Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Şualar
şualar notlari
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="FaKiR" data-source="post: 86854" data-attributes="member: 10"><p><span style="font-family: 'Symbol'">· </span><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>İkinci Şua</strong> Eskişehir hapsinin mahsulü. s:5</span><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Üstad, İhtar’da <strong>risalelerden tam istifade için</strong> iki şart sayıyor;</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">1-Dikkat</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">2- Teenni</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Tevhid</strong> ve <strong>vahdette</strong> cemal-i ilahi ve kemal-i ilahi tezahür eder.”s:7</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “İnsanı dergah-ı ilahiye kamçı vurup sevk eden en keskin ve müessir saik <strong>hastalıklar</strong> olduğu gibi.” S:8</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Üstad, <strong>Mutezile</strong> <strong>mezhebi</strong> için “<strong>hodbin</strong>” ve “<strong>mütehakkim</strong>” tabirlerini kullanıyor. S:8</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Gözü veren zat hem <strong>gözü</strong> görür, hem ince bir mana olan <strong>gözün gördüğünü</strong> görür, sonra verir.” S:10</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Şirk</strong> öyle bir cürümdür ki her bir mahlûkun hakkına ve şerefine ve haysiyetine bir tecavüzdür. Ancak onu cehennem temizler.”s:11</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Kâinatın kemalatı</strong> tevhid ile anlaşılır. s:12</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Şirk</strong>, kainata karşı büyük bir tahkir ve azim bir tecavüzdür.”s:12</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Üç büyük nimet</strong>: 1-Hidayet</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">2-Rızk</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">3-Şifa. S:21</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Daire-i imkânda bu mükevvenattan daha bedi, daha güzeli yoktur.”<strong>İmam-ı Gazali</strong>-s:30</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Risale-i Nur sair kitaplara muhalif olarak <strong>başta perdeli</strong> gidiyor, gittikçe inkişaf eder.”s:60</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Üstad, <strong>Niyaz-ı Mısri</strong> için “<strong>yanık şair</strong>” tabirini kullanıyor. s:61</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Güya zamanın seneleri ve her senenin günleri birbiri arkasından gelen ihsan meyvelerine ve rahmet taamlarına birer <strong>kab</strong> ve bir Rezzak-ı Rahimin külli ve cüzi ihsanat meyvelerine birer <strong>meşherdirler</strong>.” S:66</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Enaniyet</strong>; 1-Haksız temellük </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">2- Ayinedarlığını bilmemek</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">3-Mevhumu muhakkak bilmekten ileri geliyor. S:81</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “ <strong>İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi</strong> ve Hâlık-ı kainatı tanımak ve O’na iman edip, ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti, marifetullah ve iman-ı billahtır. Ve izan ve yakin ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir. S:100</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Umumi meselelerde <strong>ispata karşı nefyin kıymeti</strong> yoktur ve kuvveti pek azdır. S:100</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Maddiyatta çok tevaggul eden ve gittikçe maneviyattan tebaud eden ve nura karşı gabileşen ve kabalaşan ve aklı gözüne inen en büyük bir feylesofun münkirane sözü maneviyatta nazara alınmaz</strong>. s:102</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Üstad hazretleri, <strong>Abdülkadir Geylani</strong> için şunları söylüyor:</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Yerde iken arş-ı azamı temaşa eden</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Harika bir deha-i kudsi sahibi olan</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Doksan sene maneviyatta terakki edip çalışan</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Hakaik-i imaniyeyi ilmel yakin, aynel yakin, hakkal yakin suretinde keşfeden. S:102</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Azamet ve Kibriya</strong> ve <strong>nihayetsizlik</strong> noktasında ya gaflete veya masiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle <strong>darlaşan akıllar</strong> azametli meseleleri ihata edemediklerinden bir gurur-u ilmi ile inkara sapar ve nefyederler. S:103</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>İnkar</strong>; *dehşetli muhallere</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*vahşetli hurafelere</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*zulmetli cehaletlere istinad ediyor. S:104</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Symbol'">· </span><span style="font-family: 'Verdana'">Üstad, <strong>hakimiyet</strong> hakikatını izah ederken padişahların kardeşlerini ve çocuklarını ve saltanatlarını muhafaza için öldürmeleri için “<strong>zalimane</strong>” tabirini kullanıyor. s:129</span><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Bir şey <strong>zati</strong> olsa, zıddı ona arız olamaz.” S:134</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Üstad, <strong>İmam-ı Rabbani</strong> için “kahraman imam” tabirini kullanıyor. s:141</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Bir zerre <strong>kuvve-i imaniyenin ziyadeleşmesi</strong>, bir batman marifet ve kemalattan daha kıymetlidir. Ve yüz ezvakın balından daha tatlıdır.” S:141</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Bin seneden beri iman ve Kur’an aleyhinde teraküm eden Avrupa feylesoflarının itirazları ve şüpheleri yol bulup ehl-i imana hücum ediyor.”</strong> S:141</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>İhata etmek</strong> bir vahdettir, şirke yer bırakmaz.” Sh:154</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Risale-i Nur ism-i <strong>Rahim ve Hakimin</strong> mazharı olduğundan” s:149</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Muhakemat</strong> adlı eser bir tefsir mukaddimesi olarak yazılmış. S:154</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Kur’an’ın</strong> hemen üçten birisi <strong>haşirdir</strong>. s:156</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Kur’an dışındaki semavi kitaplar <strong>birer devre ve birer zamana</strong> hitap eder. S:157</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Namazı terk etmek</strong> kalbi ve ruhi sıkıntılara, o da ahlakın bozulmasına ve ümitsizliğe sebeb oluyor. S:165</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Ölüm</strong> o kadar kati ve zahirdir ki, bu günün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek.” S:166</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Her bir şehri yüz defa mezaristan’a boşaltan <strong>ölüm</strong> elbette hayattan ziyade bir istediği var.” s:166</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Hakiki ve elemsiz lezzet yalnız <strong>imanda</strong> ve iman ile olabilir.” S:170</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>İman hakikatı</strong> öyle bir çekirdektir ki, eğer tecessüm etse bir cennet-i hususiye ondan çıkar. O çekirdeğin şecere-i tubası olur.” S:170</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Hazret-i Muhammed</strong>(SAV)</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*En ahir</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*En büyük</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Dini ve daveti umumi</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Ahirzaman Peygamberidir. S:171</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Ömür sermayesi</strong> pek azdır, <strong>lüzumlu işler</strong> pek çoktur.” S:172</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Bazen bu harp boğuşmalarını merak ile takip eden bir tarafa <strong>kalben taraftar</strong> olur. Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne <strong>şerik</strong> olur.” S:172</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Herkesin iman mukabilinde bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlar ile müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek davası başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve <strong>bu asırda, maddiyyunluk taunuyla çoklar o davasını kaybediyor.</strong> Hattâ bir ehl-i keşf ve tahkik, bir yerde kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş; ötekiler kaybetmişler. Acaba bu kaybettiği davanın yerini, bütün dünya saltanatı o adama verilse doldurabilir mi? s:173</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Gençlik</strong> hiç şübhe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata -istikamet dairesinde- sarf etse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semavî fermanlar müjde veriyorlar.” S:174</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Helal</strong> dairesi keyfe kâfidir.” S:174</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Dünya</strong>: *Büyük bir eczane</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*kumaş fabrikası</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Erzak deposu</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Ordugâh</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*elektrik fabrikası</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*kitap şeklinde düşünülebilir. S:177 </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>“Onu tanıyan</strong> ve <strong>itaat eden</strong> zindanda dahi olsa <strong>bahtiyardır</strong>. <strong>Onu unutan </strong>saraylarda da olsa zindandadır, <strong>bedbahttır</strong>..” s:178</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Bir ağacın çekirdeği Cenab-ı Hakkın “ El Evvel” ismine, meyvesi “ El Ahir” ismine baktığı gibi, “Ez Zahir” ismi ağacın dış görünüşüne, “El Batın” ise iç işlerine işaret eder.” S:185</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Peygamber(ASM) Efendimiz</strong>:</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">* En büyük muallim</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*En mükemmel üstad</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">* Şaşırtmaz ve şaşmaz en doğru rehberdir. S:188</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Haşir</strong>:* En acip</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*en dehşetli</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*tavr-ı aklın haricinde bir meseledir. Ve ancak Resulullah ve Kur’an ile açıklığa kavuşabilir. S:189</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Eski zaman peygamberleri ümmetlerine Kur'an gibi izahat vermediklerinin sebebi, o devirler beşerin <strong>bedeviyet</strong> ve <strong>tufuliyet</strong> devri olmasıdır. İptidaî derslerde izah az olur. S:189</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Kur'anın dörtten birisi <strong>haşir</strong> ve <strong>âhirettir</strong> ve bin âyâtıyla onun isbatına çalışır ve onu haber verir. Elbette Kur'anın hakkaniyetine şehadet ve delalet eden bütün hüccetleri ve delilleri ve burhanları, dolayısıyla âhiretin vücuduna ve tahakkukuna ve açılmasına dahi delalet ve şehadet ederler.” S:189</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Çocukların</strong> * Nazik dimağları</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Zayıf kalpleri</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">*Mukavemetsiz ruhları vardır. S:192</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Gençlerin</strong> hevesleri galeyanda ve aklı hislerine mağlup vaziyettedir. S:192</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Symbol'">· </span><span style="font-family: 'Verdana'">Üstad, talebelerini <strong>canı kadar</strong> çok seviyor. S:193</span><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• İnsan ihtiyarlıkta daha <strong>hassas</strong> oluyor. S:193</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “İnsanın küçük bir <strong>dünyası</strong> belki küçük bir <strong>cenneti</strong> dahi kendi hanesidir.” S:193</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Her bir <strong>şehir</strong> kendi ahalisine geniş bir hanedir.” S:194</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Güzel ahlakın esasları:</strong>1-İhlas</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">2-Samimiyet</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">3-Fazilet</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">4-Hamiyyet</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">5-Fedakarlık</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">6-Rıza-i İlahiye çalışmak</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">7-Sevab-ı uhreviye uğraşmak. S:194</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “İki cihanın ve iki hayatın medar-ı saadeti yalnız <strong>imandır</strong>.” S:194</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Dâr-ı âhirette <strong>Cennet'in</strong> en çok ve en mütenevvi' lezzetleri <strong>cismanîdir</strong>. Ve saadet-i ebediyenin en ehemmiyetli ve herkesin istediği ve ünsiyet ettiği nimetleri cismanîdir.s:195</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Cehennem</strong> ise, hayr-ı mahz olan daire-i vücudun Hâkim-i Zülcelalinin hakîmane ve âdilane bir hapishane vazifesini gören dehşetli ve celalli bir mevcud ülkesidir. Hapishane vazifesini de görmekle beraber, başka pek çok vazifeleri var. Ve pek çok hikmetleri ve âlem-i bekaya ait hizmetleri var. Ve zebani gibi pek çok zîhayatın celaldarane meskenleridir.” S:197</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “Evet nasıl ki <strong>imanın mahiyeti</strong> eğer tecessüm etse, lezzetleriyle bir cennet-i hususiye şekline girebilir ve Cennet'ten bu noktadan gizli haber verir. Aynen öyle de: Risale-i Nur'da delilleriyle isbat ve baştaki mes'elelerde dahi işaret edilmiş ki; <strong>küfrün ve bilhassa küfr-ü mutlakın ve nifakın ve irtidadın öyle karanlıklı ve dehşetli elemleri ve manevî azabları</strong> var.. eğer tecessüm etse, o mürted adama bir hususî cehennem olur. Ve büyük Cehennem'den bu cihette gizli haber verir”s:197</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Cehennem'siz,</strong> Cennet'in pek çok lezzetleri gizli kalır. S:199</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Her şey bir cihette zıddıyla bilinir</strong>.” S:199</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>İman,</strong> altı rüknünden çıkan öyle bir vahdanî hakikattır ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzi kaldırmaz. Ve öyle bir külldür ki, kabil-i inkısam olmazlar. Çünki herbir rükn-ü imanî, kendini isbat eden hüccetleriyle sair erkân-ı imaniyeyi isbat eder. Herbiri herbirisine gayet kuvvetli bir hüccet-i a'zam olur. Öyle ise bütün erkânı, bütün delilleriyle sarsmayan bir fikr-i bâtıl, hakikat nazarında bir tek rüknü, belki bir hakikatı ibtal edip inkâr edemez. Belki adem-i kabul perdesi altında gözünü kapamakla, bir küfr-ü inadî yapabilir. Gitgide küfr-ü mutlaka düşer, insaniyeti mahvolur. S:202</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Rububiyetin</strong> en ehemmiyetli esasları:</span></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">1-Adalet</span><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">2-Hikmet</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">3-Rahmet. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Bir Müslüman, bir <strong>hakikat-ı imaniyeyi</strong> inkâr etse elbette <strong>küfr-ü mutlaka</strong> düşer.” S:206</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• İslam’dan evvel ki semavi dinler iman hakikatlarını <strong>icmalen</strong> bahsetmişken, İslam <strong>tafsilatı</strong> ile anlatmıştır. S:206</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• “<strong>Muhammed</strong> <strong>Aleyhissalâtü</strong> <strong>Vesselâm'ı</strong> tanımayan, tasdik etmeyen bir Müslüman, Allah'ı da (sıfâtıyla) daha tanımaz ve âhireti bilmez. Bir Müslüman’ın imanı o kadar kuvvetli ve sarsılmaz hadsiz hüccetlere dayanıyor ki, inkârda hiçbir özür kalmıyor. Âdeta akıl, kabulde mecbur oluyor. “s:206</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Ramazan-ı şerif</strong>, çok güzel eserlerin vücut bulduğu bir iklim-i nurani. S:207</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Ehl-i dalaletin <strong>ufunetli ve zehirli evhamları</strong> var. S:207</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• <strong>Kur’an</strong> külli olarak bir hakikatı beyan eder. Her bir asır cüziyatları ondan hisselerini alır. S:207</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">• Bu asırda “<strong>emsalsiz zulümler</strong>” işleniyor. S:208</span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="FaKiR, post: 86854, member: 10"] [FONT=Symbol]· [/FONT][FONT=Verdana][B]İkinci Şua[/B] Eskişehir hapsinin mahsulü. s:5[/FONT][FONT=Verdana] • Üstad, İhtar’da [B]risalelerden tam istifade için[/B] iki şart sayıyor; 1-Dikkat 2- Teenni • “[B]Tevhid[/B] ve [B]vahdette[/B] cemal-i ilahi ve kemal-i ilahi tezahür eder.”s:7 • “İnsanı dergah-ı ilahiye kamçı vurup sevk eden en keskin ve müessir saik [B]hastalıklar[/B] olduğu gibi.” S:8 • Üstad, [B]Mutezile[/B] [B]mezhebi[/B] için “[B]hodbin[/B]” ve “[B]mütehakkim[/B]” tabirlerini kullanıyor. S:8 • “Gözü veren zat hem [B]gözü[/B] görür, hem ince bir mana olan [B]gözün gördüğünü[/B] görür, sonra verir.” S:10 • “[B]Şirk[/B] öyle bir cürümdür ki her bir mahlûkun hakkına ve şerefine ve haysiyetine bir tecavüzdür. Ancak onu cehennem temizler.”s:11 • [B]Kâinatın kemalatı[/B] tevhid ile anlaşılır. s:12 • “[B]Şirk[/B], kainata karşı büyük bir tahkir ve azim bir tecavüzdür.”s:12 • [B]Üç büyük nimet[/B]: 1-Hidayet 2-Rızk 3-Şifa. S:21 • “Daire-i imkânda bu mükevvenattan daha bedi, daha güzeli yoktur.”[B]İmam-ı Gazali[/B]-s:30 • “Risale-i Nur sair kitaplara muhalif olarak [B]başta perdeli[/B] gidiyor, gittikçe inkişaf eder.”s:60 • Üstad, [B]Niyaz-ı Mısri[/B] için “[B]yanık şair[/B]” tabirini kullanıyor. s:61 • “Güya zamanın seneleri ve her senenin günleri birbiri arkasından gelen ihsan meyvelerine ve rahmet taamlarına birer [B]kab[/B] ve bir Rezzak-ı Rahimin külli ve cüzi ihsanat meyvelerine birer [B]meşherdirler[/B].” S:66 • [B]Enaniyet[/B]; 1-Haksız temellük 2- Ayinedarlığını bilmemek 3-Mevhumu muhakkak bilmekten ileri geliyor. S:81 • “ [B]İnsanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi[/B] ve Hâlık-ı kainatı tanımak ve O’na iman edip, ibadet etmektir. Ve o insanın vazife-i fıtratı ve fariza-i zimmeti, marifetullah ve iman-ı billahtır. Ve izan ve yakin ile vücudunu ve vahdetini tasdik etmektir. S:100 • Umumi meselelerde [B]ispata karşı nefyin kıymeti[/B] yoktur ve kuvveti pek azdır. S:100 • “[B]Maddiyatta çok tevaggul eden ve gittikçe maneviyattan tebaud eden ve nura karşı gabileşen ve kabalaşan ve aklı gözüne inen en büyük bir feylesofun münkirane sözü maneviyatta nazara alınmaz[/B]. s:102 • Üstad hazretleri, [B]Abdülkadir Geylani[/B] için şunları söylüyor: *Yerde iken arş-ı azamı temaşa eden *Harika bir deha-i kudsi sahibi olan *Doksan sene maneviyatta terakki edip çalışan *Hakaik-i imaniyeyi ilmel yakin, aynel yakin, hakkal yakin suretinde keşfeden. S:102 • “[B]Azamet ve Kibriya[/B] ve [B]nihayetsizlik[/B] noktasında ya gaflete veya masiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle [B]darlaşan akıllar[/B] azametli meseleleri ihata edemediklerinden bir gurur-u ilmi ile inkara sapar ve nefyederler. S:103 • [B]İnkar[/B]; *dehşetli muhallere *vahşetli hurafelere *zulmetli cehaletlere istinad ediyor. S:104 [/FONT] [COLOR=windowtext][FONT=Symbol]· [/FONT][/COLOR][FONT=Verdana]Üstad, [B]hakimiyet[/B] hakikatını izah ederken padişahların kardeşlerini ve çocuklarını ve saltanatlarını muhafaza için öldürmeleri için “[B]zalimane[/B]” tabirini kullanıyor. s:129[/FONT][FONT=Verdana] • “Bir şey [B]zati[/B] olsa, zıddı ona arız olamaz.” S:134 • Üstad, [B]İmam-ı Rabbani[/B] için “kahraman imam” tabirini kullanıyor. s:141 • “Bir zerre [B]kuvve-i imaniyenin ziyadeleşmesi[/B], bir batman marifet ve kemalattan daha kıymetlidir. Ve yüz ezvakın balından daha tatlıdır.” S:141 • “[B]Bin seneden beri iman ve Kur’an aleyhinde teraküm eden Avrupa feylesoflarının itirazları ve şüpheleri yol bulup ehl-i imana hücum ediyor.”[/B] S:141 • “[B]İhata etmek[/B] bir vahdettir, şirke yer bırakmaz.” Sh:154 • “Risale-i Nur ism-i [B]Rahim ve Hakimin[/B] mazharı olduğundan” s:149 • [B]Muhakemat[/B] adlı eser bir tefsir mukaddimesi olarak yazılmış. S:154 • [B]Kur’an’ın[/B] hemen üçten birisi [B]haşirdir[/B]. s:156 • Kur’an dışındaki semavi kitaplar [B]birer devre ve birer zamana[/B] hitap eder. S:157 • [B]Namazı terk etmek[/B] kalbi ve ruhi sıkıntılara, o da ahlakın bozulmasına ve ümitsizliğe sebeb oluyor. S:165 • “[B]Ölüm[/B] o kadar kati ve zahirdir ki, bu günün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek.” S:166 • “Her bir şehri yüz defa mezaristan’a boşaltan [B]ölüm[/B] elbette hayattan ziyade bir istediği var.” s:166 • “Hakiki ve elemsiz lezzet yalnız [B]imanda[/B] ve iman ile olabilir.” S:170 • “[B]İman hakikatı[/B] öyle bir çekirdektir ki, eğer tecessüm etse bir cennet-i hususiye ondan çıkar. O çekirdeğin şecere-i tubası olur.” S:170 • [B]Hazret-i Muhammed[/B](SAV) *En ahir *En büyük *Dini ve daveti umumi *Ahirzaman Peygamberidir. S:171 • “[B]Ömür sermayesi[/B] pek azdır, [B]lüzumlu işler[/B] pek çoktur.” S:172 • “Bazen bu harp boğuşmalarını merak ile takip eden bir tarafa [B]kalben taraftar[/B] olur. Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne [B]şerik[/B] olur.” S:172 • “Herkesin iman mukabilinde bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlar ile müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek davası başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve [B]bu asırda, maddiyyunluk taunuyla çoklar o davasını kaybediyor.[/B] Hattâ bir ehl-i keşf ve tahkik, bir yerde kırk vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş; ötekiler kaybetmişler. Acaba bu kaybettiği davanın yerini, bütün dünya saltanatı o adama verilse doldurabilir mi? s:173 • “[B]Gençlik[/B] hiç şübhe yok ki gidecek. Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat'iyyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek. Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata -istikamet dairesinde- sarf etse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semavî fermanlar müjde veriyorlar.” S:174 • “[B]Helal[/B] dairesi keyfe kâfidir.” S:174 • [B]Dünya[/B]: *Büyük bir eczane *kumaş fabrikası *Erzak deposu *Ordugâh *elektrik fabrikası *kitap şeklinde düşünülebilir. S:177 • [B]“Onu tanıyan[/B] ve [B]itaat eden[/B] zindanda dahi olsa [B]bahtiyardır[/B]. [B]Onu unutan [/B]saraylarda da olsa zindandadır, [B]bedbahttır[/B]..” s:178 • “Bir ağacın çekirdeği Cenab-ı Hakkın “ El Evvel” ismine, meyvesi “ El Ahir” ismine baktığı gibi, “Ez Zahir” ismi ağacın dış görünüşüne, “El Batın” ise iç işlerine işaret eder.” S:185 • [B]Peygamber(ASM) Efendimiz[/B]: * En büyük muallim *En mükemmel üstad * Şaşırtmaz ve şaşmaz en doğru rehberdir. S:188 • [B]Haşir[/B]:* En acip *en dehşetli *tavr-ı aklın haricinde bir meseledir. Ve ancak Resulullah ve Kur’an ile açıklığa kavuşabilir. S:189 • “Eski zaman peygamberleri ümmetlerine Kur'an gibi izahat vermediklerinin sebebi, o devirler beşerin [B]bedeviyet[/B] ve [B]tufuliyet[/B] devri olmasıdır. İptidaî derslerde izah az olur. S:189 • “Kur'anın dörtten birisi [B]haşir[/B] ve [B]âhirettir[/B] ve bin âyâtıyla onun isbatına çalışır ve onu haber verir. Elbette Kur'anın hakkaniyetine şehadet ve delalet eden bütün hüccetleri ve delilleri ve burhanları, dolayısıyla âhiretin vücuduna ve tahakkukuna ve açılmasına dahi delalet ve şehadet ederler.” S:189 • [B]Çocukların[/B] * Nazik dimağları *Zayıf kalpleri *Mukavemetsiz ruhları vardır. S:192 • [B]Gençlerin[/B] hevesleri galeyanda ve aklı hislerine mağlup vaziyettedir. S:192[/FONT][COLOR=windowtext][FONT=Times New Roman][/FONT][/COLOR] [COLOR=windowtext][FONT=Symbol]· [/FONT][/COLOR][FONT=Verdana]Üstad, talebelerini [B]canı kadar[/B] çok seviyor. S:193[/FONT][FONT=Verdana] • İnsan ihtiyarlıkta daha [B]hassas[/B] oluyor. S:193 • “İnsanın küçük bir [B]dünyası[/B] belki küçük bir [B]cenneti[/B] dahi kendi hanesidir.” S:193 • “Her bir [B]şehir[/B] kendi ahalisine geniş bir hanedir.” S:194 • [B]Güzel ahlakın esasları:[/B]1-İhlas 2-Samimiyet 3-Fazilet 4-Hamiyyet 5-Fedakarlık 6-Rıza-i İlahiye çalışmak 7-Sevab-ı uhreviye uğraşmak. S:194 • “İki cihanın ve iki hayatın medar-ı saadeti yalnız [B]imandır[/B].” S:194 • “Dâr-ı âhirette [B]Cennet'in[/B] en çok ve en mütenevvi' lezzetleri [B]cismanîdir[/B]. Ve saadet-i ebediyenin en ehemmiyetli ve herkesin istediği ve ünsiyet ettiği nimetleri cismanîdir.s:195 • “[B]Cehennem[/B] ise, hayr-ı mahz olan daire-i vücudun Hâkim-i Zülcelalinin hakîmane ve âdilane bir hapishane vazifesini gören dehşetli ve celalli bir mevcud ülkesidir. Hapishane vazifesini de görmekle beraber, başka pek çok vazifeleri var. Ve pek çok hikmetleri ve âlem-i bekaya ait hizmetleri var. Ve zebani gibi pek çok zîhayatın celaldarane meskenleridir.” S:197 • “Evet nasıl ki [B]imanın mahiyeti[/B] eğer tecessüm etse, lezzetleriyle bir cennet-i hususiye şekline girebilir ve Cennet'ten bu noktadan gizli haber verir. Aynen öyle de: Risale-i Nur'da delilleriyle isbat ve baştaki mes'elelerde dahi işaret edilmiş ki; [B]küfrün ve bilhassa küfr-ü mutlakın ve nifakın ve irtidadın öyle karanlıklı ve dehşetli elemleri ve manevî azabları[/B] var.. eğer tecessüm etse, o mürted adama bir hususî cehennem olur. Ve büyük Cehennem'den bu cihette gizli haber verir”s:197 • [B]Cehennem'siz,[/B] Cennet'in pek çok lezzetleri gizli kalır. S:199 • “[B]Her şey bir cihette zıddıyla bilinir[/B].” S:199 • [B]İman,[/B] altı rüknünden çıkan öyle bir vahdanî hakikattır ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzi kaldırmaz. Ve öyle bir külldür ki, kabil-i inkısam olmazlar. Çünki herbir rükn-ü imanî, kendini isbat eden hüccetleriyle sair erkân-ı imaniyeyi isbat eder. Herbiri herbirisine gayet kuvvetli bir hüccet-i a'zam olur. Öyle ise bütün erkânı, bütün delilleriyle sarsmayan bir fikr-i bâtıl, hakikat nazarında bir tek rüknü, belki bir hakikatı ibtal edip inkâr edemez. Belki adem-i kabul perdesi altında gözünü kapamakla, bir küfr-ü inadî yapabilir. Gitgide küfr-ü mutlaka düşer, insaniyeti mahvolur. S:202 • [B]Rububiyetin[/B] en ehemmiyetli esasları:[/FONT][COLOR=windowtext][FONT=Times New Roman][/FONT][/COLOR] [FONT=Verdana]1-Adalet[/FONT][FONT=Verdana] 2-Hikmet 3-Rahmet. • Bir Müslüman, bir [B]hakikat-ı imaniyeyi[/B] inkâr etse elbette [B]küfr-ü mutlaka[/B] düşer.” S:206 • İslam’dan evvel ki semavi dinler iman hakikatlarını [B]icmalen[/B] bahsetmişken, İslam [B]tafsilatı[/B] ile anlatmıştır. S:206 • “[B]Muhammed[/B] [B]Aleyhissalâtü[/B] [B]Vesselâm'ı[/B] tanımayan, tasdik etmeyen bir Müslüman, Allah'ı da (sıfâtıyla) daha tanımaz ve âhireti bilmez. Bir Müslüman’ın imanı o kadar kuvvetli ve sarsılmaz hadsiz hüccetlere dayanıyor ki, inkârda hiçbir özür kalmıyor. Âdeta akıl, kabulde mecbur oluyor. “s:206 • [B]Ramazan-ı şerif[/B], çok güzel eserlerin vücut bulduğu bir iklim-i nurani. S:207 • Ehl-i dalaletin [B]ufunetli ve zehirli evhamları[/B] var. S:207 • [B]Kur’an[/B] külli olarak bir hakikatı beyan eder. Her bir asır cüziyatları ondan hisselerini alır. S:207 • Bu asırda “[B]emsalsiz zulümler[/B]” işleniyor. S:208 [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Şualar
şualar notlari
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst