Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Risale-i Nur Nedir? ve Nasıl bir Tefsirdir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Eyvàh!" data-source="post: 36893" data-attributes="member: 12"><p><strong>Risâle-i Nur’u anlamada ruhî ve kalbî hâletin rolü</strong></p><p></p><p>Bir süre önce Risâle-i Nur’u okuma ve anlamaya dair yazdığımız yazılarda iki nokta üzerinde durduk. Birisi, Risalelerin bir “ilim” olarak kavranması için izlenecek teknik ve pratik yollardı. Diğeri ise, buna teşvik edici ve ihtiyaç hissettirici hususlardı. </p><p></p><p>Risâle-i Nur’u anlamanın bir yönü ilimle ilgiliydi. Buradaki derin meseleleri kavramak elbette önemliydi. Ancak bunu sadece “kuru bir bilgi yığını” olarak öğrenmek fazla önem taşımıyor. Bu da gerekli şüphesiz. Ama bu, işin sadece aklî ve ilmî yönü. </p><p></p><p>Bir de anlama gayretinin ruhu ve kalbi ilgilendiren “hâlî” yönü var ki, hem girift meselelerin anlaşılıp mânâ cevherlerinin açılmasında, hem de ruh ve kalp üzerinde tesir icra etmesinde büyük ehemmiyet taşımaktadır. </p><p></p><p>Konunun ikinci vechesi üzerinde dururken, Üstad Hazretlerinin ilk talebesi ve büyük iltifatlarına mazhar olan Hulusi Yahyagil Ağabeyin bir tavsiyesiyle karşılaştım. Risalelerin en ince ayrıntısına kadar anlaşılmasına büyük ehemmiyet veren bu muhterem zat, şu dört hususu tavsiye ediyormuş: </p><p></p><p></p><p></p><p>1- Önce Hücûmât-ı Sitte’nin altı desisesini çok iyi anlamak ve onlardan kaçınmak. </p><p></p><p>2- İhlâsın altı düsturunu anlayıp uygulamak. </p><p></p><p>3- Dört Hatveyi fıtrî bir yaşayış, bir meleke hâline getirmek. </p><p></p><p>4- Farzları yapıp kebirelerden kaçmak ve evrad ü ezkâra devam etmek. </p><p></p><p></p><p></p><p>Görünüşte çok kolay ve belki de tümünü uyguladığımızı sandığımız bu dört maddede tam 19 düstur var. Bunlardan sadece birisi olan “günahlardan kaçınma”nın yüzlerce alt maddesi bulunuyor. Başarabilen kimseyi, “takva” mertebesine çıkarıyor. Bir başkası olan “farzları yerine getirmek” maddesinde yığınla alt başlık var. Bunları uygulayanları, “âbid ve salih” makamına terakkî ettiriyor. </p><p></p><p>Bu maddelerin derin müzakeresini, Risâle-i Nur’un ilgili bahislerine havale ederek, belki günlerce sürecek etraflı bir müzakereyi tavsiye ediyorum. Şimdilik bunları çok özlü bir şekilde ele alalım: </p><p></p><p></p><p></p><p>1. Hücûmât-ı Sitte: Bu bölüm, Mektubât’ın 29. Mektub’unda yer alır. Burada ins ve cin şeytanlarının altı hileleri sonuçsuz bırakılır ve hücum yollarının altısı kapatılır. </p><p></p><p>2. Bu hileler, sırasıyla şunlardır: Hubb-u câh (makam sevgisi), hiss-i havf (korku duygusu), tamah (geçim endişesi), ırkçılık, enaniyet (benlik), tenbellik. </p><p></p><p>3. Gerçekten de, makam mevki arzusu ve şöhrete düşkünlük, insanın Risaleleri okuyup anlamasında ve hizmet etmesinde büyük bir engeldir. Bir kimse makam ve şöhretini kaybetmemek için imanî hakikatleri ihmal ederse büyük zarar eder. Bu yolda olan kişinin, makamını ve şöhretini feda etmekten bir an bile çekinmemesi gerekir. </p><p></p><p></p><p></p><p>İman dersiyle meşguliyetin kendisine zarar verebileceğini düşünen bir kimsenin korkusu da, nurlarla meşguliyete büyük bir mânidir. Tarihin her devrinde hak ve hakikat kahramanlarına zorluk çıkaranlar, onların canına ve malına kast edenler, hapis ve işkenceyi reva görenler olmuştur. Bunları düşünen bir kişi, iman deryasından istifade edemez ve hizmette bulunamaz. Bunun için korku ve evhamı bırakmak, imanın kazandırdığı hakikî cesareti kazanmak şarttır. </p><p></p><p></p><p></p><p>Rızık endişesi taşıyarak, imanî eserlerden istifade etmemek, çalışmaktan dolayı hizmete vakit bulamamak da ciddi bir tuzaktır. Buna karşı, hırs ve mal sevgisini terk etmek, iktisat ve kanaatla nurlardan istifadesini ve hizmetini sürdürmek gerekir. </p><p></p><p>Irkçılık da, ulvî duyguların yerine konan, yalancı ve sahte bir hamasettir ki, nice nesiller bu illete yakalandığından iman ab-ı hayatından kana kana içemediler. Bu engeli, İslâm kardeşliğini kurup yaşayarak aşmak icab eder. </p><p></p><p></p><p></p><p>Benlik ise, kişinin hakkı kabul edip anlamasına, yaşayıp yaşatmasına en büyük engellerden biridir. Bunun yerine tevazu ve mahviyeti bir yaşayış tarzı olarak uygulamak, nurlardaki hakikatlara boyun eğmek gerekir. </p><p></p><p></p><p></p><p>İnsanın tembelliği veya rahata yahut vazifeye düşkünlüğü de nurların ruhunu kavramaya ve hizmet etmeye büyük bir settir. Bunu aşmak için de, vazifenin kudsiyetine ve ulviyetine hakkıyla inanıp, onun dışındaki meşguliyetleri gereksiz ve boş bilmek lâzımdır. </p><p></p><p></p><p></p><p>Bu bahsi bizzat 29. Mektup’tan okuyup kendimizle mukayese edelim. Dikkatle bakalım: Bir zamanlar, ehl-i dalaletin kullandığı tuzakları, kendi ellerimizle kendimize kurmuyor muyuz? </p><p></p><p></p><p></p><p>Çok kazanma ve rahat yaşama hırsı, makam ve şöhrete düşkünlük, korku ve benlik yakamıza yapışmamış mı? Tam bir nefis muhasebesi yapıp, bizi dünyaya ve gereksiz şeylere bağlayan kopmaz halatları, ihlâs düsturlarıyla kesmeden Risaleleri hakkıyla okuyup anlayabilir miyiz? Heyhat! Serâ nerede, Süreyya nerede?</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Eyvàh!, post: 36893, member: 12"] [b]Risâle-i Nur’u anlamada ruhî ve kalbî hâletin rolü[/b] Bir süre önce Risâle-i Nur’u okuma ve anlamaya dair yazdığımız yazılarda iki nokta üzerinde durduk. Birisi, Risalelerin bir “ilim” olarak kavranması için izlenecek teknik ve pratik yollardı. Diğeri ise, buna teşvik edici ve ihtiyaç hissettirici hususlardı. Risâle-i Nur’u anlamanın bir yönü ilimle ilgiliydi. Buradaki derin meseleleri kavramak elbette önemliydi. Ancak bunu sadece “kuru bir bilgi yığını” olarak öğrenmek fazla önem taşımıyor. Bu da gerekli şüphesiz. Ama bu, işin sadece aklî ve ilmî yönü. Bir de anlama gayretinin ruhu ve kalbi ilgilendiren “hâlî” yönü var ki, hem girift meselelerin anlaşılıp mânâ cevherlerinin açılmasında, hem de ruh ve kalp üzerinde tesir icra etmesinde büyük ehemmiyet taşımaktadır. Konunun ikinci vechesi üzerinde dururken, Üstad Hazretlerinin ilk talebesi ve büyük iltifatlarına mazhar olan Hulusi Yahyagil Ağabeyin bir tavsiyesiyle karşılaştım. Risalelerin en ince ayrıntısına kadar anlaşılmasına büyük ehemmiyet veren bu muhterem zat, şu dört hususu tavsiye ediyormuş: 1- Önce Hücûmât-ı Sitte’nin altı desisesini çok iyi anlamak ve onlardan kaçınmak. 2- İhlâsın altı düsturunu anlayıp uygulamak. 3- Dört Hatveyi fıtrî bir yaşayış, bir meleke hâline getirmek. 4- Farzları yapıp kebirelerden kaçmak ve evrad ü ezkâra devam etmek. Görünüşte çok kolay ve belki de tümünü uyguladığımızı sandığımız bu dört maddede tam 19 düstur var. Bunlardan sadece birisi olan “günahlardan kaçınma”nın yüzlerce alt maddesi bulunuyor. Başarabilen kimseyi, “takva” mertebesine çıkarıyor. Bir başkası olan “farzları yerine getirmek” maddesinde yığınla alt başlık var. Bunları uygulayanları, “âbid ve salih” makamına terakkî ettiriyor. Bu maddelerin derin müzakeresini, Risâle-i Nur’un ilgili bahislerine havale ederek, belki günlerce sürecek etraflı bir müzakereyi tavsiye ediyorum. Şimdilik bunları çok özlü bir şekilde ele alalım: 1. Hücûmât-ı Sitte: Bu bölüm, Mektubât’ın 29. Mektub’unda yer alır. Burada ins ve cin şeytanlarının altı hileleri sonuçsuz bırakılır ve hücum yollarının altısı kapatılır. 2. Bu hileler, sırasıyla şunlardır: Hubb-u câh (makam sevgisi), hiss-i havf (korku duygusu), tamah (geçim endişesi), ırkçılık, enaniyet (benlik), tenbellik. 3. Gerçekten de, makam mevki arzusu ve şöhrete düşkünlük, insanın Risaleleri okuyup anlamasında ve hizmet etmesinde büyük bir engeldir. Bir kimse makam ve şöhretini kaybetmemek için imanî hakikatleri ihmal ederse büyük zarar eder. Bu yolda olan kişinin, makamını ve şöhretini feda etmekten bir an bile çekinmemesi gerekir. İman dersiyle meşguliyetin kendisine zarar verebileceğini düşünen bir kimsenin korkusu da, nurlarla meşguliyete büyük bir mânidir. Tarihin her devrinde hak ve hakikat kahramanlarına zorluk çıkaranlar, onların canına ve malına kast edenler, hapis ve işkenceyi reva görenler olmuştur. Bunları düşünen bir kişi, iman deryasından istifade edemez ve hizmette bulunamaz. Bunun için korku ve evhamı bırakmak, imanın kazandırdığı hakikî cesareti kazanmak şarttır. Rızık endişesi taşıyarak, imanî eserlerden istifade etmemek, çalışmaktan dolayı hizmete vakit bulamamak da ciddi bir tuzaktır. Buna karşı, hırs ve mal sevgisini terk etmek, iktisat ve kanaatla nurlardan istifadesini ve hizmetini sürdürmek gerekir. Irkçılık da, ulvî duyguların yerine konan, yalancı ve sahte bir hamasettir ki, nice nesiller bu illete yakalandığından iman ab-ı hayatından kana kana içemediler. Bu engeli, İslâm kardeşliğini kurup yaşayarak aşmak icab eder. Benlik ise, kişinin hakkı kabul edip anlamasına, yaşayıp yaşatmasına en büyük engellerden biridir. Bunun yerine tevazu ve mahviyeti bir yaşayış tarzı olarak uygulamak, nurlardaki hakikatlara boyun eğmek gerekir. İnsanın tembelliği veya rahata yahut vazifeye düşkünlüğü de nurların ruhunu kavramaya ve hizmet etmeye büyük bir settir. Bunu aşmak için de, vazifenin kudsiyetine ve ulviyetine hakkıyla inanıp, onun dışındaki meşguliyetleri gereksiz ve boş bilmek lâzımdır. Bu bahsi bizzat 29. Mektup’tan okuyup kendimizle mukayese edelim. Dikkatle bakalım: Bir zamanlar, ehl-i dalaletin kullandığı tuzakları, kendi ellerimizle kendimize kurmuyor muyuz? Çok kazanma ve rahat yaşama hırsı, makam ve şöhrete düşkünlük, korku ve benlik yakamıza yapışmamış mı? Tam bir nefis muhasebesi yapıp, bizi dünyaya ve gereksiz şeylere bağlayan kopmaz halatları, ihlâs düsturlarıyla kesmeden Risaleleri hakkıyla okuyup anlayabilir miyiz? Heyhat! Serâ nerede, Süreyya nerede? [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Risale-i Nur Nedir? ve Nasıl bir Tefsirdir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst