Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250457" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 434</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">bir mahlûktur. Onun o cihetteki daire-i tasarrufâtı ve mâlikiyeti o kadar dardır ki, elini uzatsa ona yetişebilir. Hattâ, insanın eline dizginini veren hayvânât-ı ehliye, insanın zaaf ve acz ve tembelliğinden birer hisse almışlardır ki, yabanî emsallerine kıyas edildikleri vakit, azîm fark görünür (ehlî keçi ve öküz, yabanî keçi ve öküz gibi).</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Fakat o insan, infial ve kabul ve dua ve sual cihetinde, şu dünya hanında aziz bir yolcudur. Ve öyle bir Kerîme misafir olmuş ki, nihayetsiz rahmet hazinelerini ona açmış; ve hadsiz bedî masnuâtını ve hizmetkârlarını ona musahhar etmiş; ve o misafirin tenezzühüne ve temâşâsına ve istifadesine öyle büyük bir daire açıp müheyyâ etmiştir ki, o dairenin nısf-ı kutru, yani merkezden muhit hattına kadar, gözün kestiği miktar, belki hayalin gittiği yere kadar geniştir ve uzundur.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, eğer insan enâniyetine istinad edip, hayat-ı dünyeviyeyi gaye-i hayal ederek, derd-i maişet içinde, muvakkat bazı lezzetler için çalışsa, gayet dar bir daire içinde boğulur, gider. Ona verilen bütün cihazat ve âlât ve letâif, ondan şikâyet ederek haşirde onun aleyhinde şehadet edeceklerdir ve dâvâcı olacaklardır. Eğer kendini misafir bilse, misafir olduğu Zât-ı Kerîmin izni dairesinde sermaye-i ömrünü sarf etse, öyle geniş bir daire içinde uzun bir hayat-ı ebediye için güzel çalışır ve teneffüs edip istirahat eder, sonra âlâ-yı illiyyîne kadar gidebilir. Hem de bu insana verilen bütün cihazat ve âlât, ondan memnun olarak âhirette lehinde şehadet ederler.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, insana verilen bütün cihâzât-ı acîbe, bu ehemmiyetsiz hayat-ı dünyeviye için değil, belki pek ehemmiyetli bir hayat-ı bâkiye için verilmişler. Çünkü, insanı hayvana nisbet etsek görüyoruz ki, insan, cihazat ve âlât itibarıyla çok zengindir, yüz derece hayvandan daha ziyadedir. Hayat-ı dünyeviye lezzetinde ve hayvanî yaşayışında, yüz derece aşağı düşer. Çünkü her gördüğü lezzetinde binler elem izi vardır. Geçmiş zamanın elemleri ve gelecek zamanın korkuları ve herbir lezzetin dahi elem-i zevâli, onun zevklerini bozuyor ve lezzetinde bir iz bırakıyor. Fakat hayvan öyle değil; elemsiz bir lezzet alır, kedersiz bir zevk eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kerîm</strong>: sınırsız cömertlik ve ikram sahibi olan Allah (bk. k-r-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Zât-ı Kerîm</strong>: sınırsız cömertlik ve ikram sahibi Zât, Allah (bk. k-r-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>aziz</strong>: izzetli, değerli (bk. a-z-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>azîm</strong>: büyük (bk. a-z-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bedî</strong>: güzel (bk. b-d-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihazat</strong>: cihazlar, duyu ve organlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihâzât-ı acîbe</strong>: şaşırtıcı ve hayret verici cihazlar, duyu ve organlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>daire-i tasarrufât</strong>: tasarruf etme dairesi, hareket alanı (bk. ṣ-r-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>derd-i maişet</strong>: geçim derdi (bk. a-y-ş)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dua</strong>: Allah’a yalvarma, isteme (bk. d-a-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehlî</strong>: evcil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elem</strong>: acı, keder</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elem-i zevâl</strong>: sona erme elemi (bk. z-v-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emsal</strong>: benzerler (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>enâniyet</strong>: benlik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gaye-i hayal</strong>: hayal edilen gaye, hedef (bk. ḫ-y-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı bâkiye</strong>: sürekli ve kalıcı olan hayat (bk. ḥ-y-y; b-ḳ-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı dünyeviye</strong>: dünya hayatı (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı ebediye</strong>: sonsuz âhiret hayatı (bk. ḥ-y-y; e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayvanî</strong>: hayvanca (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayvânât-ı ehliye</strong>: evcil hayvanlar (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşir</strong>: öldükten sonra âhirette yeniden diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hizmetkâr</strong>: hizmetçi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>infial</strong>: fiilden etkilenme, bir tesirin gücü altında hareket etme (bk. f-a-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istifade</strong>: yararlanma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istinad</strong>: dayanma, güvenme (bk. s-n-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>letâif</strong>: insanın mânevî yapısındaki ince duygular (bk. l-ṭ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûk</strong>: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>masnuât</strong>: sanat eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhit</strong>: çevre</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musahhar</strong>: emre verme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muvakkat</strong>: geçici</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâlikiyet</strong>: sahiplik (bk. m-l-k)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müheyyâ</strong>: hazırlama</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nihayetsiz</strong>: sınırsız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nisbet etme</strong>: kıyaslama (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nısf-ı kutr</strong>: yarı çap</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sarf etmek</strong>: harcamak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sermaye-i ömür</strong>: ömür sermayesi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temâşâ</strong>: seyretme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teneffüs</strong>: nefeslenme, rahatlama</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tenezzüh</strong>: seyir ve gezinti (bk. n-z-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>yabanî</strong>: vahşi, evcil olmayan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaaf</strong>: zayıflık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziyade</strong>: çok, fazla</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlâ-yı illiyyîn</strong>: yücelerin en yücesi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlât</strong>: âletler, organlar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şehadet</strong>: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250457, member: 1"] [b]Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 434[/b] [FONT=Tahoma]bir mahlûktur. Onun o cihetteki daire-i tasarrufâtı ve mâlikiyeti o kadar dardır ki, elini uzatsa ona yetişebilir. Hattâ, insanın eline dizginini veren hayvânât-ı ehliye, insanın zaaf ve acz ve tembelliğinden birer hisse almışlardır ki, yabanî emsallerine kıyas edildikleri vakit, azîm fark görünür (ehlî keçi ve öküz, yabanî keçi ve öküz gibi). [/FONT] [FONT=Tahoma]Fakat o insan, infial ve kabul ve dua ve sual cihetinde, şu dünya hanında aziz bir yolcudur. Ve öyle bir Kerîme misafir olmuş ki, nihayetsiz rahmet hazinelerini ona açmış; ve hadsiz bedî masnuâtını ve hizmetkârlarını ona musahhar etmiş; ve o misafirin tenezzühüne ve temâşâsına ve istifadesine öyle büyük bir daire açıp müheyyâ etmiştir ki, o dairenin nısf-ı kutru, yani merkezden muhit hattına kadar, gözün kestiği miktar, belki hayalin gittiği yere kadar geniştir ve uzundur. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, eğer insan enâniyetine istinad edip, hayat-ı dünyeviyeyi gaye-i hayal ederek, derd-i maişet içinde, muvakkat bazı lezzetler için çalışsa, gayet dar bir daire içinde boğulur, gider. Ona verilen bütün cihazat ve âlât ve letâif, ondan şikâyet ederek haşirde onun aleyhinde şehadet edeceklerdir ve dâvâcı olacaklardır. Eğer kendini misafir bilse, misafir olduğu Zât-ı Kerîmin izni dairesinde sermaye-i ömrünü sarf etse, öyle geniş bir daire içinde uzun bir hayat-ı ebediye için güzel çalışır ve teneffüs edip istirahat eder, sonra âlâ-yı illiyyîne kadar gidebilir. Hem de bu insana verilen bütün cihazat ve âlât, ondan memnun olarak âhirette lehinde şehadet ederler. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, insana verilen bütün cihâzât-ı acîbe, bu ehemmiyetsiz hayat-ı dünyeviye için değil, belki pek ehemmiyetli bir hayat-ı bâkiye için verilmişler. Çünkü, insanı hayvana nisbet etsek görüyoruz ki, insan, cihazat ve âlât itibarıyla çok zengindir, yüz derece hayvandan daha ziyadedir. Hayat-ı dünyeviye lezzetinde ve hayvanî yaşayışında, yüz derece aşağı düşer. Çünkü her gördüğü lezzetinde binler elem izi vardır. Geçmiş zamanın elemleri ve gelecek zamanın korkuları ve herbir lezzetin dahi elem-i zevâli, onun zevklerini bozuyor ve lezzetinde bir iz bırakıyor. Fakat hayvan öyle değil; elemsiz bir lezzet alır, kedersiz bir zevk eder. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kerîm[/B]: sınırsız cömertlik ve ikram sahibi olan Allah (bk. k-r-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Zât-ı Kerîm[/B]: sınırsız cömertlik ve ikram sahibi Zât, Allah (bk. k-r-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]aziz[/B]: izzetli, değerli (bk. a-z-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]azîm[/B]: büyük (bk. a-z-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bedî[/B]: güzel (bk. b-d-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cihazat[/B]: cihazlar, duyu ve organlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cihâzât-ı acîbe[/B]: şaşırtıcı ve hayret verici cihazlar, duyu ve organlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]daire-i tasarrufât[/B]: tasarruf etme dairesi, hareket alanı (bk. ṣ-r-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]derd-i maişet[/B]: geçim derdi (bk. a-y-ş)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dua[/B]: Allah’a yalvarma, isteme (bk. d-a-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehlî[/B]: evcil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]elem[/B]: acı, keder[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]elem-i zevâl[/B]: sona erme elemi (bk. z-v-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]emsal[/B]: benzerler (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]enâniyet[/B]: benlik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]gaye-i hayal[/B]: hayal edilen gaye, hedef (bk. ḫ-y-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı bâkiye[/B]: sürekli ve kalıcı olan hayat (bk. ḥ-y-y; b-ḳ-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı dünyeviye[/B]: dünya hayatı (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı ebediye[/B]: sonsuz âhiret hayatı (bk. ḥ-y-y; e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayvanî[/B]: hayvanca (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayvânât-ı ehliye[/B]: evcil hayvanlar (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşir[/B]: öldükten sonra âhirette yeniden diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hizmetkâr[/B]: hizmetçi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]infial[/B]: fiilden etkilenme, bir tesirin gücü altında hareket etme (bk. f-a-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istifade[/B]: yararlanma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istinad[/B]: dayanma, güvenme (bk. s-n-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]letâif[/B]: insanın mânevî yapısındaki ince duygular (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûk[/B]: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]masnuât[/B]: sanat eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhit[/B]: çevre[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]musahhar[/B]: emre verme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muvakkat[/B]: geçici[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mâlikiyet[/B]: sahiplik (bk. m-l-k)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müheyyâ[/B]: hazırlama[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nihayetsiz[/B]: sınırsız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nisbet etme[/B]: kıyaslama (bk. n-s-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nısf-ı kutr[/B]: yarı çap[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sarf etmek[/B]: harcamak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sermaye-i ömür[/B]: ömür sermayesi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temâşâ[/B]: seyretme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]teneffüs[/B]: nefeslenme, rahatlama[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tenezzüh[/B]: seyir ve gezinti (bk. n-z-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]yabanî[/B]: vahşi, evcil olmayan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zaaf[/B]: zayıflık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ziyade[/B]: çok, fazla[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlâ-yı illiyyîn[/B]: yücelerin en yücesi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlât[/B]: âletler, organlar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şehadet[/B]: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst