Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirminci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250152" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirminci Söz - Sayfa 351</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">dağlara dağılan azîm ordusuna bir anda “Allahu ekber” dedirir ve o koca dağları konuşturur, velveleye getirir. Madem insanın bir kumandanı, dağları sekenelerinin lisanıyla mecazî olarak konuşturur. Elbette Cenâb-ı Hakkın haşmetli bir kumandanı, hakikî olarak konuşturur, tesbihat yaptırır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bununla beraber, her cebelin bir şahs-ı mânevîsi bulunduğunu ve ona münasip birer tesbih ve birer ibadeti olduğunu, eski Sözlerde beyan etmişiz. Demek her dağ, insanların lisanıyla aksisada sırrıyla tesbihat yaptıkları gibi, kendi elsine-i mahsusalarıyla dahi Hâlık-ı Zülcelâle tesbihatları vardır. </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> عُلِّمْنَا مَنْطِقَ الطَّيْرِ <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /><span style="font-size: 10px">2</span></u></strong> وَالطَّيْرَ مَحْشُورَةً</span></span> </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">cümleleriyle, Hazret-i Dâvud ve Süleyman Aleyhimesselâma, kuşlar envâının lisanlarını, hem istidatlarının dillerini, yani hangi işe yaradıklarını onlara Cenâb-ı Hakkın ihsan ettiğini şu cümleler gösteriyorlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, madem hakikattir. Madem rû-yi zemin bir sofra-ı Rahmândır; insanın şerefine kurulmuştur. Öyle ise, o sofradan istifade eden sair hayvanat ve tuyurun çoğu insana musahhar ve hizmetkâr olabilir. Nasıl ki en küçüklerinden balarısı ve ipekböceğini istihdam edip ilham-ı İlâhî ile azîm bir istifade yolunu açarak ve güvercinleri bazı işlerde istihdam ederek ve papağan misillü kuşları konuşturarak medeniyet-i beşeriyenin mehâsinine güzel şeyleri ilâve etmiştir. Öyle de, başka kuş ve hayvanların istidat dili bilinirse, çok taifeleri var ki, kardeşleri, hayvânât-ı ehliye gibi, birer mühim işte istihdam edilebilirler. Meselâ, çekirge âfetinin istilâsına karşı, çekirgeyi yemeden mahveden sığırcık kuşlarının dili bilinse ve harekâtı tanzim edilse, ne kadar faideli bir hizmette ücretsiz olarak istihdam edilebilir. İşte, kuşlardan şu nevi istifade ve teshiri ve telefon ve fonoğraf gibi câmidâtı konuşturmak ve tuyurdan istifade etmek, en müntehâ hududunu şu âyet çiziyor, en uzak hedefini tayin ediyor. En haşmetli suretine parmakla işaret ediyor ve bir nevi teşvik eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Bize kuşların dilleri öğretildi.” Neml Sûresi, 27:16.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Kuşlar da onun etrafında toplanırdı.” Sâd Sûresi, 38:19.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Aleyhimesselâm</strong>: Allah’ın selâmı onların üzerine olsun (bk. s-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Allahu ekber</strong>: Allah en büyüktür (bk. k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hazret-i Dâvud</strong>: (bk. bilgiler)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hazret-i Süleyman</strong>: (bk. bilgiler)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hâlık-ı Zülcelâl</strong>: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi ve her şeyin yaratıcısı olan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>aksisada</strong>: yankı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>azîm</strong>: büyük (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beyan</strong>: açıklama (bk. b-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cebel</strong>: dağ</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>câmidât</strong>: cansız varlıklar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elsine-i mahsusa</strong>: özel lisanlar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâ</strong>: çeşitler, türler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fonoğraf</strong>: Gromofonun ilk şekli, ses cihazı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>harekât</strong>: hareketler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayvanat</strong>: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayvânât-ı ehliye</strong>: evcil hayvanlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşmet</strong>: heybet, görkem</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hizmetkâr</strong>: hizmetçi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihsan etmek</strong>: bağışlamak (bk. ḥ-s-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ilham-ı İlâhî</strong>: Allah tarafından varlıklara verilmiş duygu (bk. e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istidat</strong>: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istihdam etmek</strong>: çalıştırmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lisan</strong>: dil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mecazî</strong>: gerçek anlamı dışında, başka bir mânâda (bk. c-v-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medeniyet-i beşeriye</strong>: insanlık medeniyeti</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mehâsin</strong>: güzellikler (bk. ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misillü</strong>: gibi (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musahhar</strong>: boyun eğmiş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasip</strong>: uygun (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müntehâ</strong>: son</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nevi</strong>: tür, çeşit</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rû-yi zemin</strong>: yeryüzü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sair</strong>: diğer</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sekene</strong>: sâkinler, yerleşmiş olanlar (bk. s-k-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sofra-ı Rahmân</strong>: Allah’ın sınırsız rahmetiyle kulları önüne serdiği sofra (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taife</strong>: topluluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tanzim</strong>: düzenleme (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesbih</strong>: Allah’ı, yüce şanına lâyık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesbihat</strong>: Allah’ı öven ve kusurdan yüce tutan sözler (bk. s-b-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teshir</strong>: boyun eğdirme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tuyur</strong>: kuşlar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>velvele</strong>: gürültü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şahs-ı mânevî</strong>: mânevî kişilik (bk. a-n-y)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250152, member: 1"] [b]Yirminci Söz - Sayfa 351[/b] [FONT=Tahoma]dağlara dağılan azîm ordusuna bir anda “Allahu ekber” dedirir ve o koca dağları konuşturur, velveleye getirir. Madem insanın bir kumandanı, dağları sekenelerinin lisanıyla mecazî olarak konuşturur. Elbette Cenâb-ı Hakkın haşmetli bir kumandanı, hakikî olarak konuşturur, tesbihat yaptırır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bununla beraber, her cebelin bir şahs-ı mânevîsi bulunduğunu ve ona münasip birer tesbih ve birer ibadeti olduğunu, eski Sözlerde beyan etmişiz. Demek her dağ, insanların lisanıyla aksisada sırrıyla tesbihat yaptıkları gibi, kendi elsine-i mahsusalarıyla dahi Hâlık-ı Zülcelâle tesbihatları vardır. [/FONT] [CENTER][FONT=Tahoma][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] عُلِّمْنَا مَنْطِقَ الطَّيْرِ [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG][SIZE=2]2[/SIZE][/U][/B] وَالطَّيْرَ مَحْشُورَةً[/SIZE][/FONT] [/FONT][/CENTER] [FONT=Tahoma] cümleleriyle, Hazret-i Dâvud ve Süleyman Aleyhimesselâma, kuşlar envâının lisanlarını, hem istidatlarının dillerini, yani hangi işe yaradıklarını onlara Cenâb-ı Hakkın ihsan ettiğini şu cümleler gösteriyorlar. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, madem hakikattir. Madem rû-yi zemin bir sofra-ı Rahmândır; insanın şerefine kurulmuştur. Öyle ise, o sofradan istifade eden sair hayvanat ve tuyurun çoğu insana musahhar ve hizmetkâr olabilir. Nasıl ki en küçüklerinden balarısı ve ipekböceğini istihdam edip ilham-ı İlâhî ile azîm bir istifade yolunu açarak ve güvercinleri bazı işlerde istihdam ederek ve papağan misillü kuşları konuşturarak medeniyet-i beşeriyenin mehâsinine güzel şeyleri ilâve etmiştir. Öyle de, başka kuş ve hayvanların istidat dili bilinirse, çok taifeleri var ki, kardeşleri, hayvânât-ı ehliye gibi, birer mühim işte istihdam edilebilirler. Meselâ, çekirge âfetinin istilâsına karşı, çekirgeyi yemeden mahveden sığırcık kuşlarının dili bilinse ve harekâtı tanzim edilse, ne kadar faideli bir hizmette ücretsiz olarak istihdam edilebilir. İşte, kuşlardan şu nevi istifade ve teshiri ve telefon ve fonoğraf gibi câmidâtı konuşturmak ve tuyurdan istifade etmek, en müntehâ hududunu şu âyet çiziyor, en uzak hedefini tayin ediyor. En haşmetli suretine parmakla işaret ediyor ve bir nevi teşvik eder. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Bize kuşların dilleri öğretildi.” Neml Sûresi, 27:16. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] “Kuşlar da onun etrafında toplanırdı.” Sâd Sûresi, 38:19.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Aleyhimesselâm[/B]: Allah’ın selâmı onların üzerine olsun (bk. s-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Allahu ekber[/B]: Allah en büyüktür (bk. k-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hazret-i Dâvud[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Hazret-i Süleyman[/B]: (bk. bilgiler)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hâlık-ı Zülcelâl[/B]: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi ve her şeyin yaratıcısı olan Allah (bk. ḫ-l-ḳ; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]aksisada[/B]: yankı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]azîm[/B]: büyük (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beyan[/B]: açıklama (bk. b-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cebel[/B]: dağ[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]câmidât[/B]: cansız varlıklar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]elsine-i mahsusa[/B]: özel lisanlar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]envâ[/B]: çeşitler, türler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fonoğraf[/B]: Gromofonun ilk şekli, ses cihazı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]harekât[/B]: hareketler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayvanat[/B]: hayvanlar (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayvânât-ı ehliye[/B]: evcil hayvanlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşmet[/B]: heybet, görkem[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hizmetkâr[/B]: hizmetçi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihsan etmek[/B]: bağışlamak (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ilham-ı İlâhî[/B]: Allah tarafından varlıklara verilmiş duygu (bk. e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istidat[/B]: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istihdam etmek[/B]: çalıştırmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lisan[/B]: dil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mecazî[/B]: gerçek anlamı dışında, başka bir mânâda (bk. c-v-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]medeniyet-i beşeriye[/B]: insanlık medeniyeti[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mehâsin[/B]: güzellikler (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misillü[/B]: gibi (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]musahhar[/B]: boyun eğmiş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münasip[/B]: uygun (bk. n-s-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müntehâ[/B]: son[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nevi[/B]: tür, çeşit[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rû-yi zemin[/B]: yeryüzü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sair[/B]: diğer[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sekene[/B]: sâkinler, yerleşmiş olanlar (bk. s-k-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sofra-ı Rahmân[/B]: Allah’ın sınırsız rahmetiyle kulları önüne serdiği sofra (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taife[/B]: topluluk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tanzim[/B]: düzenleme (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tesbih[/B]: Allah’ı, yüce şanına lâyık ifadelerle anma (bk. s-b-ḥ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tesbihat[/B]: Allah’ı öven ve kusurdan yüce tutan sözler (bk. s-b-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teshir[/B]: boyun eğdirme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tuyur[/B]: kuşlar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]velvele[/B]: gürültü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şahs-ı mânevî[/B]: mânevî kişilik (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirminci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst