Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
Yirmi Üçüncü Lem'a
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ukbaa" data-source="post: 263345" data-attributes="member: 15165"><p><strong>Cevap: Yirmi Üçüncü Lem'a - Sayfa 312</strong></p><p></p><p><META name=description content=""><META name=keywords content=""><strong><STYLE type=text/css media=all> body {font-family:'Trebuchet MS',Arial,serif;font-size:12.0pt} </STYLE></strong><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>İKİNCİ SUAL:</strong> Tabiattan vazgeçen ve imana gelen zat diyor ki: “Her mevcut, her cihette, her işinde ve herşeyinde ve her şe’ninde meşiet-i İlâhiyeye ve kudret-i Rabbâniyeye tâbi olması, çok azîm bir hakikattir. Azameti cihetinde dar zihinlerimize sıkışmıyor. Halbuki gözümüzle gördüğümüz bu nihayet derecede mebzuliyet, hem hilkat ve icad-ı eşyadaki hadsiz suhulet, hem sabık burhanlarınızla tahakkuk eden, vahdet yolundaki icad-ı eşyada nihayet derecede kolaylık ve suhulet, hem nass-ı Kur’ân ile beyan edilen</span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong><span style="font-size: 22px"><span style="font-family: 'Traditional Arabic'">مَا خَلْقُكُمْ وَلاَ بَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ </span></span></strong><span style="font-family: 'Arial'"><strong><u>1</u></strong></span></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Traditional Arabic'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Traditional Arabic'"><strong><span style="font-size: 22px">وَمَآ اَمْرُ السَّاعَةِ اِلاَّ كَلَمْحِ الْبَصَرِ اَوْ هُوَ اَقْرَبُ </span></strong></span><span style="font-family: 'Arial'"><strong><u>2</u></strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'">gibi âyetlerin sarahaten gösterdikleri nihayet derecede kolaylık, o hakikat-i azîmeyi, en makbul ve en mâkul bir mesele olduğunu gösteriyorlar. Bu kolaylığın sırrı ve hikmeti nedir?”</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></span><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><em>Elcevap: </em></strong>Yirminci Mektubun Onuncu Kelimesi olan <strong><u>3</u></strong><span style="font-size: 22px"><span style="font-family: 'trebuchet ms'"> وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ </span></span>beyanında, o sır gayet vâzıh ve kat’î ve mukni bir tarzda beyan edilmiş. Hususan o mektubun zeylinde daha ziyade vuzuhla ispat edilmiş ki, bütün mevcudat, Sâni-i Vâhide isnad edildiği vakit, birtek mevcut hükmünde kolaylaşır. Eğer Vâhid-i Ehade verilmezse, birtek mahlûkun icadı bütün mevcudat kadar müşkülleşir. Ve bir çekirdek, bir ağaç kadar suubetli olur.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'">Eğer Sâni-i Hakikîsine verilse, kâinat bir ağaç gibi ve ağaç bir çekirdek gibi ve Cennet bir bahar gibi ve bahar bir çiçek gibi kolaylaşır, suhulet peydâ eder.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'">[NOT]Dipnot-1 “Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir.” Lokman Sûresi, 31:28.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'">Dipnot-2 “Kıyametin gerçekleşmesi göz açıp kapayıncaya kadar, yahut ondan da yakındır.” Nahl Sûresi, 16:77.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'">Dipnot-3 “…O herşeye hakkıyla kadirdir.” Rum Sûresi, 30:50.</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'">[/NOT]</span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></span></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Sâni-i Hakikî</strong>: her şeyin gerçek anlamda san’atkârı ve yaratıcısı olan Allah<br /> </td><td><strong>Sâni-i Vâhid</strong>: bir ve tek olan ve herşeyi san’atla yaratan Allah<br /> </td></tr><tr><td><strong>Vâhid-i Ehad</strong>: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah<br /> </td><td><strong>azamet</strong>: büyüklük<br /> </td></tr><tr><td><strong>azîm</strong>: büyük, yüce<br /> </td><td><strong>beyan etme</strong>: açıklama, anlatım<br /> </td></tr><tr><td><strong>burhan</strong>: güçlü ve sarsılmaz delil<br /> </td><td><strong>cihet</strong>: yön<br /> </td></tr><tr><td><strong>hadsiz</strong>: sınırsız<br /> </td><td><strong>hakikat</strong>: gerçek, esas<br /> </td></tr><tr><td><strong>hakikat-i azîme</strong>: büyük gerçek<br /> </td><td><strong>hikmet</strong>: sebep, ince sır<br /> </td></tr><tr><td><strong>hilkat</strong>: yaratılış<br /> </td><td><strong>hususan</strong>: özellikle<br /> </td></tr><tr><td><strong>icad</strong>: var etme, yaratma<br /> </td><td><strong>icad-ı eşya</strong>: eşyaya vücut vermek<br /> </td></tr><tr><td><strong>isnad edilmek</strong>: dayandırılmak<br /> </td><td><strong>kat’î</strong>: kesin<br /> </td></tr><tr><td><strong>kudret-i Rabbâniye</strong>: her şeyi terbiye ve idare eden Allah’ın sonsuz gücü<br /> </td><td><strong>kâinat</strong>: evren<br /> </td></tr><tr><td><strong>mahlûk</strong>: varlık<br /> </td><td><strong>makbul</strong>: kabul edilen<br /> </td></tr><tr><td><strong>mebzuliyet</strong>: çokluk, bolluk<br /> </td><td><strong>mevcudat</strong>: varlıklar<br /> </td></tr><tr><td><strong>mevcut</strong>: varlık<br /> </td><td><strong>meşiet-i İlâhiye</strong>: Allah’ın dilemesi<br /> </td></tr><tr><td><strong>mukni</strong>: ikna edici<br /> </td><td><strong>mâkul</strong>: akla uygun<br /> </td></tr><tr><td><strong>müşkülleşmek</strong>: zorlaşmak<br /> </td><td><strong>nass-ı Kur’ân</strong>: Kur’ân’ın kesin ve açık hükmü<br /> </td></tr><tr><td><strong>nihayet</strong>: son<br /> </td><td><strong>sabık</strong>: geçen, önceki<br /> </td></tr><tr><td><strong>sarahaten</strong>: açıkça<br /> </td><td><strong>suhulet peydâ etmek</strong>: kolaylaşmak, kolaylık meydana gelmek<br /> </td></tr><tr><td><strong>suubetli</strong>: zor<br /> </td><td><strong>sûhûlet</strong>: kolaylık<br /> </td></tr><tr><td><strong>tabiat</strong>: materyalist düşünce; tabiat için, “insan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç” düşüncesi<br /> </td><td><strong>tahakkuk eden</strong>: gerçekleşen<br /> </td></tr><tr><td><strong>tâbi olmak</strong>: bağlı olmak<br /> </td><td><strong>vahdet</strong>: Allah’ın birliğinin bütün varlıklarda görülmesi<br /> </td></tr><tr><td><strong>vuzuh</strong>: açıklık<br /> </td><td><strong>vâzıh</strong>: açık, aşikâr<br /> </td></tr><tr><td><strong>zeyl</strong>: ek, ilave<br /> </td><td><strong>ziyade</strong>: çok, fazla<br /> </td></tr><tr><td><strong>âyet</strong>: Kur’ân’da yer alan her bir cümle<br /> </td><td><strong>şe’n</strong>: temel özellik<br /> </td></tr></table><p><br /> <TBODY> <br /> </TBODY></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ukbaa, post: 263345, member: 15165"] [b]Cevap: Yirmi Üçüncü Lem'a - Sayfa 312[/b] <META name=description content=""><META name=keywords content="">[B]<STYLE type=text/css media=all> body {font-family:'Trebuchet MS',Arial,serif;font-size:12.0pt} </STYLE>[/B][COLOR=#000000][SIZE=2][FONT=tahoma][B]İKİNCİ SUAL:[/B] Tabiattan vazgeçen ve imana gelen zat diyor ki: “Her mevcut, her cihette, her işinde ve herşeyinde ve her şe’ninde meşiet-i İlâhiyeye ve kudret-i Rabbâniyeye tâbi olması, çok azîm bir hakikattir. Azameti cihetinde dar zihinlerimize sıkışmıyor. Halbuki gözümüzle gördüğümüz bu nihayet derecede mebzuliyet, hem hilkat ve icad-ı eşyadaki hadsiz suhulet, hem sabık burhanlarınızla tahakkuk eden, vahdet yolundaki icad-ı eşyada nihayet derecede kolaylık ve suhulet, hem nass-ı Kur’ân ile beyan edilen [/FONT][/SIZE][/COLOR][CENTER][FONT=Trebuchet MS][B][SIZE=6][FONT=Traditional Arabic]مَا خَلْقُكُمْ وَلاَ بَعْثُكُمْ اِلاَّ كَنَفْسٍ وَاحِدَةٍ [/FONT][/SIZE][/B][FONT=Arial][B][U]1[/U][/B][/FONT][/FONT][FONT=Trebuchet MS][FONT=Traditional Arabic] [B][SIZE=6]وَمَآ اَمْرُ السَّاعَةِ اِلاَّ كَلَمْحِ الْبَصَرِ اَوْ هُوَ اَقْرَبُ [/SIZE][/B][/FONT][FONT=Arial][B][U]2[/U][/B][/FONT][/FONT][/CENTER] [FONT=Trebuchet MS] [COLOR=#000000][FONT=tahoma]gibi âyetlerin sarahaten gösterdikleri nihayet derecede kolaylık, o hakikat-i azîmeyi, en makbul ve en mâkul bir mesele olduğunu gösteriyorlar. Bu kolaylığın sırrı ve hikmeti nedir?” [/FONT][/COLOR][/FONT][COLOR=#000000][FONT=tahoma][B][I]Elcevap: [/I][/B]Yirminci Mektubun Onuncu Kelimesi olan [B][U]3[/U][/B][SIZE=6][FONT=trebuchet ms] وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ [/FONT][/SIZE]beyanında, o sır gayet vâzıh ve kat’î ve mukni bir tarzda beyan edilmiş. Hususan o mektubun zeylinde daha ziyade vuzuhla ispat edilmiş ki, bütün mevcudat, Sâni-i Vâhide isnad edildiği vakit, birtek mevcut hükmünde kolaylaşır. Eğer Vâhid-i Ehade verilmezse, birtek mahlûkun icadı bütün mevcudat kadar müşkülleşir. Ve bir çekirdek, bir ağaç kadar suubetli olur. Eğer Sâni-i Hakikîsine verilse, kâinat bir ağaç gibi ve ağaç bir çekirdek gibi ve Cennet bir bahar gibi ve bahar bir çiçek gibi kolaylaşır, suhulet peydâ eder. [/FONT][/COLOR][COLOR=#000000][FONT=tahoma] [NOT]Dipnot-1 “Sizin yaratılmanız da, diriltilmeniz de, tek bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibidir.” Lokman Sûresi, 31:28. Dipnot-2 “Kıyametin gerçekleşmesi göz açıp kapayıncaya kadar, yahut ondan da yakındır.” Nahl Sûresi, 16:77. Dipnot-3 “…O herşeye hakkıyla kadirdir.” Rum Sûresi, 30:50. [/NOT] [/FONT][/COLOR] [TABLE] <TBODY>[TR] [TD][B]Sâni-i Hakikî[/B]: her şeyin gerçek anlamda san’atkârı ve yaratıcısı olan Allah [/TD] [TD][B]Sâni-i Vâhid[/B]: bir ve tek olan ve herşeyi san’atla yaratan Allah [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Vâhid-i Ehad[/B]: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah [/TD] [TD][B]azamet[/B]: büyüklük [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]azîm[/B]: büyük, yüce [/TD] [TD][B]beyan etme[/B]: açıklama, anlatım [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]burhan[/B]: güçlü ve sarsılmaz delil [/TD] [TD][B]cihet[/B]: yön [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hadsiz[/B]: sınırsız [/TD] [TD][B]hakikat[/B]: gerçek, esas [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikat-i azîme[/B]: büyük gerçek [/TD] [TD][B]hikmet[/B]: sebep, ince sır [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hilkat[/B]: yaratılış [/TD] [TD][B]hususan[/B]: özellikle [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]icad[/B]: var etme, yaratma [/TD] [TD][B]icad-ı eşya[/B]: eşyaya vücut vermek [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]isnad edilmek[/B]: dayandırılmak [/TD] [TD][B]kat’î[/B]: kesin [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kudret-i Rabbâniye[/B]: her şeyi terbiye ve idare eden Allah’ın sonsuz gücü [/TD] [TD][B]kâinat[/B]: evren [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mahlûk[/B]: varlık [/TD] [TD][B]makbul[/B]: kabul edilen [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mebzuliyet[/B]: çokluk, bolluk [/TD] [TD][B]mevcudat[/B]: varlıklar [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mevcut[/B]: varlık [/TD] [TD][B]meşiet-i İlâhiye[/B]: Allah’ın dilemesi [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mukni[/B]: ikna edici [/TD] [TD][B]mâkul[/B]: akla uygun [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müşkülleşmek[/B]: zorlaşmak [/TD] [TD][B]nass-ı Kur’ân[/B]: Kur’ân’ın kesin ve açık hükmü [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nihayet[/B]: son [/TD] [TD][B]sabık[/B]: geçen, önceki [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sarahaten[/B]: açıkça [/TD] [TD][B]suhulet peydâ etmek[/B]: kolaylaşmak, kolaylık meydana gelmek [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]suubetli[/B]: zor [/TD] [TD][B]sûhûlet[/B]: kolaylık [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tabiat[/B]: materyalist düşünce; tabiat için, “insan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç” düşüncesi [/TD] [TD][B]tahakkuk eden[/B]: gerçekleşen [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tâbi olmak[/B]: bağlı olmak [/TD] [TD][B]vahdet[/B]: Allah’ın birliğinin bütün varlıklarda görülmesi [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vuzuh[/B]: açıklık [/TD] [TD][B]vâzıh[/B]: açık, aşikâr [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zeyl[/B]: ek, ilave [/TD] [TD][B]ziyade[/B]: çok, fazla [/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âyet[/B]: Kur’ân’da yer alan her bir cümle [/TD] [TD][B]şe’n[/B]: temel özellik [/TD] [/TR] </TBODY>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
Yirmi Üçüncü Lem'a
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst