Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
ZULÜM METNİ ve KITLIK
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Muvahhid1" data-source="post: 241436" data-attributes="member: 1003203"><p><span style="color: indigo">Kureyşliler her geçen gün iman halkası genişleyince, Haşim ve Muttalipoğulları ile her türlü alışveriş ve ilişkiyi kesme kararı aldılar. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Böylece toplantıda alınan kararlar bir metne bağlanarak Ebu Talip’in yüzüne karşı okunup yürürlüğe girdi. Tabii bu durumda Ebu Talip sinirlenerek; sevgili yeğenini son ana kadar koruyacağına, gerekirse mücadeleye hazır olduğunu yüzlerine karşı haykırarak oradan uzaklaşıverdi. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Müşrikler karar aldıkları anlaşma sahifesini de Kâbe içine astılar. Artık Ebu Talip mahallesine çoktan kara bulutlar çökmeye başlamıştı bile. Bundan böyle bu mahalleyi bekleyen açlık, çile ve bir dizi müeyyideler vardı önünde. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Alınan bu kararlarla bırakın insanları, hayvanlar bile açlıktan kırılmaya başlamıştı. Öyle ki dışardan içeriye hiçbir şekilde bir şey sokulmuyordu, adeta kuş uçurulmuyordu. Arasıra akrabalık bağlarından dolayı ufak tefek sızmalar olsa da, onlarda derhal müdahele ile önlenebiliyordu anında. Ebu Talip mahallesinin sakinlerinin açlıktan iniltileri gökkubbede yankılanıyordu sanki. Zulüm üç yılın doldurmuştu ki Rasulüllah (s.a.v) bir gün amcası Ebu Talip’i buldu ve ona şunları söyledi: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Hani o anlaştıkları sahife var ya, işte o sahifenin ‘Bismike Allahümme’ ( Allah’ım senin isminle) yazılı kısmı hariç ağaç kurtları tarafından yenildi. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Ebu Talip: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Peki, bütün bunlardan nasıl haberdar oldun? </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Rasulü Ekrem (s.a.v): </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Rabbim bildirdi. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Ebu Talip derhal Kureyş’in ileri gelenlerini buldu, şu teklifi götürdü: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Artık o insanlara yaptığınız insanlık dışı muamelelere son verin, yeterince ölüme terk ettiniz zaten. Yeğenim Kâbe’nin içine astığınız boykot metninin ağaç kurtları tarafından yenildiğini, sadece ‘Bismike Allahümme’ ibaresinin kaldığını söylüyor. Eğer dediği gibi çıkarsa bu insanlara uyguladığınız baskılara son verecek misiniz? </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Bu arada sözlerine en can alıcı hususu ilave etti: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Eğer Yeğenimin dediği çıkmazsa size teslim edeceğime söz veriyorum, kabul ediyor musunuz? </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Tereddüt etmeden hep birlikte: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Peki, kabul ediyoruz cevabını verdiler. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Beraberce Kâbe’ye doğru gittiler, kapılar açıldı, birde ne görsünler gerçektende Rasulüllah’ın haber verdiği gibi anlaşma sahifesindeki o ibare hariç, ağaç kurtları tarafından yok edilmişti. O an şaşırıp kaldılar, ne yapacakların bilemediler, ama devreye Ebu Cehil kurnazlığı giriverdi. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Ebu Cehil yine cehilliğini göstererek: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Ben inanıyorum ki senin yeğenin en büyük sihirbazdır, sözleriyle sabote etmeye çalıştı. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Şimdi sıra Ebu talip’e verilen sözün yerine getirilmesiydi. Nitekim Mutim ayağa kalktı ve sahifeyi indirdi, beklemeden herkesin gözü önünde yırtarak üç senedir devam eden zulme son verdi. Böylece zulüm sahifesinin defteri dürüldü. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Artık inananlar için yeni bir günün başlangıcı idi. Zira ‘Oh be dünya varmış’ dercesine Ebu Talip mahallesinde uzun süredir aç susuz cefa içerisinde mahzur kalanlar tekrar evlerine kavuşmanın sevincini yaşadılar. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Boykot metni çok ağır olmuştu, yinede buna da şükür demekten başka çare yoktu. </span></p><p><span style="color: indigo">Hakeza zaman içerisinde Rasulullah ile birlikte olan arkadaşlarına baskı yapmaktan geri durmadılar. Bu durumda Allah’ın Rasulü dayanılmaz işkenceler karşısında ellerini açtı: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Allah’ım onlara Yusuf Peygamber devrinde verilen kıtlık gibi kıtlık ver diye münacatta bulundu. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">O dua ederde yerini bulmaz mı, elbette ki bulur. Derken müthiş bir kuraklık başladı da. Bütün şiddetiyle devam eden kıtlık sonucunda Allah Resulüne gelmek zorunda kaldılar. Ebu Süfyan: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Ey Muhammed! Sen akrabalığa önem veren birisin. Kavmin açlıktan mahvolacak, Allah’a dua ette kurtulalım. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Habib-i Kibriya Efendimiz (s.a.v): </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Peki, dua ederim, duam kabul olunca iman edecek misiniz sualini yöneltti. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Ebu Süfyan: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Evet, dedi.</span></p><p> <span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Bu arada Allah Rasulünü vahiy hali sardı. Zaten inen vahiy de bu konu ile ilgili idi: </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Ey Rasulüm gökyüzünün kesif bir dumanı getireceği günü gözle. Bu duman insanları bürüyüp örter. Bu açık bir azaptır. Ey Rabbimiz biz hakikatı anlayan, inanan kişileriz derler ( Duhan 10–11) </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Rasulullah kıtlığın kaldırılması için dua etti, ardından yağmurlar yağdı ve normal hayata dönüldü ama, Ebu Süfyan verdiği sözü çoktan unutmuştu bile. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Yüce Allah (c.c): </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">— Onlar için düşünmek, ibret almak nerede? Ama onları büyük bir şiddetle yakalacağımız gün. Evet, o gün biz intikam alacağız’ (Duhan 13–16) beyan buyurdu.</span></p><p> <span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Aslında nüzul olan bu ayeti kerime ile Bedir’e işaret ediliyor ve kıyamet gününe kadar uzanan ilahi ceza vurgulanıyordu. </span></p><p><span style="color: indigo"></span></p><p><span style="color: indigo">Velhasıl; zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır elbette ki.</span> </p><p> </p><p><span style="color: green"><strong><span style="color: red">ALPEREN GÜRBÜZER</span></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Muvahhid1, post: 241436, member: 1003203"] [COLOR=indigo]Kureyşliler her geçen gün iman halkası genişleyince, Haşim ve Muttalipoğulları ile her türlü alışveriş ve ilişkiyi kesme kararı aldılar. [/COLOR] [COLOR=indigo] Böylece toplantıda alınan kararlar bir metne bağlanarak Ebu Talip’in yüzüne karşı okunup yürürlüğe girdi. Tabii bu durumda Ebu Talip sinirlenerek; sevgili yeğenini son ana kadar koruyacağına, gerekirse mücadeleye hazır olduğunu yüzlerine karşı haykırarak oradan uzaklaşıverdi. Müşrikler karar aldıkları anlaşma sahifesini de Kâbe içine astılar. Artık Ebu Talip mahallesine çoktan kara bulutlar çökmeye başlamıştı bile. Bundan böyle bu mahalleyi bekleyen açlık, çile ve bir dizi müeyyideler vardı önünde. Alınan bu kararlarla bırakın insanları, hayvanlar bile açlıktan kırılmaya başlamıştı. Öyle ki dışardan içeriye hiçbir şekilde bir şey sokulmuyordu, adeta kuş uçurulmuyordu. Arasıra akrabalık bağlarından dolayı ufak tefek sızmalar olsa da, onlarda derhal müdahele ile önlenebiliyordu anında. Ebu Talip mahallesinin sakinlerinin açlıktan iniltileri gökkubbede yankılanıyordu sanki. Zulüm üç yılın doldurmuştu ki Rasulüllah (s.a.v) bir gün amcası Ebu Talip’i buldu ve ona şunları söyledi: — Hani o anlaştıkları sahife var ya, işte o sahifenin ‘Bismike Allahümme’ ( Allah’ım senin isminle) yazılı kısmı hariç ağaç kurtları tarafından yenildi. Ebu Talip: — Peki, bütün bunlardan nasıl haberdar oldun? Rasulü Ekrem (s.a.v): — Rabbim bildirdi. Ebu Talip derhal Kureyş’in ileri gelenlerini buldu, şu teklifi götürdü: — Artık o insanlara yaptığınız insanlık dışı muamelelere son verin, yeterince ölüme terk ettiniz zaten. Yeğenim Kâbe’nin içine astığınız boykot metninin ağaç kurtları tarafından yenildiğini, sadece ‘Bismike Allahümme’ ibaresinin kaldığını söylüyor. Eğer dediği gibi çıkarsa bu insanlara uyguladığınız baskılara son verecek misiniz? Bu arada sözlerine en can alıcı hususu ilave etti: — Eğer Yeğenimin dediği çıkmazsa size teslim edeceğime söz veriyorum, kabul ediyor musunuz? Tereddüt etmeden hep birlikte: — Peki, kabul ediyoruz cevabını verdiler. Beraberce Kâbe’ye doğru gittiler, kapılar açıldı, birde ne görsünler gerçektende Rasulüllah’ın haber verdiği gibi anlaşma sahifesindeki o ibare hariç, ağaç kurtları tarafından yok edilmişti. O an şaşırıp kaldılar, ne yapacakların bilemediler, ama devreye Ebu Cehil kurnazlığı giriverdi. Ebu Cehil yine cehilliğini göstererek: — Ben inanıyorum ki senin yeğenin en büyük sihirbazdır, sözleriyle sabote etmeye çalıştı. Şimdi sıra Ebu talip’e verilen sözün yerine getirilmesiydi. Nitekim Mutim ayağa kalktı ve sahifeyi indirdi, beklemeden herkesin gözü önünde yırtarak üç senedir devam eden zulme son verdi. Böylece zulüm sahifesinin defteri dürüldü. Artık inananlar için yeni bir günün başlangıcı idi. Zira ‘Oh be dünya varmış’ dercesine Ebu Talip mahallesinde uzun süredir aç susuz cefa içerisinde mahzur kalanlar tekrar evlerine kavuşmanın sevincini yaşadılar. Boykot metni çok ağır olmuştu, yinede buna da şükür demekten başka çare yoktu. Hakeza zaman içerisinde Rasulullah ile birlikte olan arkadaşlarına baskı yapmaktan geri durmadılar. Bu durumda Allah’ın Rasulü dayanılmaz işkenceler karşısında ellerini açtı: — Allah’ım onlara Yusuf Peygamber devrinde verilen kıtlık gibi kıtlık ver diye münacatta bulundu. O dua ederde yerini bulmaz mı, elbette ki bulur. Derken müthiş bir kuraklık başladı da. Bütün şiddetiyle devam eden kıtlık sonucunda Allah Resulüne gelmek zorunda kaldılar. Ebu Süfyan: — Ey Muhammed! Sen akrabalığa önem veren birisin. Kavmin açlıktan mahvolacak, Allah’a dua ette kurtulalım. Habib-i Kibriya Efendimiz (s.a.v): — Peki, dua ederim, duam kabul olunca iman edecek misiniz sualini yöneltti. Ebu Süfyan: — Evet, dedi. Bu arada Allah Rasulünü vahiy hali sardı. Zaten inen vahiy de bu konu ile ilgili idi: — Ey Rasulüm gökyüzünün kesif bir dumanı getireceği günü gözle. Bu duman insanları bürüyüp örter. Bu açık bir azaptır. Ey Rabbimiz biz hakikatı anlayan, inanan kişileriz derler ( Duhan 10–11) Rasulullah kıtlığın kaldırılması için dua etti, ardından yağmurlar yağdı ve normal hayata dönüldü ama, Ebu Süfyan verdiği sözü çoktan unutmuştu bile. Yüce Allah (c.c): — Onlar için düşünmek, ibret almak nerede? Ama onları büyük bir şiddetle yakalacağımız gün. Evet, o gün biz intikam alacağız’ (Duhan 13–16) beyan buyurdu. Aslında nüzul olan bu ayeti kerime ile Bedir’e işaret ediliyor ve kıyamet gününe kadar uzanan ilahi ceza vurgulanıyordu. Velhasıl; zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır elbette ki.[/COLOR] [COLOR=green][B][COLOR=red]ALPEREN GÜRBÜZER[/COLOR][/B][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
ZULÜM METNİ ve KITLIK
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst