Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Yedinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 263473" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Yedinci Söz - Sayfa 649</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">eden ve hayat-ı dünyeviyeyi hayat-ı uhreviyeye tercih eden ve felsefe-i maddiye</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ile âlûde olanlardan olan o meylü’t-tevsi ve irade-i içtihad, vücud-u İslâmiyeyi tahrip ve boynundaki şer’î zincirini çıkarmaya vesiledir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong>BEŞİNCİSİ</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong> </strong></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">Üç nokta-i nazar, şu zamanın içtihadâtını arziye yapar, semâvîlikten çıkarıyor. Halbuki, şeriat</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> semâviyedir; ve içtihadât-ı şer’iye dahi, onun ahkâm-ı mesturesini izhar ettiğinden, semâviy</span>edirler.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em>Birincisi:</em><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> Bir hükmün hikmeti ayrıdır, illeti ayrıdır. Hikmet ve maslahat ise, tercihe sebeptir; icaba, icada medar değildir. İllet ise, vücuduna medardır. Meselâ seferde</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> namaz kasredilir, iki rekât kılınır. Şu ruhsat-ı şer’iyenin illeti seferdir</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">, hikmeti ise meşakkattir. Sefer</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> bulunsa, meşakkat hiç olmasa da namaz kasredilir. Çünkü illet var. Fakat sefer</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> bulunmasa, yüz meşakkat bulunsa, namazın kasredilmesine illet olamaz. İşte, şu hakikatin aksine olarak, şu zamanın nazarı ise, maslahat ve hikmeti illet yerine ikame edip ona göre hükmediyor. Elbette böyle içtihad arziyedir, semâvî değildir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em>İkincisi:</em></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> Şu zamanın nazarı, evvelâ ve bizzat saadet-i dünyeviyeye bakıyor ve ahkâmları ona tevcih ediyor. Halbuki, şeriatın</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> nazarı ise, evvelâ ve bizzat saadet-i uhreviyeye bakar; ikinci derecede, âhirete vesile olmak dolayısıyla, dünyanın saadetine nazar eder. Demek, şu zamanın nazarı, ruh-u şeriattan</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> yabanîdir. Öyle ise şeriat</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> namına içtihad edemez.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><em>Üçüncüsü: </em><span style="font-family: 'Arial'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span><span style="font-family: 'trebuchet ms'"><span style="font-size: 22px"> اِنَّ الضَّرُورَاتِ تُبِيحُ الْمَحْظُورَاتِ</span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> kaidesi, yani, “Zaruret haramı helâl derecesine getirir.” İşte, şu kaide ise, küllî değil. Zaruret, eğer haram yoluyla olmamışsa, haramı helâl etmeye sebebiyet verir. Yoksa, su-i ihtiyarıyla, gayr-ı meşru sebeplerle zaruret olmuşsa, haramı helâl edemez, ruhsatlı ahkâmlara</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> el-Aclûnî, <em>Keşfu’l-Hafâ</em> 2:35.</span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span>[/NOT]</p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>ahkâm</strong>: hükümler, kurallar (bk. ḥ-k-m)</td><td><strong>ahkâm-ı mesture</strong>: gizli hükümler (bk. ḥ-k-m)</td></tr><tr><td><strong>arziye</strong>: dünyalıların kendisine ait</td><td><strong>felsefe-i maddiye</strong>: herşeyi maddede arayan felsefe</td></tr><tr><td><strong>gayr-ı meşru</strong>: dine aykırı (bk. ş-r-a)</td><td><strong>hakikat</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>haram</strong>: dinen yapılması yasaklanmış şey (bk. ḥ-r-m)</td><td><strong>hayat-ı dünyeviye</strong>: dünya hayatı (bk. ḥ-y-y)</td></tr><tr><td><strong>hayat-ı uhreviye</strong>: âhiret hayatı (bk. ḥ-y-y; e-ḫ-r)</td><td><strong>helâl</strong>: dinen yapılmasına izin verilmiş şey</td></tr><tr><td><strong>hikmet</strong>: sebep, fayda (bk. ḥ-k-m)</td><td><strong>icab</strong>: gerektirme, lüzum (bk. v-c-b)</td></tr><tr><td><strong>icad</strong>: var etme, vücuda getirme (bk. v-c-d)</td><td><strong>ikame</strong>: yerleştirme</td></tr><tr><td><strong>illet</strong>: asıl sebep, maksat</td><td><strong>irade-i içtihad</strong>: içtihad etme arzusu, isteği (bk. r-v-d; c-h-d)</td></tr><tr><td><strong>içtihad</strong>: dinen kesin olarak belirtilmeyen bir konuda Kur’ân ve hadisten hüküm çıkarma (bk. c-h-d)</td><td><strong>içtihadât</strong>: dinen kesin olarak belirtilmeyen konularda Kur’ân ve hadisten hükümler çıkarma (bk. c-h-d)</td></tr><tr><td><strong>içtihadât-ı şer’î</strong>: şeriat hükümlerine dayanarak yapılan içtihatlar (bk. c-h-d; ş-r-a)</td><td><strong>kaide</strong>: kural, prensip</td></tr><tr><td><strong>kasretmek</strong>: kısaltmak</td><td><strong>küllî</strong>: genel, umumî (bk. k-l-l)</td></tr><tr><td><strong>maslahat</strong>: fayda, yarar (bk. ṣ-l-ḥ)</td><td><strong>medar</strong>: sebep, vesile</td></tr><tr><td><strong>meylü’t-tevsi</strong>: genişletme eğilimi</td><td><strong>meşakkat</strong>: sıkıntı, zorluk, zahmet</td></tr><tr><td><strong>nazar</strong>: görüş, bakış (bk. n-ẓ-r)</td><td><strong>nazar etmek</strong>: bakmak (bk. n-ẓ-r)</td></tr><tr><td><strong>nokta-i nazar</strong>: bakış noktası (bk. n-ẓ-r)</td><td><strong>ruh-u şeriat</strong>: şeriatın ruhu (bk. r-v-ḥ; ş-r-a)</td></tr><tr><td><strong>ruhsat</strong>: izin, müsaade</td><td><strong>ruhsat-ı şer’iye</strong>: dinin verdiği izin (bk. ş-r-a)</td></tr><tr><td><strong>saadet</strong>: mutluluk</td><td><strong>saadet-i dünyeviye</strong>: dünya hayatındaki mutluluk</td></tr><tr><td><strong>saadet-i uhreviye</strong>: âhiret hayatındaki mutluluk (bk. e-ḫ-r)</td><td><strong>semâvî</strong>: Allah tarafından olan, İlâhî (bk. s-m-v)</td></tr><tr><td><strong>su-i ihtiyar</strong>: iradenin kötüye kullanımı (bk. ḫ-y-r)</td><td><strong>tahrip</strong>: yıkıp yok etme, bozma</td></tr><tr><td><strong>tevcih etme</strong>: yöneltme</td><td><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>vücud-u İslâmiye</strong>: İslâmiyetin bedeni (bk. v-c-d; s-l-m)</td><td><strong>yabanî</strong>: yabancı</td></tr><tr><td><strong>zaruret</strong>: zorunluluk, mecburiyet</td><td><strong>âhiret</strong>: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)</td></tr><tr><td><strong>âlûde</strong>: bulaşmış, karışmış</td><td><strong>şeriat</strong>: Allah tarafından bildirilen kanun ve hükümler (bk. ş-r-a)</td></tr><tr><td><strong>şer’î</strong>: şeriatla ilgili (bk. ş-r-a)</td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 263473, member: 1"] [b]Yirmi Yedinci Söz - Sayfa 649[/b] [FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]eden ve hayat-ı dünyeviyeyi hayat-ı uhreviyeye tercih eden ve felsefe-i maddiye[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ile âlûde olanlardan olan o meylü’t-tevsi ve irade-i içtihad, vücud-u İslâmiyeyi tahrip ve boynundaki şer’î zincirini çıkarmaya vesiledir. [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][B]BEŞİNCİSİ [/B][/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]Üç nokta-i nazar, şu zamanın içtihadâtını arziye yapar, semâvîlikten çıkarıyor. Halbuki, şeriat[/FONT][FONT=Trebuchet MS] semâviyedir; ve içtihadât-ı şer’iye dahi, onun ahkâm-ı mesturesini izhar ettiğinden, semâviy[/FONT]edirler. [/FONT][FONT=Trebuchet MS][/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS][/FONT][/FONT][FONT=Trebuchet MS][I]Birincisi:[/I][FONT=Trebuchet MS] Bir hükmün hikmeti ayrıdır, illeti ayrıdır. Hikmet ve maslahat ise, tercihe sebeptir; icaba, icada medar değildir. İllet ise, vücuduna medardır. Meselâ seferde[/FONT][FONT=Trebuchet MS] namaz kasredilir, iki rekât kılınır. Şu ruhsat-ı şer’iyenin illeti seferdir[/FONT][FONT=Trebuchet MS], hikmeti ise meşakkattir. Sefer[/FONT][FONT=Trebuchet MS] bulunsa, meşakkat hiç olmasa da namaz kasredilir. Çünkü illet var. Fakat sefer[/FONT][FONT=Trebuchet MS] bulunmasa, yüz meşakkat bulunsa, namazın kasredilmesine illet olamaz. İşte, şu hakikatin aksine olarak, şu zamanın nazarı ise, maslahat ve hikmeti illet yerine ikame edip ona göre hükmediyor. Elbette böyle içtihad arziyedir, semâvî değildir. [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS][/FONT][/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS][I]İkincisi:[/I][/FONT][FONT=Trebuchet MS] Şu zamanın nazarı, evvelâ ve bizzat saadet-i dünyeviyeye bakıyor ve ahkâmları ona tevcih ediyor. Halbuki, şeriatın[/FONT][FONT=Trebuchet MS] nazarı ise, evvelâ ve bizzat saadet-i uhreviyeye bakar; ikinci derecede, âhirete vesile olmak dolayısıyla, dünyanın saadetine nazar eder. Demek, şu zamanın nazarı, ruh-u şeriattan[/FONT][FONT=Trebuchet MS] yabanîdir. Öyle ise şeriat[/FONT][FONT=Trebuchet MS] namına içtihad edemez. [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS][/FONT][/FONT][FONT=Trebuchet MS][I]Üçüncüsü: [/I][FONT=Arial][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][/FONT][FONT=trebuchet ms][SIZE=6] اِنَّ الضَّرُورَاتِ تُبِيحُ الْمَحْظُورَاتِ[/SIZE][/FONT][FONT=Trebuchet MS] kaidesi, yani, “Zaruret haramı helâl derecesine getirir.” İşte, şu kaide ise, küllî değil. Zaruret, eğer haram yoluyla olmamışsa, haramı helâl etmeye sebebiyet verir. Yoksa, su-i ihtiyarıyla, gayr-ı meşru sebeplerle zaruret olmuşsa, haramı helâl edemez, ruhsatlı ahkâmlara[/FONT] [/FONT] [NOT]Dipnot-1[FONT=Trebuchet MS] el-Aclûnî, [I]Keşfu’l-Hafâ[/I] 2:35. [/FONT][/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]ahkâm[/B]: hükümler, kurallar (bk. ḥ-k-m)[/TD] [TD][B]ahkâm-ı mesture[/B]: gizli hükümler (bk. ḥ-k-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]arziye[/B]: dünyalıların kendisine ait[/TD] [TD][B]felsefe-i maddiye[/B]: herşeyi maddede arayan felsefe[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]gayr-ı meşru[/B]: dine aykırı (bk. ş-r-a)[/TD] [TD][B]hakikat[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]haram[/B]: dinen yapılması yasaklanmış şey (bk. ḥ-r-m)[/TD] [TD][B]hayat-ı dünyeviye[/B]: dünya hayatı (bk. ḥ-y-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hayat-ı uhreviye[/B]: âhiret hayatı (bk. ḥ-y-y; e-ḫ-r)[/TD] [TD][B]helâl[/B]: dinen yapılmasına izin verilmiş şey[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hikmet[/B]: sebep, fayda (bk. ḥ-k-m)[/TD] [TD][B]icab[/B]: gerektirme, lüzum (bk. v-c-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]icad[/B]: var etme, vücuda getirme (bk. v-c-d)[/TD] [TD][B]ikame[/B]: yerleştirme[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]illet[/B]: asıl sebep, maksat[/TD] [TD][B]irade-i içtihad[/B]: içtihad etme arzusu, isteği (bk. r-v-d; c-h-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]içtihad[/B]: dinen kesin olarak belirtilmeyen bir konuda Kur’ân ve hadisten hüküm çıkarma (bk. c-h-d)[/TD] [TD][B]içtihadât[/B]: dinen kesin olarak belirtilmeyen konularda Kur’ân ve hadisten hükümler çıkarma (bk. c-h-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]içtihadât-ı şer’î[/B]: şeriat hükümlerine dayanarak yapılan içtihatlar (bk. c-h-d; ş-r-a)[/TD] [TD][B]kaide[/B]: kural, prensip[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kasretmek[/B]: kısaltmak[/TD] [TD][B]küllî[/B]: genel, umumî (bk. k-l-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]maslahat[/B]: fayda, yarar (bk. ṣ-l-ḥ)[/TD] [TD][B]medar[/B]: sebep, vesile[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]meylü’t-tevsi[/B]: genişletme eğilimi[/TD] [TD][B]meşakkat[/B]: sıkıntı, zorluk, zahmet[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nazar[/B]: görüş, bakış (bk. n-ẓ-r)[/TD] [TD][B]nazar etmek[/B]: bakmak (bk. n-ẓ-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nokta-i nazar[/B]: bakış noktası (bk. n-ẓ-r)[/TD] [TD][B]ruh-u şeriat[/B]: şeriatın ruhu (bk. r-v-ḥ; ş-r-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ruhsat[/B]: izin, müsaade[/TD] [TD][B]ruhsat-ı şer’iye[/B]: dinin verdiği izin (bk. ş-r-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]saadet[/B]: mutluluk[/TD] [TD][B]saadet-i dünyeviye[/B]: dünya hayatındaki mutluluk[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]saadet-i uhreviye[/B]: âhiret hayatındaki mutluluk (bk. e-ḫ-r)[/TD] [TD][B]semâvî[/B]: Allah tarafından olan, İlâhî (bk. s-m-v)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]su-i ihtiyar[/B]: iradenin kötüye kullanımı (bk. ḫ-y-r)[/TD] [TD][B]tahrip[/B]: yıkıp yok etme, bozma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tevcih etme[/B]: yöneltme[/TD] [TD][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vücud-u İslâmiye[/B]: İslâmiyetin bedeni (bk. v-c-d; s-l-m)[/TD] [TD][B]yabanî[/B]: yabancı[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zaruret[/B]: zorunluluk, mecburiyet[/TD] [TD][B]âhiret[/B]: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âlûde[/B]: bulaşmış, karışmış[/TD] [TD][B]şeriat[/B]: Allah tarafından bildirilen kanun ve hükümler (bk. ş-r-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şer’î[/B]: şeriatla ilgili (bk. ş-r-a)[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Yedinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst