Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybi 7. Ders - Risale-i Nur Hakkında Bir İtiraza Cevap..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 409454" data-attributes="member: 27"><p>[NOT]“Risale-i Nur’un makbuliyetine eski evliyalardan şahit getiriyorsun. Halbuki</p><p></p><p>[SUP]<strong>[SUP]<strong>3</strong>[/SUP] </strong>[/SUP]<span style="font-family: 'trebuchet ms'"><span style="font-size: 22px">وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ اِلاَّ فِى كِتَابٍ مُبِينٍ</span></span> sırrıyla en ziyade bu meselede söz sahibi Kur’ândır. Acaba, Risale-i Nur’u, Kur’ân kabul eder mi? Ona ne nazarla bakıyor?” denildi. O acip sual karşısında bulundum.[/NOT]</p><p></p><p></p><p>[TAVSIYE]<strong>Ey arkadaş!</strong> Herşeyin Kitab-ı Mübînde mevcut olduğunu tasrih eden</p><p>[SUP]<strong>[SUP]<strong>2</strong>[/SUP] </strong>[/SUP]<span style="font-family: 'trebuchet ms'"><span style="font-size: 22px">وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ اِلاَّ فِى كِتَابٍ مُبِينٍ</span></span> âyet-i kerimesinin hükmüne göre; Kur’ân-ı Kerim, zahiren ve bâtınen, nassen ve delâleten, remzen ve işareten, her zamanda vücuda gelmiş veya gelecek herşeyi ifade ediyor.</p><p></p><p></p><p><strong>[SUP]<strong>2</strong>[/SUP] : “Yaş ve kuru ne varsa ap açık bir kitapta yazılmıştır.” En’âm Sûresi, 6:59.</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>İşaratü'l-İ'caz</strong>[/TAVSIYE]</p><p></p><p></p><p>[NOT]Ben de Kur’ân’dan istimdat eyledim. Birden, otuz üç âyetin mânâ-yı sarîhinin teferruatı nev’indeki tabakattan, mânâ-yı işârî tabakasından ve o mânâ-yı işârî külliyetinde dahil bir ferdi Risale-i Nur olduğunu ve duhulüne, medâr-ı imtiyazına bir kuvvetli karine bulunmasını, bir saat zarfında hissettim; ve bir kısmı, bir derece izah ve bir kısmını mücmelen gördüm. Kanaatimde hiçbir şek ve şüphe ve vehim ve vesvese kalmadı ve ben de, ehl-i imanın imanını, Risale-i Nur’la takviye etmek niyetiyle o kat’î kanaatimi yazdım ve has kardeşlerime mahrem tutulmak şartıyla verdim. Ve o risalede, biz demiyoruz ki, “âyetin mânâ-yı sarîhi budur;” tâ hocalar “Fihi nazarun” desin.</p><p></p><p>Hem dememişiz ki, “Mânâ-yı işârînin külliyeti budur.” Belki diyoruz ki, mânâ-yı sarîhinin tahtında müteaddit tabakalar var; bir tabakası da, mânâ-yı işârî ve remzîdir. Ve o mânâ-yı işârî de, bir küllîdir; her asırda cüz’iyatları var ve Risale-i Nur dahi bu asırda o mânâ-yı işârî tabakasının külliyetinde bir ferttir. <strong>Ve o ferdin kasten bir medar-ı nazar olduğuna ve ehemmiyetli bir vazife göreceğine, eskiden beri ulema beyninde bir düstur-u cifrî ve riyaziyle karineler, belki hüccetler gösterilmişken, Kur’ân’ın âyetine veya sarahatine değil incitmek, belki i’câz ve belâğatine hizmet ediyor. Bu nevi işârât-ı gaybiyeye itiraz edilmez.</strong></p><p></p><p><strong>Ehl-i hakikatın, nihayetsiz işârât-ı Kur’âniyeden had ve hesaba gelmeyen istihracatlarını inkâr edemeyen, bunu da inkâr etmemeli ve edemez.</strong>[/NOT]</p><p></p><p></p><p>Üstad Kur'an daki 33 ayetin Risale-i Nur'a mana olarak işaret ettiğini, bu zamanda Kur'anın işaret nevinden manalarının, külliyetinden bir ferdinin Risale-i Nur olduğunu ifade ediyor. Ayetten bu manaları çıkarma işine istihrac diyoruz. İstihracın kelime anlamı: <strong>Birşeyin içinden başka şey çıkarmak; bazı işaretleri beliren şeylerden ileriye ait olacak şeyleri çıkarmak.</strong> Bu da Kur'anın tefsir metodlarından biridir. </p><p></p><p>[TAVSIYE]<span style="font-family: 'Verdana'">- İşârî tefsir, sonradan ortaya çıkmış bir tefsir çeşidi değildir. Kur'an'ın indiği dönemden itibaren bilinmektedir. Kur'an'ın zâhir mânâsından başka bir mânâ taşımadığını iddia eden Zâhirîlerin dışındaki bütün İslâm âlimleri, işârî tefsir anlayışını kabul etmişlerdir.<em>(Cerrahoğlu, Tefsir tarihi II/10-11) </em></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'">İbn Kayyim el-Cevzi'ye göre tefsirler genel olarak üçe ayrılır: </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>1. </strong>Kur'an'ın lafızlarının açıklamasını esas alan tefsir anlayışı <strong>(Lafzî tefsir). </strong>Müteahhir âlimlerin metodu budur. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>2. </strong>Kur'anın vermek istediği mesajı esas alan tefsir anlayışı <strong>(Mânevî tefsir)</strong>. Bu, daha çok Selef âlimlerinin kullandığı metottur. </span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><strong>3. İşârî tefsir: </strong>Sûfilerin çoğu ve daha başkalarının kullandıkları bu metot dört şartla kabul edilir: a. Çıkarılan işârî mânâ, âyetin sarih mânâsı ile çelişmemelidir. b. Çıkarılan mânâ kendi zatında da şer'i delillere göre doğru olmalıdır. c. Âyetin ifadesinde, çıkarılan mânâyı gösteren bazı işaretler bulunmalıdır. d. Çıkarılan işârî mânâ ile söz konusu âyet arasında bir münasebet bulunmalıdır. Bu dört şart meydana geldiği taktirde çıkarılan işârî mânâ, makbul ve güzel bir istihraç olur.<em>(bk. el-Kattan, Mebahis, s. 357-58. )</em></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em></em></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em></em></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><em></em></span><strong><a href="http://www.risaleforum.net/bediuzzaman-said-nursi-ve-risale-i-nur-cemaati-253/bediuzzaman-said-nursi-267/risale-i-nura-ve-bediuzzamana-gelen-itirazlar-429/30456-itirazlar-ve-itirazlara-cevaplar-yas-ve-kuru-ne-varsa.html" target="_blank">http://www.risaleforum.net/bediuzzaman-said-nursi-ve-risale-i-nur-cemaati-253/bediuzzaman-said-nursi-267/risale-i-nura-ve-bediuzzamana-gelen-itirazlar-429/30456-itirazlar-ve-itirazlara-cevaplar-yas-ve-kuru-ne-varsa.html</a></strong>[/TAVSIYE]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 409454, member: 27"] [NOT]“Risale-i Nur’un makbuliyetine eski evliyalardan şahit getiriyorsun. Halbuki [SUP][B][SUP][B]3[/B][/SUP] [/B][/SUP][FONT=trebuchet ms][SIZE=6]وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ اِلاَّ فِى كِتَابٍ مُبِينٍ[/SIZE][/FONT] sırrıyla en ziyade bu meselede söz sahibi Kur’ândır. Acaba, Risale-i Nur’u, Kur’ân kabul eder mi? Ona ne nazarla bakıyor?” denildi. O acip sual karşısında bulundum.[/NOT] [TAVSIYE][B]Ey arkadaş![/B] Herşeyin Kitab-ı Mübînde mevcut olduğunu tasrih eden [SUP][B][SUP][B]2[/B][/SUP] [/B][/SUP][FONT=trebuchet ms][SIZE=6]وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ اِلاَّ فِى كِتَابٍ مُبِينٍ[/SIZE][/FONT] âyet-i kerimesinin hükmüne göre; Kur’ân-ı Kerim, zahiren ve bâtınen, nassen ve delâleten, remzen ve işareten, her zamanda vücuda gelmiş veya gelecek herşeyi ifade ediyor. [B][SUP][B]2[/B][/SUP] : “Yaş ve kuru ne varsa ap açık bir kitapta yazılmıştır.” En’âm Sûresi, 6:59. İşaratü'l-İ'caz[/B][/TAVSIYE] [NOT]Ben de Kur’ân’dan istimdat eyledim. Birden, otuz üç âyetin mânâ-yı sarîhinin teferruatı nev’indeki tabakattan, mânâ-yı işârî tabakasından ve o mânâ-yı işârî külliyetinde dahil bir ferdi Risale-i Nur olduğunu ve duhulüne, medâr-ı imtiyazına bir kuvvetli karine bulunmasını, bir saat zarfında hissettim; ve bir kısmı, bir derece izah ve bir kısmını mücmelen gördüm. Kanaatimde hiçbir şek ve şüphe ve vehim ve vesvese kalmadı ve ben de, ehl-i imanın imanını, Risale-i Nur’la takviye etmek niyetiyle o kat’î kanaatimi yazdım ve has kardeşlerime mahrem tutulmak şartıyla verdim. Ve o risalede, biz demiyoruz ki, “âyetin mânâ-yı sarîhi budur;” tâ hocalar “Fihi nazarun” desin. Hem dememişiz ki, “Mânâ-yı işârînin külliyeti budur.” Belki diyoruz ki, mânâ-yı sarîhinin tahtında müteaddit tabakalar var; bir tabakası da, mânâ-yı işârî ve remzîdir. Ve o mânâ-yı işârî de, bir küllîdir; her asırda cüz’iyatları var ve Risale-i Nur dahi bu asırda o mânâ-yı işârî tabakasının külliyetinde bir ferttir. [B]Ve o ferdin kasten bir medar-ı nazar olduğuna ve ehemmiyetli bir vazife göreceğine, eskiden beri ulema beyninde bir düstur-u cifrî ve riyaziyle karineler, belki hüccetler gösterilmişken, Kur’ân’ın âyetine veya sarahatine değil incitmek, belki i’câz ve belâğatine hizmet ediyor. Bu nevi işârât-ı gaybiyeye itiraz edilmez.[/B] [B]Ehl-i hakikatın, nihayetsiz işârât-ı Kur’âniyeden had ve hesaba gelmeyen istihracatlarını inkâr edemeyen, bunu da inkâr etmemeli ve edemez.[/B][/NOT] Üstad Kur'an daki 33 ayetin Risale-i Nur'a mana olarak işaret ettiğini, bu zamanda Kur'anın işaret nevinden manalarının, külliyetinden bir ferdinin Risale-i Nur olduğunu ifade ediyor. Ayetten bu manaları çıkarma işine istihrac diyoruz. İstihracın kelime anlamı: [B]Birşeyin içinden başka şey çıkarmak; bazı işaretleri beliren şeylerden ileriye ait olacak şeyleri çıkarmak.[/B] Bu da Kur'anın tefsir metodlarından biridir. [TAVSIYE][FONT=Verdana]- İşârî tefsir, sonradan ortaya çıkmış bir tefsir çeşidi değildir. Kur'an'ın indiği dönemden itibaren bilinmektedir. Kur'an'ın zâhir mânâsından başka bir mânâ taşımadığını iddia eden Zâhirîlerin dışındaki bütün İslâm âlimleri, işârî tefsir anlayışını kabul etmişlerdir.[I](Cerrahoğlu, Tefsir tarihi II/10-11) [/I] İbn Kayyim el-Cevzi'ye göre tefsirler genel olarak üçe ayrılır: [B]1. [/B]Kur'an'ın lafızlarının açıklamasını esas alan tefsir anlayışı [B](Lafzî tefsir). [/B]Müteahhir âlimlerin metodu budur. [B]2. [/B]Kur'anın vermek istediği mesajı esas alan tefsir anlayışı [B](Mânevî tefsir)[/B]. Bu, daha çok Selef âlimlerinin kullandığı metottur. [B]3. İşârî tefsir: [/B]Sûfilerin çoğu ve daha başkalarının kullandıkları bu metot dört şartla kabul edilir: a. Çıkarılan işârî mânâ, âyetin sarih mânâsı ile çelişmemelidir. b. Çıkarılan mânâ kendi zatında da şer'i delillere göre doğru olmalıdır. c. Âyetin ifadesinde, çıkarılan mânâyı gösteren bazı işaretler bulunmalıdır. d. Çıkarılan işârî mânâ ile söz konusu âyet arasında bir münasebet bulunmalıdır. Bu dört şart meydana geldiği taktirde çıkarılan işârî mânâ, makbul ve güzel bir istihraç olur.[I](bk. el-Kattan, Mebahis, s. 357-58. ) [/I][/FONT][B][url]http://www.risaleforum.net/bediuzzaman-said-nursi-ve-risale-i-nur-cemaati-253/bediuzzaman-said-nursi-267/risale-i-nura-ve-bediuzzamana-gelen-itirazlar-429/30456-itirazlar-ve-itirazlara-cevaplar-yas-ve-kuru-ne-varsa.html[/url][/B][/TAVSIYE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybi 7. Ders - Risale-i Nur Hakkında Bir İtiraza Cevap..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst