Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
YİRMİNCİ LEM'A İhlâs hakkında
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 193838" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">SÖZLÜK:</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">BİD'A : Dinin aslına uymayan âdet ve uygulamalar.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Binaen: -den dolayı, -den ötürü, -için, -dayanarak, yapılarak, bu sebepten.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">CADDE-İ KÜBRÂ-İ KUR'ÂNİYE : Kur'ân'ın büyük, geniş ve sağlam caddesi. Kur'ân yolu.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">CİVANMERT : İyiliksever. Cömert. Fedâkâr.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Çendan: Gerçi, o kadar, her ne kadar, pek o kadar.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">DALÂLET : Hak ve hakîkatten, dinden sapma, ayrılma; azma.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">DUÂ-I MÂNEVÎ : Mânevî duâ. Sözle yapılan mânâ yüklü duâ.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ENÂNİYET : Benlik, gurur.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ESAS : Temel. Kök. Rükün. şart. Hakikat ve mahiyetler.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ESBÂB : Sebepler.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">FÂZÎLET : Değer; meziyet, ilim, îmân ve irfan itibâriyle olan yüksek derece.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">FENÂFİ'L-İHVAN : Kardeşlerinde fâni olmak. Kardeşlerinin sevinçleriyle sevinip acılarıyla üzülmek derecesinde onlarla bütünleşmek.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">FENÂFİ'Ş-ŞEYH : Bütün mânevî kemâlatını şeyhin mânevî şahsiyetinden almak mânâsındaki tâbir.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">FENAFİRRESUL : (Fenâ fir-resul) Tas: Bütün varlığını Hazret-i Peygamber'in (A.S.M.) manevî şahsiyetinde yok etmek mânasına gelir.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Gavs-ı âzam: 1-Tarikat kurucusu. 2-En büyük gavs, Abdülkadir-i Geylânî Hazretlerinin nâmı.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Gaybi: Gayba ait, göze görünmeyenlere ait, gaybla ilgili, hazırda olmayan.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HÂDİM : Hizmet eden, hizmetkâr.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HAKAİK-I ÎMÂNİYE : Îmân hakîkatleri.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Hakk:1-Doğru, gerçek, hakikat. 2-Doğruluk.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HALÎLİYE : Samimî dostluk ve kardeşlik.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HASLET : Huy, tabiat, karakter, meziyet.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HÂSSA : Birşeye mahsus özellik, tesir, his, duygu.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Hazret: Saygı, ululama, yüceltme, övme maksadıyla kullanılan tabir.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HILLET : Samimî dost.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Himaye, himâyet: 1-Koruma, esirgeme, muhafaza etme. 2-Kayırma, elinden tutma.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HİSSİYÂT-I NEFSÂNİYE : Nefse âit duygular.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HİSSİYÂT-I SÜFLİYE : Alçaltıcı ve nefsin aşağılık istekleri, arzuları.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HODFURUŞ : f. Kendini beğendirmeğe çalışan. Övünen.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Hod-gâm, hod-kâm: Kendi keyfini düşünen, bencil.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">HUSUSAN : Bilhassa, özellikle.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ISTILAHÂT : Terimler. Belli bir ilim veya mesleğe ait özel anlamlı kelimeler.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İ’tirâf: Başkalarının bilmediği gizli bir kusurunu söyleme, kendisi için iyi sayılmayacak bir hali gizlemeyip söyleme.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İdâme: Devam ettirme, sürdürme. Devamlı ve daimî kılma.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İFTİHÂR : Övünme; başkasının iyi bir hâli ile sevinme.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İHLÂS : Yapılan ibâdet ve işlerde hiçbir karşılık ve menfaati, hakîki ve esas gaye etmeyerek, yalnız ve yalnız Allah rızâsını esas maksat edinmek.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İhlâs:Hâlis, içten, samimi, riyasız, karşılıksız sevgi ve bağlılık</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İHSANÂT-I İLÂHİ : Allah'ın iyilikleri, bağışları.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İKTİZÂ : Gerekme, gerektirme, lazım gelme, işe yarama, icab etme.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İltifât: Güzel sözler söyleyerek birini samimi olarak okşama.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">İttihâd: Birleşme, birlik oluşturma, bir olma, birlik oluşturup ikiliği ortadan kaldırma, birlik.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">KEDER : Üzüntü, tasa, kaygı.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">KERÂMET : Allah'ın ihsanıyla velîlerin gösterdikleri adet dışı, olağanüstü haller.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Kerâmet: 1-Kerem, lutuf, ihsan, bağış. 2-İkram, ağırlama. 3-Allah'ın velî kullarında görülen olağanüstü haller veya tabiatüstü hadiseler. 4-Ermişçesine yapılan iş, hareket veya söylenen söz, fikir.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">KUDSÎ : Mukaddes, yüce, temiz. Kusursuz ve noksansız.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">LÂAKAL : En az, hiç değilse, en azından.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Lâtîf: 1-Allah'ın güzel isimlerinden. 2-Yumuşak, hoş, güzel, nazik, narin. 3-Cismani olmayan, ruhla ilgili, ruhanî. 4-Tatlı, şirin.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MÂBEYN : Ara; iki şey arası.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Mâbeyn: Ara, aralık, iki şeyin arası.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MAKBUL : Kabul edilmiş olan, geçerli.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Mânen: İç varlık bakımından, duyguca, gönülce, yürekçe, ruhça, mâna itibarıyle, mânaca.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MÂNİ : Engel.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Ma'sûm-âne:Masumca, masum olana yakışacak surette, suçsuz, günahsız bir şekilde.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MENÂFİ-İ CÜZ'İYE : Cüz'i, küçük menfaatler. Az bir fayda.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Menfaat: Fayda, kâr, gelir, ihtiyaç karşılığı olan şey.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MES'UL : Sorumlu.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MEŞREB : Âdet, huy, yaratılış, ahlâk; takip edilen usûl, yol.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MEZİYET : İyi ve doğru hareket; üstünlük vasıfları.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MEZKÛR : Sözü edilen, zikredilen, bahsedilen.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Mu'cize-vârî: Mucize gibi.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MUKABİL : Karşı, karşılık olarak, bedel.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Mukâbil: Karşı, karşılık, muâdil.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Muvaffakiyet: Allah’ın yardımıyla başarılı olma, muvaffak olma, başarma.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MUZIR : Ziyan veren, zararlı, zarara sokan.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MÜKELLEF : Yükümlü, vazifeli. Bir şeyi yapmaya mecbur olan.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">MÜRİD : Tarîkat öğrencisi, bir şeyhe bağlı kişi.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Müteallikât: İlgili, alakalı.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">NEFS-İ EMMÂRE : Kötülüğü teşvik eden, emreden nefis.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">NEHY-İ İLÂHÎ : Allah'ın yasaklaması.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">NOKTA-İ İSTİNAD : Dayanak noktası, dayanma yeri.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Nokta-i istinâd: Dayanak noktası, güvenme ve itimat noktası.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Rızâ-yı İlâhi: Allah’ın rızası, hoşnutluğu.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Riyâ:1-İki yüzlülük, yalandan gösteriş, samimiyetsizlik. 2-İnsanlardan sağlayacağı maddî veya manevî çıkar düşüncesiyle iyilik yapma veya iyi olma temayülü, eğilimi.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">RİYÂKÂRÂNE : Gösteriş yaparcasına. İki yüzlüce.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">SÂFÎ : Temiz, pâk, duru</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">SAKÎL : Ağır, can sıkıcı, çirkin.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Samîmiyet:1-Samimîlik, içtenlik. 2-Teklifsizlik.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">SAVLET : Saldırı.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">SIRR : Gizli hakikat. Gizli iş. Herkese söylenmeyen şey.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Sırr: Gizli tutulan, kimseye söylenmeyen şey, gizli iş veya söz.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">SUFİ : (C.: Sufiyyun) Tasavvuf ehli. Sofu.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">SUKÛT : Değerden düşme, düşüş, alçalış.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ŞÂKİRÂNE : Şükrederek.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ŞEFAATÇİ : Af için sebep ve vesîle olması ümit edilen.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ŞEREF : Yükseklik, yücelik. Büyüklük.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">TAARRUZ : Sataşmak, ilişmek, saldırmak.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Tahattur:1-Hatırlama, hatıra getirme. 2-Unutulduktan sonra hatırlanan şey.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Tarassudât: Gözlemeler, gözetmeler</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">TARÎK-I HAKİKAT : Hak ve hakikat yolu.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">TASAVVUF : Kalbi, dünyanın fâni işlerinden ayırıp, Allah sevgisi ile bağlamak.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">TASAVVUR : Birşeyi zihinde şekillendirme; düşünce, tasarı; tasarlama.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">TAZYİKAT : Baskılar, zorlamalar, sıkıştırmalar.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Tazyîkât: Tazyikler, baskılar, zorlamalar, sıkıştırmalar.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">TECÂVÜZ : Haddini aşma; söz veya hareketle ileri gitme, saldırma.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">TEFÂNÎ : Fikrî ve ahlâkî kaynaşmak, birbirine fani olmak kardeşinin meziyet ve hissiyatını fikren yaşamak.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Tercîh: Bir şeyi diğerlerinden üstün tutma, öne alma, seçme, daha çok beğenme.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Tesânüd: Dayanışma, birbirine dayanma, birbirinden destek alma, omuzdaşlık.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Tesellî: Avutma, acısını dindirme, güzel sözler söyleyerek rahatlatma.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Teveccüh: 1-Yüzünü bir yöne çevirme, yönelme, yöneliş. 2-Hoşlanma, güler yüz gösterme, iltifat etme.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Teveccüh: 1-Yüzünü bir yöne çevirme, yönelme, yöneliş. 2-Hoşlanma, güler yüz gösterme, iltifat etme.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">UBÛDİYET : Kulluk, kölelik, kul olduğunu bilip Allah'a itaat etme.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">UHREVÎ : Ahirete dâir, öteki dünyaya âit.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Uhuvvet-i hakîkiye: Hakikî, gerçek kardeşlik.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">UMÛR-U HAYRİYE : Hayırlı işler.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Ümmî: Okuma yazması olmayan, okumamış.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ÜSSÜ'L-ESAS : Esasların esâsı, en büyük temel, hakiki ve sağlam temel.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Üstâd: Bir ilim veya sanatta üstün olan kimse. 2-Öğretici; muallim, öğretmen, usta, san'atkâr. 3-Maharetli, tecrübeli, usta.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Vâsıta: İki şeyi birbirine bitiştiren üçüncü. Aracı.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">VAZİFE-İ ÎMÂNİYE : İmânla ilgili vazife.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">VESÎLE-İ MAKASID : Asıl maksada götüren vesîle, vasıta.</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">Zâhir: Görünen, görünücü. Açık, belli, meydanda…</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong><span style="color: Black">ZİYÂDE : Fazla, çok.</span></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 193838, member: 5987"] [SIZE="2"][B][COLOR="Black"]SÖZLÜK: BİD'A : Dinin aslına uymayan âdet ve uygulamalar. Binaen: -den dolayı, -den ötürü, -için, -dayanarak, yapılarak, bu sebepten. CADDE-İ KÜBRÂ-İ KUR'ÂNİYE : Kur'ân'ın büyük, geniş ve sağlam caddesi. Kur'ân yolu. CİVANMERT : İyiliksever. Cömert. Fedâkâr. Çendan: Gerçi, o kadar, her ne kadar, pek o kadar. DALÂLET : Hak ve hakîkatten, dinden sapma, ayrılma; azma. DUÂ-I MÂNEVÎ : Mânevî duâ. Sözle yapılan mânâ yüklü duâ. ENÂNİYET : Benlik, gurur. ESAS : Temel. Kök. Rükün. şart. Hakikat ve mahiyetler. ESBÂB : Sebepler. FÂZÎLET : Değer; meziyet, ilim, îmân ve irfan itibâriyle olan yüksek derece. FENÂFİ'L-İHVAN : Kardeşlerinde fâni olmak. Kardeşlerinin sevinçleriyle sevinip acılarıyla üzülmek derecesinde onlarla bütünleşmek. FENÂFİ'Ş-ŞEYH : Bütün mânevî kemâlatını şeyhin mânevî şahsiyetinden almak mânâsındaki tâbir. FENAFİRRESUL : (Fenâ fir-resul) Tas: Bütün varlığını Hazret-i Peygamber'in (A.S.M.) manevî şahsiyetinde yok etmek mânasına gelir. Gavs-ı âzam: 1-Tarikat kurucusu. 2-En büyük gavs, Abdülkadir-i Geylânî Hazretlerinin nâmı. Gaybi: Gayba ait, göze görünmeyenlere ait, gaybla ilgili, hazırda olmayan. HÂDİM : Hizmet eden, hizmetkâr. HAKAİK-I ÎMÂNİYE : Îmân hakîkatleri. Hakk:1-Doğru, gerçek, hakikat. 2-Doğruluk. HALÎLİYE : Samimî dostluk ve kardeşlik. HASLET : Huy, tabiat, karakter, meziyet. HÂSSA : Birşeye mahsus özellik, tesir, his, duygu. Hazret: Saygı, ululama, yüceltme, övme maksadıyla kullanılan tabir. HILLET : Samimî dost. Himaye, himâyet: 1-Koruma, esirgeme, muhafaza etme. 2-Kayırma, elinden tutma. HİSSİYÂT-I NEFSÂNİYE : Nefse âit duygular. HİSSİYÂT-I SÜFLİYE : Alçaltıcı ve nefsin aşağılık istekleri, arzuları. HODFURUŞ : f. Kendini beğendirmeğe çalışan. Övünen. Hod-gâm, hod-kâm: Kendi keyfini düşünen, bencil. HUSUSAN : Bilhassa, özellikle. ISTILAHÂT : Terimler. Belli bir ilim veya mesleğe ait özel anlamlı kelimeler. İ’tirâf: Başkalarının bilmediği gizli bir kusurunu söyleme, kendisi için iyi sayılmayacak bir hali gizlemeyip söyleme. İdâme: Devam ettirme, sürdürme. Devamlı ve daimî kılma. İFTİHÂR : Övünme; başkasının iyi bir hâli ile sevinme. İHLÂS : Yapılan ibâdet ve işlerde hiçbir karşılık ve menfaati, hakîki ve esas gaye etmeyerek, yalnız ve yalnız Allah rızâsını esas maksat edinmek. İhlâs:Hâlis, içten, samimi, riyasız, karşılıksız sevgi ve bağlılık İHSANÂT-I İLÂHİ : Allah'ın iyilikleri, bağışları. İKTİZÂ : Gerekme, gerektirme, lazım gelme, işe yarama, icab etme. İltifât: Güzel sözler söyleyerek birini samimi olarak okşama. İttihâd: Birleşme, birlik oluşturma, bir olma, birlik oluşturup ikiliği ortadan kaldırma, birlik. KEDER : Üzüntü, tasa, kaygı. KERÂMET : Allah'ın ihsanıyla velîlerin gösterdikleri adet dışı, olağanüstü haller. Kerâmet: 1-Kerem, lutuf, ihsan, bağış. 2-İkram, ağırlama. 3-Allah'ın velî kullarında görülen olağanüstü haller veya tabiatüstü hadiseler. 4-Ermişçesine yapılan iş, hareket veya söylenen söz, fikir. KUDSÎ : Mukaddes, yüce, temiz. Kusursuz ve noksansız. LÂAKAL : En az, hiç değilse, en azından. Lâtîf: 1-Allah'ın güzel isimlerinden. 2-Yumuşak, hoş, güzel, nazik, narin. 3-Cismani olmayan, ruhla ilgili, ruhanî. 4-Tatlı, şirin. MÂBEYN : Ara; iki şey arası. Mâbeyn: Ara, aralık, iki şeyin arası. MAKBUL : Kabul edilmiş olan, geçerli. Mânen: İç varlık bakımından, duyguca, gönülce, yürekçe, ruhça, mâna itibarıyle, mânaca. MÂNİ : Engel. Ma'sûm-âne:Masumca, masum olana yakışacak surette, suçsuz, günahsız bir şekilde. MENÂFİ-İ CÜZ'İYE : Cüz'i, küçük menfaatler. Az bir fayda. Menfaat: Fayda, kâr, gelir, ihtiyaç karşılığı olan şey. MES'UL : Sorumlu. MEŞREB : Âdet, huy, yaratılış, ahlâk; takip edilen usûl, yol. MEZİYET : İyi ve doğru hareket; üstünlük vasıfları. MEZKÛR : Sözü edilen, zikredilen, bahsedilen. Mu'cize-vârî: Mucize gibi. MUKABİL : Karşı, karşılık olarak, bedel. Mukâbil: Karşı, karşılık, muâdil. Muvaffakiyet: Allah’ın yardımıyla başarılı olma, muvaffak olma, başarma. MUZIR : Ziyan veren, zararlı, zarara sokan. MÜKELLEF : Yükümlü, vazifeli. Bir şeyi yapmaya mecbur olan. MÜRİD : Tarîkat öğrencisi, bir şeyhe bağlı kişi. Müteallikât: İlgili, alakalı. NEFS-İ EMMÂRE : Kötülüğü teşvik eden, emreden nefis. NEHY-İ İLÂHÎ : Allah'ın yasaklaması. NOKTA-İ İSTİNAD : Dayanak noktası, dayanma yeri. Nokta-i istinâd: Dayanak noktası, güvenme ve itimat noktası. Rızâ-yı İlâhi: Allah’ın rızası, hoşnutluğu. Riyâ:1-İki yüzlülük, yalandan gösteriş, samimiyetsizlik. 2-İnsanlardan sağlayacağı maddî veya manevî çıkar düşüncesiyle iyilik yapma veya iyi olma temayülü, eğilimi. RİYÂKÂRÂNE : Gösteriş yaparcasına. İki yüzlüce. SÂFÎ : Temiz, pâk, duru SAKÎL : Ağır, can sıkıcı, çirkin. Samîmiyet:1-Samimîlik, içtenlik. 2-Teklifsizlik. SAVLET : Saldırı. SIRR : Gizli hakikat. Gizli iş. Herkese söylenmeyen şey. Sırr: Gizli tutulan, kimseye söylenmeyen şey, gizli iş veya söz. SUFİ : (C.: Sufiyyun) Tasavvuf ehli. Sofu. SUKÛT : Değerden düşme, düşüş, alçalış. ŞÂKİRÂNE : Şükrederek. ŞEFAATÇİ : Af için sebep ve vesîle olması ümit edilen. ŞEREF : Yükseklik, yücelik. Büyüklük. TAARRUZ : Sataşmak, ilişmek, saldırmak. Tahattur:1-Hatırlama, hatıra getirme. 2-Unutulduktan sonra hatırlanan şey. Tarassudât: Gözlemeler, gözetmeler TARÎK-I HAKİKAT : Hak ve hakikat yolu. TASAVVUF : Kalbi, dünyanın fâni işlerinden ayırıp, Allah sevgisi ile bağlamak. TASAVVUR : Birşeyi zihinde şekillendirme; düşünce, tasarı; tasarlama. TAZYİKAT : Baskılar, zorlamalar, sıkıştırmalar. Tazyîkât: Tazyikler, baskılar, zorlamalar, sıkıştırmalar. TECÂVÜZ : Haddini aşma; söz veya hareketle ileri gitme, saldırma. TEFÂNÎ : Fikrî ve ahlâkî kaynaşmak, birbirine fani olmak kardeşinin meziyet ve hissiyatını fikren yaşamak. Tercîh: Bir şeyi diğerlerinden üstün tutma, öne alma, seçme, daha çok beğenme. Tesânüd: Dayanışma, birbirine dayanma, birbirinden destek alma, omuzdaşlık. Tesellî: Avutma, acısını dindirme, güzel sözler söyleyerek rahatlatma. Teveccüh: 1-Yüzünü bir yöne çevirme, yönelme, yöneliş. 2-Hoşlanma, güler yüz gösterme, iltifat etme. Teveccüh: 1-Yüzünü bir yöne çevirme, yönelme, yöneliş. 2-Hoşlanma, güler yüz gösterme, iltifat etme. UBÛDİYET : Kulluk, kölelik, kul olduğunu bilip Allah'a itaat etme. UHREVÎ : Ahirete dâir, öteki dünyaya âit. Uhuvvet-i hakîkiye: Hakikî, gerçek kardeşlik. UMÛR-U HAYRİYE : Hayırlı işler. Ümmî: Okuma yazması olmayan, okumamış. ÜSSÜ'L-ESAS : Esasların esâsı, en büyük temel, hakiki ve sağlam temel. Üstâd: Bir ilim veya sanatta üstün olan kimse. 2-Öğretici; muallim, öğretmen, usta, san'atkâr. 3-Maharetli, tecrübeli, usta. Vâsıta: İki şeyi birbirine bitiştiren üçüncü. Aracı. VAZİFE-İ ÎMÂNİYE : İmânla ilgili vazife. VESÎLE-İ MAKASID : Asıl maksada götüren vesîle, vasıta. Zâhir: Görünen, görünücü. Açık, belli, meydanda… ZİYÂDE : Fazla, çok.[/COLOR][/B][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
YİRMİNCİ LEM'A İhlâs hakkında
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst