Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sözler
Sözler 6. Ders - Ehadiyet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 394334" data-attributes="member: 27"><p>[NOT]Evet, <strong> hadsiz mahlûkatta ve nihayetsiz bir kesrette vahdet sikkeleri, </strong> <strong><span style="font-size: 12px">mütedahil daireler gibi, en büyüğünden en küçük sikkeye kadar envâı ve mertebeleri vardır.</span></strong> Fakat o vahdet, ne kadar olsa, yine kesret içinde bir vahdettir; hakikî hitabı tam temin edemiyor. Onun için, <strong>vahdet arkasında ehadiyet sikkesi bulunmak lâzımdır</strong> tâ ki kesreti hatıra getirmesin, doğrudan doğruya Zât-ı Akdese karşı kalbe yol açsın.</p><p></p><p>Hem, <strong>sikke-i ehadiyete nazarları çevirmek ve kalbleri celb etmek için, <span style="font-size: 12px">o sikke-i ehadiyet üstünde gayet cazibedar </span>bir nakış ve gayet parlak bir nur ve gayet şirin bir halâvet ve gayet sevimli bir cemâl ve gayet kuvvetli bir hakikat olan <span style="font-size: 12px">rahmet sikkesini ve Rahîmiyet hâtemini </span>koymuştur. Evet, o rahmetin kuvvetidir ki, zîşuurun nazarlarını celb eder, kendine çeker ve<span style="font-size: 12px"> ehadiyet sikkesine isal eder ve Zât-ı Ehadiyeyi mülâhaza ettirir</span> </strong>ve ondan, <span style="font-family: 'trebuchet ms'"><span style="font-size: 22px">اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُ </span></span>[SUP]<strong>3</strong>[/SUP]deki hakikî hitaba mazhar eder.</p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong> <strong>[SUP]<strong>3</strong>[/SUP] : “Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım dileriz.” Fâtiha Sûresi, 1:5.</strong></strong>[/NOT]</p><p></p><p>Mütedahil dairelerdeki (iç içe girmiş dairelerdeki) büyükten küçüğe vahdet mühürleri </p><p>Kesret (çokluk) içinde vahdetin arkasındaki ehadiyet sikkeleri (mühürleri),</p><p>ehadiyete nazarları ve kalpleri çevirip, celbetmek için; ehadiyet üzerinde konmuş,</p><p> cazibedar nakışlar, parlak nurlar, hoşluklar, şirinlikler, sevimlilikler, güzellikler ve kuvvetli bir hakikat olan Rahimiyet (şefkat) mühürlerine Risale-i Nur'dan misaller vererek devam ediyoruz.</p><p></p><p></p><p>[TAVSIYE]Bak şu kâinat-ı seyyâlede, şu mevcudat-ı seyyârede cevelân eden zîhayatlara: Göreceksin ki, bütün zîhayatlardan herbir zîhayat üstünde, Hayy-ı Kayyûmun koyduğu çok hâtemleri vardır. O hâtemlerden bir hâtemi şudur ki:</p><p></p><p>O zîhayat, <strong>meselâ şu insan,</strong> adeta <strong>kâinatın bir misal-i musağğarı,</strong> şecere-i hilkatin bir semeresi ve <strong>şu âlemin bir çekirdeği</strong> gibi ki <strong>envâ-ı âlemin ekser nümunelerini</strong> cami’dir. Güya o zîhayat, <strong>bütün kâinattan gayet hassas mizanlarla süzülmüş bir katre</strong>dir. Demek, <strong>şu zîhayatı</strong> halk etmek ve ona Rab olmak, <strong>bütün kâinatı</strong> kabza-i tasarrufunda tutmak lâzım gelir.</p><p></p><p>İşte, eğer aklın evhamda boğulmamışsa anlarsın ki,</p><p></p><p>•bir kelime-i kudreti, <strong>meselâ balarısını ekser eşyaya </strong>bir nevi küçük fihriste yapmak, </p><p></p><p>•ve bir sahifede, <strong>meselâ insanda şu kitab-ı kâinatın</strong> <strong>ekser meselelerini</strong> yazmak,</p><p></p><p>•hem bir noktada, <strong>meselâ küçücük incir çekirdeğinde koca incir ağacının programını</strong> derc etmek, </p><p></p><p>•ve bir harfte, <strong>meselâ kalb-i beşerde şu âlem-i kebirin safahâtında tecellî ve ihâta eden bütün esmânın âsârını</strong> göstermek, </p><p></p><p>•ve bir<strong> mercimek tanesi kadar mevki tutan kuvve-i hâfıza-i insaniyede bir kütüphane kadar yazı yazdırmak ve bütün hâdisât-ı kevniyenin mufassal fihristesini o kuvvecikte</strong> derc etmek, elbette ve elbette Hâlık-ı Külli Şeye has ve bu kâinatın Rabb-i Zülcelâline mahsus bir hâtemdir.</p><p></p><p>İşte, zîhayat üstünde olan pek çok hâtem-i Rabbânîden birtek hâtem böyle nurunu gösterse ve onun âyâtını şöyle okuttursa; acaba birden bütün o hâtemlere bakabilsen, görebilsen,</p><p><span style="font-family: 'trebuchet ms'"><span style="font-size: 22px">سُبْحَانَ مَنِ اخْتَفٰى بِشِدَّةِ ظُهُورِهِ</span></span> [SUP]<strong>1</strong>[/SUP] demeyecek misin?</p><p></p><p><strong>[SUP]<strong>1</strong>[/SUP] : Her türlü kusurdan münezzehtir o Zat ki, şiddet-i zuhurundan gizlenmiştir.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>Yirmi İkinci Söz</strong>[/TAVSIYE]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 394334, member: 27"] [NOT]Evet, [B] hadsiz mahlûkatta ve nihayetsiz bir kesrette vahdet sikkeleri, [/B] [B][SIZE=3]mütedahil daireler gibi, en büyüğünden en küçük sikkeye kadar envâı ve mertebeleri vardır.[/SIZE][/B] Fakat o vahdet, ne kadar olsa, yine kesret içinde bir vahdettir; hakikî hitabı tam temin edemiyor. Onun için, [B]vahdet arkasında ehadiyet sikkesi bulunmak lâzımdır[/B] tâ ki kesreti hatıra getirmesin, doğrudan doğruya Zât-ı Akdese karşı kalbe yol açsın. Hem, [B]sikke-i ehadiyete nazarları çevirmek ve kalbleri celb etmek için, [SIZE=3]o sikke-i ehadiyet üstünde gayet cazibedar [/SIZE]bir nakış ve gayet parlak bir nur ve gayet şirin bir halâvet ve gayet sevimli bir cemâl ve gayet kuvvetli bir hakikat olan [SIZE=3]rahmet sikkesini ve Rahîmiyet hâtemini [/SIZE]koymuştur. Evet, o rahmetin kuvvetidir ki, zîşuurun nazarlarını celb eder, kendine çeker ve[SIZE=3] ehadiyet sikkesine isal eder ve Zât-ı Ehadiyeyi mülâhaza ettirir[/SIZE] [/B]ve ondan, [FONT=trebuchet ms][SIZE=6]اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُ [/SIZE][/FONT][SUP][B]3[/B][/SUP]deki hakikî hitaba mazhar eder. [B] [B][SUP][B]3[/B][/SUP] : “Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım dileriz.” Fâtiha Sûresi, 1:5.[/B][/B][/NOT] Mütedahil dairelerdeki (iç içe girmiş dairelerdeki) büyükten küçüğe vahdet mühürleri Kesret (çokluk) içinde vahdetin arkasındaki ehadiyet sikkeleri (mühürleri), ehadiyete nazarları ve kalpleri çevirip, celbetmek için; ehadiyet üzerinde konmuş, cazibedar nakışlar, parlak nurlar, hoşluklar, şirinlikler, sevimlilikler, güzellikler ve kuvvetli bir hakikat olan Rahimiyet (şefkat) mühürlerine Risale-i Nur'dan misaller vererek devam ediyoruz. [TAVSIYE]Bak şu kâinat-ı seyyâlede, şu mevcudat-ı seyyârede cevelân eden zîhayatlara: Göreceksin ki, bütün zîhayatlardan herbir zîhayat üstünde, Hayy-ı Kayyûmun koyduğu çok hâtemleri vardır. O hâtemlerden bir hâtemi şudur ki: O zîhayat, [B]meselâ şu insan,[/B] adeta [B]kâinatın bir misal-i musağğarı,[/B] şecere-i hilkatin bir semeresi ve [B]şu âlemin bir çekirdeği[/B] gibi ki [B]envâ-ı âlemin ekser nümunelerini[/B] cami’dir. Güya o zîhayat, [B]bütün kâinattan gayet hassas mizanlarla süzülmüş bir katre[/B]dir. Demek, [B]şu zîhayatı[/B] halk etmek ve ona Rab olmak, [B]bütün kâinatı[/B] kabza-i tasarrufunda tutmak lâzım gelir. İşte, eğer aklın evhamda boğulmamışsa anlarsın ki, •bir kelime-i kudreti, [B]meselâ balarısını ekser eşyaya [/B]bir nevi küçük fihriste yapmak, •ve bir sahifede, [B]meselâ insanda şu kitab-ı kâinatın[/B] [B]ekser meselelerini[/B] yazmak, •hem bir noktada, [B]meselâ küçücük incir çekirdeğinde koca incir ağacının programını[/B] derc etmek, •ve bir harfte, [B]meselâ kalb-i beşerde şu âlem-i kebirin safahâtında tecellî ve ihâta eden bütün esmânın âsârını[/B] göstermek, •ve bir[B] mercimek tanesi kadar mevki tutan kuvve-i hâfıza-i insaniyede bir kütüphane kadar yazı yazdırmak ve bütün hâdisât-ı kevniyenin mufassal fihristesini o kuvvecikte[/B] derc etmek, elbette ve elbette Hâlık-ı Külli Şeye has ve bu kâinatın Rabb-i Zülcelâline mahsus bir hâtemdir. İşte, zîhayat üstünde olan pek çok hâtem-i Rabbânîden birtek hâtem böyle nurunu gösterse ve onun âyâtını şöyle okuttursa; acaba birden bütün o hâtemlere bakabilsen, görebilsen, [FONT=trebuchet ms][SIZE=6]سُبْحَانَ مَنِ اخْتَفٰى بِشِدَّةِ ظُهُورِهِ[/SIZE][/FONT] [SUP][B]1[/B][/SUP] demeyecek misin? [B][SUP][B]1[/B][/SUP] : Her türlü kusurdan münezzehtir o Zat ki, şiddet-i zuhurundan gizlenmiştir. Yirmi İkinci Söz[/B][/TAVSIYE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sözler
Sözler 6. Ders - Ehadiyet
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst