Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman'dan Nasihatler
Üstadımız'dan mektuplar
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 181107" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>ISPARTA KAHRAMANLARI</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Bu bir tespit, bu bir makamdır.“Feyzi kardeşim, sen Isparta Kahramanları gibi olmak istiyorsan, onlar gibi olmalısın.”</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Bediüzzaman Hazretlerinin bu tesbiti, bir bakıma dâvâsına gösterdiği ehemmiyetini ortaya koymaktadır.Çaycı Emin ağabeyin oğlu Abdullah ağabeyden dinlediğim bir hadise çok cây-ı dikkattir.Şöyle ifade etmişti: “Ben babam ile Kastamonu’da iken, Üstadımız Karadağ mevkiine giderken atın üzengisini Mehmet Feyzi Efendi tutuyordu. Üstadımız her zaman direk Karadağ’a çıkarken, bu kez Mehmet Feyzi Efendi’ye, atın yönünü Kastamonu Çarşısına yönelttirdi. Ve Üstad atın üzerinde, Mehmet Feyzi Efendi atın üzengisini tutar halde, semercilerden, bakırcılardan ve çarşıdan atı dolaştırarak, biz de babam ile atın arkasından giderek Karadağ’a çıktık. Üstad hiçbir şey söylemedi.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Biz bu durumu şöyle anladık: Üstadımız Kastamonu’ya geldiğinde, onun nasıl bir şahıs olduğu bilinmiyordu. Mehmet Feyzi Efendi ise, medrese tahsili görmüş, âlim bir zat olarak tanınıyordu. Üstadımız böyle yapmakla Feyzi Efendi’ye ve Kastamonu ahalisine ders vermek istiyordu.”</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Isparta kahramanlarının hiçbirisi tanınmış bir âlim ve eşraflı kimseler değildiler. Kendi halinde insanlardı, ama büyük bir dâvânın hizmetinde buluşmaları onları kahraman haline getirmişti.İşte bu makam, kıyamete kadar gidecek ihlâslı bir mefkûrenin âdeta ana prensipleri idi.Yıllar yılları kovaladı. Zaman Bediüzzaman’ı haklı çıkararak, birçok “Isparta Kahramanları” çıkardı.“Buraya biri gelse, seni on günde velâyet makamına çıkaracağım dese, sen gidip ona tâbî olsan, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın” sözünü dile getiren Bediüzzaman, velileri dahi geride bırakacak kudsî bir hizmetin ehemmiyetini ifade ediyordu.Nitekim Taşköprülü Sadık Bey, İbrahim Fakazlı, Ahmet Feyzi, Hasan Feyzi, Hafız Ali, Tahiri Mutlu, Bayram, Sungur ve Zübeyir Gündüzalp gibi münbit sinelerde, bu hakikat yerini alıyor.Onları örnek alan nice Nur kahramanları yetişti. Onların kızları ve oğulları, hatta torunları bu ağır yüke omuz verdiler.“Sahipler, varisler, talebeler, dostlar, rükünler, haslar ve hasların hasları...”“Ben Zübeyir’imi kâinata değişmem'' diyen bir sahiplik şuurunu her zaman özlemişimdir.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Uhud Harbinde kırk küsûr Sahabînin verdiği imtihanı hatırlıyorum. “Siz savaş bitse dahi buradan ayrılmayacaksınız” emrine insanî nedenler ile uymayıp, ganimet toplamağa giden Sahabîler gibi.Ama, yine de vazifenin ehemmiyetini idrâk eden birkaç Sahabî, yerinden ayrılmamışlardır.“Nur şakirtleri çoktur, ama iş yapan azdır” ifadesini kullanan Bediüzzaman, hep elli tane yetişkin adam aramıştır. Akdamar adasını misal vermiştir.Bunun için ilim ve kabiliyet gerekmiyor. İhlâs gerekiyor, sadâkat gerekiyor, salâbet gerekiyor, cesaret gerekiyor...“Bu ehl-i dalâlet hepinizi aldatır, ama bunu kimse kandıramaz” dediği Zübeyir Gündüzalp sisteminde Nur talebelerine muhtacız.Yoksa küçük meseleler için büyük hizmetleri ihmâl edenler ile nereye gideceksiniz?“Nefis cümleden ednâ, vazife cümleden a’la” tesbiti işte bunun için gerekli. Odun parçalarını kırıp yakacak haline getirmek gibi, bütün benliğimizi kırıp, vazifenin ciddiyetine râm olmalıyız.Hep onları hatırlamışımdır,</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Gıpta etmişimdir,</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Nasıl bir makamdır?</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Nasıl bir yoldur?</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #2f4f4f"><strong>Bir ulaşabilsem.</strong></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 181107, member: 5987"] [SIZE="3"][FONT="Comic Sans MS"][COLOR="#2f4f4f"][B]ISPARTA KAHRAMANLARI Bu bir tespit, bu bir makamdır.“Feyzi kardeşim, sen Isparta Kahramanları gibi olmak istiyorsan, onlar gibi olmalısın.” Bediüzzaman Hazretlerinin bu tesbiti, bir bakıma dâvâsına gösterdiği ehemmiyetini ortaya koymaktadır.Çaycı Emin ağabeyin oğlu Abdullah ağabeyden dinlediğim bir hadise çok cây-ı dikkattir.Şöyle ifade etmişti: “Ben babam ile Kastamonu’da iken, Üstadımız Karadağ mevkiine giderken atın üzengisini Mehmet Feyzi Efendi tutuyordu. Üstadımız her zaman direk Karadağ’a çıkarken, bu kez Mehmet Feyzi Efendi’ye, atın yönünü Kastamonu Çarşısına yönelttirdi. Ve Üstad atın üzerinde, Mehmet Feyzi Efendi atın üzengisini tutar halde, semercilerden, bakırcılardan ve çarşıdan atı dolaştırarak, biz de babam ile atın arkasından giderek Karadağ’a çıktık. Üstad hiçbir şey söylemedi. Biz bu durumu şöyle anladık: Üstadımız Kastamonu’ya geldiğinde, onun nasıl bir şahıs olduğu bilinmiyordu. Mehmet Feyzi Efendi ise, medrese tahsili görmüş, âlim bir zat olarak tanınıyordu. Üstadımız böyle yapmakla Feyzi Efendi’ye ve Kastamonu ahalisine ders vermek istiyordu.” Isparta kahramanlarının hiçbirisi tanınmış bir âlim ve eşraflı kimseler değildiler. Kendi halinde insanlardı, ama büyük bir dâvânın hizmetinde buluşmaları onları kahraman haline getirmişti.İşte bu makam, kıyamete kadar gidecek ihlâslı bir mefkûrenin âdeta ana prensipleri idi.Yıllar yılları kovaladı. Zaman Bediüzzaman’ı haklı çıkararak, birçok “Isparta Kahramanları” çıkardı.“Buraya biri gelse, seni on günde velâyet makamına çıkaracağım dese, sen gidip ona tâbî olsan, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın” sözünü dile getiren Bediüzzaman, velileri dahi geride bırakacak kudsî bir hizmetin ehemmiyetini ifade ediyordu.Nitekim Taşköprülü Sadık Bey, İbrahim Fakazlı, Ahmet Feyzi, Hasan Feyzi, Hafız Ali, Tahiri Mutlu, Bayram, Sungur ve Zübeyir Gündüzalp gibi münbit sinelerde, bu hakikat yerini alıyor.Onları örnek alan nice Nur kahramanları yetişti. Onların kızları ve oğulları, hatta torunları bu ağır yüke omuz verdiler.“Sahipler, varisler, talebeler, dostlar, rükünler, haslar ve hasların hasları...”“Ben Zübeyir’imi kâinata değişmem'' diyen bir sahiplik şuurunu her zaman özlemişimdir. Uhud Harbinde kırk küsûr Sahabînin verdiği imtihanı hatırlıyorum. “Siz savaş bitse dahi buradan ayrılmayacaksınız” emrine insanî nedenler ile uymayıp, ganimet toplamağa giden Sahabîler gibi.Ama, yine de vazifenin ehemmiyetini idrâk eden birkaç Sahabî, yerinden ayrılmamışlardır.“Nur şakirtleri çoktur, ama iş yapan azdır” ifadesini kullanan Bediüzzaman, hep elli tane yetişkin adam aramıştır. Akdamar adasını misal vermiştir.Bunun için ilim ve kabiliyet gerekmiyor. İhlâs gerekiyor, sadâkat gerekiyor, salâbet gerekiyor, cesaret gerekiyor...“Bu ehl-i dalâlet hepinizi aldatır, ama bunu kimse kandıramaz” dediği Zübeyir Gündüzalp sisteminde Nur talebelerine muhtacız.Yoksa küçük meseleler için büyük hizmetleri ihmâl edenler ile nereye gideceksiniz?“Nefis cümleden ednâ, vazife cümleden a’la” tesbiti işte bunun için gerekli. Odun parçalarını kırıp yakacak haline getirmek gibi, bütün benliğimizi kırıp, vazifenin ciddiyetine râm olmalıyız.Hep onları hatırlamışımdır, Gıpta etmişimdir, Nasıl bir makamdır? Nasıl bir yoldur? Bir ulaşabilsem.[/B][/COLOR][/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman'dan Nasihatler
Üstadımız'dan mektuplar
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst