Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yedinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247277" data-attributes="member: 1"><p><strong>Yedinci Söz - Sayfa 60</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse, “En leziz ve en tatlı haletin nedir?” Belki diyecek: “Aczimi, zaafımı anlayıp validemin tatlı tokatından korkarak yine validemin şefkatli sinesine sığındığım halettir.” Halbuki, bütün validelerin şefkatleri, ancak bir lem’a-i tecellî-i rahmettir.<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> Onun içindir ki, kâmil insanlar, aczde ve havfullahta öyle bir lezzet bulmuşlar ki, kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberrî edip Allah’a acz ile sığınmışlar; aczi ve havfı kendilerine şefaatçi yapmışlar.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Diğer ilâç ise, şükür ve kanaat ile talep ve dua ve Rezzâk-ı Rahîmin rahmetine itimaddır. Öyle mi? Evet, bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevâd-ı Kerîmin misafirine fakr ve ihtiyaç nasıl elîm ve ağır olabilir? Belki, fakr ve ihtiyacı, hoş bir iştiha suretini alır; iştiha gibi, fakrın tezyidine çalışır. Onun içindir ki, kâmil insanlar, fakr ile fahretmişler. Sakın yanlış anlama, Allah’a karşı fakrını hissedip yalvarmak demektir. Yoksa fakrını halka gösterip dilencilik vaziyetini almak demek değildir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Ve o bilet, senet ise, başta namaz olarak, edâ-i ferâiz ve terk-i kebâirdir. Öyle mi? Evet, bütün ehl-i ihtisas ve müşahedenin ve bütün ehl-i zevk ve keşfin ittifakıyla, o uzun ve karanlıklı ebedü’l-âbâd yolunda zad ve zahîre, ışık ve burâk, ancak Kur’ân’ın evâmirini imtisal ve nevâhîsinden içtinab ile elde edilebilir. Yoksa, fen ve felsefe, san’at ve hikmet, o yolda beş para etmez. Onların ışıkları kabrin kapısına kadardır.<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><u></u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><u></u></strong></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, ey tembel nefsim! Beş vakit namazı kılmak, yedi kebâiri terk etmek, ne kadar az ve rahat ve hafiftir. Neticesi, meyvesi, faidesi ne kadar çok mühim ve büyük olduğunu, aklın varsa, bozulmamışsa anlarsın. Ve fısk ve sefahete seni teşvik eden şeytana ve o adama dersin: Eğer ölümü öldürüp zevâli dünyadan</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. <em>Buhârî</em>, Edeb 19; <em>Müslim</em>, Tevbe, 17, 20, 21; <em>Tirmizî</em>, Deavât 99; <em>İbni Mâce</em>, Zühd 35; <em>Dârîmî</em>, Rikak 69; Müsned 2:334, 434, 484, 526, 3:55, 4:312, 5:439.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. <em>Buhârî</em>, Rikak 42; <em>Müslim</em>, Zühd 5; <em>Tirmizî</em>, Zühd 46; <em>Nesâî</em>, Cenâiz 52; <em>Müsned</em> 3:110.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><strong>Cevâd-ı Kerîm: çok cömert, ihsanı ve ikramı bol olan Allah (bk. c-v-d; k-r-m)</strong></td><td><strong>Rezzâk-ı Rahîm: herşeyin rızkını veren, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah (bk. r-z-ḳ, r-ḥ-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>acz: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)</strong></td><td><strong>burak: Cennete mahsus bir binek</strong></td></tr><tr><td><strong>dua: Allah’a yalvarma, yakarma (bk. d-a-v)</strong></td><td><strong>ebedü’l-âbad: sonsuzların sonsuzu, âhiret (bk. e-b-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>edâ-i ferâiz: farzları yapmak</strong></td><td><strong>ehl-i ihtisas ve müşahede: görünmeyen âlemlere ait hakikatleri bizzat gözleyen ve bu konuda uzmanlaşan kimseler (bk. ş-h-d)</strong></td></tr><tr><td><strong>ehl-i zevk ve keşif: iman hakikatleri kendilerine açılan ve bu hakikatlerin zevkine erişen kimseler (bk. k-ş-f)</strong></td><td><strong>elîm: üzücü, acı verici</strong></td></tr><tr><td><strong>evâmir: emirler</strong></td><td><strong>fahretmek: övünmek</strong></td></tr><tr><td><strong>fakr: fakirlik, ihtiyaç hali (bk. f-ḳ-r)</strong></td><td><strong>fısk: günah</strong></td></tr><tr><td><strong>halet: hal, durum</strong></td><td><strong>havfullah: Allah korkusu</strong></td></tr><tr><td><strong>havl: güç</strong></td><td><strong>hikmet: sadece dünyayı ilgilendiren bilgi, felsefe (bk. ḥ-k-m)</strong></td></tr><tr><td><strong>imtisal: uyma</strong></td><td><strong>itimad: güvenme</strong></td></tr><tr><td><strong>ittifak: birleşme, söz birliği</strong></td><td><strong>içtinab: kaçınma</strong></td></tr><tr><td><strong>iştiha: iştah, fazla istek ve arzu</strong></td><td><strong>kanaat: Allah’ın nasip ettiği rızka razı olma, yetinme</strong></td></tr><tr><td><strong>kebâir: büyük günahlar (bk. k-b-r)</strong></td><td><strong>kâmil: olgun, kemâl ve fazilet sahibi (bk. k-m-l)</strong></td></tr><tr><td><strong>lem’a-i tecellî-i rahmet: Allah’ın şefkat ve merhametinin parıltısı (bk. c-l-y; r-h-m)</strong></td><td><strong>leziz: lezzetli</strong></td></tr><tr><td><strong>nefis: kişinin kendisi (bk. n-f-s)</strong></td><td><strong>nevâhî: yasaklar</strong></td></tr><tr><td><strong>rahmet: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</strong></td><td><strong>sefahet: yasak zevk ve eğlenceye düşkünlük; beyinsizlik, budalalık</strong></td></tr><tr><td><strong>sofra-i nimet: nimet sofrası (bk. n-a-m)</strong></td><td><strong>suret: şekil (bk. ṣ-v-r)</strong></td></tr><tr><td><strong>sîne: göğüs</strong></td><td><strong>talep: isteme (bk. ṭ-l-b)</strong></td></tr><tr><td><strong>teberrî etmek: uzaklaşmak</strong></td><td><strong>terk-i kebâir: büyük günahları terketmek (bk. k-b-r)</strong></td></tr><tr><td><strong>tezyid: artırma, çoğaltma</strong></td><td><strong>valide: anne</strong></td></tr><tr><td><strong>zaaf: zayıflık</strong></td><td><strong>zad ve zahîre: azık, yolda yenilecek ve içilecek şeyler</strong></td></tr><tr><td><strong>zevâl: geçip gitme, kaybolma (bk. z-v-l)</strong></td><td><strong>şefaatçi: af için aracılık eden (bk. ş-f-a)</strong></td></tr><tr><td><strong>şükür: Allah’a karşı minnet duyma, teşekkür etme (bk. ş-k-r)</strong></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody style="margin: 0px; padding: 0px;"> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247277, member: 1"] [b]Yedinci Söz - Sayfa 60[/b] [FONT=Tahoma]vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan sual edilse, “En leziz ve en tatlı haletin nedir?” Belki diyecek: “Aczimi, zaafımı anlayıp validemin tatlı tokatından korkarak yine validemin şefkatli sinesine sığındığım halettir.” Halbuki, bütün validelerin şefkatleri, ancak bir lem’a-i tecellî-i rahmettir.[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] Onun içindir ki, kâmil insanlar, aczde ve havfullahta öyle bir lezzet bulmuşlar ki, kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberrî edip Allah’a acz ile sığınmışlar; aczi ve havfı kendilerine şefaatçi yapmışlar. [/FONT] [FONT=Tahoma]Diğer ilâç ise, şükür ve kanaat ile talep ve dua ve Rezzâk-ı Rahîmin rahmetine itimaddır. Öyle mi? Evet, bütün yeryüzünü bir sofra-i nimet eden ve bahar mevsimini bir çiçek destesi yapan ve o sofranın yanına koyan ve üstüne serpen bir Cevâd-ı Kerîmin misafirine fakr ve ihtiyaç nasıl elîm ve ağır olabilir? Belki, fakr ve ihtiyacı, hoş bir iştiha suretini alır; iştiha gibi, fakrın tezyidine çalışır. Onun içindir ki, kâmil insanlar, fakr ile fahretmişler. Sakın yanlış anlama, Allah’a karşı fakrını hissedip yalvarmak demektir. Yoksa fakrını halka gösterip dilencilik vaziyetini almak demek değildir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Ve o bilet, senet ise, başta namaz olarak, edâ-i ferâiz ve terk-i kebâirdir. Öyle mi? Evet, bütün ehl-i ihtisas ve müşahedenin ve bütün ehl-i zevk ve keşfin ittifakıyla, o uzun ve karanlıklı ebedü’l-âbâd yolunda zad ve zahîre, ışık ve burâk, ancak Kur’ân’ın evâmirini imtisal ve nevâhîsinden içtinab ile elde edilebilir. Yoksa, fen ve felsefe, san’at ve hikmet, o yolda beş para etmez. Onların ışıkları kabrin kapısına kadardır.[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2 [/U][/B][/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, ey tembel nefsim! Beş vakit namazı kılmak, yedi kebâiri terk etmek, ne kadar az ve rahat ve hafiftir. Neticesi, meyvesi, faidesi ne kadar çok mühim ve büyük olduğunu, aklın varsa, bozulmamışsa anlarsın. Ve fısk ve sefahete seni teşvik eden şeytana ve o adama dersin: Eğer ölümü öldürüp zevâli dünyadan [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. [I]Buhârî[/I], Edeb 19; [I]Müslim[/I], Tevbe, 17, 20, 21; [I]Tirmizî[/I], Deavât 99; [I]İbni Mâce[/I], Zühd 35; [I]Dârîmî[/I], Rikak 69; Müsned 2:334, 434, 484, 526, 3:55, 4:312, 5:439. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. [I]Buhârî[/I], Rikak 42; [I]Müslim[/I], Zühd 5; [I]Tirmizî[/I], Zühd 46; [I]Nesâî[/I], Cenâiz 52; [I]Müsned[/I] 3:110. [/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][TABLE] <tbody style="margin: 0px; padding: 0px;">[TR] [TD][B]Cevâd-ı Kerîm: çok cömert, ihsanı ve ikramı bol olan Allah (bk. c-v-d; k-r-m)[/B][/TD] [TD][B]Rezzâk-ı Rahîm: herşeyin rızkını veren, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi Allah (bk. r-z-ḳ, r-ḥ-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]acz: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)[/B][/TD] [TD][B]burak: Cennete mahsus bir binek[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]dua: Allah’a yalvarma, yakarma (bk. d-a-v)[/B][/TD] [TD][B]ebedü’l-âbad: sonsuzların sonsuzu, âhiret (bk. e-b-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]edâ-i ferâiz: farzları yapmak[/B][/TD] [TD][B]ehl-i ihtisas ve müşahede: görünmeyen âlemlere ait hakikatleri bizzat gözleyen ve bu konuda uzmanlaşan kimseler (bk. ş-h-d)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ehl-i zevk ve keşif: iman hakikatleri kendilerine açılan ve bu hakikatlerin zevkine erişen kimseler (bk. k-ş-f)[/B][/TD] [TD][B]elîm: üzücü, acı verici[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]evâmir: emirler[/B][/TD] [TD][B]fahretmek: övünmek[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]fakr: fakirlik, ihtiyaç hali (bk. f-ḳ-r)[/B][/TD] [TD][B]fısk: günah[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]halet: hal, durum[/B][/TD] [TD][B]havfullah: Allah korkusu[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]havl: güç[/B][/TD] [TD][B]hikmet: sadece dünyayı ilgilendiren bilgi, felsefe (bk. ḥ-k-m)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]imtisal: uyma[/B][/TD] [TD][B]itimad: güvenme[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ittifak: birleşme, söz birliği[/B][/TD] [TD][B]içtinab: kaçınma[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]iştiha: iştah, fazla istek ve arzu[/B][/TD] [TD][B]kanaat: Allah’ın nasip ettiği rızka razı olma, yetinme[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kebâir: büyük günahlar (bk. k-b-r)[/B][/TD] [TD][B]kâmil: olgun, kemâl ve fazilet sahibi (bk. k-m-l)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]lem’a-i tecellî-i rahmet: Allah’ın şefkat ve merhametinin parıltısı (bk. c-l-y; r-h-m)[/B][/TD] [TD][B]leziz: lezzetli[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nefis: kişinin kendisi (bk. n-f-s)[/B][/TD] [TD][B]nevâhî: yasaklar[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]rahmet: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/B][/TD] [TD][B]sefahet: yasak zevk ve eğlenceye düşkünlük; beyinsizlik, budalalık[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sofra-i nimet: nimet sofrası (bk. n-a-m)[/B][/TD] [TD][B]suret: şekil (bk. ṣ-v-r)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sîne: göğüs[/B][/TD] [TD][B]talep: isteme (bk. ṭ-l-b)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]teberrî etmek: uzaklaşmak[/B][/TD] [TD][B]terk-i kebâir: büyük günahları terketmek (bk. k-b-r)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tezyid: artırma, çoğaltma[/B][/TD] [TD][B]valide: anne[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zaaf: zayıflık[/B][/TD] [TD][B]zad ve zahîre: azık, yolda yenilecek ve içilecek şeyler[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zevâl: geçip gitme, kaybolma (bk. z-v-l)[/B][/TD] [TD][B]şefaatçi: af için aracılık eden (bk. ş-f-a)[/B][/TD] [/TR] [TR] [TD][B]şükür: Allah’a karşı minnet duyma, teşekkür etme (bk. ş-k-r)[/B][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Yedinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst