Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 250438" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 422</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">eder. Diğeri, hem ahmak, hem mağrur olduğundan, yükünü yere bırakmıyor. Ona denildi:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">“Ağır yükünü gemiye bırakıp rahat et.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">O dedi: “Yok, ben bırakmayacağım. Belki zayi olur. Ben kuvvetliyim; malımı belimde ve başımda muhafaza edeceğim.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Yine ona denildi: “Bizi ve sizi kaldıran şu emniyetli sefine-i sultaniye daha kuvvetlidir, daha ziyade iyi muhafaza eder. Belki başın döner, yükünle beraber denize düşersin. Hem gittikçe kuvvetten düşersin. Şu bükülmüş belin, şu akılsız başın, gittikçe ağırlaşan şu yüklere takat getiremeyecek. Kaptan dahi, eğer seni bu halde görse, ya divanedir diye seni tard edecek; ya “Haindir, gemimizi itham ediyor, bizimle istihzâ ediyor. Hapsedilsin” diye emredecektir. Hem herkese maskara olursun. Çünkü, ehl-i dikkat nazarında zaafı gösteren tekebbürünle, aczi gösteren gururunla, riyayı ve zilleti gösteren tasannuunla kendini halka müdhike yaptın. Herkes sana gülüyor” denildikten sonra o biçarenin aklı başına geldi. Yükünü yere koydu, üstünde oturdu. “Oh, Allah senden razı olsun. Zahmetten, hapisten, maskaralıktan kurtuldum” dedi.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, ey tevekkülsüz insan! Sen de bu adam gibi aklını başına al, tevekkül et. Tâ bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hadisenin karşısında titremekten ve hodfuruşluktan ve maskaralıktan ve şekavet-i uhreviyeden ve tazyikat-ı dünyeviye hapsinden kurtulasın.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>DÖRDÜNCÜ NOKTA</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Şu meselenin binler delillerinden, yalnız hayvan ve insanın dünyaya gelmelerindeki farkları, o meseleye vâzıh bir delildir ve bir burhan-ı kàtıdır. Evet, insaniyet, iman ile insaniyet olduğunu, insan ile hayvanın dünyaya gelişindeki farkları gösterir. Çünkü, hayvan, dünyaya geldiği vakit, adeta başka bir âlemde tekemmül etmiş gibi, istidadına göre mükemmel olarak gelir, yani gönderilir. Ya iki saatte, ya iki günde veya iki ayda bütün şerâit-i hayatiyesini ve kâinatla olan münasebetini ve kavânîn-i hayatını öğrenir, meleke sahibi olur. İnsanın yirmi</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>acz</strong>: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>biçare</strong>: çaresiz, zavallı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>burhan-ı kâtı</strong>: sağlam, keskin delil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>divane</strong>: deli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dua</strong>: Allah’a yalvarma, yakarma (bk. d-a-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i dikkat</strong>: dikkat sahipleri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emniyetli</strong>: güvenli (bk. e-m-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hodfuruşkluk</strong>: kendini beğendirmeye çalışmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istidad</strong>: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istihzâ</strong>: alay etme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>itham</strong>: suçlama</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kavânîn-i hayat</strong>: hayat yasaları, kanunları (bk. ḳ-n-n; ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küfür</strong>: inkâr, inançsızlık (bk. k-f-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maskara</strong>: gülünç, rezil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mağrur</strong>: gururlu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meleke</strong>: maharet, kabiliyet (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhafaza</strong>: koruma (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müdhike</strong>: gülünç, komedi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasebet</strong>: bağlantı, ilişki (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazar</strong>: bakış, dikkat (bk. n-ẓ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>riya</strong>: gösteriş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sefine-i sultaniye</strong>: hükümdarlık gemisi (bk. s-l-ṭ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>takat</strong>: güç, kuvvet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tard</strong>: kovma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasannu</strong>: yapmacık (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tazyikat-ı dünyeviye</strong>: dünyadaki sıkıntılar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tekebbür</strong>: büyüklenme, gururlanma (bk. k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tekemmül</strong>: mükemmelleşme, olgunlaşma (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevekkül</strong>: Allah’a dayanma ve güvenme (bk. v-k-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vazife-i asliye</strong>: asıl vazife</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vâzıh</strong>: açık, âşikar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaaf</strong>: zayıflık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zayi</strong>: kayıp, ziyan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zillet</strong>: alçaklık, aşağılık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziyade</strong>: çok, fazla</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âciz</strong>: güçsüz (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem</strong>: dünya (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şekavet-i uhreviye</strong>: âhiretteki mutsuzluk (bk. e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şerâit-i hayatiye</strong>: hayat şartları (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 250438, member: 1"] [b]Yirmi Üçüncü Söz - Sayfa 422[/b] [FONT=Tahoma]eder. Diğeri, hem ahmak, hem mağrur olduğundan, yükünü yere bırakmıyor. Ona denildi: [/FONT] [FONT=Tahoma]“Ağır yükünü gemiye bırakıp rahat et.” [/FONT] [FONT=Tahoma]O dedi: “Yok, ben bırakmayacağım. Belki zayi olur. Ben kuvvetliyim; malımı belimde ve başımda muhafaza edeceğim.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Yine ona denildi: “Bizi ve sizi kaldıran şu emniyetli sefine-i sultaniye daha kuvvetlidir, daha ziyade iyi muhafaza eder. Belki başın döner, yükünle beraber denize düşersin. Hem gittikçe kuvvetten düşersin. Şu bükülmüş belin, şu akılsız başın, gittikçe ağırlaşan şu yüklere takat getiremeyecek. Kaptan dahi, eğer seni bu halde görse, ya divanedir diye seni tard edecek; ya “Haindir, gemimizi itham ediyor, bizimle istihzâ ediyor. Hapsedilsin” diye emredecektir. Hem herkese maskara olursun. Çünkü, ehl-i dikkat nazarında zaafı gösteren tekebbürünle, aczi gösteren gururunla, riyayı ve zilleti gösteren tasannuunla kendini halka müdhike yaptın. Herkes sana gülüyor” denildikten sonra o biçarenin aklı başına geldi. Yükünü yere koydu, üstünde oturdu. “Oh, Allah senden razı olsun. Zahmetten, hapisten, maskaralıktan kurtuldum” dedi. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, ey tevekkülsüz insan! Sen de bu adam gibi aklını başına al, tevekkül et. Tâ bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hadisenin karşısında titremekten ve hodfuruşluktan ve maskaralıktan ve şekavet-i uhreviyeden ve tazyikat-ı dünyeviye hapsinden kurtulasın. [/FONT] [FONT=Tahoma][B]DÖRDÜNCÜ NOKTA [/B][/FONT] [FONT=Tahoma]İman, insanı insan eder. Belki insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi, iman ve duadır. Küfür, insanı gayet âciz bir canavar hayvan eder. [/FONT] [FONT=Tahoma]Şu meselenin binler delillerinden, yalnız hayvan ve insanın dünyaya gelmelerindeki farkları, o meseleye vâzıh bir delildir ve bir burhan-ı kàtıdır. Evet, insaniyet, iman ile insaniyet olduğunu, insan ile hayvanın dünyaya gelişindeki farkları gösterir. Çünkü, hayvan, dünyaya geldiği vakit, adeta başka bir âlemde tekemmül etmiş gibi, istidadına göre mükemmel olarak gelir, yani gönderilir. Ya iki saatte, ya iki günde veya iki ayda bütün şerâit-i hayatiyesini ve kâinatla olan münasebetini ve kavânîn-i hayatını öğrenir, meleke sahibi olur. İnsanın yirmi [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]acz[/B]: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]biçare[/B]: çaresiz, zavallı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]burhan-ı kâtı[/B]: sağlam, keskin delil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]divane[/B]: deli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dua[/B]: Allah’a yalvarma, yakarma (bk. d-a-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i dikkat[/B]: dikkat sahipleri[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]emniyetli[/B]: güvenli (bk. e-m-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hodfuruşkluk[/B]: kendini beğendirmeye çalışmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istidad[/B]: kabiliyet, yetenek (bk. a-d-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istihzâ[/B]: alay etme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]itham[/B]: suçlama[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kavânîn-i hayat[/B]: hayat yasaları, kanunları (bk. ḳ-n-n; ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]küfür[/B]: inkâr, inançsızlık (bk. k-f-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]maskara[/B]: gülünç, rezil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mağrur[/B]: gururlu[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meleke[/B]: maharet, kabiliyet (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhafaza[/B]: koruma (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müdhike[/B]: gülünç, komedi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]münasebet[/B]: bağlantı, ilişki (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazar[/B]: bakış, dikkat (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]riya[/B]: gösteriş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sefine-i sultaniye[/B]: hükümdarlık gemisi (bk. s-l-ṭ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]takat[/B]: güç, kuvvet[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tard[/B]: kovma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasannu[/B]: yapmacık (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tazyikat-ı dünyeviye[/B]: dünyadaki sıkıntılar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tekebbür[/B]: büyüklenme, gururlanma (bk. k-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tekemmül[/B]: mükemmelleşme, olgunlaşma (bk. k-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tevekkül[/B]: Allah’a dayanma ve güvenme (bk. v-k-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vazife-i asliye[/B]: asıl vazife[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vâzıh[/B]: açık, âşikar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zaaf[/B]: zayıflık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zayi[/B]: kayıp, ziyan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zillet[/B]: alçaklık, aşağılık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ziyade[/B]: çok, fazla[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âciz[/B]: güçsüz (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem[/B]: dünya (bk. a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şekavet-i uhreviye[/B]: âhiretteki mutsuzluk (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şerâit-i hayatiye[/B]: hayat şartları (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst