان اولاجقدر. ايشته بويله بر سياحت ايچون ايكى آدم، صحرايه چيقوب گيدييورلر. اونلردن بريسى متواضع ايدى. ديگرى مغرور... متواضعى، بر رئيسكۡ إسمنى آلدى. مغرور، آلمادى...
Yoksa, tek başıyla, hadsiz düşman ve ihtiyacatına karşı perişan olacaktır. İşte, böyle bir seyahat için, iki adam sahrâya çıkıp gidiyorlar. Onlardan birisi mütevazi idi, diğeri mağrur. Mütevazii, bir reisin ismini aldı; mağrur almadı.
آلانى، هر يرده سلامتله گزدى. بر قاطع الطريقه راست گلسه، دير: "بن، فلان رئيسكۡ إسميله گزرم." شقى دفع اولور، ايليشه*مز. بر چاديره گيرسه، او نام ايله حرمت گورور. اوته*كى مغرور، بتون سياحتنده اويله بلالر چكر كه، تعريف ايديلمز. دائما تيتره*ر، دائما ديلنجيلك ايدردى. هم ذليل، هم رذيل اولدى.
Alanı her yerde selâmetle gezdi. Bir kàtıu’t-tarîke rast gelse, der: “Ben filân reisin ismiyle gezerim.” Şakî def olur gider, ilişemez. Bir çadıra girse o nam ile hürmet görür. Öteki mağrur, bütün seyahatinde öyle belâlar çeker ki, tarif edilmez. Daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem zelil, hem rezil oldu.
ايشته أى مغرور نفسم! سن او سيّاحسكۡ. شو دنيا ايسه، بر چولدر. عجزكۡ و فقركۡ حدسزدر. دشمنكۡ، حاجاتكۡ نهايتسزدر. مادام اويله*در؛ شو صحرانكۡ مالكِ أبديسى و حاكمِ أزليسنكۡ إسمنى آل. تا، بتون كائناتكۡ ديلنجيلگندن و هر حادثاتكۡ قارشيسنده تيتره*مه*دن قورتولاسكۡ.
İşte, ey mağrur nefsim, sen o seyyahsın. Şu dünya ise bir çöldür. Aczin, fakrın hadsizdir. Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir. Madem öyledir; şu sahrânın Mâlik-i Ebedî veHâkim-i Ezelîsinin ismini al. Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisâtın karşısında titremeden kurtulasın.
أوت، بو كلمه اويله مبارك بر دفينه*در كه: سنكۡ نهايتسز عجزكۡ و فقركۡ، سنى نهايتسز قدرته، رحمته ربط ايدوب قديرِ رحيمكۡ درگاهنده عجزى، فقرى أكۡ مقبول بر شفاعتجى ياپار. أوت، بو كلمه ايله حركت ايدن، او آدمه بكۡزر كه: عسكره قيد اولور. دولت نامنه حركت ايدر. هيچ بر كيمسه*دن پرواسى قالماز. قانون نامنه، دولت نامنه دير، هر ايشى ياپار، هر شيئه قارشى طايانير.
Evet, bu kelime öyle mübarek bir definedir ki, senin nihayetsiz aczin ve fakrın, seninihayetsizkudrete, rahmete raptedip Kadîr-i Rahîmin dergâhında aczi, fakrı en makbul birşefaatçi yapar. Evet, bu kelime ile hareket eden, o adama benzer ki, askere kaydolur, devletnamına hareket eder, hiçbir kimseden pervâsı kalmaz.
Kanun namına, devlet namına der, her işi yapar, her şeye karşı dayanır.