Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybi 6. Ders: Risale-i Nur'da İmani Mevzular Neden Çok İşlenmiş..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 391564" data-attributes="member: 27"><p>M. Ali KAYA </p><p></p><p><strong>Giriş: </strong></p><p></p><p>19. Asır dünyada büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir dönem olmuştur. İlimde, fende, teknik ve teknolojide büyük aşamalar kaydetti. Makinenin icadı ve ateşli silahların gelişmesi ile dünyada büyük savaşlar ve istilalar yaşandı. Matbaanın icadı ile ilmî ve fikri olarak büyük değişimler yaşandı. Devletlerarasında yaşanan savaşlar sınıflar arasında yaşanmaya başladı. İlimde ve teknikte yaşanan gelişmeler akla verilen önem dinin ikinci derecede kalmasına ve kapitalizm ile komünizm mücadelesini netice verdi. Diğer taraftan ırkçılık, devletçilik ve buna dayanan istibdat ile buna karşı ezilmişlerin hak arama mücadeleleri de Hürriyet ve Demokrasinin gelişimine sebep oldu. Devletlere hâkim olan dinsizlik ve ırkçılık dini dışlamayı ve seküler bir anlayışın devletlere hâkim olmasına o da lâikliğin devletlerde bir esas olarak kabul edilmesine sebep oldu. Din yasaklandı ve önemsiz hale geldi. Bilhassa Komünizm dinle mücadeleyi kendisine prensip edindi ve bütün dini ve manevi değerleri yıkmayı hedefleyerek büyük bir derecede başarılı oldu. Mevcut din adamları olan ulema ve maneviyat büyükleri olan tarikat şeyhleri bütün bunlara mukabil geleneği korumak dışında dini müdafaa için yapacak bir şeyleri yoktu. Kendilerini dahi koruyamadılar ve “Medreseler ve Tekkeler” kapatıldı. </p><p></p><p> Gerek dünyada gerekse İslam ülkesi olan Osmanlı devletinde üç yüz senede yapılmayan değişimler devrimler adı altında birkaç sene içinde yapıldı. Bu durumda “Dinde Tecdid” gerekiyordu. “Ulemanın Kitapları” ve “Maneviyat Büyüklerinin” manevi tasarrufları din ve maneviyat aleyhindeki havayı değiştirmeye yetmiyordu. Kur’ân-ı Kerimin bu asra hitabı anlaşılmalı ve buna uygun hareket edilmeliydi ki “Ümmet-i Muhammed” sıkıntıdan kurtulsun. Risale-i Nur’un Kur’ânın bir mucizesi olarak ortaya çıktı. Bediüzzaman “Dini ihya hareketi başlattı” ve bunu da “Risale-i Nurun” telifi ile başardı. Risale-i Nur bu bakımdan yeni bir açılım ve tecdit hareketidir. Bediüzzaman kapanan medreseleri ve kapatılan tarikatları savunmadı, korumaya çalışmadı ve yeniden diriltmeyi tavsiye etmedi. Kur’ân-ı Kerimi ve Asr-ı Saadeti esas alarak dini yeniden ihya etmeye başladı. </p><p></p><p></p><p><strong>1. Bediüzzaman İman ve İslam Kalesini Yeniden İnşa Etmiştir: </strong></p><p></p><p>Bediüzzaman “Risale-i Nur, yalnız cüz’î bir tahribatı, bir küçük hâneyi tamir etmiyor, belki külli bir tahribatı ve islamiyeti içine alan dağlar büyüklüğünde taşları buluna bir muhit kalayı tamir ediyor. Ve yalnız bir kalbi ve has bir vicdanı ıslaha çalışmıyor, belki bin seneden beri tedarik ve teraküm edilen müdsit aletler ile dehşetli rahnelenen kalb-i umumi ve efkâr-ı âmmeyi ve umûmun, bâhusus avam-ı mü’minînin istinadagahları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeâirler kırılmasıyla bozulmaya yüz tutan vicdân-ı umumiyi, Kur’ânın i’câzıyla o geniş yaralarını, Kur’ânın ve imanın ilaçları ile tedavi etmeye çalışıyor. </p><p></p><p>Elbette böyle küllî ve dehşetli rahnelere ve yaralara hakkalyakîn derecesinde ve dağlar kuvvetinde hüccetler, cihazlar ve bin tiryak hasiyetinde mücerreb ilâçlar, hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki, bu zamanda, Kur’ân-ı Mu’cizu’Beyânın i’câz-ı mânevisinden çıkan Risale-i Nur o vazîfeyi görmekle beraber, imanın hadsiz mertebelerinde terakkiyât ve inkişâfa medardır” <em>(Kastamonu Lâhikası, 1994, s.28)</em> buyurarak Risale-i Nur’un bu tecdid vazifesine dikkatlerimizi çeker. </p><p><strong></strong></p><p><strong>Bu bakımdan Risale-i Nur yeni bir milat ve yeni bir başlangıçtır. Çünkü “İman ve Tevhit Davasını” yeni baştan ele alarak izah ve ispat etmektedir. </strong></p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>2. Risale-i Nur İman Hizmetidir: </strong></p><p></p><p>Risale-i Nur imana hizmeti, yani imani meseleleri izah ve ispatı esas aldığı için iman konusunda şüphesi olan bütün inananları, imanlarını güçlendirmek isteyen bütün mü’minleri ve imana muhtaç bütün insanlığa hitap etmekte ve onların sorularına ve ihtiyaçlarına cevap vermekte, akıllarını ikna ve kalplerini tatmin etmektedir. Bu nedenle Risale-i Nur doğrudan Kur’ân-ı Kerimin “İman Davasını” yine Kur’ânın manevi bir mucizesi ve tefsiri olarak ispat etmektedir. <strong>Tevhit, Nübüvvet, Haşir, İbadet ve Adalet konularında dinin bütün hakikatlerini ispat etmektedir. Bu nedenle Risale-i Nur bütün insanlığa Kur’ânın mesajını asrın idrakine uygun olarak veren bir manevi tefsirdir. </strong></p><p></p><p><strong></strong></p><p><strong>3. Risale-i Nur Tevhidi İspat Eder: </strong></p><p></p><p>İslamiyet “Tevhit” dinidir. Tevhidin ispatı ile “Teslis” ve “Şirk” iptal edilmiş olmaktadır. Bu noktada Risale-i Nur Kur’ânın “Tevhit” davasını Kur’an namına ve hesabına ispat ettiği için “Kur’ânın dellalı” olmakta ve Kur’âna iman eden her mü’minin ona uyması, onu okuması ve onunla imanını kurtarması ve kuvvetlendirmesi gerekir. </p><p></p><p> </p><p><strong>fikirbahcesi.org</strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 391564, member: 27"] M. Ali KAYA [B]Giriş: [/B] 19. Asır dünyada büyük değişim ve dönüşümlerin yaşandığı bir dönem olmuştur. İlimde, fende, teknik ve teknolojide büyük aşamalar kaydetti. Makinenin icadı ve ateşli silahların gelişmesi ile dünyada büyük savaşlar ve istilalar yaşandı. Matbaanın icadı ile ilmî ve fikri olarak büyük değişimler yaşandı. Devletlerarasında yaşanan savaşlar sınıflar arasında yaşanmaya başladı. İlimde ve teknikte yaşanan gelişmeler akla verilen önem dinin ikinci derecede kalmasına ve kapitalizm ile komünizm mücadelesini netice verdi. Diğer taraftan ırkçılık, devletçilik ve buna dayanan istibdat ile buna karşı ezilmişlerin hak arama mücadeleleri de Hürriyet ve Demokrasinin gelişimine sebep oldu. Devletlere hâkim olan dinsizlik ve ırkçılık dini dışlamayı ve seküler bir anlayışın devletlere hâkim olmasına o da lâikliğin devletlerde bir esas olarak kabul edilmesine sebep oldu. Din yasaklandı ve önemsiz hale geldi. Bilhassa Komünizm dinle mücadeleyi kendisine prensip edindi ve bütün dini ve manevi değerleri yıkmayı hedefleyerek büyük bir derecede başarılı oldu. Mevcut din adamları olan ulema ve maneviyat büyükleri olan tarikat şeyhleri bütün bunlara mukabil geleneği korumak dışında dini müdafaa için yapacak bir şeyleri yoktu. Kendilerini dahi koruyamadılar ve “Medreseler ve Tekkeler” kapatıldı. Gerek dünyada gerekse İslam ülkesi olan Osmanlı devletinde üç yüz senede yapılmayan değişimler devrimler adı altında birkaç sene içinde yapıldı. Bu durumda “Dinde Tecdid” gerekiyordu. “Ulemanın Kitapları” ve “Maneviyat Büyüklerinin” manevi tasarrufları din ve maneviyat aleyhindeki havayı değiştirmeye yetmiyordu. Kur’ân-ı Kerimin bu asra hitabı anlaşılmalı ve buna uygun hareket edilmeliydi ki “Ümmet-i Muhammed” sıkıntıdan kurtulsun. Risale-i Nur’un Kur’ânın bir mucizesi olarak ortaya çıktı. Bediüzzaman “Dini ihya hareketi başlattı” ve bunu da “Risale-i Nurun” telifi ile başardı. Risale-i Nur bu bakımdan yeni bir açılım ve tecdit hareketidir. Bediüzzaman kapanan medreseleri ve kapatılan tarikatları savunmadı, korumaya çalışmadı ve yeniden diriltmeyi tavsiye etmedi. Kur’ân-ı Kerimi ve Asr-ı Saadeti esas alarak dini yeniden ihya etmeye başladı. [B]1. Bediüzzaman İman ve İslam Kalesini Yeniden İnşa Etmiştir: [/B] Bediüzzaman “Risale-i Nur, yalnız cüz’î bir tahribatı, bir küçük hâneyi tamir etmiyor, belki külli bir tahribatı ve islamiyeti içine alan dağlar büyüklüğünde taşları buluna bir muhit kalayı tamir ediyor. Ve yalnız bir kalbi ve has bir vicdanı ıslaha çalışmıyor, belki bin seneden beri tedarik ve teraküm edilen müdsit aletler ile dehşetli rahnelenen kalb-i umumi ve efkâr-ı âmmeyi ve umûmun, bâhusus avam-ı mü’minînin istinadagahları olan İslâmî esaslar ve cereyanlar ve şeâirler kırılmasıyla bozulmaya yüz tutan vicdân-ı umumiyi, Kur’ânın i’câzıyla o geniş yaralarını, Kur’ânın ve imanın ilaçları ile tedavi etmeye çalışıyor. Elbette böyle küllî ve dehşetli rahnelere ve yaralara hakkalyakîn derecesinde ve dağlar kuvvetinde hüccetler, cihazlar ve bin tiryak hasiyetinde mücerreb ilâçlar, hadsiz edviyeler bulunmak gerektir ki, bu zamanda, Kur’ân-ı Mu’cizu’Beyânın i’câz-ı mânevisinden çıkan Risale-i Nur o vazîfeyi görmekle beraber, imanın hadsiz mertebelerinde terakkiyât ve inkişâfa medardır” [I](Kastamonu Lâhikası, 1994, s.28)[/I] buyurarak Risale-i Nur’un bu tecdid vazifesine dikkatlerimizi çeker. [B] Bu bakımdan Risale-i Nur yeni bir milat ve yeni bir başlangıçtır. Çünkü “İman ve Tevhit Davasını” yeni baştan ele alarak izah ve ispat etmektedir. [/B] [B] 2. Risale-i Nur İman Hizmetidir: [/B] Risale-i Nur imana hizmeti, yani imani meseleleri izah ve ispatı esas aldığı için iman konusunda şüphesi olan bütün inananları, imanlarını güçlendirmek isteyen bütün mü’minleri ve imana muhtaç bütün insanlığa hitap etmekte ve onların sorularına ve ihtiyaçlarına cevap vermekte, akıllarını ikna ve kalplerini tatmin etmektedir. Bu nedenle Risale-i Nur doğrudan Kur’ân-ı Kerimin “İman Davasını” yine Kur’ânın manevi bir mucizesi ve tefsiri olarak ispat etmektedir. [B]Tevhit, Nübüvvet, Haşir, İbadet ve Adalet konularında dinin bütün hakikatlerini ispat etmektedir. Bu nedenle Risale-i Nur bütün insanlığa Kur’ânın mesajını asrın idrakine uygun olarak veren bir manevi tefsirdir. [/B] [B] 3. Risale-i Nur Tevhidi İspat Eder: [/B] İslamiyet “Tevhit” dinidir. Tevhidin ispatı ile “Teslis” ve “Şirk” iptal edilmiş olmaktadır. Bu noktada Risale-i Nur Kur’ânın “Tevhit” davasını Kur’an namına ve hesabına ispat ettiği için “Kur’ânın dellalı” olmakta ve Kur’âna iman eden her mü’minin ona uyması, onu okuması ve onunla imanını kurtarması ve kuvvetlendirmesi gerekir. [B]fikirbahcesi.org[/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Sikke-i Tasdik-i Gaybi
Sikke-i Tasdik-i Gaybi 6. Ders: Risale-i Nur'da İmani Mevzular Neden Çok İşlenmiş..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst