Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybî
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 565720" data-attributes="member: 1040028"><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>RİSALE-İ NUR ŞAKİRDLERİNDEN EMİN, HİLMİ, KÂMİL VE FEYZİ'NİN BİR FIKRASIDIR. </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Risale-i Nur'un kasabalara, cemaatlere berekete medar olması ve ona zarar verenlere tokat gelmesi gibi; şahıslara da, pek zahir bir surette hem bereket ve hüsn-ü maişet (ona çalışanlara); ve gaybî tokatlar, (onun aleyhinde çalışanlara) gelmesi.. bu havalide pek çok hâdiseleri var. Biz kendi nefsimizde; çalıştığımız zaman pek zahirî bir surette bir hüsn-ü maişet, bir inayet gördüğümüz gibi; Risale-i Nur'un erkânından Nazif, kat'î bir surette haber veriyor ki: </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Üç-dört adam, dünya servetinin hatırı için Risale-in Nur aleyhinde toplanıp, münafıkane bir tedbir kurdukları hengâmda; üç gün sonra o üç adamın haneleri ve dükkânları yanıp, binler lira zayiatla tokat yediler.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem bir dessas ve casus adam, Risalet-ün Nur şakirdleri aleyhinde çalışıyordu ki, onları hapse attırsın. Bir gün -serbest olarak- "Ben bir ipucu bulamadım ki, bunları hapse sokayım. Eğer bir ipucu bulsam, onları hapse sokacağım." diye ilân ettiği vakitten iki gün sonra bir iş yapıp, Risale-i Nur şakirdleri yerinde, o iki sene hapse girdi.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem bedbaht, muannid bir adam, şiddetli Risale-i Nur aleyhinde hem şakirdlerinin bir rüknü aleyhinde bulunduğu hengâmda, bir-iki gün sonra meyhaneye gidip içe içe çatlamış, orada ölmüş.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bu nevide çok hâdiseler var. Demek Risale-i Nur dostlara tiryak olduğu gibi, düşmanlara da sâıka oluyor.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem Gavs-ı A'zam'ın Üstadımız hakkında</span></span></em> <span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #A52A2A">ﻓَﺎِﻧَّﻚَ ﻣَﺤْﺮُﻭﺱٌ ﺑِﻌَﻴْﻦِ ﺍﻟْﻌِﻨَﺎﻳَﺔِ</span></span></span><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"> fıkrasıyla, inayet ve teshile daima mazhar olduğuna; ve tevafuk, Risale-i Nur'un bir madeni bulunduğuna pek çok emarelerden, bu bir-iki gün zarfında, küçük ve latif, fakat kat'î kanaat veren cüz'î hâdiselerin tevafukatında gözümüzle gördüğümüz inayat-ı Rabbaniyenin nümunelerinden beş-altısını beyan ediyoruz ki, onlar bu iki gün zarfında beraber vukua gelmiş:</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Birincisi:</strong> Dün Üstadımıza, Risale-i Nur'a ait üç hizmet lâzım geldi. Kimse de yok. Bizler de uzakta. Merdivenden inip, bir çocuğu bulup, bizlere göndermek niyetiyle kapıyı açtı. Risale-i Nur'un o üç hizmetini görecek üç şakirdi, fevkalâde bir tarzda dakikasıyla kapıya gelmişler.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>İkincisi:</strong> ..............................</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Üçüncüsü: Üstadımız, aynı bugün Emin kardeşimize dedi: Üç-dört aydır her hafta karyesinden buraya gelen hane sahibesi gelmedi, dört ay oldu kirasını almadı. Herhalde haber gönderiniz gelsin, kirasını alsın." dediği aynı vakitte, dört aydan beri gelmeyen o hane sahibesi kapıyı vurdu, geldi. Beş aylık kirasını aldı. Üstadımız, bu hâdise-i inayetten memnuniyeti için, ona uzak bir nahiyeden gelen, yuvarlak, hiç görmediğimiz ve burada bulunmayan bir küçük ekmeği o hane sahibesine verdi. Aynı vakitte yirmi dakika zarfında, burada bulunmayan o aynı ekmekten beş misli, iki sene Risale-i Nur'un bir kitabını alıp mütalaasının manevî ücretinin binde bir ücreti olarak geldi. Ve bir parça aşure çorbasını dahi yine o ev sahibesine verdi. Aynen o aşurenin on misli kadar, üç latif ekmek, yine iki sene iki kitabın okumasına binde bir ücret olarak geldi. Gözümüzle gördük.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem bugün o hane sahibesinin, yedi senedir adını bilmediği için Üstadımız ona "İsmin nedir?" diye sordu. Dedi: Hayriye'dir. Hayriye isminde olmak tefe'üliyle, iki saat sonra, Hayri namında Risale-i Nur'un bir şakirdi, haberimiz yokken İstanbul'a gitmiş. Hem ticaret münasebetiyle iki mühim şakirdleri dahi gidip geç kaldılar. Maddî ve manevî fırtınalar münasebetiyle Üstadımız hem onları, hem oradaki mühim bir şakirdi için çok merak ediyordu. Bugün o Hayri, iki saat o Hayriye'den sonra kapıyı açtı geldi; o üç şakird hakkındaki merakı izale etmekle beraber, Üstadın dört aydan beri devam eden tefarik namındaki bir kokusu bugün bitmiş kendimiz gördük. Hayri'nin bir küçük şişe elinde, "İşte size tefarik getirdim."dedi. İşte bu küçük, latif tefarikteki tevafuka Bârekâllah dedi.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Bu iki gün zarfında bu küçük nümuneler gibi, Üstadımız Mu'cizat-ı Ahmediye'nin (A.S.M.) tashihatıyla meşgul olduğu için, çok nümuneler görmüş. Madem iki gün zarfında bu kadar inayatın cilvelerini görüyoruz. Risale-i Nur dairesi içinde dikkat edilse herkes -kendi nefsinde- hizmeti derecesinde böyle nümuneleri görecektir.</span></span></em></p><p></p><p style="text-align: right"><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Risale-i Nur şakirdlerinden </span></span></em></strong></p> <p style="text-align: right"><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hilmi, Emin, Kâmil, Feyzi, Hâfız Ahmed </span></span></em></strong></p> <p style="text-align: right"><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Evet, ben de tasdik ediyorum. </span></span></em></p> <p style="text-align: right"><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Said Nursî</strong></span></span></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 565720, member: 1040028"] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]RİSALE-İ NUR ŞAKİRDLERİNDEN EMİN, HİLMİ, KÂMİL VE FEYZİ'NİN BİR FIKRASIDIR. [/B] Risale-i Nur'un kasabalara, cemaatlere berekete medar olması ve ona zarar verenlere tokat gelmesi gibi; şahıslara da, pek zahir bir surette hem bereket ve hüsn-ü maişet (ona çalışanlara); ve gaybî tokatlar, (onun aleyhinde çalışanlara) gelmesi.. bu havalide pek çok hâdiseleri var. Biz kendi nefsimizde; çalıştığımız zaman pek zahirî bir surette bir hüsn-ü maişet, bir inayet gördüğümüz gibi; Risale-i Nur'un erkânından Nazif, kat'î bir surette haber veriyor ki: Üç-dört adam, dünya servetinin hatırı için Risale-in Nur aleyhinde toplanıp, münafıkane bir tedbir kurdukları hengâmda; üç gün sonra o üç adamın haneleri ve dükkânları yanıp, binler lira zayiatla tokat yediler. Hem bir dessas ve casus adam, Risalet-ün Nur şakirdleri aleyhinde çalışıyordu ki, onları hapse attırsın. Bir gün -serbest olarak- "Ben bir ipucu bulamadım ki, bunları hapse sokayım. Eğer bir ipucu bulsam, onları hapse sokacağım." diye ilân ettiği vakitten iki gün sonra bir iş yapıp, Risale-i Nur şakirdleri yerinde, o iki sene hapse girdi. Hem bedbaht, muannid bir adam, şiddetli Risale-i Nur aleyhinde hem şakirdlerinin bir rüknü aleyhinde bulunduğu hengâmda, bir-iki gün sonra meyhaneye gidip içe içe çatlamış, orada ölmüş. Bu nevide çok hâdiseler var. Demek Risale-i Nur dostlara tiryak olduğu gibi, düşmanlara da sâıka oluyor. Hem Gavs-ı A'zam'ın Üstadımız hakkında[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#A52A2A"]ﻓَﺎِﻧَّﻚَ ﻣَﺤْﺮُﻭﺱٌ ﺑِﻌَﻴْﻦِ ﺍﻟْﻌِﻨَﺎﻳَﺔِ[/COLOR][/SIZE][/FONT][I][FONT=Arial][SIZE=3] fıkrasıyla, inayet ve teshile daima mazhar olduğuna; ve tevafuk, Risale-i Nur'un bir madeni bulunduğuna pek çok emarelerden, bu bir-iki gün zarfında, küçük ve latif, fakat kat'î kanaat veren cüz'î hâdiselerin tevafukatında gözümüzle gördüğümüz inayat-ı Rabbaniyenin nümunelerinden beş-altısını beyan ediyoruz ki, onlar bu iki gün zarfında beraber vukua gelmiş: [B]Birincisi:[/B] Dün Üstadımıza, Risale-i Nur'a ait üç hizmet lâzım geldi. Kimse de yok. Bizler de uzakta. Merdivenden inip, bir çocuğu bulup, bizlere göndermek niyetiyle kapıyı açtı. Risale-i Nur'un o üç hizmetini görecek üç şakirdi, fevkalâde bir tarzda dakikasıyla kapıya gelmişler. [B]İkincisi:[/B] .............................. Üçüncüsü: Üstadımız, aynı bugün Emin kardeşimize dedi: Üç-dört aydır her hafta karyesinden buraya gelen hane sahibesi gelmedi, dört ay oldu kirasını almadı. Herhalde haber gönderiniz gelsin, kirasını alsın." dediği aynı vakitte, dört aydan beri gelmeyen o hane sahibesi kapıyı vurdu, geldi. Beş aylık kirasını aldı. Üstadımız, bu hâdise-i inayetten memnuniyeti için, ona uzak bir nahiyeden gelen, yuvarlak, hiç görmediğimiz ve burada bulunmayan bir küçük ekmeği o hane sahibesine verdi. Aynı vakitte yirmi dakika zarfında, burada bulunmayan o aynı ekmekten beş misli, iki sene Risale-i Nur'un bir kitabını alıp mütalaasının manevî ücretinin binde bir ücreti olarak geldi. Ve bir parça aşure çorbasını dahi yine o ev sahibesine verdi. Aynen o aşurenin on misli kadar, üç latif ekmek, yine iki sene iki kitabın okumasına binde bir ücret olarak geldi. Gözümüzle gördük. Hem bugün o hane sahibesinin, yedi senedir adını bilmediği için Üstadımız ona "İsmin nedir?" diye sordu. Dedi: Hayriye'dir. Hayriye isminde olmak tefe'üliyle, iki saat sonra, Hayri namında Risale-i Nur'un bir şakirdi, haberimiz yokken İstanbul'a gitmiş. Hem ticaret münasebetiyle iki mühim şakirdleri dahi gidip geç kaldılar. Maddî ve manevî fırtınalar münasebetiyle Üstadımız hem onları, hem oradaki mühim bir şakirdi için çok merak ediyordu. Bugün o Hayri, iki saat o Hayriye'den sonra kapıyı açtı geldi; o üç şakird hakkındaki merakı izale etmekle beraber, Üstadın dört aydan beri devam eden tefarik namındaki bir kokusu bugün bitmiş kendimiz gördük. Hayri'nin bir küçük şişe elinde, "İşte size tefarik getirdim."dedi. İşte bu küçük, latif tefarikteki tevafuka Bârekâllah dedi. Bu iki gün zarfında bu küçük nümuneler gibi, Üstadımız Mu'cizat-ı Ahmediye'nin (A.S.M.) tashihatıyla meşgul olduğu için, çok nümuneler görmüş. Madem iki gün zarfında bu kadar inayatın cilvelerini görüyoruz. Risale-i Nur dairesi içinde dikkat edilse herkes -kendi nefsinde- hizmeti derecesinde böyle nümuneleri görecektir.[/SIZE][/FONT][/I] [RIGHT][B][I][FONT=Arial][SIZE=3]Risale-i Nur şakirdlerinden Hilmi, Emin, Kâmil, Feyzi, Hâfız Ahmed [/SIZE][/FONT][/I][/B] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Evet, ben de tasdik ediyorum. [B]Said Nursî[/B][/SIZE][/FONT][/I][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybî
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst