Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 257010" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmibeşinci Söz - Sayfa 546</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">sonra ve safa-yı kalb ve tezkiye-i nefisten sonra ve ruhun terakkiyatından ve aklın tekemmülünden sonra beşerin ukulü “Sadakte” deyip o hakaikı kabul eder, Kur’ân’a “Bârekâllah” der. Bu kısmın, kısmen On Birinci Sözde izah ve ispatı geçmiştir; tekrara hacet kalmamıştır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Amma ahvâl-i uhreviye ve berzahiye ise, çendan akl-ı beşer kendi başıyla yetişemiyor, göremiyor. Fakat, Kur’ân’ın gösterdiği yollarla, onları görmek derecesinde ispat ediyor. Onuncu Sözde, Kur’ân’ın şu ihbârât-ı gaybiyesi ne derece doğru ve hak olduğu izah ve ispat edilmiştir. Ona müracaat et.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>İKİNCİ CİLVE:</strong> <em>Kur’ân’ın şebâbetidir.</em> Her asırda taze nazil oluyor gibi, tazeliğini, gençliğini muhafaza ediyor. Evet, Kur’ân, bir hutbe-i ezeliye olarak, umum asırlardaki umum tabakat-ı beşeriyeye birden hitap ettiği için, öyle daimî bir şebâbeti bulunmak lâzımdır. Hem de öyle görülmüş ve görünüyor. Hattâ, efkârca muhtelif ve istidatça mütebayin asırlardan, her asra göre, güya o asra mahsus gibi bakar, baktırır ve ders verir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Beşerin âsâr ve kanunları, beşer gibi ihtiyar oluyor, değişiyor, tebdil ediliyor. Fakat Kur’ân’ın hükümleri ve kanunları o kadar sabit ve rasihtir ki, asırlar geçtikçe daha ziyade kuvvetini gösteriyor. Evet, en ziyade kendine güvenen ve Kur’ân’ın sözlerine karşı kulağını kapayan şu asr-ı hazır ve şu asrın ehl-i kitap insanları, Kur’ân’ın <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">يَاۤ اَهْلَ الْكِتَابِ يَاۤ اَهْلَ الْكِتَابِ</span></span> hitab-ı mürşidânesine o kadar muhtaçtır ki, güya o hitap doğrudan doğruya şu asra müteveccihtir ve <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">يَاۤ اَهْلَ الْكِتَابِ</span></span> lâfzı, <em>“Yâ ehle’l-mekteb</em>“ mânâsını dahi tazammun eder; bütün şiddetiyle, bütün tazeliğiyle, bütün şebâbetiyle, <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">يَاۤ اَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا اِلٰى كَلِمَةٍ سَوَاۤءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ</span></span> sayhasını âlemin aktârına savuruyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Meselâ, şahıslar, cemaatler muârazasından âciz kaldıkları Kur’ân’a karşı, bütün nev-i beşerin ve belki cinnîlerin de netice-i efkârları olan medeniyet-i hazıra,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Ey kitap ehli! Ey kitap ehli!” Âl-i İmrân Sûresi, 3:64.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:64.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Bârekâllah</strong>: Allah ne mübarek yaratmış (bk. b-r-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ahvâl-i uhreviye ve berzahiye</strong>: kabir ve âhiret halleri (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>akl-ı beşer</strong>: insan aklı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>aktâr</strong>: her taraf, her yan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>asr-ı hazır</strong>: şimdiki asır</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beşer</strong>: insan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemaat</strong>: topluluk, grup (bk. c-m-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cilve</strong>: yansıma, görünüm (bk. c-l-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cinnî</strong>: cinlerden olan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>efkârca</strong>: fikirler bakımından (bk. f-k-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i kitap</strong>: kitap ehli; Allah’ın gönderdiği kitaplara inanan Hıristiyan ve Yahudiler (bk. k-t-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehle’l-mekteb</strong>: mektepli, okumuş, bilgili (bk. k-t-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hacet</strong>: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakaik</strong>: gerçekler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hitab-ı mürşidâne</strong>: doğru yolu gösterici hitap (bk. ḫ-ṭ-b; r-ş-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hutbe-i ezeliye</strong>: ezelî hutbe (bk. ḫ-ṭ-b; e-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihbârât-ı gaybiye</strong>: gaybdan verilen haberler (bk. ğ-y-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istidatça</strong>: kabiliyetçe (bk. a-d-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>izah</strong>: açıklama</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâfz</strong>: kelime, ifade</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medeniyet-i hazıra</strong>: günümüz medeniyeti</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhafaza</strong>: koruma (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhtelif</strong>: çeşitli, değişik</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muâraza</strong>: karşı koyma, muhalefet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütebayin</strong>: ayrı ayrı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteveccih</strong>: yönelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazil olmak</strong>: inmek (bk. n-z-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>netice-i efkâr</strong>: fikirlerin sonucu (bk. f-k-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nev-i beşer</strong>: insanlık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rasih</strong>: sağlam</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sadakte</strong>: “doğrudur” (bk. ṣ-d-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>safa-yı kalb</strong>: kalbin safiliği, temizliği (bk. ṣ-f-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sayha</strong>: sesleniş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabakat-ı beşeriye</strong>: insan tabakaları, sınıfları</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tazammun etme</strong>: içine alma, kapsama </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tebdil edilmek</strong>: değiştirilmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tekemmül</strong>: mükemmelleşme (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>terakkiyat</strong>: ilerlemeler, yükselmeler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezkiye-i nefis</strong>: nefsi terbiye edip temizleme (bk. n-f-s)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ukul</strong>: akıllar </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âciz</strong>: güçsüz, zayıf (bk. a-c-z)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem</strong>: dünya (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âsâr</strong>: eserler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>çendan</strong>: gerçi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şebâbet</strong>: gençlik, tazelik</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 257010, member: 1"] [b]Yirmibeşinci Söz - Sayfa 546[/b] [FONT=Tahoma]sonra ve safa-yı kalb ve tezkiye-i nefisten sonra ve ruhun terakkiyatından ve aklın tekemmülünden sonra beşerin ukulü “Sadakte” deyip o hakaikı kabul eder, Kur’ân’a “Bârekâllah” der. Bu kısmın, kısmen On Birinci Sözde izah ve ispatı geçmiştir; tekrara hacet kalmamıştır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Amma ahvâl-i uhreviye ve berzahiye ise, çendan akl-ı beşer kendi başıyla yetişemiyor, göremiyor. Fakat, Kur’ân’ın gösterdiği yollarla, onları görmek derecesinde ispat ediyor. Onuncu Sözde, Kur’ân’ın şu ihbârât-ı gaybiyesi ne derece doğru ve hak olduğu izah ve ispat edilmiştir. Ona müracaat et. [/FONT] [FONT=Tahoma][B]İKİNCİ CİLVE:[/B] [I]Kur’ân’ın şebâbetidir.[/I] Her asırda taze nazil oluyor gibi, tazeliğini, gençliğini muhafaza ediyor. Evet, Kur’ân, bir hutbe-i ezeliye olarak, umum asırlardaki umum tabakat-ı beşeriyeye birden hitap ettiği için, öyle daimî bir şebâbeti bulunmak lâzımdır. Hem de öyle görülmüş ve görünüyor. Hattâ, efkârca muhtelif ve istidatça mütebayin asırlardan, her asra göre, güya o asra mahsus gibi bakar, baktırır ve ders verir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Beşerin âsâr ve kanunları, beşer gibi ihtiyar oluyor, değişiyor, tebdil ediliyor. Fakat Kur’ân’ın hükümleri ve kanunları o kadar sabit ve rasihtir ki, asırlar geçtikçe daha ziyade kuvvetini gösteriyor. Evet, en ziyade kendine güvenen ve Kur’ân’ın sözlerine karşı kulağını kapayan şu asr-ı hazır ve şu asrın ehl-i kitap insanları, Kur’ân’ın [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]يَاۤ اَهْلَ الْكِتَابِ يَاۤ اَهْلَ الْكِتَابِ[/SIZE][/FONT] hitab-ı mürşidânesine o kadar muhtaçtır ki, güya o hitap doğrudan doğruya şu asra müteveccihtir ve [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]يَاۤ اَهْلَ الْكِتَابِ[/SIZE][/FONT] lâfzı, [I]“Yâ ehle’l-mekteb[/I]“ mânâsını dahi tazammun eder; bütün şiddetiyle, bütün tazeliğiyle, bütün şebâbetiyle, [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]يَاۤ اَهْلَ الْكِتَابِ تَعَالَوْا اِلٰى كَلِمَةٍ سَوَاۤءٍ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ[/SIZE][/FONT] sayhasını âlemin aktârına savuruyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Meselâ, şahıslar, cemaatler muârazasından âciz kaldıkları Kur’ân’a karşı, bütün nev-i beşerin ve belki cinnîlerin de netice-i efkârları olan medeniyet-i hazıra, [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Ey kitap ehli! Ey kitap ehli!” Âl-i İmrân Sûresi, 3:64. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] “Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin.” Âl-i İmrân Sûresi, 3:64.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Bârekâllah[/B]: Allah ne mübarek yaratmış (bk. b-r-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ahvâl-i uhreviye ve berzahiye[/B]: kabir ve âhiret halleri (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]akl-ı beşer[/B]: insan aklı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]aktâr[/B]: her taraf, her yan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]asr-ı hazır[/B]: şimdiki asır[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beşer[/B]: insan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cemaat[/B]: topluluk, grup (bk. c-m-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cilve[/B]: yansıma, görünüm (bk. c-l-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cinnî[/B]: cinlerden olan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]efkârca[/B]: fikirler bakımından (bk. f-k-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i kitap[/B]: kitap ehli; Allah’ın gönderdiği kitaplara inanan Hıristiyan ve Yahudiler (bk. k-t-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehle’l-mekteb[/B]: mektepli, okumuş, bilgili (bk. k-t-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hacet[/B]: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakaik[/B]: gerçekler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hitab-ı mürşidâne[/B]: doğru yolu gösterici hitap (bk. ḫ-ṭ-b; r-ş-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hutbe-i ezeliye[/B]: ezelî hutbe (bk. ḫ-ṭ-b; e-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihbârât-ı gaybiye[/B]: gaybdan verilen haberler (bk. ğ-y-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istidatça[/B]: kabiliyetçe (bk. a-d-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]izah[/B]: açıklama[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâfz[/B]: kelime, ifade[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]medeniyet-i hazıra[/B]: günümüz medeniyeti[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhafaza[/B]: koruma (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhtelif[/B]: çeşitli, değişik[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muâraza[/B]: karşı koyma, muhalefet[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mütebayin[/B]: ayrı ayrı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteveccih[/B]: yönelik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazil olmak[/B]: inmek (bk. n-z-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]netice-i efkâr[/B]: fikirlerin sonucu (bk. f-k-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nev-i beşer[/B]: insanlık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rasih[/B]: sağlam[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sadakte[/B]: “doğrudur” (bk. ṣ-d-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]safa-yı kalb[/B]: kalbin safiliği, temizliği (bk. ṣ-f-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sayha[/B]: sesleniş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tabakat-ı beşeriye[/B]: insan tabakaları, sınıfları[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tazammun etme[/B]: içine alma, kapsama [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tebdil edilmek[/B]: değiştirilmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tekemmül[/B]: mükemmelleşme (bk. k-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]terakkiyat[/B]: ilerlemeler, yükselmeler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tezkiye-i nefis[/B]: nefsi terbiye edip temizleme (bk. n-f-s)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ukul[/B]: akıllar [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âciz[/B]: güçsüz, zayıf (bk. a-c-z)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem[/B]: dünya (bk. a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âsâr[/B]: eserler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]çendan[/B]: gerçi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şebâbet[/B]: gençlik, tazelik[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst