Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirminci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 249984" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirminci Söz - Sayfa 337</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">evâmir-i İlâhiyeye karşı mutî ve musahhar ve icraat-ı Rabbâniye altında o kadar yumuşak ve emirberdir ki, havada ağaçların teşkilinde tasarrufât-ı İlâhiye ne derece suhuletle cereyan ediyor. Öyle de, tahtezzemin ve o sert, sağır taşlarda o derece suhulet ve intizamla, hattâ damarlara karşı kanın cevelânı gibi muntazam su cetvelleri<strong><u><strong><u>HAŞİYE-1</u></strong></u></strong> ve su damarları, kemâl-i hikmetle, o taşlarda mukavemet görmeyerek cereyan ediyor. Hem havada nebâtat ve ağaçların dallarının suhuletle suret-i intişarı gibi, o derece suhuletle köklerin nazik damarları yeraltındaki taşlarda, mümânaat görmeyerek, evâmir-i İlâhî ile muntazaman intişar ettiğini Kur’ân işaret ediyor. Ve geniş bir hakikati şu âyetle ders veriyor ve o dersle o kasavetli kalblere bu mânâyı veriyor ve remzen diyor:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ey Benî İsrail ve ey benî Âdem! Zaaf ve acziniz içinde nasıl bir kalb taşıyorsunuz ki, öyle bir Zâtın evâmirine karşı o kalb, kasavetle mukavemet ediyor? Halbuki, o koca, sert taşların tabaka-i muazzaması, o Zâtın evâmiri önünde kemâl-i inkıyadla, karanlıkta, nazik vazifelerini mükemmel ifa ediyorlar, itaatsizlik göstermiyorlar. Belki o taşlar, toprak üstünde bulunan bütün zevilhayata, âb‑ı hayatla beraber sair medâr-ı hayatlarına öyle bir hazinedarlık ediyor ve öyle bir adaletle taksimata vesiledir ve öyle bir hikmetle tevziata vasıta oluyor ki, Hakîm-i Zülcelâlin dest-i kudretinde, balmumu gibi ve belki hava gibi yumuşaktır, mukavemetsizdir ve azamet-i kudretine karşı secdededir. Zira toprak üstünde müşahede ettiğimiz şu masnuât-ı muntazama ve şu hikmetli ve inâyetli tasarrufât-ı</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Evet, zemin denilen muhteşem ve seyyar sarayın temel taşı olan taş tabakasının Fâtır-ı Zülcelâl tarafından tavzif edilen en mühim üç vazifeyi beyan etmek, ancak Kur’ân’a yakışır. <strong>İşte, birinci vazifesi: </strong>Toprağın, kudret-i Rabbâniye ile nebâtâta analık edip yetiştirdiği gibi, kudret-i İlâhiye ile taş dahi toprağa dâyelik edip yetiştiriyor. <strong>İkinci vazifesi:</strong> Zeminin bedeninde deveran-ı dem hükmünde olan suların muntazam cevelânına hizmetidir. <strong>Üçüncü vazife-i fıtriyesi:</strong> Çeşmelerin ve ırmakların, uyûn ve enhârın muntazam bir mizanla zuhur ve devamlarına hazinedarlık etmektir. Evet, taşlar, bütün kuvvetiyle ve ağızlarının dolusuyla akıttıkları âb-ı hayat suretinde delâil-i vahdâniyeti zemin yüzüne yazıp serpiyor.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Benî İsrail</strong>: İsrailoğulları, Yahudiler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Fâtır-ı Zülcelâl</strong>: sonsuz haşmet sahibi olan ve benzersiz şeyleri üstün sanatıyla yaratan Allah (bk. f-ṭ-r; ẕü; c-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hakîm-i Zülcelâl</strong>: sonsuz yücelik ve haşmet sahibi olan ve herşeyi hikmetle yapan Allah (bk. ḥ-k-m; ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>acz</strong>: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>azamet-i kudret</strong>: güç ve iktidarın büyüklüğü (bk. a-ẓ-m; ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>benî Âdem</strong>: Âdemoğulları, insanlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beyan</strong>: açıklama (bk. b-y-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cereyan etmek</strong>: meydana gelmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cevelân</strong>: akma, dolaşma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>delâil-i vahdâniyet</strong>: Cenab-ı Allah’ın birliğinin delilleri (bk. v-ḥ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dest-i kudret</strong>: kudret eli (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>deveran-ı dem</strong>: kanın dolaşması</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dâyelik</strong>: analık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emirber</strong>: emre hazır</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>enhâr</strong>: nehirler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evâmir</strong>: emirler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evâmir-i İlâhi</strong>: Cenab-ı Allah’ın emirleri (bk. e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>icraat-ı Rabbâniye</strong>: herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın icraatı (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ifa etmek</strong>: yerine getirmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intizam</strong>: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intişar etmek</strong>: yayılmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inâyet</strong>: bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzen (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kasavet</strong>: katılık, kalb katılığı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i hikmet</strong>: mükemmel bir hikmet (bk. k-m-l; ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i inkıyad</strong>: tam ve mükemmel bir boyun eğme (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret-i Rabbâniye</strong>: her şeyi terbiye ve idare eden Allah’ın kudreti (bk. ḳ-d-r; r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret-i İlâhiye</strong>: Cenab-ı Allah’ın güç ve kudreti (bk. ḳ-d-r; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>masnuât-ı muntazama</strong>: düzenli bir şekilde yaratılan san’at eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a; n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medâr-ı hayat</strong>: hayat dayanağı (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mizan</strong>: ölçü (bk. v-z-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukavemet</strong>: karşı gelme, direnç</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muntazam</strong>: düzenli (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musahhar</strong>: boyun eğmiş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mutî</strong>: itaatkâr</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mümânaat</strong>: engel olma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşahede</strong>: gözlem (bk. ş-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazik</strong>: zarif, ince</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nebâtât</strong>: bitkiler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>remzen</strong>: işareten</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sair</strong>: diğer</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>seyyar</strong>: gezici, hareketli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suhulet</strong>: kolaylık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret-i intişar</strong>: yayılma şekli (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabaka-i muazzama</strong>: en büyük tabaka (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tahtezzemin</strong>: yeraltı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>taksimat</strong>: bölüştürmek, paylaştırmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasarrufât-ı İlâhiye</strong>: Cenab-ı Allah’ın tasarrufları (bk. ṣ-r-f; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tavzif edilmek</strong>: görevlendirilmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevziat</strong>: dağıtım</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teşkil</strong>: oluşma, meydana gelme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>uyûn</strong>: pınarlar, su kaynakları</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vazife-i fıtriye</strong>: yaratılıştan gelen vazife (bk. f-ṭ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zemin</strong>: yer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zevilhayat</strong>: canlılar (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zuhur</strong>: ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âb-ı hayat</strong>: hayat suyu (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 249984, member: 1"] [b]Yirminci Söz - Sayfa 337[/b] [FONT=Tahoma]evâmir-i İlâhiyeye karşı mutî ve musahhar ve icraat-ı Rabbâniye altında o kadar yumuşak ve emirberdir ki, havada ağaçların teşkilinde tasarrufât-ı İlâhiye ne derece suhuletle cereyan ediyor. Öyle de, tahtezzemin ve o sert, sağır taşlarda o derece suhulet ve intizamla, hattâ damarlara karşı kanın cevelânı gibi muntazam su cetvelleri[B][U][B][U]HAŞİYE-1[/U][/B][/U][/B] ve su damarları, kemâl-i hikmetle, o taşlarda mukavemet görmeyerek cereyan ediyor. Hem havada nebâtat ve ağaçların dallarının suhuletle suret-i intişarı gibi, o derece suhuletle köklerin nazik damarları yeraltındaki taşlarda, mümânaat görmeyerek, evâmir-i İlâhî ile muntazaman intişar ettiğini Kur’ân işaret ediyor. Ve geniş bir hakikati şu âyetle ders veriyor ve o dersle o kasavetli kalblere bu mânâyı veriyor ve remzen diyor: [/FONT] [FONT=Tahoma]Ey Benî İsrail ve ey benî Âdem! Zaaf ve acziniz içinde nasıl bir kalb taşıyorsunuz ki, öyle bir Zâtın evâmirine karşı o kalb, kasavetle mukavemet ediyor? Halbuki, o koca, sert taşların tabaka-i muazzaması, o Zâtın evâmiri önünde kemâl-i inkıyadla, karanlıkta, nazik vazifelerini mükemmel ifa ediyorlar, itaatsizlik göstermiyorlar. Belki o taşlar, toprak üstünde bulunan bütün zevilhayata, âb‑ı hayatla beraber sair medâr-ı hayatlarına öyle bir hazinedarlık ediyor ve öyle bir adaletle taksimata vesiledir ve öyle bir hikmetle tevziata vasıta oluyor ki, Hakîm-i Zülcelâlin dest-i kudretinde, balmumu gibi ve belki hava gibi yumuşaktır, mukavemetsizdir ve azamet-i kudretine karşı secdededir. Zira toprak üstünde müşahede ettiğimiz şu masnuât-ı muntazama ve şu hikmetli ve inâyetli tasarrufât-ı [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Haşiye-1[/FONT] [FONT=Tahoma] Evet, zemin denilen muhteşem ve seyyar sarayın temel taşı olan taş tabakasının Fâtır-ı Zülcelâl tarafından tavzif edilen en mühim üç vazifeyi beyan etmek, ancak Kur’ân’a yakışır. [B]İşte, birinci vazifesi: [/B]Toprağın, kudret-i Rabbâniye ile nebâtâta analık edip yetiştirdiği gibi, kudret-i İlâhiye ile taş dahi toprağa dâyelik edip yetiştiriyor. [B]İkinci vazifesi:[/B] Zeminin bedeninde deveran-ı dem hükmünde olan suların muntazam cevelânına hizmetidir. [B]Üçüncü vazife-i fıtriyesi:[/B] Çeşmelerin ve ırmakların, uyûn ve enhârın muntazam bir mizanla zuhur ve devamlarına hazinedarlık etmektir. Evet, taşlar, bütün kuvvetiyle ve ağızlarının dolusuyla akıttıkları âb-ı hayat suretinde delâil-i vahdâniyeti zemin yüzüne yazıp serpiyor.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Benî İsrail[/B]: İsrailoğulları, Yahudiler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Fâtır-ı Zülcelâl[/B]: sonsuz haşmet sahibi olan ve benzersiz şeyleri üstün sanatıyla yaratan Allah (bk. f-ṭ-r; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hakîm-i Zülcelâl[/B]: sonsuz yücelik ve haşmet sahibi olan ve herşeyi hikmetle yapan Allah (bk. ḥ-k-m; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]acz[/B]: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]azamet-i kudret[/B]: güç ve iktidarın büyüklüğü (bk. a-ẓ-m; ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]benî Âdem[/B]: Âdemoğulları, insanlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]beyan[/B]: açıklama (bk. b-y-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cereyan etmek[/B]: meydana gelmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cevelân[/B]: akma, dolaşma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]delâil-i vahdâniyet[/B]: Cenab-ı Allah’ın birliğinin delilleri (bk. v-ḥ-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dest-i kudret[/B]: kudret eli (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]deveran-ı dem[/B]: kanın dolaşması[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dâyelik[/B]: analık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]emirber[/B]: emre hazır[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]enhâr[/B]: nehirler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]evâmir[/B]: emirler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]evâmir-i İlâhi[/B]: Cenab-ı Allah’ın emirleri (bk. e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]icraat-ı Rabbâniye[/B]: herşeyi terbiye ve idare eden Allah’ın icraatı (bk. r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ifa etmek[/B]: yerine getirmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]intizam[/B]: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]intişar etmek[/B]: yayılmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inâyet[/B]: bütün yararların, hikmetlerin ve faydaların kaynağı olan düzen (bk. a-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kasavet[/B]: katılık, kalb katılığı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i hikmet[/B]: mükemmel bir hikmet (bk. k-m-l; ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i inkıyad[/B]: tam ve mükemmel bir boyun eğme (bk. k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kudret-i Rabbâniye[/B]: her şeyi terbiye ve idare eden Allah’ın kudreti (bk. ḳ-d-r; r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kudret-i İlâhiye[/B]: Cenab-ı Allah’ın güç ve kudreti (bk. ḳ-d-r; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]masnuât-ı muntazama[/B]: düzenli bir şekilde yaratılan san’at eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a; n-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]medâr-ı hayat[/B]: hayat dayanağı (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mizan[/B]: ölçü (bk. v-z-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mukavemet[/B]: karşı gelme, direnç[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muntazam[/B]: düzenli (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]musahhar[/B]: boyun eğmiş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mutî[/B]: itaatkâr[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mümânaat[/B]: engel olma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müşahede[/B]: gözlem (bk. ş-h-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazik[/B]: zarif, ince[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nebâtât[/B]: bitkiler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]remzen[/B]: işareten[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sair[/B]: diğer[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]seyyar[/B]: gezici, hareketli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]suhulet[/B]: kolaylık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret-i intişar[/B]: yayılma şekli (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tabaka-i muazzama[/B]: en büyük tabaka (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tahtezzemin[/B]: yeraltı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]taksimat[/B]: bölüştürmek, paylaştırmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasarrufât-ı İlâhiye[/B]: Cenab-ı Allah’ın tasarrufları (bk. ṣ-r-f; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tavzif edilmek[/B]: görevlendirilmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tevziat[/B]: dağıtım[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]teşkil[/B]: oluşma, meydana gelme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]uyûn[/B]: pınarlar, su kaynakları[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vazife-i fıtriye[/B]: yaratılıştan gelen vazife (bk. f-ṭ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zemin[/B]: yer[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zevilhayat[/B]: canlılar (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zuhur[/B]: ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âb-ı hayat[/B]: hayat suyu (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirminci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst