Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
RÜYADA PEYGAMBER EFENDİMİZİ GÖRMESİ
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="lafzadi" data-source="post: 57245" data-attributes="member: 2777"><p><strong><span style="color: #0058ff">--------------------------------------------------------------------------------</span></strong></p><p> <strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">Daha çok küçük yaşlardan itibaren Peygamberimizi rüyalarında gören genç Said, bir gece rüyasında kıyametin koptuğunu görmüştü. Bu esnada Efendimizi ziyaret etmeyi arzu eder. Aleyhissalatü Vesselam Efendimizi nasıl ziyaret edebileceğini düşünürken, gidip sırat köprüsünün başında beklemek hatırına gelir. Bütün insanların oraya geleceğini düşünür. Peygamberimizde oradan geçerken ziyaret edip, ellerini öperim düşüncesiyle oraya gider. Köprünün başına da beklerken, bütün peygamberlerle görüşür ve onların ellerini öper ve dualarını alır. Nihayet son Peygamber Hz. Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın ellerine kapanır ve iki cihan serverinden ilim ister. Bu talep üzerine Efendimiz buyurur ki: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">“Benim ümmetimden sual sormamak şartıyla, sana Kur’an ilmi verilecektir.“ </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">Bu rüyadan heyecan ve sevinç içinde uyanan genç Said’in ruhunda ve gönlünde bir neşe, huzur ve sevinç, çağlayanlar halinde gürlemeye başlar. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">Molla Said’in küçük yaştaki ilim hayatı İsparit nahiyesinin Tağ köyünde Molla Mehmed Emin Efendi’nin medresesinde başladı. Bundan sonra büyük biraderi Molla Abdullah başta olmak üzere birçok alimden ders aldı. Sonra Siirtte daha önce görüşmüş olduğu Molla Fethullah Efendi’nin medresesine gider. Molla Fethullah Molla Said’e: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">-Geçen sene “Suyuti” okuyordunuz, bu sene “Molla Cami yi” mi okuyorsunuz ? </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">-Bediüzzaman: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">-Evet “Cami”yi bitirdim. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">-Molla Fethullah hangi kitabı sordu ise “bitirdim” cevabını alınca, hayretini gizleyemedi. Bu kadar kitabı bitirdiğini hem de az zamanda bitirdiğini aklına sığıştıramadı ve dedi: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">-Geçen sene deli idin bu sene de deli misin? </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> -Bediüzzaman : </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">-“Emrederseniz beni söylediğim kitaplardan imtihan ediniz” der. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">-Molla Fethullah hangi kitaptan sordu ise güzelce cevabını verir. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">Molla Fethullah: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">Pekâlâ zekada harikasınız, hıfzınız nasıldır? Makamat-ı Haririyeden (dili çok ağır bir kitap) bir kaç satırı, iki defa okumakla hıfzedilebilir misiniz? diyerek kitabı uzattı. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff">Molla Said alarak, bir yaprağını bir defa okumakla hıfzetti ve okudu. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> Molla Fethullah “Zeka ve hıfzın ifrat derecede bir kimsede bulunması nadirdir“ diyerek hayrette kaldı. Ve ona “Zamanın güzeli, çağın eşsizi“ manasına gelen “Bediüzzaman “ unvanını verdi. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> Bu ilimlerin birbirinden hiç farkı yoktur. Ben bunları birbirinden tefrik edemiyorum. Ya hepsini biliyorum, ya hiç birini bilemiyorum. Diyen Bediüzzaman pek kısa zamanda Tarih, Matematik, Fizik, Kimya, Astronomi, Felsefe gibi ilimlerin esaslarını elde etmiştir. Mesela 24 saat içerisinde eline geçirdiği bir coğrafya kitabını hıfzetmek suretiyle ertesi gün Van Valisi Tahir paşanın konağında bir coğrafya öğretmenini ilzam eder ve yine aynı surette beş gün zarfında inorganik kimya ile ilgili kitabı hıfzederek Kimya muallimini ilzam eder. Hatta Matematikte “Olasılık” ile ilgili yazmış olduğu harikulade eser Van‘da bir yangında yanmıştır. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> Van Valisi Tahir Paşanın, Sultan Abdulhamid Han‘a yazdığı bir mektubunda şunları okumaktayız. “Harikalar harikası bir zeka ve hafızaya sahip Bediüzzaman bütün Doğu Anadolu’da bir ilim ve irfan merkezi şeklinde bir insandır. Bütün ilmi müşkillere cevap vermektedir. Kendisi hakikaten Padişahımıza canı gönülden bağlıdır. İstanbul’da kendisine gösterilecek yakın alaka buralardaki bütün ilim talebelerini de minnettar edecektir. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> Bediüzzaman İstanbul’a geldiğinde Fatihte ki İslambol sokağında bulunan Şekerci Hanın da kalmaya başlamıştı. Adını Said-i kürdi olarak ilan eden Bediüzzaman, 1926 yılına kadar bu ünvanı kullanmıştı. Bulunduğu hana şöyle bir levha astı: </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> “ Burada her suale cevap verilir! Her müşkil halledilir, fakat sual sorulmaz!” </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> Bediüzzaman‘ın bu müthiş ilanı İstanbul’da dalga dalga yayılmıştı. Birçok talebeler, yüksek alimler gelerek, çeşitli sorular sormuşlardı. Hepsi de suallerine cevaplarını almışlardı. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> Evet Said Nursi bütün şark ve garp ulemasının sorularına cevap vererek müstesna bir şahsiyet olduğunu göstermiş ve ona haklı olarak Bediüzzaman denilmiştir. </span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"></span></strong></p><p><strong><span style="color: #0058ff"> Asrın müceddidi Bediüzzaman bu harika ilmi ile dine hizmet ederek dinsizliğe karşı mücadele vermiştir. </span> </strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="lafzadi, post: 57245, member: 2777"] [b][color=#0058ff]-------------------------------------------------------------------------------- Daha çok küçük yaşlardan itibaren Peygamberimizi rüyalarında gören genç Said, bir gece rüyasında kıyametin koptuğunu görmüştü. Bu esnada Efendimizi ziyaret etmeyi arzu eder. Aleyhissalatü Vesselam Efendimizi nasıl ziyaret edebileceğini düşünürken, gidip sırat köprüsünün başında beklemek hatırına gelir. Bütün insanların oraya geleceğini düşünür. Peygamberimizde oradan geçerken ziyaret edip, ellerini öperim düşüncesiyle oraya gider. Köprünün başına da beklerken, bütün peygamberlerle görüşür ve onların ellerini öper ve dualarını alır. Nihayet son Peygamber Hz. Muhammed Aleyhissalatü Vesselamın ellerine kapanır ve iki cihan serverinden ilim ister. Bu talep üzerine Efendimiz buyurur ki: “Benim ümmetimden sual sormamak şartıyla, sana Kur’an ilmi verilecektir.“ Bu rüyadan heyecan ve sevinç içinde uyanan genç Said’in ruhunda ve gönlünde bir neşe, huzur ve sevinç, çağlayanlar halinde gürlemeye başlar. Molla Said’in küçük yaştaki ilim hayatı İsparit nahiyesinin Tağ köyünde Molla Mehmed Emin Efendi’nin medresesinde başladı. Bundan sonra büyük biraderi Molla Abdullah başta olmak üzere birçok alimden ders aldı. Sonra Siirtte daha önce görüşmüş olduğu Molla Fethullah Efendi’nin medresesine gider. Molla Fethullah Molla Said’e: -Geçen sene “Suyuti” okuyordunuz, bu sene “Molla Cami yi” mi okuyorsunuz ? -Bediüzzaman: -Evet “Cami”yi bitirdim. -Molla Fethullah hangi kitabı sordu ise “bitirdim” cevabını alınca, hayretini gizleyemedi. Bu kadar kitabı bitirdiğini hem de az zamanda bitirdiğini aklına sığıştıramadı ve dedi: -Geçen sene deli idin bu sene de deli misin? -Bediüzzaman : -“Emrederseniz beni söylediğim kitaplardan imtihan ediniz” der. -Molla Fethullah hangi kitaptan sordu ise güzelce cevabını verir. Molla Fethullah: Pekâlâ zekada harikasınız, hıfzınız nasıldır? Makamat-ı Haririyeden (dili çok ağır bir kitap) bir kaç satırı, iki defa okumakla hıfzedilebilir misiniz? diyerek kitabı uzattı. Molla Said alarak, bir yaprağını bir defa okumakla hıfzetti ve okudu. Molla Fethullah “Zeka ve hıfzın ifrat derecede bir kimsede bulunması nadirdir“ diyerek hayrette kaldı. Ve ona “Zamanın güzeli, çağın eşsizi“ manasına gelen “Bediüzzaman “ unvanını verdi. Bu ilimlerin birbirinden hiç farkı yoktur. Ben bunları birbirinden tefrik edemiyorum. Ya hepsini biliyorum, ya hiç birini bilemiyorum. Diyen Bediüzzaman pek kısa zamanda Tarih, Matematik, Fizik, Kimya, Astronomi, Felsefe gibi ilimlerin esaslarını elde etmiştir. Mesela 24 saat içerisinde eline geçirdiği bir coğrafya kitabını hıfzetmek suretiyle ertesi gün Van Valisi Tahir paşanın konağında bir coğrafya öğretmenini ilzam eder ve yine aynı surette beş gün zarfında inorganik kimya ile ilgili kitabı hıfzederek Kimya muallimini ilzam eder. Hatta Matematikte “Olasılık” ile ilgili yazmış olduğu harikulade eser Van‘da bir yangında yanmıştır. Van Valisi Tahir Paşanın, Sultan Abdulhamid Han‘a yazdığı bir mektubunda şunları okumaktayız. “Harikalar harikası bir zeka ve hafızaya sahip Bediüzzaman bütün Doğu Anadolu’da bir ilim ve irfan merkezi şeklinde bir insandır. Bütün ilmi müşkillere cevap vermektedir. Kendisi hakikaten Padişahımıza canı gönülden bağlıdır. İstanbul’da kendisine gösterilecek yakın alaka buralardaki bütün ilim talebelerini de minnettar edecektir. Bediüzzaman İstanbul’a geldiğinde Fatihte ki İslambol sokağında bulunan Şekerci Hanın da kalmaya başlamıştı. Adını Said-i kürdi olarak ilan eden Bediüzzaman, 1926 yılına kadar bu ünvanı kullanmıştı. Bulunduğu hana şöyle bir levha astı: “ Burada her suale cevap verilir! Her müşkil halledilir, fakat sual sorulmaz!” Bediüzzaman‘ın bu müthiş ilanı İstanbul’da dalga dalga yayılmıştı. Birçok talebeler, yüksek alimler gelerek, çeşitli sorular sormuşlardı. Hepsi de suallerine cevaplarını almışlardı. Evet Said Nursi bütün şark ve garp ulemasının sorularına cevap vererek müstesna bir şahsiyet olduğunu göstermiş ve ona haklı olarak Bediüzzaman denilmiştir. Asrın müceddidi Bediüzzaman bu harika ilmi ile dine hizmet ederek dinsizliğe karşı mücadele vermiştir. [/color] [/b] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
RÜYADA PEYGAMBER EFENDİMİZİ GÖRMESİ
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst