Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur ve Nur Cemaati
Risale-i Nur'a Yardımcı Kaynaklar - Görüş ve Tavsi
Risale-i Nurları Anlama Metodları - Üçüncü Bölüm
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 137168" data-attributes="member: 27"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"><u><span style="color: DarkRed"><strong>6. Şüpheleriniz yok olacak</strong></span></u></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">Risale-i Nur’u tam anlarsanız, imanınız taklitten tahkike çıkacak, ilme’l-yakînden ayne’l-yakîne, oradan da hakka’l-yakîne terakki edecektir; ibadette de ihsan makamına yükseleceksiniz, her an Allah’ın huzurunda bulunduğunuz şuuruyla hareket ederek, huzur-u daimîyi kazanacaksınız. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">Hakkal-yakîn, iman hakikatini tam hissetmek, zevk etmek ve yaşamaktır. Nasıl ki, mutfaktaki yemeğin varlığını üç yolla bilirsiniz. Birisi, onun kokusunu duyunca ne olduğunu anlamak; diğeri, gidip gözle görmektir. <strong>Üçüncüsü ise, bizzat yemek, onun tadına bakmak ve özelliklerini hissetmektir. Nasıl ki, sonuncusu en kuvvetli bilgi ise, hakkal-yakîn de, en kuvvetli iman mertebesidir. </strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">İhsan ise, Allah’ı görür gibi ibadet etmektir. Peygamberimiz (a.s.m.) bir hadislerinde bunu anlatırken, “<strong>İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmektir. Her ne kadar sen Onu görmüyorsan da, O seni görüyor” </strong>buyurmuştur. Bu durumda ihsan, Allah’ın seni gördüğünü bilme şuurudur bir bakıma. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"><u><span style="color: DarkGreen"><strong>Ben Rabbimle beraberdim</strong></span></u></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">Bir gün, Beyazid-i Bestamî Hazretleri namaz kılarken evine hırsız girmiş ve ne var ne yoksa her şeyi toplayıp gitmiş.<strong> “Nasıl olur da sen evde iken her şeyi alır gider? Hiçbir şey duymadın mı?”</strong> diye sormuşlar. <strong>“Ben o anda namaz kılıyordum. Rabbimle beraberdim. Hiçbir şey ne gördüm, ne duydum”</strong> demiş. İşte ihsan budur. Tıpkı Hz. Ali Efendimizin (r.a.) ayağına batan oku, namaza durduğu zaman çıkarmalarını istemesi gibi... Çünkü o anda kendinden geçiyor ve namaz ona, ameliyat anında kullanılan bir anestezi görevi görüyor. Dış âlemden kopup ulvî âlemlere dalıyor. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">Huzur-u daimî, <strong>“Ve Hüve meaküm eynemâ küntüm”</strong> âyetinin sırrına mazhar olmaktır. Yani, <strong>“Siz nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir.”</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">Günün 24 saatinde, ne kadar mekân değiştiriyorsak değiştirelim, nereye gidersek gidelim, her yerde isim ve sıfatlarıyla hazır ve nâzır olan Rabbimiz bizimle beraberdir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"><u><span style="color: DarkGreen"><strong>Huzur-u daimîyi kazanmak</strong></span></u></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"><strong>“İmanın en mükemmeli, nerede olursan ol, Allah’ın seninle beraber olduğunu bilmendir”</strong> buyuran Peygamberimiz (a.s.m.), hem bu âyeti, hem de huzur-u daimîyi açıklamış oluyor. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">Huzur-u daimî, Allah’ın varlığını, isimlerini ve sıfatlarını öyle bir hissetmektir ki, her ânının Onun bir ihsanı ve her davranışının Onun kontrolü ve gözetiminde olduğunu bilmektir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">Âyetlerde belirtilen, <strong>“Onun izni olmadan bir yaprak bile düşmez”, “O gönüllerinizdekini bilir”, “O, kişi ve kalbi arasına girer”</strong> gibi mânâlar, inandığımız, gönülden kabul ettiğimiz gerçeklerdir. Her mü’min bunu kabul ve tasdik eder. Ancak huzur-u daimî, her an bu gerçeklerin farkında olduğunu bilerek yaşamaktır. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: DarkSlateGray">Allah’ın kendisini görüp gözettiğini, bütün isim ve sıfatlarıyla her yerde tecelli ettiğini, her şeyiyle Ona teslim olduğunu bilen ve her an bu gerçekleri hisseden bir insan, günah işleyebilir mi? Haksızlık yapıp yalan söyleyebilir mi? Huzur-u daimîyi bütün zerreleriyle hisseden bir mü’min, ezanlar asumanı çınlatırken namaza koşmak dışında bir başka işle meşgul olabilir mi? Hele ibadetlerini ihmal edebilir mi? <strong>Mümkün değil...</strong></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 137168, member: 27"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=DarkSlateGray][U][COLOR=DarkRed][B]6. Şüpheleriniz yok olacak[/B][/COLOR][/U] Risale-i Nur’u tam anlarsanız, imanınız taklitten tahkike çıkacak, ilme’l-yakînden ayne’l-yakîne, oradan da hakka’l-yakîne terakki edecektir; ibadette de ihsan makamına yükseleceksiniz, her an Allah’ın huzurunda bulunduğunuz şuuruyla hareket ederek, huzur-u daimîyi kazanacaksınız. Hakkal-yakîn, iman hakikatini tam hissetmek, zevk etmek ve yaşamaktır. Nasıl ki, mutfaktaki yemeğin varlığını üç yolla bilirsiniz. Birisi, onun kokusunu duyunca ne olduğunu anlamak; diğeri, gidip gözle görmektir. [B]Üçüncüsü ise, bizzat yemek, onun tadına bakmak ve özelliklerini hissetmektir. Nasıl ki, sonuncusu en kuvvetli bilgi ise, hakkal-yakîn de, en kuvvetli iman mertebesidir. [/B] İhsan ise, Allah’ı görür gibi ibadet etmektir. Peygamberimiz (a.s.m.) bir hadislerinde bunu anlatırken, “[B]İhsan, Allah’ı görür gibi ibadet etmektir. Her ne kadar sen Onu görmüyorsan da, O seni görüyor” [/B]buyurmuştur. Bu durumda ihsan, Allah’ın seni gördüğünü bilme şuurudur bir bakıma. [U][COLOR=DarkGreen][B]Ben Rabbimle beraberdim[/B][/COLOR][/U] Bir gün, Beyazid-i Bestamî Hazretleri namaz kılarken evine hırsız girmiş ve ne var ne yoksa her şeyi toplayıp gitmiş.[B] “Nasıl olur da sen evde iken her şeyi alır gider? Hiçbir şey duymadın mı?”[/B] diye sormuşlar. [B]“Ben o anda namaz kılıyordum. Rabbimle beraberdim. Hiçbir şey ne gördüm, ne duydum”[/B] demiş. İşte ihsan budur. Tıpkı Hz. Ali Efendimizin (r.a.) ayağına batan oku, namaza durduğu zaman çıkarmalarını istemesi gibi... Çünkü o anda kendinden geçiyor ve namaz ona, ameliyat anında kullanılan bir anestezi görevi görüyor. Dış âlemden kopup ulvî âlemlere dalıyor. Huzur-u daimî, [B]“Ve Hüve meaküm eynemâ küntüm”[/B] âyetinin sırrına mazhar olmaktır. Yani, [B]“Siz nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir.” [/B] Günün 24 saatinde, ne kadar mekân değiştiriyorsak değiştirelim, nereye gidersek gidelim, her yerde isim ve sıfatlarıyla hazır ve nâzır olan Rabbimiz bizimle beraberdir. [U][COLOR=DarkGreen][B]Huzur-u daimîyi kazanmak[/B][/COLOR][/U] [B]“İmanın en mükemmeli, nerede olursan ol, Allah’ın seninle beraber olduğunu bilmendir”[/B] buyuran Peygamberimiz (a.s.m.), hem bu âyeti, hem de huzur-u daimîyi açıklamış oluyor. Huzur-u daimî, Allah’ın varlığını, isimlerini ve sıfatlarını öyle bir hissetmektir ki, her ânının Onun bir ihsanı ve her davranışının Onun kontrolü ve gözetiminde olduğunu bilmektir. Âyetlerde belirtilen, [B]“Onun izni olmadan bir yaprak bile düşmez”, “O gönüllerinizdekini bilir”, “O, kişi ve kalbi arasına girer”[/B] gibi mânâlar, inandığımız, gönülden kabul ettiğimiz gerçeklerdir. Her mü’min bunu kabul ve tasdik eder. Ancak huzur-u daimî, her an bu gerçeklerin farkında olduğunu bilerek yaşamaktır. Allah’ın kendisini görüp gözettiğini, bütün isim ve sıfatlarıyla her yerde tecelli ettiğini, her şeyiyle Ona teslim olduğunu bilen ve her an bu gerçekleri hisseden bir insan, günah işleyebilir mi? Haksızlık yapıp yalan söyleyebilir mi? Huzur-u daimîyi bütün zerreleriyle hisseden bir mü’min, ezanlar asumanı çınlatırken namaza koşmak dışında bir başka işle meşgul olabilir mi? Hele ibadetlerini ihmal edebilir mi? [B]Mümkün değil...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur ve Nur Cemaati
Risale-i Nur'a Yardımcı Kaynaklar - Görüş ve Tavsi
Risale-i Nurları Anlama Metodları - Üçüncü Bölüm
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst