Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Peygamberler ve Peygamberlerin Hayatı
Sabır, şükretmektir..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Muvahhid1" data-source="post: 246067" data-attributes="member: 1003203"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #008000"><strong>Eyyub Aleyhisselâm geniş servete sahip bulunuyordu. Evlatları, pek çok malı-mülkü, arazisi, bağ ve bahçeleri, her türlü hayvanlardan sürüleri vardı. Allah-u Teâlâ önce onu bu bol lütuflarla, zenginlik ve rahatlıkla, sıhhat ve âfiyetle imtihan etti. </strong></span></span></span></p><p><span style="color: #008000"></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 10px"><strong>O ise bunların hiçbirine aldanmadı, bir an bile gaflete dalmadı, zikrine ve şükrüne bütün ihlâsı ile devam etti. Dünyalık onu şaşırtmıyor, kulluğunu yapmaya, insanları Allah yoluna dâvet etmeye mâni olmuyordu.</strong></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: green"><strong>Daha sonra Allah-u Teâlâ onu ibtilâ ve musibetlere karşı sabır ve teslimiyette insanlara numune olarak göstermek üzere, büyük bir imtihana tâbi tuttu. Ona bahşettiği maddi imkânların hepsini geri aldı. </strong></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Bütün serveti, malı-mülkü sonuncusuna varıncaya kadar elinden çıktı, çocukları öldü. Kendisi de şiddetli bir hastalığa yakalandı, vücud-u nebevîlerini ıstırap verici bir hastalık sardı.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Şu muhakkak ki onun bu hastalığı insanlara nefret verecek, çirkin görünüş verecek bir hastalık değildi. Zira peygamberler o gibi nefret verici hastalıklardan korunmuşlardır.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">İlahî takdirin bir cilvesi olarak bir takım musibetler ardarda gelmeye devam ediyordu. Hanımının dışında akraba ve dostları kendisinden yüz çevirdi, yanına kimse uğramaz oldu. </span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Vaktiyle bir ev halkı gibi geçindirdiği kimseler, kendisini tanımaz oldu, bütün hakları inkâr edildi. Aradan seneler geçmiş, hastalığı uzadıkça uzamıştı. O ise Allah için sabrediyor, sabah-akşam, gece-gündüz Mevlâ’yı zikrediyor, O’na hamd-ü senâda bulunmaktan ayrılmıyor, ibadetlerini hiç aksatmıyordu. Bu durumu gören şeytan, onu bu kulluk makamından düşürmek ve imtihanı kaybettirmek için var gücü ile musallat oldu.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Derdin de devânın da aynı kaynaktan geldiğini çok iyi bilen Eyyub Aleyhisselâm ise; Allah-u Teâlâ’nın kendisini yalnız bırakmayacağına, güzel bir sabır bahşedeceğine dair bir inançla Zât-ı Bâri’ye sığındı, şeytanı şikâyette bir mahzur görmedi.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">“Resulüm! Kulumuz Eyyub’u da an!</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">O Rabbine ’Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi.’diye nidâ etmişti.” (Sâd: 41)</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Eyyub Aleyhisselâm mal ve servetini kaybetmiş olmaktan, bütün yakınlarının kendisinden yüz çevirmesinden, böyle acılı bir hastalığa yakalanmış olmaktan daha çok, şeytanın kendisine durmadan vesvese yoluyla eziyet etmesinden ve yorgun düşürmesinden yakınıyordu.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Hanımı da dahil olmak üzere, kendisine vefâkârlığını devam ettiren dostlarına da şeytan türlü türlü vesveseler vermekten geri kalmıyordu. Şeytanın tahriklerine aldanan bazı kimseler: “Eğer Allah Eyyub’u sevseydi onu mihnetlere mübtelâ etmezdi.” diyorlardı. Bazıları ise: </span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">“Allah Eyyub’da bir hayır görseydi, bu musibet ona erişmezdi.” diyordu. “Bu kadar senedir sıkıntı içinde yaşıyor, Allah ona acımıyor, kimbilir ne günah işledi ki kendisinden bu ibtilâyı kaldırmıyor?” diyenler de vardı. O ise bütün bunları işitiyor, işittiklerini içine atıyor, hiçbir zaman ümidini kesmiyor, halkı yine vahdaniyete çağırmaya devam ediyordu.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Allah-u Teâlâ onun iyi bir kul oluşu, Hakk’a yönelip boyun eğmesi sebebiyle Âyet-i kerime’sinde meth-ü senâ etmiştir:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">“Doğrusu biz onu çok sabırlı bulmuştuk. O ne iyi kul idi! Daima Allah’a yönelirdi.” (Sâd: 44)</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Sabır çağlayanı Eyyub Aleyhisselâm, başına gelen bütün bu musibetlere biiznillâh-i Teâlâ sabır ve tahammül gösterdi, ibtilâları görmüyordu bile, çok ıstıraplı günler geçirmesine rağmen, halinden hiçbir zaman şikâyet etmedi. İtimadını hiçbir zaman sarsmadı. Takdirine rızâ ile boyun eğdi. Sabrını Mevlâ’sına sığınmakta buldu, “Allah’ım! Sen aldın sen verdin!” buyururdu. </span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Bütün olanlar sadece sabrını, ümidini, hamdini ve şükrünü artırdı. Hiçbir ibtilâ ve sıkıntı onu bir an bile Mevlâ’sından alıkoymadığı gibi, bilhassa yaklaştırdı. Nihayet takdir edilen süre tamamlanınca, tam bir teslimiyet ve merbudiyetle ilk ve son olarak naz ile niyaz etti:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span><span style="color: green"></span></p><p><span style="color: green"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 10px"><strong>“Bana bir dert gelip çattı. Sen merhametlilerin en merhametlisisin!” (Enbiyâ: 83)</strong></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Böyle bir itimat, böyle bir yöneliş içinde iken, merhametlilerin en merhametlisi olan Cenâb-ı Hakk Eyyub’unun duâsına icabet buyurdu, çilesine son verdi, imtihanını nihayete erdirdi. Ona kendi katından şifâların en güzeli ile şifa vermeyi murad edince, önce zâhiri sebepleri harekete geçirdi ve:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: green"><strong>“Ayağını yere vur!” buyurdu. (Sâd: 42)</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: green"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Artık vaktin saatin geldiğini anlayan Eyyub Aleyhisselâm, kemâl-i teeddüble ayağını yere vurdu, yerden su kaynayıp akmaya başladı.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Allah-u Teâlâ devamla şöyle buyurdu:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green"></span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">“İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su!” (Sâd: 42) </span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Yerden fışkıran bu şifalı soğuk su ile hem yıkandı hem de kana kana içti. Bir mucize olarak iç ve dış hastalıklarının hepsinden derhal şifâya ve âfiyete kavuştu, yorgunluğu dinlendi, yüreği soğudu, sapasağlam olarak ayağa kalktı. </span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Eskisinden daha sıhhatli ve kuvvetli, önce olduğundan daha güzel ve daha üstün oldu. İlk anda karısı bile neredeyse onu tanıyamayacaktı, gülümseyince ancak tanıyabildi.</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">Sabrın ne güzel neticelere vesile olduğuna dair Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurur:</span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">“Biz de onun bu niyazını kabul etmiş, uğradığı sıkıntıyı kaldırmış, tarafımızdan bir rahmet ve KULLUK EDENLER için bir hatıra olmak üzere ona hem ailesini hem de kaybettikleriyle beraber bir mislini daha vermiştik.” (Enbiyâ: 84) </span></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="color: green">İşte Hakk’a gönülden bağlı olanların mükâfatı budur.</span></strong></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #008000"><strong>Alıntı.. </strong></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Muvahhid1, post: 246067, member: 1003203"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][COLOR=#008000][B]Eyyub Aleyhisselâm geniş servete sahip bulunuyordu. Evlatları, pek çok malı-mülkü, arazisi, bağ ve bahçeleri, her türlü hayvanlardan sürüleri vardı. Allah-u Teâlâ önce onu bu bol lütuflarla, zenginlik ve rahatlıkla, sıhhat ve âfiyetle imtihan etti. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=#008000] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][B]O ise bunların hiçbirine aldanmadı, bir an bile gaflete dalmadı, zikrine ve şükrüne bütün ihlâsı ile devam etti. Dünyalık onu şaşırtmıyor, kulluğunu yapmaya, insanları Allah yoluna dâvet etmeye mâni olmuyordu.[/B][/SIZE][/FONT][/COLOR] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][COLOR=green][B]Daha sonra Allah-u Teâlâ onu ibtilâ ve musibetlere karşı sabır ve teslimiyette insanlara numune olarak göstermek üzere, büyük bir imtihana tâbi tuttu. Ona bahşettiği maddi imkânların hepsini geri aldı. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [COLOR=#008000][/COLOR] [SIZE=2][FONT=Comic Sans MS][B][COLOR=green]Bütün serveti, malı-mülkü sonuncusuna varıncaya kadar elinden çıktı, çocukları öldü. Kendisi de şiddetli bir hastalığa yakalandı, vücud-u nebevîlerini ıstırap verici bir hastalık sardı.[/COLOR] [COLOR=green]Şu muhakkak ki onun bu hastalığı insanlara nefret verecek, çirkin görünüş verecek bir hastalık değildi. Zira peygamberler o gibi nefret verici hastalıklardan korunmuşlardır.[/COLOR] [COLOR=green]İlahî takdirin bir cilvesi olarak bir takım musibetler ardarda gelmeye devam ediyordu. Hanımının dışında akraba ve dostları kendisinden yüz çevirdi, yanına kimse uğramaz oldu. [/COLOR] [COLOR=green]Vaktiyle bir ev halkı gibi geçindirdiği kimseler, kendisini tanımaz oldu, bütün hakları inkâr edildi. Aradan seneler geçmiş, hastalığı uzadıkça uzamıştı. O ise Allah için sabrediyor, sabah-akşam, gece-gündüz Mevlâ’yı zikrediyor, O’na hamd-ü senâda bulunmaktan ayrılmıyor, ibadetlerini hiç aksatmıyordu. Bu durumu gören şeytan, onu bu kulluk makamından düşürmek ve imtihanı kaybettirmek için var gücü ile musallat oldu.[/COLOR] [COLOR=green]Derdin de devânın da aynı kaynaktan geldiğini çok iyi bilen Eyyub Aleyhisselâm ise; Allah-u Teâlâ’nın kendisini yalnız bırakmayacağına, güzel bir sabır bahşedeceğine dair bir inançla Zât-ı Bâri’ye sığındı, şeytanı şikâyette bir mahzur görmedi.[/COLOR] [COLOR=green][/COLOR][/B][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Comic Sans MS][B][COLOR=green]Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor: “Resulüm! Kulumuz Eyyub’u da an! O Rabbine ’Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi.’diye nidâ etmişti.” (Sâd: 41)[/COLOR] [COLOR=green]Eyyub Aleyhisselâm mal ve servetini kaybetmiş olmaktan, bütün yakınlarının kendisinden yüz çevirmesinden, böyle acılı bir hastalığa yakalanmış olmaktan daha çok, şeytanın kendisine durmadan vesvese yoluyla eziyet etmesinden ve yorgun düşürmesinden yakınıyordu.[/COLOR] [COLOR=green]Hanımı da dahil olmak üzere, kendisine vefâkârlığını devam ettiren dostlarına da şeytan türlü türlü vesveseler vermekten geri kalmıyordu. Şeytanın tahriklerine aldanan bazı kimseler: “Eğer Allah Eyyub’u sevseydi onu mihnetlere mübtelâ etmezdi.” diyorlardı. Bazıları ise: [/COLOR] [COLOR=green]“Allah Eyyub’da bir hayır görseydi, bu musibet ona erişmezdi.” diyordu. “Bu kadar senedir sıkıntı içinde yaşıyor, Allah ona acımıyor, kimbilir ne günah işledi ki kendisinden bu ibtilâyı kaldırmıyor?” diyenler de vardı. O ise bütün bunları işitiyor, işittiklerini içine atıyor, hiçbir zaman ümidini kesmiyor, halkı yine vahdaniyete çağırmaya devam ediyordu.[/COLOR] [/B][/FONT][/SIZE][SIZE=2][FONT=Comic Sans MS][B][COLOR=green]Allah-u Teâlâ onun iyi bir kul oluşu, Hakk’a yönelip boyun eğmesi sebebiyle Âyet-i kerime’sinde meth-ü senâ etmiştir: “Doğrusu biz onu çok sabırlı bulmuştuk. O ne iyi kul idi! Daima Allah’a yönelirdi.” (Sâd: 44)[/COLOR] [COLOR=green]Sabır çağlayanı Eyyub Aleyhisselâm, başına gelen bütün bu musibetlere biiznillâh-i Teâlâ sabır ve tahammül gösterdi, ibtilâları görmüyordu bile, çok ıstıraplı günler geçirmesine rağmen, halinden hiçbir zaman şikâyet etmedi. İtimadını hiçbir zaman sarsmadı. Takdirine rızâ ile boyun eğdi. Sabrını Mevlâ’sına sığınmakta buldu, “Allah’ım! Sen aldın sen verdin!” buyururdu. [/COLOR] [COLOR=green]Bütün olanlar sadece sabrını, ümidini, hamdini ve şükrünü artırdı. Hiçbir ibtilâ ve sıkıntı onu bir an bile Mevlâ’sından alıkoymadığı gibi, bilhassa yaklaştırdı. Nihayet takdir edilen süre tamamlanınca, tam bir teslimiyet ve merbudiyetle ilk ve son olarak naz ile niyaz etti:[/COLOR] [/B][/FONT][/SIZE][COLOR=green] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][B]“Bana bir dert gelip çattı. Sen merhametlilerin en merhametlisisin!” (Enbiyâ: 83)[/B][/SIZE][/FONT][/COLOR] [SIZE=2][FONT=Comic Sans MS][B][COLOR=green]Böyle bir itimat, böyle bir yöneliş içinde iken, merhametlilerin en merhametlisi olan Cenâb-ı Hakk Eyyub’unun duâsına icabet buyurdu, çilesine son verdi, imtihanını nihayete erdirdi. Ona kendi katından şifâların en güzeli ile şifa vermeyi murad edince, önce zâhiri sebepleri harekete geçirdi ve:[/COLOR] [/B][/FONT][/SIZE][FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][COLOR=green][B]“Ayağını yere vur!” buyurdu. (Sâd: 42) [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=2][FONT=Comic Sans MS][B][COLOR=green]Artık vaktin saatin geldiğini anlayan Eyyub Aleyhisselâm, kemâl-i teeddüble ayağını yere vurdu, yerden su kaynayıp akmaya başladı.[/COLOR] [/B][/FONT][/SIZE][SIZE=2][FONT=Comic Sans MS][B][COLOR=green]Allah-u Teâlâ devamla şöyle buyurdu: “İşte yıkanacak ve içilecek soğuk bir su!” (Sâd: 42) [/COLOR] [COLOR=green]Yerden fışkıran bu şifalı soğuk su ile hem yıkandı hem de kana kana içti. Bir mucize olarak iç ve dış hastalıklarının hepsinden derhal şifâya ve âfiyete kavuştu, yorgunluğu dinlendi, yüreği soğudu, sapasağlam olarak ayağa kalktı. [/COLOR] [COLOR=green]Eskisinden daha sıhhatli ve kuvvetli, önce olduğundan daha güzel ve daha üstün oldu. İlk anda karısı bile neredeyse onu tanıyamayacaktı, gülümseyince ancak tanıyabildi.[/COLOR] [COLOR=green]Sabrın ne güzel neticelere vesile olduğuna dair Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde şöyle buyurur:[/COLOR] [COLOR=green]“Biz de onun bu niyazını kabul etmiş, uğradığı sıkıntıyı kaldırmış, tarafımızdan bir rahmet ve KULLUK EDENLER için bir hatıra olmak üzere ona hem ailesini hem de kaybettikleriyle beraber bir mislini daha vermiştik.” (Enbiyâ: 84) [/COLOR] [COLOR=green]İşte Hakk’a gönülden bağlı olanların mükâfatı budur.[/COLOR][/B][/FONT][/SIZE] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][COLOR=#008000][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=2][COLOR=#008000][B]Alıntı.. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Peygamberler ve Peygamberlerin Hayatı
Sabır, şükretmektir..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst