Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Risale-i Nurda Resülüllah
Risale-i Nur'da Hz. Muhammed (s.a.v.) Bahisleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 460147" data-attributes="member: 27"><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"><strong>Sohbet-i nebeviye</strong> öyle bir iksirdir ki, bir dakikada ona mazhar bir zat, senelerle seyr ü sülûka mukabil hakikatin envârına mazhar olur. Çünkü, sohbette insibağ ve in’ikâs vardır. Malûmdur ki, in’ikâs ve tebaiyetle, o nur-u âzam-ı nübüvvetle beraber en azîm bir mertebeye çıkabilir. Nasıl ki, bir sultanın hizmetkârı ve onun tebaiyetiyle öyle bir mevkie çıkar ki, bir şah çıkamaz.</span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'">İşte şu sırdandır ki, en büyük velîler Sahâbe derecesine çıkamıyorlar. Hattâ Celâleddin-i Süyutî gibi, uyanıkken çok defa <strong>sohbet-i nebeviyeye</strong> mazhar olan velîler, <strong>Resul-i Ekrem (a.s.m.)</strong> ile yakazaten görüşseler ve şu âlemde sohbetine müşerref olsalar, yine Sahâbeye yetişemiyorlar. Çünkü, Sahâbelerin sohbeti, <strong>nübüvvet-i Ahmediye (a.s.m.) </strong>nuruyla, yani nebî olarak onunla sohbet ediyorlar. Evliyalar ise, <strong>vefat-ı nebevîden sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı</strong> görmeleri, <strong>velâyet-i Ahmediye</strong> nuruyla sohbettir. Demek, <strong>Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın,</strong> onların nazarlarına temessül ve tezahür etmesi, <strong>velâyet-i Ahmediye </strong>cihetindedir, nübüvvet itibarıyla değil. Madem öyledir; nübüvvet derecesi velâyet derecesinden ne kadar yüksek ise, o iki sohbet de o derece tefavüt etmek lâzım gelir.</span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"><strong>Sohbet-i nebeviye</strong> ne derece bir iksir-i nuranî olduğu bununla anlaşılır ki: Bir bedevî adam, kızını sağ olarak defnedecek bir kasavet-i vahşiyânede bulunduğu halde, gelip bir saat sohbet-i nebeviyeye müşerref olur, daha karıncaya ayağını basamaz derecede bir şefkat-i rahîmâneyi kesb ederdi. Hem cahil, vahşî bir adam, bir gün sohbet-i nebeviyeye mazhar olur, sonra Çin ve Hind gibi memleketlere giderdi, mütemeddin kavimlere muallim-i hakaik ve rehber-i kemâlât olurdu. </span></span></p><p></p><p></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"><strong><strong>|Sözler-s.658-659|</strong></strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 460147, member: 27"] [SIZE=2][FONT=verdana][B]Sohbet-i nebeviye[/B] öyle bir iksirdir ki, bir dakikada ona mazhar bir zat, senelerle seyr ü sülûka mukabil hakikatin envârına mazhar olur. Çünkü, sohbette insibağ ve in’ikâs vardır. Malûmdur ki, in’ikâs ve tebaiyetle, o nur-u âzam-ı nübüvvetle beraber en azîm bir mertebeye çıkabilir. Nasıl ki, bir sultanın hizmetkârı ve onun tebaiyetiyle öyle bir mevkie çıkar ki, bir şah çıkamaz. İşte şu sırdandır ki, en büyük velîler Sahâbe derecesine çıkamıyorlar. Hattâ Celâleddin-i Süyutî gibi, uyanıkken çok defa [B]sohbet-i nebeviyeye[/B] mazhar olan velîler, [B]Resul-i Ekrem (a.s.m.)[/B] ile yakazaten görüşseler ve şu âlemde sohbetine müşerref olsalar, yine Sahâbeye yetişemiyorlar. Çünkü, Sahâbelerin sohbeti, [B]nübüvvet-i Ahmediye (a.s.m.) [/B]nuruyla, yani nebî olarak onunla sohbet ediyorlar. Evliyalar ise, [B]vefat-ı nebevîden sonra Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı[/B] görmeleri, [B]velâyet-i Ahmediye[/B] nuruyla sohbettir. Demek, [B]Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın,[/B] onların nazarlarına temessül ve tezahür etmesi, [B]velâyet-i Ahmediye [/B]cihetindedir, nübüvvet itibarıyla değil. Madem öyledir; nübüvvet derecesi velâyet derecesinden ne kadar yüksek ise, o iki sohbet de o derece tefavüt etmek lâzım gelir. [B]Sohbet-i nebeviye[/B] ne derece bir iksir-i nuranî olduğu bununla anlaşılır ki: Bir bedevî adam, kızını sağ olarak defnedecek bir kasavet-i vahşiyânede bulunduğu halde, gelip bir saat sohbet-i nebeviyeye müşerref olur, daha karıncaya ayağını basamaz derecede bir şefkat-i rahîmâneyi kesb ederdi. Hem cahil, vahşî bir adam, bir gün sohbet-i nebeviyeye mazhar olur, sonra Çin ve Hind gibi memleketlere giderdi, mütemeddin kavimlere muallim-i hakaik ve rehber-i kemâlât olurdu. [/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=verdana][B][B]|Sözler-s.658-659|[/B][/B][/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Risale-i Nurda Resülüllah
Risale-i Nur'da Hz. Muhammed (s.a.v.) Bahisleri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst