HaberRss
Haber Robotu
Uğur Akkafa, 1973 yılında dünyaya geldi. Özellikle gençler arasında giderek popülerliği artan Risale-i Nur derslerinin yapıldığı Nur Mektebi’ni kuran ve hala derslere devam eden güler yüzlü, samimi bir “abi” ve kendi tabiriyle “hala insan olma çalışmalarım devam ediyor. Başarabilir miyim bilemiyorum ama ümitsiz değilim. Biliyorum ki beni seven bir Rabbim var” diyen Akkafa ile Nur Mektebi’nin hikayesini, gençlere yönelik faaliyetlerini ve gündemi meşgul eden “İslamı anlatacak adam” tartışmasındaki tutumunu konuştuk…
Nur Mektebi, modern dekoruyla, farklı ders anlatım stili ve faaliyetleri ile gençlerin nabzını tutmayı başaran ve binlerce gencin sohbetlere katıldığı Risale-i Nur’ların okunduğu ilk gençlik hareketi. Neden özellikle gençlere yönelik bir yer açmaya ihtiyaç duydunuz?
Benim bu iman hizmetinde aktif bir rol almama ve özellikle gençlere yönelik faaliyetlerde bulunmama Said Nursi Hazretleri’nin “Her talebenin vazifesi, yalnız kendi imanını kurtarmak değil; belki başkasının imanlarını da muhafaza etmeye mükelleftir. O da hizmete ciddi devam ile olur” sözleri neden olmuştur.
Zübeyir Gündüzalp ağabeyin Kur’an tefsiri Risale-i Nur’u yazmak ve neşretmekten dolayı idam ile yargılandığı Afyon Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki şu sözleri ise benim şevkimin fitilini ateşlemiştir: “Teessür ve ıstırap karşısında kalpten bir parça kopsaydı, “bir genç dinsiz olmuş” haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparça olması lazım gelir.”
Böyle bir mekana en çok gençlerin ihtiyacı var, çünkü gençlere bir şey anlatmak çok zor; hisleri ile hareket ediyorlar… Said Nursi Hazretleri’nin de ifade ettiği gibi “Gençlik damarı, akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, akıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder.” Ve gençler nefsin ve şeytanın da telkiniyle İslami konulara uzaktırlar. Ben de onların nefislerinin de hoşuna gideceği bir şekilde, gençlerin anlayacağı dilden konuşuyorum. Bu yüzden modern bir dekor ve rahat edecekleri bir ortam hazırladım. Yani kendilerini baskı altında hissetmedikleri, özgürce soru sorabildikleri ve bir kafeteryaya gitmeye ihtiyaç duymayacakları; kainata gönderiliş ve yaratılış nedenlerini kendi yaşıtları ile bir arada konuşabilecekleri, 24 saat beyin fırtınalarının yapılabildiği bir ortam hazırladık.
Sohbetlerinizin dikkat çeken birçok yönü var. Mesela sohbetleri 20 dakikalık sürelerde yapıyorsunuz. Ve esprili bir dil kullanıyorsunuz. Bunun nedeni nedir?
En başta gençler sıkılmasın diye çünkü gençler uzun süre bir konuda dikkatlerini toplayamıyorlar. Ben de sohbetin başında ve dikkatlerinin dağıldığını hissettiğim bir anda beni daha dikkatli dinleyebilmeleri için bazı latifeler yapıyorum. Ve bir sohbette çok şey anlatılarak akılda çok şey kalacağına inanmadığım için de kısa, net ve dinleyenin okunan konuyu daha çabuk kavrayacağı ve ertesi gün arkadaşlarına anlatabileceği, dostları ile paylaşabileceği konular üzerine sohbet yapıyorum. Elhamdülillah bu konuda yanılmadığımı da yıllardır gelen binlerce gençten aldığım güzel geri dönüşler, olumlu mail ve mesajlardan görüyorum.
Türkiye’nin birçok ilinde Nur Mektebi tarzında yerler açıldı. Dershane dekorları, sohbet süreleri, sohbet anlatış tarzları, özel ders masaları ile adeta Nur Mektebi’nin kopyası hükmünde olan gençlik derneklerinin açılmasına nasıl bakıyorsunuz?
Gençlerin İslam’a sahip çıkmaları ve yaşıtlarının ebedi hayatlarını kurtarmak için imdatlarına koşmaları çok güzel ve sevindirici. Böyle bir şeye vesile olmak ise şahsım adına çok güzel; ama her yenilik gibi bazı arızalara sebebiyet vermesi noktasında da endişe etmiyor değilim. Çünkü neticede hepsi genç ve hisler hakim; hata yapma oranları çok fazla… İnşallah kendi içlerinde ve çevrelerinde bulunan hizmet büyükleri ile yapacakları istişareler ile İslam’a daha sağlıklı bir şekilde hizmet edeceklerdir diye düşünüyorum.
Gençlerin sizi çok sevmesini ve sohbetlerinizin internet ortamından binlerce insan tarafından izlenmesini neye bağlıyorsunuz?
Ben de onları çok seviyorum; belki de aramızın iyi olmasının sırrı budur. Sohbetlerimin izlenmesi benim başarım olarak değil de, şöyle desek daha doğru olur: Mesela çok susamış bir adam elinde bir bardak su ile duran bir adamı görse nasıl sevinir ve ona doğru koşar... Bizim durum da bunun gibi; insanlık iman hakikatlerine susamış durumda, kimin elinde su görse içmek için koşuyor… Yani olay suyu tutanda değil; suda…
“Doğumdan Korkan Bebek” ve “İnsan Neden Namaz Kılar” videolarınız Youtube’de çok kısa bir zamanda 1 milyon 300 bin seviyesinin üstünde bir izlenmeye ulaştı. Bu videolar devam edecek mi?
Evet, devam edecek inşallah. İzleyenlerden binlerce olumlu mesaj gelince bu videolara devam etme kararı aldık. Nur Mektebi olarak basit videolar yerine kaliteli video hazırlamak istiyoruz. Özellikle bu iki videoda İngilizce altyazı kullandık ve elhamdülillah yabancı insanlara da ulaşmamıza vesile oldu.
Yeni jenerasyonu daha iyi anlamak için sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsunuz. Bir tweetinizde de “Genç kızlarımızın İslamı öğreneceğim derken, anlatılana değil de anlatana duydukları hayranlık ve tweetler iğrenç bir noktaya doğru gitmekte” şeklinde bir ifade vardı. Biraz buna değinebilir misiniz? Neden böyle bir tweet attınız?
Maalesef bu tweeti atmak zorunda kaldım. Hatta bununla ilgili “İslamiyet’e zarar veren edepsiz kızlar” isimli kısa bir konuşmam da oldu. Bu konu çok uzun ama kısaca şöyle ifade edeyim: Özellikle genç erkekler sosyal medyada boy gösterince, bunları özellikle ergen yaşlardaki kızlar takip etmeye başladı. O kızlarımız da sevmeye, aşık olmaya ve ilgi çekmeye çok müsait yaşlarda oldukları için biraz da şeytanın sağdan yanaşması ile sohbet yapan gençlere karşı nasıl bir tavır sergileyeceklerini şaşırdılar.
Tabii bu genç kızların böyle lakayt tavırlar sergilemesine sohbet yapan gençlerin de zemin hazırlaması neden oldu, yani kabahat tek tarafı değil. Ama dedim ya, gençler hisleri ile hareket ediyor ve akıbeti çoğu zaman göremiyorlar. Sohbet yapan genç erkekler boy boy şahsi hayat fotoğraflarını paylaşınca, magazine meraklı kızlarımız sanki bir şarkıcıyı, bir artisti takip ediyormuş gibi, ilgileri normal olarak anlatılandan çok şahıslarda toplandı.
Kızlarımız maalesef nefislerine yenilip, sürekli paylaşılan bu fotoğrafların, sohbetlerin altına “harikasınız, çok tatlısınız, size bayılıyorum, bizim oraya gelin sizi görmek istiyorum” vb. aşırı iltifat yüklü ve o sayfayı takip eden diğer erkeklerin dikkatini çekecek yorumlar yazmaya başladılar.
Profil fotoğraflarına ilgi çekici, bir Müslümana yakışmayan ve İslami tesettürden yoksun fotoğraflar koymaya başladılar. Ve sohbet yapan gençlere karşı katıldıkları seminerlerde, İslamiyet’in kabul etmediği ahlaki dejenerasyona uğramış; pop star hayranlığını andıran, ıslık çalmalar, çığlık atmalar gibi tavırları görünce, böyle bir tweet yazmak ve konuşma yapmak zorunda kaldım.
İnşallah daha şuurlu hanım kardeşlerimiz, çevrelerindeki bu tip hanım kızlarımıza yardımcı olarak İslami bir edeple hareket etmeleri noktasında yardımcı olacaklardır. Çünkü özellikle tesettürlü hanım kardeşlerimizin olumsuz ve gayri ahlaki davranışları İslamiyet’e çok zarar vermektedir. Hatta “böyle tesettüre girmektense hiç girmem” diye birçok tesettüre henüz girmemiş hanımların, ne kadar doğru olmasa da söyledikleri, böyle konuşmalarına vesile oluyorlar. Bu da manevi bir mesuliyete sebep olur.
Genç Dergi / Salih Yüzgenç
Devami...
Nur Mektebi, modern dekoruyla, farklı ders anlatım stili ve faaliyetleri ile gençlerin nabzını tutmayı başaran ve binlerce gencin sohbetlere katıldığı Risale-i Nur’ların okunduğu ilk gençlik hareketi. Neden özellikle gençlere yönelik bir yer açmaya ihtiyaç duydunuz?
Benim bu iman hizmetinde aktif bir rol almama ve özellikle gençlere yönelik faaliyetlerde bulunmama Said Nursi Hazretleri’nin “Her talebenin vazifesi, yalnız kendi imanını kurtarmak değil; belki başkasının imanlarını da muhafaza etmeye mükelleftir. O da hizmete ciddi devam ile olur” sözleri neden olmuştur.
Zübeyir Gündüzalp ağabeyin Kur’an tefsiri Risale-i Nur’u yazmak ve neşretmekten dolayı idam ile yargılandığı Afyon Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki şu sözleri ise benim şevkimin fitilini ateşlemiştir: “Teessür ve ıstırap karşısında kalpten bir parça kopsaydı, “bir genç dinsiz olmuş” haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince paramparça olması lazım gelir.”
Böyle bir mekana en çok gençlerin ihtiyacı var, çünkü gençlere bir şey anlatmak çok zor; hisleri ile hareket ediyorlar… Said Nursi Hazretleri’nin de ifade ettiği gibi “Gençlik damarı, akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, akıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder.” Ve gençler nefsin ve şeytanın da telkiniyle İslami konulara uzaktırlar. Ben de onların nefislerinin de hoşuna gideceği bir şekilde, gençlerin anlayacağı dilden konuşuyorum. Bu yüzden modern bir dekor ve rahat edecekleri bir ortam hazırladım. Yani kendilerini baskı altında hissetmedikleri, özgürce soru sorabildikleri ve bir kafeteryaya gitmeye ihtiyaç duymayacakları; kainata gönderiliş ve yaratılış nedenlerini kendi yaşıtları ile bir arada konuşabilecekleri, 24 saat beyin fırtınalarının yapılabildiği bir ortam hazırladık.
Sohbetlerinizin dikkat çeken birçok yönü var. Mesela sohbetleri 20 dakikalık sürelerde yapıyorsunuz. Ve esprili bir dil kullanıyorsunuz. Bunun nedeni nedir?
En başta gençler sıkılmasın diye çünkü gençler uzun süre bir konuda dikkatlerini toplayamıyorlar. Ben de sohbetin başında ve dikkatlerinin dağıldığını hissettiğim bir anda beni daha dikkatli dinleyebilmeleri için bazı latifeler yapıyorum. Ve bir sohbette çok şey anlatılarak akılda çok şey kalacağına inanmadığım için de kısa, net ve dinleyenin okunan konuyu daha çabuk kavrayacağı ve ertesi gün arkadaşlarına anlatabileceği, dostları ile paylaşabileceği konular üzerine sohbet yapıyorum. Elhamdülillah bu konuda yanılmadığımı da yıllardır gelen binlerce gençten aldığım güzel geri dönüşler, olumlu mail ve mesajlardan görüyorum.
Türkiye’nin birçok ilinde Nur Mektebi tarzında yerler açıldı. Dershane dekorları, sohbet süreleri, sohbet anlatış tarzları, özel ders masaları ile adeta Nur Mektebi’nin kopyası hükmünde olan gençlik derneklerinin açılmasına nasıl bakıyorsunuz?
Gençlerin İslam’a sahip çıkmaları ve yaşıtlarının ebedi hayatlarını kurtarmak için imdatlarına koşmaları çok güzel ve sevindirici. Böyle bir şeye vesile olmak ise şahsım adına çok güzel; ama her yenilik gibi bazı arızalara sebebiyet vermesi noktasında da endişe etmiyor değilim. Çünkü neticede hepsi genç ve hisler hakim; hata yapma oranları çok fazla… İnşallah kendi içlerinde ve çevrelerinde bulunan hizmet büyükleri ile yapacakları istişareler ile İslam’a daha sağlıklı bir şekilde hizmet edeceklerdir diye düşünüyorum.
Gençlerin sizi çok sevmesini ve sohbetlerinizin internet ortamından binlerce insan tarafından izlenmesini neye bağlıyorsunuz?
Ben de onları çok seviyorum; belki de aramızın iyi olmasının sırrı budur. Sohbetlerimin izlenmesi benim başarım olarak değil de, şöyle desek daha doğru olur: Mesela çok susamış bir adam elinde bir bardak su ile duran bir adamı görse nasıl sevinir ve ona doğru koşar... Bizim durum da bunun gibi; insanlık iman hakikatlerine susamış durumda, kimin elinde su görse içmek için koşuyor… Yani olay suyu tutanda değil; suda…
“Doğumdan Korkan Bebek” ve “İnsan Neden Namaz Kılar” videolarınız Youtube’de çok kısa bir zamanda 1 milyon 300 bin seviyesinin üstünde bir izlenmeye ulaştı. Bu videolar devam edecek mi?
Evet, devam edecek inşallah. İzleyenlerden binlerce olumlu mesaj gelince bu videolara devam etme kararı aldık. Nur Mektebi olarak basit videolar yerine kaliteli video hazırlamak istiyoruz. Özellikle bu iki videoda İngilizce altyazı kullandık ve elhamdülillah yabancı insanlara da ulaşmamıza vesile oldu.
Yeni jenerasyonu daha iyi anlamak için sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsunuz. Bir tweetinizde de “Genç kızlarımızın İslamı öğreneceğim derken, anlatılana değil de anlatana duydukları hayranlık ve tweetler iğrenç bir noktaya doğru gitmekte” şeklinde bir ifade vardı. Biraz buna değinebilir misiniz? Neden böyle bir tweet attınız?
Maalesef bu tweeti atmak zorunda kaldım. Hatta bununla ilgili “İslamiyet’e zarar veren edepsiz kızlar” isimli kısa bir konuşmam da oldu. Bu konu çok uzun ama kısaca şöyle ifade edeyim: Özellikle genç erkekler sosyal medyada boy gösterince, bunları özellikle ergen yaşlardaki kızlar takip etmeye başladı. O kızlarımız da sevmeye, aşık olmaya ve ilgi çekmeye çok müsait yaşlarda oldukları için biraz da şeytanın sağdan yanaşması ile sohbet yapan gençlere karşı nasıl bir tavır sergileyeceklerini şaşırdılar.
Tabii bu genç kızların böyle lakayt tavırlar sergilemesine sohbet yapan gençlerin de zemin hazırlaması neden oldu, yani kabahat tek tarafı değil. Ama dedim ya, gençler hisleri ile hareket ediyor ve akıbeti çoğu zaman göremiyorlar. Sohbet yapan genç erkekler boy boy şahsi hayat fotoğraflarını paylaşınca, magazine meraklı kızlarımız sanki bir şarkıcıyı, bir artisti takip ediyormuş gibi, ilgileri normal olarak anlatılandan çok şahıslarda toplandı.
Kızlarımız maalesef nefislerine yenilip, sürekli paylaşılan bu fotoğrafların, sohbetlerin altına “harikasınız, çok tatlısınız, size bayılıyorum, bizim oraya gelin sizi görmek istiyorum” vb. aşırı iltifat yüklü ve o sayfayı takip eden diğer erkeklerin dikkatini çekecek yorumlar yazmaya başladılar.
Profil fotoğraflarına ilgi çekici, bir Müslümana yakışmayan ve İslami tesettürden yoksun fotoğraflar koymaya başladılar. Ve sohbet yapan gençlere karşı katıldıkları seminerlerde, İslamiyet’in kabul etmediği ahlaki dejenerasyona uğramış; pop star hayranlığını andıran, ıslık çalmalar, çığlık atmalar gibi tavırları görünce, böyle bir tweet yazmak ve konuşma yapmak zorunda kaldım.
İnşallah daha şuurlu hanım kardeşlerimiz, çevrelerindeki bu tip hanım kızlarımıza yardımcı olarak İslami bir edeple hareket etmeleri noktasında yardımcı olacaklardır. Çünkü özellikle tesettürlü hanım kardeşlerimizin olumsuz ve gayri ahlaki davranışları İslamiyet’e çok zarar vermektedir. Hatta “böyle tesettüre girmektense hiç girmem” diye birçok tesettüre henüz girmemiş hanımların, ne kadar doğru olmasa da söyledikleri, böyle konuşmalarına vesile oluyorlar. Bu da manevi bir mesuliyete sebep olur.
Genç Dergi / Salih Yüzgenç
Devami...