Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Hatıralar
Uluslarası -Risale-i Nur’a Göre Kötülük Kavramı ve Haşir- Toplantısı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="adese" data-source="post: 37708" data-attributes="member: 1579"><p><strong>Ynt: Uluslarası -Risale-i Nur’a Göre Kötülük Kavramı ve Haşir- Toplantısı</strong></p><p></p><p><strong>Prof. Dr. Ian Markham, Hartfrod Seminary, ABD</strong></p><p></p><p><em><span style="color: red"><strong>Hayatı Ölümün Işığında Yaşamak: Bediüzzamanla Bir Konuşma</strong></span></em></p><p></p><p><strong><span style="color: maroon">Batıda ahirete inanmak demode hale gelirken, ahiret inancı olmayan bir din sistemi önermek moda haline geldi diyerek sunumuna başlayan Markham, sunumunda Beddiüzzaman Said Nursi ile çağdaşı olan İngiliz felsefeci Bertrand Russell’ı mukayese ediyor. Daha çok sosyal konulardaki çalışmalar üzerine yoğunlaşan Russell kainata baktığında Allah’ın varlığına ve ahirete dair hiçbir delil göremezken, Nursi kainatta Allah’ın ve O’nun varlığının olmadığı bir yer göremiyor. Modernismin de etkisiyle sadece kesinliğinden emin olunan şeylere inanılması gerekiltiğinin öngörüldüğü bir dönemde yaşayan Russell, yazdığı önemli ve meşhur bir makalesinde neden Hristiyan olmadığını açıklar. “Dizayn tartışması” konusundaki görüşlerini açıklarken, kainatin yaratılışındaki niyet ve nizam tartışmasını ikna edici bulmayan Russell, ahiretin varlığını, hatta ahiretin gerçeklik ihtimalini de inkar eder. Nursi ise bilakis hem dininde, hem kendi hayatında, hem de tüm yaratılmışlarda ahiretin varlığını isbat edecek deliller buluyor. Konusmasının sonunda bu konuda kendisinin bir Hristiyan olarak sebatla Bediüzzaman Said Nursi’nin tarafında bulunduğunu belirten Markham, ahirete imanını da yeniledi.</span> </strong> </p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>Prof. Dr. Leo Lefebure, Georgetown Üniversitesi, ABD</strong></p><p></p><p><em><span style="color: red"><strong>Ölülerin Dirilmesi: Said Nursi ve Jürgen Moltmann</strong></span></em></p><p></p><p><span style="color: maroon">Tebliğinde Bediüzzaman Said Nursi ile Jürgen Moltmann’in kıyaslamasını yapan Lefebure bu iki alimin hayatları ve düşünce alemlerindeki birçok benzerliklere dikkat çekti.</span> <span style="color: maroon"><strong>Nursi ve Moltmann aynı zaman diliminde yaşamışlar. Farkli coğrafyalarda bulunan iki alim de Birinci Dünya Savaşı yıllarında küremizi sarsan köklü değişimlerden farklı ama derin şekillerde etkileniyorlar. Her ikisi de hayatlarının gençlik dönemlerinde felsefe ve politika ile daha ziyade ilgilenirken, bu yıllarda yaşadıkları tecrübelerin etkisi ile dine yöneliyorlar. İki alimin dine yönelişi de onları kendi dinlerinin kutsal kitaplarını temel alarak iman alanında çalışmaya sevk ediyor. </strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong></strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong>Nursi ve Moltmann kıyaslamasında alimlerin ahiret inancına odaklanan Lefebure ‘yeniden dirilmek aslında dönüşmektir’ diyen İncil ayetinden bahsederek hesap günü ve haşre imanın Hristiyan inancinın temel akidelerinden olduğunu kaydetti. Ahiret inancı, yeniden dirilmek ve hesaba çekilmek üzre bu hayatta yaptıklarımızla karşılaşmak Hristiyan dininin özunde vardir diyen Lefebure Nursi ve Moltmann’ın haşir konusundaki anlatımlarındaki en bariz farkı ise şöyle özetledi: Nursi ölülerin dirilmesi mevzuunda kuvvetli deliller sunarak bunu bariz bir hakikat olarak anlatırken Moltmann Hristiyanlık dinindeki haşir konusunun delillerle izahının mümkün olmadığına inanıyor. Ona göre bu isbat edilemez ama iman edilmesi gereken bir akide. </strong> </span> </p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>Prof. Dr. Efrain Agosto, Hartford Seminary, ABD</strong></p><p></p><p><em><span style="color: red"><strong>Said Nursi ve Aziz Paul’a Göre Kötülük Kavramı: Mukayeseli Analiz</strong> </span> </em> </p><p></p><p><span style="color: maroon"><strong>Portorikalılar’ın İspanya kolonisi oldukları dönemdeki bağımsızlık mücadelesinden bahseden Agusto, Said Nursi’nin yaşadığı dönemdeki hızlı tarihi değişim sürecini anlattı. Nursi’nin gençlik yıllarında İmparatorluk çökmek üzere idi ve Osmanlı halkı da Portorikalıların yaşadığına benzer bir kimlik arayışı içindeydi. Kendisi de bir Portoriko’lu olan Agosto, belki de kendi ırkından İstanbul ve Anadolu topraklarına ilk ayak basan kişi olduğunu vurgulayarak Bediüzzaman ve eserleriyle tanışmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. </strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong></strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong>Said Nursi kötülük kavramını sadece kelam veya felsefe dallarına mahsus bir konu olarak görmüyor. Nursi’nin hayatını okurken etkilenen ve Hz. İsa’nın Havarilerinden sayılan Aziz Paul ile Bediüzzaman’ın hayatlarındaki benzerlikleri farkeden Agusto, bu iki kuvvetli inanç sahibi zatın hapis dönemlerinde yazdıkları aynı denecek derecede benzer olan mektupları karşılaştırdı. Aziz Paul dönemin Roma yönetimi tarafından hapse atılmış ve sürgüne gönderilmişti. Arada iki bin yıllık mesafe bulunmasına rağmen, İslâm inancına mensup Bediüzzaman da benzer hadiselerle karşılaştı. Aziz Paul ve Nursi hapiste veya sürgünde oldukları dönemlerde bile kendı sıkıntılarını düşünmek yerine, iman hizmetini ve öğrencilerini düşünüyorlar. Kendileri için gerçek cefa ve acının fiziki olmadığından bahseden bu iki zat, gerçek acının ahiretteki ve ebedî hayattaki ceza olduğuna inanıyorlardı. İkisi de çektikleri eziyetler neticesinde manevi bir saflık noktasına ulaşarak huzur ve rahatlığa ulaşmakta sıkıntı ve zorluklardan geçen bir yol olduğunu görmüşlerdir. Bedenleri zahiren zindanda iken gönülleri gül gülistan olmuştur.</strong></span></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>Prof. Dr. Hamidreza Ayatollahy, Tahran Üniversitesi, İran İslam Cumhuriyeti</strong></p><p></p><p><em><span style="color: red"><strong>Said Nursi ve Motaharri’nin İlahî Adalet Görüşlerinin Mukayesesi</strong></span></em></p><p></p><p><span style="color: maroon"><strong>Said Nursi’nin ilahî adalet konusundaki görüşlerini dört ana başlık altında sunan Ayatollahy, Nursi’nin ahiretteki adalet anlayışını çağdaşı olan meşhur İranlı alim Şehid Motaharri ile karşılaştırdı. Motaharri’nin İlahî Adalet konulu kitabını temel alan Ayatollay’nin Bediüzzaman’ın ilahî adalet konusundaki öğretilerini değerlendirdiği ve Motaharri ile mukayese ettiği dört alan şöyle:</strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong>1- Kainatın yaratılışındaki en mükemmel denge olarak ilahî adalet,</strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong>2- Yeniden dirilme ve haşir bağlamında ilahî adalet,</strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong>3- Deprem gibi doğal felaketler ile ilahî ceza vermek kapsamında ilahî adalet,</strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong>4- Şeytanın ve kötülüğün varlığına rağmen kötülük kavramı.</strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong>Her iki alimin de eserlerinde benzerlikler varken, Motaharri daha felsefi bir yaklaşım kullanıyor. Bediüzzaman Said Nursi’nin tarzında ise teolojik ağırlık göze çarpıyor. Konunun isbatında Motaharri felsefi tartışmalar ve önermeşer sunarken, Nursi tarifi temel alan, herkese hitap eden ve kolay anlaşılır pratik deliller kullanıyor.</strong> </span> </p><p></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>Prof. Dr. Garreth Jones, İsa Mesih Catenbury Üniversitesi, İngiltere</strong> </p><p></p><p><span style="color: red"><em><strong>‘Peyzaj ve Hüzün’: Modernizm Bağlamında Said Nursi ve Dante Alighieri </strong> </em> </span></p><p></p><p> <span style="color: maroon"><strong>Orhan Pamuk’un "İstanbul: Hatıralar ve Şehir" kitabından Osmanlının son dönemlerinden bahsederken kullandığı ve genişce anlamına yer verdiği hüzün kelimesiyle ilgili bazı alıntılar yapan Jones, bu zamanların Bediüzzaman Said Nursi’nin aynasındaki yansımasını inceledi. Jones modernizm döneminin etkilerini yaşayan Nursi’yi 13. yüzyılda yaşamış İtalyan şair Dante Alighieri ile T S Eliot ve Ezra Pound gibi modernizme öncülük eden isimlerle kısmen mukayese etti. T S Eliot ve Ezra Pound’un Dante’nin İlahî Komedi eserinden etkilenerek dine karşı tavırlarında daha da net bir tutum takınmışlar. İlahî Komedi ahirete hayali bir yolculuğu konu alıyor. </strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong></strong></span></p><p><span style="color: maroon"><strong>Dine karşı etkilerin farklı alanlardan ve kuvvetlice geldiğini belirten Jones, Bediüzzaman Said Nursi’nin bize ahiret inancının kat’iyetini hatırlatarak dine gelen taarruzlardan dindarları muhafaza ettiğini belirtti. Nursi’nin gerçeklik derecesinde kat’iyetle gösterdiği haşir hakikati ile ebedi birliğimizi düşünerek belki dindarlar olarak birbirimize yakınlaşır ve destek olarak birlikte çalışırız.</strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="adese, post: 37708, member: 1579"] [b]Ynt: Uluslarası -Risale-i Nur’a Göre Kötülük Kavramı ve Haşir- Toplantısı[/b] [b]Prof. Dr. Ian Markham, Hartfrod Seminary, ABD[/b] [i][color=red][b]Hayatı Ölümün Işığında Yaşamak: Bediüzzamanla Bir Konuşma[/b][/color][/i] [b][color=maroon]Batıda ahirete inanmak demode hale gelirken, ahiret inancı olmayan bir din sistemi önermek moda haline geldi diyerek sunumuna başlayan Markham, sunumunda Beddiüzzaman Said Nursi ile çağdaşı olan İngiliz felsefeci Bertrand Russell’ı mukayese ediyor. Daha çok sosyal konulardaki çalışmalar üzerine yoğunlaşan Russell kainata baktığında Allah’ın varlığına ve ahirete dair hiçbir delil göremezken, Nursi kainatta Allah’ın ve O’nun varlığının olmadığı bir yer göremiyor. Modernismin de etkisiyle sadece kesinliğinden emin olunan şeylere inanılması gerekiltiğinin öngörüldüğü bir dönemde yaşayan Russell, yazdığı önemli ve meşhur bir makalesinde neden Hristiyan olmadığını açıklar. “Dizayn tartışması” konusundaki görüşlerini açıklarken, kainatin yaratılışındaki niyet ve nizam tartışmasını ikna edici bulmayan Russell, ahiretin varlığını, hatta ahiretin gerçeklik ihtimalini de inkar eder. Nursi ise bilakis hem dininde, hem kendi hayatında, hem de tüm yaratılmışlarda ahiretin varlığını isbat edecek deliller buluyor. Konusmasının sonunda bu konuda kendisinin bir Hristiyan olarak sebatla Bediüzzaman Said Nursi’nin tarafında bulunduğunu belirten Markham, ahirete imanını da yeniledi.[/color] [/b] [b]Prof. Dr. Leo Lefebure, Georgetown Üniversitesi, ABD[/b] [i][color=red][b]Ölülerin Dirilmesi: Said Nursi ve Jürgen Moltmann[/b][/color][/i] [color=maroon]Tebliğinde Bediüzzaman Said Nursi ile Jürgen Moltmann’in kıyaslamasını yapan Lefebure bu iki alimin hayatları ve düşünce alemlerindeki birçok benzerliklere dikkat çekti.[/color] [color=maroon][b]Nursi ve Moltmann aynı zaman diliminde yaşamışlar. Farkli coğrafyalarda bulunan iki alim de Birinci Dünya Savaşı yıllarında küremizi sarsan köklü değişimlerden farklı ama derin şekillerde etkileniyorlar. Her ikisi de hayatlarının gençlik dönemlerinde felsefe ve politika ile daha ziyade ilgilenirken, bu yıllarda yaşadıkları tecrübelerin etkisi ile dine yöneliyorlar. İki alimin dine yönelişi de onları kendi dinlerinin kutsal kitaplarını temel alarak iman alanında çalışmaya sevk ediyor. Nursi ve Moltmann kıyaslamasında alimlerin ahiret inancına odaklanan Lefebure ‘yeniden dirilmek aslında dönüşmektir’ diyen İncil ayetinden bahsederek hesap günü ve haşre imanın Hristiyan inancinın temel akidelerinden olduğunu kaydetti. Ahiret inancı, yeniden dirilmek ve hesaba çekilmek üzre bu hayatta yaptıklarımızla karşılaşmak Hristiyan dininin özunde vardir diyen Lefebure Nursi ve Moltmann’ın haşir konusundaki anlatımlarındaki en bariz farkı ise şöyle özetledi: Nursi ölülerin dirilmesi mevzuunda kuvvetli deliller sunarak bunu bariz bir hakikat olarak anlatırken Moltmann Hristiyanlık dinindeki haşir konusunun delillerle izahının mümkün olmadığına inanıyor. Ona göre bu isbat edilemez ama iman edilmesi gereken bir akide. [/b] [/color] [b]Prof. Dr. Efrain Agosto, Hartford Seminary, ABD[/b] [i][color=red][b]Said Nursi ve Aziz Paul’a Göre Kötülük Kavramı: Mukayeseli Analiz[/b] [/color] [/i] [color=maroon][b]Portorikalılar’ın İspanya kolonisi oldukları dönemdeki bağımsızlık mücadelesinden bahseden Agusto, Said Nursi’nin yaşadığı dönemdeki hızlı tarihi değişim sürecini anlattı. Nursi’nin gençlik yıllarında İmparatorluk çökmek üzere idi ve Osmanlı halkı da Portorikalıların yaşadığına benzer bir kimlik arayışı içindeydi. Kendisi de bir Portoriko’lu olan Agosto, belki de kendi ırkından İstanbul ve Anadolu topraklarına ilk ayak basan kişi olduğunu vurgulayarak Bediüzzaman ve eserleriyle tanışmaktan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Said Nursi kötülük kavramını sadece kelam veya felsefe dallarına mahsus bir konu olarak görmüyor. Nursi’nin hayatını okurken etkilenen ve Hz. İsa’nın Havarilerinden sayılan Aziz Paul ile Bediüzzaman’ın hayatlarındaki benzerlikleri farkeden Agusto, bu iki kuvvetli inanç sahibi zatın hapis dönemlerinde yazdıkları aynı denecek derecede benzer olan mektupları karşılaştırdı. Aziz Paul dönemin Roma yönetimi tarafından hapse atılmış ve sürgüne gönderilmişti. Arada iki bin yıllık mesafe bulunmasına rağmen, İslâm inancına mensup Bediüzzaman da benzer hadiselerle karşılaştı. Aziz Paul ve Nursi hapiste veya sürgünde oldukları dönemlerde bile kendı sıkıntılarını düşünmek yerine, iman hizmetini ve öğrencilerini düşünüyorlar. Kendileri için gerçek cefa ve acının fiziki olmadığından bahseden bu iki zat, gerçek acının ahiretteki ve ebedî hayattaki ceza olduğuna inanıyorlardı. İkisi de çektikleri eziyetler neticesinde manevi bir saflık noktasına ulaşarak huzur ve rahatlığa ulaşmakta sıkıntı ve zorluklardan geçen bir yol olduğunu görmüşlerdir. Bedenleri zahiren zindanda iken gönülleri gül gülistan olmuştur.[/b][/color] [b]Prof. Dr. Hamidreza Ayatollahy, Tahran Üniversitesi, İran İslam Cumhuriyeti[/b] [i][color=red][b]Said Nursi ve Motaharri’nin İlahî Adalet Görüşlerinin Mukayesesi[/b][/color][/i] [color=maroon][b]Said Nursi’nin ilahî adalet konusundaki görüşlerini dört ana başlık altında sunan Ayatollahy, Nursi’nin ahiretteki adalet anlayışını çağdaşı olan meşhur İranlı alim Şehid Motaharri ile karşılaştırdı. Motaharri’nin İlahî Adalet konulu kitabını temel alan Ayatollay’nin Bediüzzaman’ın ilahî adalet konusundaki öğretilerini değerlendirdiği ve Motaharri ile mukayese ettiği dört alan şöyle: 1- Kainatın yaratılışındaki en mükemmel denge olarak ilahî adalet, 2- Yeniden dirilme ve haşir bağlamında ilahî adalet, 3- Deprem gibi doğal felaketler ile ilahî ceza vermek kapsamında ilahî adalet, 4- Şeytanın ve kötülüğün varlığına rağmen kötülük kavramı. Her iki alimin de eserlerinde benzerlikler varken, Motaharri daha felsefi bir yaklaşım kullanıyor. Bediüzzaman Said Nursi’nin tarzında ise teolojik ağırlık göze çarpıyor. Konunun isbatında Motaharri felsefi tartışmalar ve önermeşer sunarken, Nursi tarifi temel alan, herkese hitap eden ve kolay anlaşılır pratik deliller kullanıyor.[/b] [/color] [b]Prof. Dr. Garreth Jones, İsa Mesih Catenbury Üniversitesi, İngiltere[/b] [color=red][i][b]‘Peyzaj ve Hüzün’: Modernizm Bağlamında Said Nursi ve Dante Alighieri [/b] [/i] [/color] [color=maroon][b]Orhan Pamuk’un "İstanbul: Hatıralar ve Şehir" kitabından Osmanlının son dönemlerinden bahsederken kullandığı ve genişce anlamına yer verdiği hüzün kelimesiyle ilgili bazı alıntılar yapan Jones, bu zamanların Bediüzzaman Said Nursi’nin aynasındaki yansımasını inceledi. Jones modernizm döneminin etkilerini yaşayan Nursi’yi 13. yüzyılda yaşamış İtalyan şair Dante Alighieri ile T S Eliot ve Ezra Pound gibi modernizme öncülük eden isimlerle kısmen mukayese etti. T S Eliot ve Ezra Pound’un Dante’nin İlahî Komedi eserinden etkilenerek dine karşı tavırlarında daha da net bir tutum takınmışlar. İlahî Komedi ahirete hayali bir yolculuğu konu alıyor. Dine karşı etkilerin farklı alanlardan ve kuvvetlice geldiğini belirten Jones, Bediüzzaman Said Nursi’nin bize ahiret inancının kat’iyetini hatırlatarak dine gelen taarruzlardan dindarları muhafaza ettiğini belirtti. Nursi’nin gerçeklik derecesinde kat’iyetle gösterdiği haşir hakikati ile ebedi birliğimizi düşünerek belki dindarlar olarak birbirimize yakınlaşır ve destek olarak birlikte çalışırız.[/b][/color] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Hatıralar
Uluslarası -Risale-i Nur’a Göre Kötülük Kavramı ve Haşir- Toplantısı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst