Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Yaşamak Yusuf olduğunu fark etmektir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="NuraMeftun" data-source="post: 314238" data-attributes="member: 1008546"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Yaşamak Yusuf olduğunu fark etmektir..Yaşamak, kaybettiklerini kaybolduğun dünyanın dar sokakları arasında kaybedilen zamanların hüsranlığında aramak demekti. Bir yüze/ göze/ gönle sahip olduğunu hatırlayıp, zamanın geçmişliğini hayatın kalıbına pişmanlık olarak dökmekti. Yaşamak, kendini arama-bulma arasındaki ince bir çizgide var oluşunu anlamlandırma ameliyesiydi...</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Yaşamak hayatın Yusuf'u olduğunu fark etmektir Demirci'ye göre. Kıssaların en güzelini en güzel olman için anlatması ondandır. Düştüğün dünyanın, düşmekle birlikte düşürdüğün/düşürülen dünyanın kalkması için bir uyandırma busesidir bu kıssa. Bu yüzden züleyhanın aşkına kurban edilmemesi gerekir bu kıssanın. Aşk masallarının, hikâyelerinin konusu olmaktan çıkmalı, düşürüldüğü derin uykudan uyandırılmalı Yusuf kıssası. U/yanmalı, yakmalı, akmalı yeniden...</span><span style="font-size: 12px">"Ya esefâ!" gam ve kederin berrak sularında yıkanmaya varım çığlığı... </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">"Ya esefâ!" gam ve kederin kuşatıcı yangınına girmeye hazırım çığlığı... </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">"Ya esefâ!" gam ve kederin Yusuf'a uyanmasına ben de uyanmaya hazırım çığlığı...</span><span style="font-size: 12px">"Ya esefâ!"ların çokluğuyla övünmezdi kimse. Huzur ve konfor isteği kuşatmışken kalbini, "ya esefâ!"lar kabrin oluyordu seni uyandıran. Tutkunun şehvetli kollarından alıyordu seni ve yakîn bir bilginin engin yamaçlarına götürüyordu. Ah keşke bilseydin! Her "ya esefâ" bir gün bileceğin bir güne birikiyor demekti. O gün hesaba çekileceğin "ya esefâ!"ları bir düşünsene... Düşünemediğin her an bil ki bu düşten uyanamayacaksın, düşeceksin...</span><span style="font-size: 12px">Üç yusuf üç rüya üç gömlek...</span><span style="font-size: 12px">Hayat üç evrede anlatılır her zaman. Doğum, yaşam ve ölüm... Üç yusuf'un dördüncüsü olmadın hiçbir zaman. Üç Yusuf'un üçünde de var olmak için nefes almaktasın. Üç Yusuf'un dördüncüsünü düşünmek için buradasın. Düşlemek ve Demirci'nin ifade ettiği gibi: "Zor zamanlar diye dünyanın yarınlarını" değil "Ölüm sonrasına dair kaygılar" yaşamak için buradasın. Şimdi buradayım diye-biliyorsan eğer, "Tenini ağırlayan bu zindanda, canının Yusuf" olduğunu bilmek için buradasın...</span><span style="font-size: 12px">Doğarken muhtaçtın ailene. Bir babanın, annenin kollarında uyandırılmaya çalışıldın. Sonra kardeşlerinle oynarken kuyuya bırakıldın, dünya kuyusuna, hased kuyusuna, kıskançlık kuyusuna. "Sen Rabbin için bir Yusuf ümidi oldun" ailen ise bir Yakub ümidi oldu... Sen "Yusuf'unu çürüt"tün ailen Yakub'u. Ailen Yakub'u sen Yusuf'u... Yakub bir gün Yusuf olduğunu bilmeseydi sabır düşmezdi payına. Yusuf'u yaşamalıydı Yakub. Yusuf'la yaşamalı ve Yusuf'la tekrardan uyumalı, tekrardan uyanmalıydı. "Her uyanıklığın üstünde bir uyanıklık olduğunu bilmeliydi."</span><span style="font-size: 12px">Uyanmadın. Ne yapılırsa yapılsın daldığın derin uykudan çıkaramadı varlığa kimse seni. Doymuştun uykuya, susuzluk nedir bilmiyordun. Ne aradığını bilmeden aradın sürekli. Yazara göre, "Arayan Yusuf'u bulamıyorsa, Yusuf değil arayan kayıptı." Oysa sen yoktun. Aramayı bilmiyordun. Aradığını bilmiyordun. Ta ki eline bir kitap düşene dek...</span><span style="font-size: 12px">Defalarca okunan bir kıssanın, defalarca yorumlanan bir kıssanın, defalarca en güzelin kıssası olduğu belirtilen bir kıssanın seni güzelleştirmek için indiğini bu kadar detaylı düşünmemiştin. En ince ayrıntılarına kadar hayatın içinden örneklemelerle bir Yusuf'un bin Yusuf'u barındırdığını aklına getirmemiştin. Bir metaforun damarlarında akıp giden hakikatin binbir veçhesini bu kadar net ve akıcı okumamıştın. Rüyalarında biriktirdiğin hayallerinin bir gün seni bir rüyadan uyandıracak kitabın kollarına düşüreceğini bilememiştin. Kendisi de uykuda olan bir uyanıklığın senin uykunu rahatsız etmeye geleceğini hiç ummamıştın.</span><span style="font-size: 12px">Kavramların bitmek bilmez geniş vadisinde sürüsünü kaybeden bir çoban gibi koşturuyordun durmadan. Elinden ve yüreğinden tutup sana bir yol gösterecek birini arıyordun. İşte elindeki kitap bu yol rehberliğinde sana sıcacık gönlünü bırakıyordu pusula niyetine. Salt teori ve usullerle yapılmış tefsirlerin ötesinde hayatın tam ortasına düşüyordu her bir cümle hayat bulasın diye. Bilgiye boğmak yerine bilginin hayatla buluşmasını sağlıyordu. Ve üslup, her zamanki Senai Demirci üslubu da olunca sesler kesiliyor ve yürekler bu kıssaya teslim oluyordu.</span><span style="font-size: 12px">Bu kıssayla, kısaca, kıssaca var olmaya hazır mısın ey muhatap?</span><span style="font-size: 12px">Öyleyse?... </span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px">Bana kitapla arandan çekilmek düşer, rüyadan uyanman niyetine...</span><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'georgia'">Üç Yusuf Üç Rüya Üç Gömlek </span></em></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'georgia'">Senai Demirci </span></em></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'georgia'">208 sayfa </span></em></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'georgia'">Timaş Yayınları</span></em></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'georgia'"></span></em></strong></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><strong><em><span style="font-family: 'georgia'">-alıntıdır-</span></em></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="NuraMeftun, post: 314238, member: 1008546"] [CENTER][SIZE=3]Yaşamak Yusuf olduğunu fark etmektir..Yaşamak, kaybettiklerini kaybolduğun dünyanın dar sokakları arasında kaybedilen zamanların hüsranlığında aramak demekti. Bir yüze/ göze/ gönle sahip olduğunu hatırlayıp, zamanın geçmişliğini hayatın kalıbına pişmanlık olarak dökmekti. Yaşamak, kendini arama-bulma arasındaki ince bir çizgide var oluşunu anlamlandırma ameliyesiydi...[/SIZE] [SIZE=3]Yaşamak hayatın Yusuf'u olduğunu fark etmektir Demirci'ye göre. Kıssaların en güzelini en güzel olman için anlatması ondandır. Düştüğün dünyanın, düşmekle birlikte düşürdüğün/düşürülen dünyanın kalkması için bir uyandırma busesidir bu kıssa. Bu yüzden züleyhanın aşkına kurban edilmemesi gerekir bu kıssanın. Aşk masallarının, hikâyelerinin konusu olmaktan çıkmalı, düşürüldüğü derin uykudan uyandırılmalı Yusuf kıssası. U/yanmalı, yakmalı, akmalı yeniden...[/SIZE][SIZE=3]"Ya esefâ!" gam ve kederin berrak sularında yıkanmaya varım çığlığı... "Ya esefâ!" gam ve kederin kuşatıcı yangınına girmeye hazırım çığlığı... "Ya esefâ!" gam ve kederin Yusuf'a uyanmasına ben de uyanmaya hazırım çığlığı...[/SIZE][SIZE=3]"Ya esefâ!"ların çokluğuyla övünmezdi kimse. Huzur ve konfor isteği kuşatmışken kalbini, "ya esefâ!"lar kabrin oluyordu seni uyandıran. Tutkunun şehvetli kollarından alıyordu seni ve yakîn bir bilginin engin yamaçlarına götürüyordu. Ah keşke bilseydin! Her "ya esefâ" bir gün bileceğin bir güne birikiyor demekti. O gün hesaba çekileceğin "ya esefâ!"ları bir düşünsene... Düşünemediğin her an bil ki bu düşten uyanamayacaksın, düşeceksin...[/SIZE][SIZE=3]Üç yusuf üç rüya üç gömlek...[/SIZE][SIZE=3]Hayat üç evrede anlatılır her zaman. Doğum, yaşam ve ölüm... Üç yusuf'un dördüncüsü olmadın hiçbir zaman. Üç Yusuf'un üçünde de var olmak için nefes almaktasın. Üç Yusuf'un dördüncüsünü düşünmek için buradasın. Düşlemek ve Demirci'nin ifade ettiği gibi: "Zor zamanlar diye dünyanın yarınlarını" değil "Ölüm sonrasına dair kaygılar" yaşamak için buradasın. Şimdi buradayım diye-biliyorsan eğer, "Tenini ağırlayan bu zindanda, canının Yusuf" olduğunu bilmek için buradasın...[/SIZE][SIZE=3]Doğarken muhtaçtın ailene. Bir babanın, annenin kollarında uyandırılmaya çalışıldın. Sonra kardeşlerinle oynarken kuyuya bırakıldın, dünya kuyusuna, hased kuyusuna, kıskançlık kuyusuna. "Sen Rabbin için bir Yusuf ümidi oldun" ailen ise bir Yakub ümidi oldu... Sen "Yusuf'unu çürüt"tün ailen Yakub'u. Ailen Yakub'u sen Yusuf'u... Yakub bir gün Yusuf olduğunu bilmeseydi sabır düşmezdi payına. Yusuf'u yaşamalıydı Yakub. Yusuf'la yaşamalı ve Yusuf'la tekrardan uyumalı, tekrardan uyanmalıydı. "Her uyanıklığın üstünde bir uyanıklık olduğunu bilmeliydi."[/SIZE][SIZE=3]Uyanmadın. Ne yapılırsa yapılsın daldığın derin uykudan çıkaramadı varlığa kimse seni. Doymuştun uykuya, susuzluk nedir bilmiyordun. Ne aradığını bilmeden aradın sürekli. Yazara göre, "Arayan Yusuf'u bulamıyorsa, Yusuf değil arayan kayıptı." Oysa sen yoktun. Aramayı bilmiyordun. Aradığını bilmiyordun. Ta ki eline bir kitap düşene dek...[/SIZE][SIZE=3]Defalarca okunan bir kıssanın, defalarca yorumlanan bir kıssanın, defalarca en güzelin kıssası olduğu belirtilen bir kıssanın seni güzelleştirmek için indiğini bu kadar detaylı düşünmemiştin. En ince ayrıntılarına kadar hayatın içinden örneklemelerle bir Yusuf'un bin Yusuf'u barındırdığını aklına getirmemiştin. Bir metaforun damarlarında akıp giden hakikatin binbir veçhesini bu kadar net ve akıcı okumamıştın. Rüyalarında biriktirdiğin hayallerinin bir gün seni bir rüyadan uyandıracak kitabın kollarına düşüreceğini bilememiştin. Kendisi de uykuda olan bir uyanıklığın senin uykunu rahatsız etmeye geleceğini hiç ummamıştın.[/SIZE][SIZE=3]Kavramların bitmek bilmez geniş vadisinde sürüsünü kaybeden bir çoban gibi koşturuyordun durmadan. Elinden ve yüreğinden tutup sana bir yol gösterecek birini arıyordun. İşte elindeki kitap bu yol rehberliğinde sana sıcacık gönlünü bırakıyordu pusula niyetine. Salt teori ve usullerle yapılmış tefsirlerin ötesinde hayatın tam ortasına düşüyordu her bir cümle hayat bulasın diye. Bilgiye boğmak yerine bilginin hayatla buluşmasını sağlıyordu. Ve üslup, her zamanki Senai Demirci üslubu da olunca sesler kesiliyor ve yürekler bu kıssaya teslim oluyordu.[/SIZE][SIZE=3]Bu kıssayla, kısaca, kıssaca var olmaya hazır mısın ey muhatap?[/SIZE][SIZE=3]Öyleyse?... Bana kitapla arandan çekilmek düşer, rüyadan uyanman niyetine...[/SIZE][SIZE=3][B][I][FONT=georgia]Üç Yusuf Üç Rüya Üç Gömlek Senai Demirci 208 sayfa Timaş Yayınları -alıntıdır-[/FONT][/I][/B][/SIZE][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Yaşamak Yusuf olduğunu fark etmektir
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst