Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 251650" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yirmi Beşinci Söz - Sayfa 529</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><em>Eğer sükûtuyla sükûnet eylese cezbe, kaçar, ağlar fezada muntazam meczupları</em><em>.</em></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><em></em></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><em></em></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem meselâ, <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">اُولٰۤئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ </span></span>da bir sükût var, bir ıtlak var. Neye zafer bulacaklarını tayin etmemiş, tâ herkes istediğini içinde bulabilsin. Sözü az söyler, tâ uzun olsun. Çünkü, bir kısım muhatabın maksadı ateşten kurtulmaktır. Bir kısmı yalnız Cenneti düşünür. Bir kısım, saadet-i ebediyeyi arzu eder. Bir kısım, yalnız rıza-i İlâhîyi rica eder. Bir kısım, rüyet-i İlâhiyeyi gaye-i emel bilir. Ve hâkezâ, bunun gibi pek çok yerlerde, Kur’ân sözü mutlak bırakır, tâ âmm olsun. Hazfeder, tâ çok mânâları ifade etsin. Kısa keser, tâ herkesin hissesi bulunsun. İşte, <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">اَلْمُفْلِحُونَ</span></span> der, neye felâh bulacaklarını tayin etmiyor. Güya o sükûtla der: “Ey Müslümanlar, müjde size! Ey müttakî, sen Cehennemden felâh bulursun. Ey salih, sen Cennete felâh bulursun. Ey ârif, sen rıza-i İlâhîye nail olursun. Ey âşık, sen rüyete mazhar olursun.” Ve hâkezâ...</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, Kur’ân, câmiiyet-i lâfziye cihetiyle, kelâmdan, kelimeden, huruftan ve sükûttan, herbirisinin binler misallerinden yalnız nümune olarak birer misal getirdik. Âyeti ve kıssatı bunlara kıyas edersin.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem meselâ, <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">فَاعْلَمْ اَنَّهُ لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ</span></span> âyeti, o kadar vücuhu var ve o derece merâtibi var ki, bütün tabakat-ı evliya, bütün sülûklerinde ve mertebelerinde şu âyete ihtiyaçlarını görüp, ondan kendi mertebesine lâyık bir gıda-yı mânevî, bir taze mânâ almışlar. Çünkü <em>Allah</em>bir ism-i câmi’ olduğundan, Esmâ-i Hüsnâ adedince tevhidler, içinde bulunur.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />3</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px"> اَىْ لاَ رَزَّاقَ اِلاَّ هُوَ لاَ خَالِقَ اِلاَّ هُوَ لاَ رَحْمٰنَ اِلاَّ هُوَ</span></span>ve hâkezâ.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “İşte kurtuluşa erenler onlardır.” Bakara Sûresi, 2:5.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Bil ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. Günahın için istiğfar et.” Muhammed Sûresi, 47:19.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-3</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Yani, Ondan başka Rezzâk yoktur. Ondan başka Hâlık yoktur. Ondan başka Rahmân yoktur.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Esmâ-i Hüsnâ</strong>: Allah’ın en güzel isimleri (bk. s-m-v; ḥ-s-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cezbe</strong>: çekim</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>câmiiyet-i lafziye</strong>: sözün kapsamlılığı, çok geniş ve genel mânâları içine alması (bk. c-m-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>felâh</strong>: kurtuluş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>feza</strong>: uzay</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gaye-i emel</strong>: emelinin gayesi, arzu edilen hedef</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gıda-yı mânevî</strong>: mânevî gıda (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hazfetmek</strong>: kaldırmak, aradan çıkarmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>huruf</strong>: harfler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâkezâ</strong>: böylece, bunun gibi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ism-i câmi’</strong>: bütün isimlerin mânâlarını içinde toplayan isim (bk. s-m-v; c-m-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelâm</strong>: kelime, ifade (bk. k-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıssat</strong>: kıssalar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maksat</strong>: gaye (bk. ḳ-ṣ-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhar</strong>: kavuşma, erişme (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meczup</strong>: cezbeye kapılan, çekilen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>merâtib</strong>: mertebeler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muntazam</strong>: düzenli, tertipli (bk. n-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mutlak</strong>: serbest bırakılmış, sınırı belirtilmemiş (bk. ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müttakî</strong>: Allah’tan korkup emir ve yasaklarını titizlikle dinleyen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nail olmak</strong>: erişmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nümune</strong>: örnek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rica etmek</strong>: ummak, ümit etmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rüyet</strong>: Allah’ın cemâlini görme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rüyet-i İlâhî</strong>: Allah’ın cemâlini görme (bk. e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rıza-i İlahî</strong>: Allah’ın rızası (bk. e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet-i ebediye</strong>: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sükûnet</strong>: durgunluk, hareketsizlik (bk. s-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sükût</strong>: sessiz kalma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sülûk</strong>: mânevî yol alma </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabakat-ı evliya</strong>: velilerin tabakaları, dereceleri (bk. v-l-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevhid</strong>: birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma (bk. v-ḥ-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücuh</strong>: yönler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âmm</strong>: genel</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ârif</strong>: bilgide ileri olan (bk. a-r-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ıtlak</strong>: genelleştirme, sınırlamama (bk. ṭ-l-ḳ)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 251650, member: 1"] [b]Yirmi Beşinci Söz - Sayfa 529[/b] [FONT=Tahoma][I]Eğer sükûtuyla sükûnet eylese cezbe, kaçar, ağlar fezada muntazam meczupları[/I][I]. [/I][/FONT] [FONT=Tahoma]Hem meselâ, [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]اُولٰۤئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ [/SIZE][/FONT]da bir sükût var, bir ıtlak var. Neye zafer bulacaklarını tayin etmemiş, tâ herkes istediğini içinde bulabilsin. Sözü az söyler, tâ uzun olsun. Çünkü, bir kısım muhatabın maksadı ateşten kurtulmaktır. Bir kısmı yalnız Cenneti düşünür. Bir kısım, saadet-i ebediyeyi arzu eder. Bir kısım, yalnız rıza-i İlâhîyi rica eder. Bir kısım, rüyet-i İlâhiyeyi gaye-i emel bilir. Ve hâkezâ, bunun gibi pek çok yerlerde, Kur’ân sözü mutlak bırakır, tâ âmm olsun. Hazfeder, tâ çok mânâları ifade etsin. Kısa keser, tâ herkesin hissesi bulunsun. İşte, [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]اَلْمُفْلِحُونَ[/SIZE][/FONT] der, neye felâh bulacaklarını tayin etmiyor. Güya o sükûtla der: “Ey Müslümanlar, müjde size! Ey müttakî, sen Cehennemden felâh bulursun. Ey salih, sen Cennete felâh bulursun. Ey ârif, sen rıza-i İlâhîye nail olursun. Ey âşık, sen rüyete mazhar olursun.” Ve hâkezâ... [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, Kur’ân, câmiiyet-i lâfziye cihetiyle, kelâmdan, kelimeden, huruftan ve sükûttan, herbirisinin binler misallerinden yalnız nümune olarak birer misal getirdik. Âyeti ve kıssatı bunlara kıyas edersin. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem meselâ, [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]فَاعْلَمْ اَنَّهُ لاَۤ اِلٰهَ اِلاَّ اللهُ وَاسْتَغْفِرْ لِذَنْبِكَ[/SIZE][/FONT] âyeti, o kadar vücuhu var ve o derece merâtibi var ki, bütün tabakat-ı evliya, bütün sülûklerinde ve mertebelerinde şu âyete ihtiyaçlarını görüp, ondan kendi mertebesine lâyık bir gıda-yı mânevî, bir taze mânâ almışlar. Çünkü [I]Allah[/I]bir ism-i câmi’ olduğundan, Esmâ-i Hüsnâ adedince tevhidler, içinde bulunur. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]3[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] اَىْ لاَ رَزَّاقَ اِلاَّ هُوَ لاَ خَالِقَ اِلاَّ هُوَ لاَ رَحْمٰنَ اِلاَّ هُوَ[/SIZE][/FONT]ve hâkezâ. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “İşte kurtuluşa erenler onlardır.” Bakara Sûresi, 2:5. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] “Bil ki, Allah’tan başka ilâh yoktur. Günahın için istiğfar et.” Muhammed Sûresi, 47:19. Dipnot-3[/FONT] [FONT=Tahoma] Yani, Ondan başka Rezzâk yoktur. Ondan başka Hâlık yoktur. Ondan başka Rahmân yoktur.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Esmâ-i Hüsnâ[/B]: Allah’ın en güzel isimleri (bk. s-m-v; ḥ-s-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cezbe[/B]: çekim[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]câmiiyet-i lafziye[/B]: sözün kapsamlılığı, çok geniş ve genel mânâları içine alması (bk. c-m-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]felâh[/B]: kurtuluş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]feza[/B]: uzay[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]gaye-i emel[/B]: emelinin gayesi, arzu edilen hedef[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gıda-yı mânevî[/B]: mânevî gıda (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hazfetmek[/B]: kaldırmak, aradan çıkarmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]huruf[/B]: harfler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâkezâ[/B]: böylece, bunun gibi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ism-i câmi’[/B]: bütün isimlerin mânâlarını içinde toplayan isim (bk. s-m-v; c-m-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kelâm[/B]: kelime, ifade (bk. k-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kıssat[/B]: kıssalar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]maksat[/B]: gaye (bk. ḳ-ṣ-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mazhar[/B]: kavuşma, erişme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meczup[/B]: cezbeye kapılan, çekilen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]merâtib[/B]: mertebeler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muntazam[/B]: düzenli, tertipli (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mutlak[/B]: serbest bırakılmış, sınırı belirtilmemiş (bk. ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müttakî[/B]: Allah’tan korkup emir ve yasaklarını titizlikle dinleyen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nail olmak[/B]: erişmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nümune[/B]: örnek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rica etmek[/B]: ummak, ümit etmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rüyet[/B]: Allah’ın cemâlini görme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rüyet-i İlâhî[/B]: Allah’ın cemâlini görme (bk. e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rıza-i İlahî[/B]: Allah’ın rızası (bk. e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]saadet-i ebediye[/B]: sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sükûnet[/B]: durgunluk, hareketsizlik (bk. s-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sükût[/B]: sessiz kalma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sülûk[/B]: mânevî yol alma [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tabakat-ı evliya[/B]: velilerin tabakaları, dereceleri (bk. v-l-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevhid[/B]: birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma (bk. v-ḥ-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vücuh[/B]: yönler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âmm[/B]: genel[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ârif[/B]: bilgide ileri olan (bk. a-r-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ıtlak[/B]: genelleştirme, sınırlamama (bk. ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yirmi Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst