Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirminci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 249985" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirminci Söz - Sayfa 338</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">İlâhiye misillü, zemin altında aynen cereyan ediyor. Belki hikmeten daha acip ve intizamca daha garip bir surette, hikmet ve inâyet-i İlâhiye tecelli ediyor. Bakınız: En sert ve hissiz o koca taşlar, nasıl balmumu gibi evâmir-i tekvîniyeye karşı yumuşaklık gösteriyorlar! Ve memur-u İlâhî olan o lâtif sulara, o nazik köklere, o ipek gibi damarlara o derece mukavemetsiz ve kasavetsizdir. Güya bir âşık gibi, o lâtif ve güzellerin temasıyla kalbini parçalıyor, yollarında toprak oluyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'">Hem <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">وَاِنَّ مِنْهاَ لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللهِ </span></span>ile şöyle bir hakikat-i muazzamanın ucunu gösteriyor ki: Taleb-i rüyet hadisesinde meşhur dağın tecelli ile parçalanması ve taşlarının dağılması gibi, umum rû-yi zeminde, aslı sudan incimad etmiş, adeta yekpare taşlardan ibaret olan ekser dağların zelzele veya bazı hâdisât‑ı arziye suretinde tecelliyât-ı celâliye ile, o dağların yüksek zirvelerinden o haşyet verici tecelliyât-ı celâliyenin zuhuruyla taşlar parçalanarak, bir kısmı ufalanıp, toprağa kalb olup, nebâtâta menşe olur. Diğer bir kısmı taş kalarak yuvarlanıp derelere, ovalara dağılıp, sekene-i zeminin meskeni gibi birçok işlerinde hizmetkârlık ederek ve mahfî bazı hikem ve menâfi için kudret ve hikmet-i İlâhiyeye secde-i itaat ederek, desâtir-i hikmet-i Sübhâniyeye emirber şeklini alıyorlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'">Elbette, o haşyetten o yüksek mevkii terk edip mütevaziâne aşağı yerleri ihtiyar etmek ve o mühim menfaatlere sebep olmak beyhude olmayıp başıboş değil ve tesadüfî dahi olmadığı; belki bir Hakîm-i Kadîrin tasarrufât-ı hakîmânesiyle, o intizamsızlık içinde zahirî nazara görünmeyen bir intizam-ı hakîmâne bulunduğuna delil ise, o taşlara müteallik faideler, menfaatler ve onlar üstünde yuvarlandıkları dağın cesedine giydirilen ve çiçek ve meyvelerin murassaâtıyla münakkaş</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span><span style="font-family: 'Tahoma'"> “Taşlardan öyleleri var ki, Allah korkusundan parçalanıp aşağılara yuvarlanır.” Bakara Sûresi, 2:74.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hakîm-i Kadîr</strong>: her şeyi hikmetle yapan sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḥ-k-m; ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>acip</strong>: hayret verici, şaşırtıcı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beyhude</strong>: boşuna, gayesiz</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cereyan etmek</strong>: meydana gelmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>desâtir-i hikmet-i Sübhâniye</strong>: her türlü kusur ve noksandan yüce olan Allah’ın hikmet düsturları, prensipleri (bk. ḥ-k-m; s-b-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ekser</strong>: pek çok (bk. k-s̱-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emirber</strong>: emre hazır</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evâmir-i tekvîniye</strong>: yaratılışa ait emirler (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat-i muazzama</strong>: çok büyük hakikat, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ; a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşyet</strong>: korku, dehşet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikem</strong>: hikmetler (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmeten</strong>: hikmet gereği (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâdisât-ı arziye</strong>: yer olayları (bk. ḥ-d-s̱)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtiyar etmek</strong>: seçmek, tercih etmek (bk. ḫ-y-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>incimad</strong>: donma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intizam</strong>: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intizam-ı hakîmâne</strong>: hikmetli bir şekilde işleyen düzenlilik (bk. n-ẓ-m; ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inâyet-i İlâhiye</strong>: Allah’ın inâyeti; bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenlilik (bk. a-n-y; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kalb olmak</strong>: dönüşmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kasavet</strong>: sert, katı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret ve hikmet-i İlâhiye</strong>: Cenab-ı Allah’ın kudret ve hikmeti (bk. ḳ-d-r; ḥ-k-m; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâtif</strong>: hoş, güzel (bk. l-ṭ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahfî</strong>: gizli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>memur-u İlâhî</strong>: Cenab-ı Allah’ın memuru (bk. e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menâfi</strong>: menfaatler, yararlar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menşe</strong>: kaynak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mesken</strong>: ev, mekan (bk. s-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevki</strong>: yer, konum</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misillü</strong>: gibi (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukavemet</strong>: karşı koyma, direnç</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>murassaât</strong>: süsler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteallik</strong>: yönelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütevaziâne</strong>: alçakgönüllülükle</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazar</strong>: bakış (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazik</strong>: ince, zarif</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nebâtât</strong>: bitkiler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rû-yi zemin</strong>: yeryüzü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>secde-i itaat</strong>: itaat secdesi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sekene-i zemin</strong>: yeryüzünde yaşayanlar (bk. s-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taleb-i rüyet</strong>: Allah’ın cemâlini görme isteği (bk. ṭ-l-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasarrufât-ı hakîmâne</strong>: hikmetli bir şekilde yapılan tasarruflar, icraatlar (bk. ṣ-r-f; ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasarrufât-ı İlâhiye</strong>: Cenab-ı Allah’ın tasarrufları (bk. ṣ-r-f; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tecelli</strong>: görünme, yansıma (bk. c-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tecelliyât-ı celâliye</strong>: Allah’ın sınırsız haşmet ve yüceliğini gösteren yansımalar (bk. c-l-y; c-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesadüfî</strong>: tesadüfen, rastgele</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>yekpare</strong>: tek parça</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahir</strong>: açık, görünen (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zelzele</strong>: deprem, sarsıntı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zemin</strong>: yer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zuhur</strong>: ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 249985, member: 1"] [b]Yirminci Söz - Sayfa 338[/b] [FONT=Tahoma]İlâhiye misillü, zemin altında aynen cereyan ediyor. Belki hikmeten daha acip ve intizamca daha garip bir surette, hikmet ve inâyet-i İlâhiye tecelli ediyor. Bakınız: En sert ve hissiz o koca taşlar, nasıl balmumu gibi evâmir-i tekvîniyeye karşı yumuşaklık gösteriyorlar! Ve memur-u İlâhî olan o lâtif sulara, o nazik köklere, o ipek gibi damarlara o derece mukavemetsiz ve kasavetsizdir. Güya bir âşık gibi, o lâtif ve güzellerin temasıyla kalbini parçalıyor, yollarında toprak oluyor. [/FONT][FONT=Tahoma]Hem [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]وَاِنَّ مِنْهاَ لَمَا يَهْبِطُ مِنْ خَشْيَةِ اللهِ [/SIZE][/FONT]ile şöyle bir hakikat-i muazzamanın ucunu gösteriyor ki: Taleb-i rüyet hadisesinde meşhur dağın tecelli ile parçalanması ve taşlarının dağılması gibi, umum rû-yi zeminde, aslı sudan incimad etmiş, adeta yekpare taşlardan ibaret olan ekser dağların zelzele veya bazı hâdisât‑ı arziye suretinde tecelliyât-ı celâliye ile, o dağların yüksek zirvelerinden o haşyet verici tecelliyât-ı celâliyenin zuhuruyla taşlar parçalanarak, bir kısmı ufalanıp, toprağa kalb olup, nebâtâta menşe olur. Diğer bir kısmı taş kalarak yuvarlanıp derelere, ovalara dağılıp, sekene-i zeminin meskeni gibi birçok işlerinde hizmetkârlık ederek ve mahfî bazı hikem ve menâfi için kudret ve hikmet-i İlâhiyeye secde-i itaat ederek, desâtir-i hikmet-i Sübhâniyeye emirber şeklini alıyorlar. [/FONT][FONT=Tahoma]Elbette, o haşyetten o yüksek mevkii terk edip mütevaziâne aşağı yerleri ihtiyar etmek ve o mühim menfaatlere sebep olmak beyhude olmayıp başıboş değil ve tesadüfî dahi olmadığı; belki bir Hakîm-i Kadîrin tasarrufât-ı hakîmânesiyle, o intizamsızlık içinde zahirî nazara görünmeyen bir intizam-ı hakîmâne bulunduğuna delil ise, o taşlara müteallik faideler, menfaatler ve onlar üstünde yuvarlandıkları dağın cesedine giydirilen ve çiçek ve meyvelerin murassaâtıyla münakkaş [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT][FONT=Tahoma] “Taşlardan öyleleri var ki, Allah korkusundan parçalanıp aşağılara yuvarlanır.” Bakara Sûresi, 2:74.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT]<table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hakîm-i Kadîr[/B]: her şeyi hikmetle yapan sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḥ-k-m; ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]acip[/B]: hayret verici, şaşırtıcı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]beyhude[/B]: boşuna, gayesiz[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cereyan etmek[/B]: meydana gelmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]desâtir-i hikmet-i Sübhâniye[/B]: her türlü kusur ve noksandan yüce olan Allah’ın hikmet düsturları, prensipleri (bk. ḥ-k-m; s-b-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ekser[/B]: pek çok (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]emirber[/B]: emre hazır[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]evâmir-i tekvîniye[/B]: yaratılışa ait emirler (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat-i muazzama[/B]: çok büyük hakikat, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ; a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşyet[/B]: korku, dehşet[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hikem[/B]: hikmetler (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmeten[/B]: hikmet gereği (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâdisât-ı arziye[/B]: yer olayları (bk. ḥ-d-s̱)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihtiyar etmek[/B]: seçmek, tercih etmek (bk. ḫ-y-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]incimad[/B]: donma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]intizam[/B]: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]intizam-ı hakîmâne[/B]: hikmetli bir şekilde işleyen düzenlilik (bk. n-ẓ-m; ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]inâyet-i İlâhiye[/B]: Allah’ın inâyeti; bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzenlilik (bk. a-n-y; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kalb olmak[/B]: dönüşmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kasavet[/B]: sert, katı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kudret ve hikmet-i İlâhiye[/B]: Cenab-ı Allah’ın kudret ve hikmeti (bk. ḳ-d-r; ḥ-k-m; e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâtif[/B]: hoş, güzel (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahfî[/B]: gizli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]memur-u İlâhî[/B]: Cenab-ı Allah’ın memuru (bk. e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]menâfi[/B]: menfaatler, yararlar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]menşe[/B]: kaynak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mesken[/B]: ev, mekan (bk. s-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mevki[/B]: yer, konum[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misillü[/B]: gibi (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mukavemet[/B]: karşı koyma, direnç[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]murassaât[/B]: süsler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteallik[/B]: yönelik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mütevaziâne[/B]: alçakgönüllülükle[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazar[/B]: bakış (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazik[/B]: ince, zarif[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nebâtât[/B]: bitkiler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rû-yi zemin[/B]: yeryüzü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]secde-i itaat[/B]: itaat secdesi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sekene-i zemin[/B]: yeryüzünde yaşayanlar (bk. s-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]taleb-i rüyet[/B]: Allah’ın cemâlini görme isteği (bk. ṭ-l-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tasarrufât-ı hakîmâne[/B]: hikmetli bir şekilde yapılan tasarruflar, icraatlar (bk. ṣ-r-f; ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasarrufât-ı İlâhiye[/B]: Cenab-ı Allah’ın tasarrufları (bk. ṣ-r-f; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tecelli[/B]: görünme, yansıma (bk. c-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tecelliyât-ı celâliye[/B]: Allah’ın sınırsız haşmet ve yüceliğini gösteren yansımalar (bk. c-l-y; c-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tesadüfî[/B]: tesadüfen, rastgele[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]umum[/B]: bütün[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]yekpare[/B]: tek parça[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zahir[/B]: açık, görünen (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zelzele[/B]: deprem, sarsıntı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zemin[/B]: yer[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zuhur[/B]: ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirminci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst