Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Yedinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 264522" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Yedinci Söz - Sayfa 666</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Amma, hadiste varid olan ki, “Âhirzamanda beni görmeyen ve iman getiren, daha ziyade makbuldür”<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> meâlindeki rivâyet, hususî fazilete dairdir, has bazı eşhas hakkındadır. Bahsimiz ise, fazilet-i külliye ve ekseriyet itibarıyladır.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>İkinci sual: </strong>Diyorlar ki: Ehl-i velâyet ve ashâb-ı kemâlât, dünyayı terk etmişler. Hattâ hadiste var ki, “Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır.”<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong> Halbuki Sahâbeler dünyaya pek çok girmişler. Terk-i dünya değil, belki bir kısım Sahâbe, o zamanın ehl-i medeniyetinden daha ileri gitmişler. Nasıl oluyor ki, böyle Sahâbelerin en ednâsına, en büyük bir velî kadar kıymeti var diyorsunuz?</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Elcevap: </strong>Otuz İkinci Sözün İkinci ve Üçüncü Mevkıflarında gayet kat’î ispat edilmiştir ki, dünyanın âhirete bakan yüzüyle, esmâ-i İlâhiyeye mukabil olan yüzünü sevmek sebeb-i noksaniyet değil, belki medar-ı kemâldir. Ve o iki yüzde ne kadar ileri gitse, daha ziyade ibadet ve marifetullahta ileri gider. Sahâbelerin dünyası ise, işte o iki yüzdedir. Dünyayı âhiret mezraası görüp, ekip biçmişler. Mevcudatı, esmâ-i İlâhiyenin âyinesi görüp, müştakane temâşâ edip bakmışlar. Fenâ-i dünya ise, fâni yüzüdür ki, insanın hevesâtına bakar.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Üçüncü sual: </strong>Tarikatler hakikatlerin yollarıdır. Tarikatlerin içerisinde en meşhur ve en yüksek ve cadde-i kübrâ iddia olunan tarik-i Nakşibendî hakkında, o tarikatin kahramanlarından ve imamlarından bazıları, esasını böyle tarif etmişler, demişler ki:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span><p style="text-align: center"><span style="font-size: 22px"><span style="font-family: 'trebuchet ms'">دَرْ <em>طَرِيقِ نَقْشِبَنْدِى لاَزِمْ اٰمَدْ چَارِ تَرْك: تَرْكِ دُنْيَا،تَرْكِ عُقْبىٰ، تَرْكِ هَسْتِى، تَرْكِ تَركْ</em>.</span></span></p> <p style="text-align: center"></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Yani, “Tarik-i Nakşîde dört şeyi bırakmak lâzım: Hem dünyayı, hem nefis hesabına âhireti dahi maksud-u hakikî yapmamak, hem vücudunu unutmak, hem</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">[NOT]Dipnot-1</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">bk. <em>Müsned, </em>5:248, 257, 264; el-Hâkim, <em>el-Müstedrek, </em>3:41, 4:89.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Dipnot-2</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">bk. el-Münâvî, F<em>eyzü’l-Kadîr, 3</em>:368, Hadis No: 3662.[/NOT]</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sahâbe</strong>: Peygamberimizi (a.s.m.) dünya gözüyle görüp onun yolundan giden Müslümanlar</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ashâb-ı kemâlât</strong>: kemâl ve olgunluk sahibi insanlar (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bahis</strong>: konu</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cadde-i kübrâ</strong>: en büyük cadde (bk. k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ednâ</strong>: en aşağı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ehl-i medeniyet</strong>: medenî insanlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ehl-i velâyet</strong>: veliler (bk. v-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ekseriyet</strong>: çoğunluk (bk. k-s̱-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>esmâ-i İlâhiye</strong>: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>eşhas</strong>: şahıslar, kişiler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fazilet</strong>: manevi değer ve üstünlük, erdem (bk. f-ḍ-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fazilet-i külliye</strong>: genel üstünlük, erdem (bk. f-ḍ-l; k-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fenâ-i dünya</strong>: dünyanın gelip geçiciliği (bk. f-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fâni</strong>: gelip geçici, ölümlü (bk. f-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hadis</strong>: Peygamberimize ait söz, emir veya davranışlar (bk. ḥ-d-s̱)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>has</strong>: özel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hevesât</strong>: nefsin hoşuna giden gelip geçici arzu ve istekler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>itibar</strong>: özellik</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kat’î</strong>: kesin</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>makbul</strong>: kabul gören, geçerli</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maksud-u hakikî</strong>: gerçek maksat, asıl gaye (bk. ḳ-ṣ-d; ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>marifetullah</strong>: Allah’ı bilme ve tanıma (bk. a-r-f)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>medar-ı kemâl</strong>: olgunluk sebebi (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mevkıf</strong>: kısım, bölüm</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mezra</strong>: tarla</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muhabbet</strong>: sevgi (bk. ḥ-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mukabil</strong>: karşılık</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müştakane</strong>: çok arzulu ve istekli bir şekilde</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nefis</strong>: kişinin kendisi, canı, hayatı (bk. n-f-s)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rivâyet</strong>: Peygamberimizden duyulan ve görülen şeylerin nakledilmesi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sebeb-i noksaniyet</strong>: eksiklik sebebi</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tarif etmek</strong>: anlatmak, tanımlamak, tanıtmak (bk. a-r-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tarik-i Nakşibendî</strong>: Buharalı Muhammed Bahaüddin Nakşibendi Hazretleri tarafından kurulan tarikat (bk. ṭ-r-ḳ; şahıs)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tarikat</strong>: mânevî ilerlemeye götüren yol (bk. ṭ-r-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>temâşâ etmek</strong>: seyretmek, hoşlanarak bakmak</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>terk-i dünya</strong>: dünyayı terk etme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>varid</strong>: ulaşan, gelen</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ziyade</strong>: fazla, çok</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âhiret</strong>: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âhirzaman</strong>: dünya hayatının kıyamete yakın son devresi (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 264522, member: 1"] [b]Yirmi Yedinci Söz - Sayfa 666[/b] [FONT=tahoma]Amma, hadiste varid olan ki, “Âhirzamanda beni görmeyen ve iman getiren, daha ziyade makbuldür”[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] meâlindeki rivâyet, hususî fazilete dairdir, has bazı eşhas hakkındadır. Bahsimiz ise, fazilet-i külliye ve ekseriyet itibarıyladır. [B]İkinci sual: [/B]Diyorlar ki: Ehl-i velâyet ve ashâb-ı kemâlât, dünyayı terk etmişler. Hattâ hadiste var ki, “Dünya muhabbeti bütün hataların başıdır.”[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] Halbuki Sahâbeler dünyaya pek çok girmişler. Terk-i dünya değil, belki bir kısım Sahâbe, o zamanın ehl-i medeniyetinden daha ileri gitmişler. Nasıl oluyor ki, böyle Sahâbelerin en ednâsına, en büyük bir velî kadar kıymeti var diyorsunuz? [B]Elcevap: [/B]Otuz İkinci Sözün İkinci ve Üçüncü Mevkıflarında gayet kat’î ispat edilmiştir ki, dünyanın âhirete bakan yüzüyle, esmâ-i İlâhiyeye mukabil olan yüzünü sevmek sebeb-i noksaniyet değil, belki medar-ı kemâldir. Ve o iki yüzde ne kadar ileri gitse, daha ziyade ibadet ve marifetullahta ileri gider. Sahâbelerin dünyası ise, işte o iki yüzdedir. Dünyayı âhiret mezraası görüp, ekip biçmişler. Mevcudatı, esmâ-i İlâhiyenin âyinesi görüp, müştakane temâşâ edip bakmışlar. Fenâ-i dünya ise, fâni yüzüdür ki, insanın hevesâtına bakar. [B]Üçüncü sual: [/B]Tarikatler hakikatlerin yollarıdır. Tarikatlerin içerisinde en meşhur ve en yüksek ve cadde-i kübrâ iddia olunan tarik-i Nakşibendî hakkında, o tarikatin kahramanlarından ve imamlarından bazıları, esasını böyle tarif etmişler, demişler ki: [/FONT][CENTER][SIZE=6][FONT=trebuchet ms]دَرْ [I]طَرِيقِ نَقْشِبَنْدِى لاَزِمْ اٰمَدْ چَارِ تَرْك: تَرْكِ دُنْيَا،تَرْكِ عُقْبىٰ، تَرْكِ هَسْتِى، تَرْكِ تَركْ[/I].[/FONT][/SIZE] [/CENTER] [FONT=tahoma] Yani, “Tarik-i Nakşîde dört şeyi bırakmak lâzım: Hem dünyayı, hem nefis hesabına âhireti dahi maksud-u hakikî yapmamak, hem vücudunu unutmak, hem [NOT]Dipnot-1 bk. [I]Müsned, [/I]5:248, 257, 264; el-Hâkim, [I]el-Müstedrek, [/I]3:41, 4:89. Dipnot-2 bk. el-Münâvî, F[I]eyzü’l-Kadîr, 3[/I]:368, Hadis No: 3662.[/NOT] [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Sahâbe[/B]: Peygamberimizi (a.s.m.) dünya gözüyle görüp onun yolundan giden Müslümanlar[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ashâb-ı kemâlât[/B]: kemâl ve olgunluk sahibi insanlar (bk. k-m-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]bahis[/B]: konu[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cadde-i kübrâ[/B]: en büyük cadde (bk. k-b-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ednâ[/B]: en aşağı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ehl-i medeniyet[/B]: medenî insanlar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ehl-i velâyet[/B]: veliler (bk. v-l-y)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ekseriyet[/B]: çoğunluk (bk. k-s̱-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]esmâ-i İlâhiye[/B]: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]eşhas[/B]: şahıslar, kişiler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fazilet[/B]: manevi değer ve üstünlük, erdem (bk. f-ḍ-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fazilet-i külliye[/B]: genel üstünlük, erdem (bk. f-ḍ-l; k-l-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fenâ-i dünya[/B]: dünyanın gelip geçiciliği (bk. f-n-y)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fâni[/B]: gelip geçici, ölümlü (bk. f-n-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hadis[/B]: Peygamberimize ait söz, emir veya davranışlar (bk. ḥ-d-s̱)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]has[/B]: özel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hevesât[/B]: nefsin hoşuna giden gelip geçici arzu ve istekler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]itibar[/B]: özellik[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kat’î[/B]: kesin[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]makbul[/B]: kabul gören, geçerli[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]maksud-u hakikî[/B]: gerçek maksat, asıl gaye (bk. ḳ-ṣ-d; ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]marifetullah[/B]: Allah’ı bilme ve tanıma (bk. a-r-f)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]medar-ı kemâl[/B]: olgunluk sebebi (bk. k-m-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mevkıf[/B]: kısım, bölüm[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mezra[/B]: tarla[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muhabbet[/B]: sevgi (bk. ḥ-b-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mukabil[/B]: karşılık[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]müştakane[/B]: çok arzulu ve istekli bir şekilde[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nefis[/B]: kişinin kendisi, canı, hayatı (bk. n-f-s)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]rivâyet[/B]: Peygamberimizden duyulan ve görülen şeylerin nakledilmesi[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sebeb-i noksaniyet[/B]: eksiklik sebebi[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tarif etmek[/B]: anlatmak, tanımlamak, tanıtmak (bk. a-r-f)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tarik-i Nakşibendî[/B]: Buharalı Muhammed Bahaüddin Nakşibendi Hazretleri tarafından kurulan tarikat (bk. ṭ-r-ḳ; şahıs)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tarikat[/B]: mânevî ilerlemeye götüren yol (bk. ṭ-r-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]temâşâ etmek[/B]: seyretmek, hoşlanarak bakmak[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]terk-i dünya[/B]: dünyayı terk etme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]varid[/B]: ulaşan, gelen[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ziyade[/B]: fazla, çok[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âhiret[/B]: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âhirzaman[/B]: dünya hayatının kıyamete yakın son devresi (bk. e-ḫ-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Yedinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst