Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Sorularla Risale-i Nur
tesettür risalesinden bir sual
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="fena fi&#039;n-nur" data-source="post: 579073" data-attributes="member: 1039798"><p>Bu riyakârlığın sebebi Emirdağ Lahikası'nda şöyle izah edilmektedir.</p><p>"Bu zaman, eski zamana benzemiyor. Terbiye-i İslâmiye yerine</p><p>terbiye-i medeniye, yarım asra yakın hayat-ı içtimaiyemize</p><p>yerleştiği için, bir erkek bir kadını ebedî bir refika-i hayat ve saadeti</p><p>hayat-ı dünyeviyeye medar ve sair günahlardan kendini muhafaza</p><p>etmek için almak lâzım gelirken; o biçare zaifeyi daim tahakküm</p><p>altında, yalnız dünyevi, muvakkat gençliğinde sever. Ona verdiği</p><p>rahatın bazı on misli onu zahmetlere sokar. Eğer şer'an 'küfüv' tâbir</p><p>edilen birbirine denk olmazsa, hukuk-u şer'iye nazara</p><p>alınmadığından, hayatı daima azap içinde geçer." (1)</p><p></p><p>İşte bu sebepten dolayı kadın da kendini erkeğine sevdirmek için gösterişe ve</p><p>riyakârlığa girer. Ta ki kocasının nazarında müttehhem olmasın ve kocası onu</p><p>terketmesin.</p><p>Bu kaide elbette ki bütün kadınlar için geçerli değildir. Yukarıda da geçtiği üzere,</p><p>hukuk-u şer'iyeyi nazara almayan erkeklere karşı daha ziyadedir.</p><p>Yoksa, bu riyakarlık, Allah hesabına refikasına bakan bir erkeğe karşı değildir. Zira</p><p>Otuz İkinci Söz'de ifade edildiği gibi, Refîka-i hayatına muhabbetin mâdem hüsn-ü</p><p>sîret ve mâden-i şefkat ve hediye-i rahmet olduğuna binâ edilmiş, o refîkaya samimi</p><p>muhabbet ve merhamet edersen, o da sana ciddi hürmet ve muhabbet eder. İkiniz</p><p>ihtiyar oldukça, o hal ziyâdeleşir, mesûdâne hayatını geçirirsin. Yoksa, hüsn-ü sûrete</p><p>muhabbet, nefsânî olsa, o muhabbet çabuk bozulur, hüsn-ü muâşereti de bozar.</p><p>Kadınlar fıtrat itibari ile erkeklere nispetle daha zayıf ve nahif bir mahiyettedir.</p><p>Erkekler ise daha mukavemetli ve dayanıklı bir fıtrata sahiptirler. Bu yüzden İslam,</p><p>kadının himaye ve nafakasını erkeğin üstüne vermiştir. Kadın fıtri olarak ister</p><p>istemez erkeğine karşı bir ürkeklik ve bağımlılık altında olur. Şayet erkek İslam</p><p>terbiyesi ile terbiyelenmemiş zalim ve şerli birisi ise, kadını bütünü ile tahakkümü</p><p>altına alıp onu yapmacık ve suni hareketlere zorluyor. Kadın fıtri zayıflık ve</p><p>nahiflikten dolayı hayatın kanunları altında ezilmekten korktuğu için zalim ve</p><p>ahlaksız erkeğine karşı riyakar tavırlar sergilemek zorunda kalır. Çocuğuna karşı</p><p>ihlasta kahraman olan o kadın, zalim ve şerli erkeğe karşı riyakar bir duruma</p><p>düşüyor.</p><p>Kadınlar, evladına gösterdiği fedakarlıkta evladından karşılık beklemezler. Yani</p><p>evladına karşı katıksız ve safi bir ihlas içindedir. Ama erkekler bu hususta kadınlar</p><p>gibi tam ve katıksız bir samimiyet içinde olamıyor, evladından saygı ve hürmet</p><p>isterler. Anne ise bu masum beklenti içine bile girmeden evladına samimi sahip</p><p>çıkar. Erkeklerin evladına olan samimiyeti eksik ve noksan anlamında değil, anneye</p><p>nispeten daha altta ve zayıf anlamındadır.</p><p></p><p></p><p></p><p>sorularlarisale.com</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="fena fi'n-nur, post: 579073, member: 1039798"] Bu riyakârlığın sebebi Emirdağ Lahikası'nda şöyle izah edilmektedir. "Bu zaman, eski zamana benzemiyor. Terbiye-i İslâmiye yerine terbiye-i medeniye, yarım asra yakın hayat-ı içtimaiyemize yerleştiği için, bir erkek bir kadını ebedî bir refika-i hayat ve saadeti hayat-ı dünyeviyeye medar ve sair günahlardan kendini muhafaza etmek için almak lâzım gelirken; o biçare zaifeyi daim tahakküm altında, yalnız dünyevi, muvakkat gençliğinde sever. Ona verdiği rahatın bazı on misli onu zahmetlere sokar. Eğer şer'an 'küfüv' tâbir edilen birbirine denk olmazsa, hukuk-u şer'iye nazara alınmadığından, hayatı daima azap içinde geçer." (1) İşte bu sebepten dolayı kadın da kendini erkeğine sevdirmek için gösterişe ve riyakârlığa girer. Ta ki kocasının nazarında müttehhem olmasın ve kocası onu terketmesin. Bu kaide elbette ki bütün kadınlar için geçerli değildir. Yukarıda da geçtiği üzere, hukuk-u şer'iyeyi nazara almayan erkeklere karşı daha ziyadedir. Yoksa, bu riyakarlık, Allah hesabına refikasına bakan bir erkeğe karşı değildir. Zira Otuz İkinci Söz'de ifade edildiği gibi, Refîka-i hayatına muhabbetin mâdem hüsn-ü sîret ve mâden-i şefkat ve hediye-i rahmet olduğuna binâ edilmiş, o refîkaya samimi muhabbet ve merhamet edersen, o da sana ciddi hürmet ve muhabbet eder. İkiniz ihtiyar oldukça, o hal ziyâdeleşir, mesûdâne hayatını geçirirsin. Yoksa, hüsn-ü sûrete muhabbet, nefsânî olsa, o muhabbet çabuk bozulur, hüsn-ü muâşereti de bozar. Kadınlar fıtrat itibari ile erkeklere nispetle daha zayıf ve nahif bir mahiyettedir. Erkekler ise daha mukavemetli ve dayanıklı bir fıtrata sahiptirler. Bu yüzden İslam, kadının himaye ve nafakasını erkeğin üstüne vermiştir. Kadın fıtri olarak ister istemez erkeğine karşı bir ürkeklik ve bağımlılık altında olur. Şayet erkek İslam terbiyesi ile terbiyelenmemiş zalim ve şerli birisi ise, kadını bütünü ile tahakkümü altına alıp onu yapmacık ve suni hareketlere zorluyor. Kadın fıtri zayıflık ve nahiflikten dolayı hayatın kanunları altında ezilmekten korktuğu için zalim ve ahlaksız erkeğine karşı riyakar tavırlar sergilemek zorunda kalır. Çocuğuna karşı ihlasta kahraman olan o kadın, zalim ve şerli erkeğe karşı riyakar bir duruma düşüyor. Kadınlar, evladına gösterdiği fedakarlıkta evladından karşılık beklemezler. Yani evladına karşı katıksız ve safi bir ihlas içindedir. Ama erkekler bu hususta kadınlar gibi tam ve katıksız bir samimiyet içinde olamıyor, evladından saygı ve hürmet isterler. Anne ise bu masum beklenti içine bile girmeden evladına samimi sahip çıkar. Erkeklerin evladına olan samimiyeti eksik ve noksan anlamında değil, anneye nispeten daha altta ve zayıf anlamındadır. sorularlarisale.com [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Sorularla Risale-i Nur
tesettür risalesinden bir sual
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst