Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman'dan Nasihatler
Risale-i Nur kâfidir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="topraktoprak" data-source="post: 218050" data-attributes="member: 11795"><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Üstad Bediüzzaman, Kastamonu mektuplarından birinde, Risale-i Nur’un ıslâmî hakikatlere dair ihtiyaçlara kâfi geldiğini ve başka eserlere ihtiyaç bırakmadığını ifade ederken kendisiyle ilgili şu örneği veriyor: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">“Bu fakir kardeşiniz yirmi seneden evvel kesret-i mütalâa ile (çok okuyup) bazan bir günde bir cilt kitabı anlayarak mütalâa ederken, yirmi seneye yakındır ki, Kur’ân ve Kur’ân’dan gelen Risale-i Nur bana kâfi geliyorlardı. Bir tek kitaba muhtaç olmadım; başka kitapları yanımda bulundurmadım. (...) Elbette siz, yirmi derece daha ziyade muhtaç olmamak lâzım gelir.” </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Devamında da şöyle diyor Üstad: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">“Hem madem ben sizlere kanaat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum, meşgul olmuyorum; siz dahi Risale-i Nur’a kanaat etmeniz lâzımdır, belki bu zamanda elzemdir.” (s. 52) </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Bilenler bilir; Nur camiası içinde bir zamanlar bu konu hayli yoğun şekilde tartışılmış; Üstadın bu sözlerinden yola çıkıp “Risale-i Nur’dan başka kitap okunmaz” diyenler olmuştu. Ama zaman içinde bu dar ve katı yorum terk edildi. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Çünkü bizzat Risale-i Nur’daki metinlerde, gerek klasik ıslâm tefekkür ve kültürünün temel eserlerine, gerekse son dönemde kaleme alınmış bazı önemli kitaplara atıflar yapılıyor ve külliyat okurları o yayınlara yönlendiriliyordu. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Öte yandan, meselâ dini yaşama pratiğinin el kitabı niteliğindeki ilmihal illâ ki okunacaktı. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Keza, meslek ve ihtisas erbabının kendi alanlarıyla ilgili yayınları izlemeleri de kaçınılmazdı. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Nitekim Üstad yanına gelen lise öğrencilerine, Allah’ı, mekteplerinde okudukları fenlerle tanımaya çalışmaları tavsiyesinde bulunmuştu. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Aynı şekilde, Risale-i Nur’u şerh ve izah için kaleme alınan ve sayıları giderek çoğalan eserlerin okunması da, külliyattaki bahislerin daha iyi anlaşılması açısından bir ihtiyaç ve gereklilik. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Tabiî, bütün bunlar nihayette yine şu neticeyi veriyor: Kur’ân’ın bu çağa dersi olarak yazılan Risale-i Nur, bu zamanın insanına lâzım olan ne varsa hepsini özlü hülâsalar olarak ihtiva ediyor. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Dolayısıyla, hariçteki bütün tetkikatın verdiği birikimle Risale-i Nur’a tekrar bakıldığında, ıslâmı doğru anlayıp doğru yaşamanın rehberi olarak külliyatın kâfi olduğu daha iyi anlaşılıyor. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Tam da bu noktada, “Nur Risalelerine çok müştak ve onların mütalâasından intibaha gelen bir doktora yazılan mektup”taki tavsiyeler, hepimiz için son derece önemli ve dikkat çekici. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Orada “Ömür kısadır, lüzumlu işler pek çoktur” gerçeği hatırlatıldıktan sonra şu enteresan sual tevcih ediliyor: “Acaba benim gibi sen dahi kafanı teftiş etsen, mâlûmatın içinde ne kadar lüzumsuz, faidesiz, ehemmiyetsiz, odun yığınları gibi câmid (cansız, donuk) şeyleri bulursun?” </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Ve devamında şu ifadelere yer veriliyor: </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">“ışte o fennî mâlûmatı, o felsefî maarifi faideli, nurlu, ruhlu yapmak çaresini aramak lâzımdır. Sen dahi Cenab-ı Haktan bir intibah iste ki, senin fikrini Hakîm-i Zülcelâlin hesabına çevirsin, o odunlara bir ateş verip nurlandırsın; lüzumsuz maarif-i fenniye, kıymettar maarif-i ılâhiye hükmüne geçsin.” (Tarihçe-i Hayat, s. 18</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">ışte Risale-i Nur, baştan sona, kâinat kitabındaki fennî bilgileri ve insanlığın toplumsal hayatındaki içtimaî kanunları, Allah’ı tanıma vesilesi olarak okumanın anahtarını sunan bir tefsir. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Uçsuz bucaksız semavatın derinliklerinden kuzey yarımküresinde şu sıralarda yine baharın göz kamaştıran güzelliklerinin sergilendiği yeryüzü sayfalarına ve sonsuz hikmet ve rahmet sırlarının tecellîleriyle akıp giden sosyal hadiselere kadar her yerde Allah’ın âyetlerini okuyabilmeyi mümkün kılacak tahkikî bir iman, ideal anlamda bu eserleri okuyarak kazanılabiliyor. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Bir başka deyişle, Yirmi Üçüncü Söz’de “ilimlerin şahı ve padişahı” olarak nitelenen iman ilmini elde etmenin kestirme yolu Risale-i Nur’da. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Onun için Risale-i Nur’u bulan bir insanın, kendisine başka kaynaklar aramasına gerek yok.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen">Yazar: Kazım Güleçyüz </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'lucida sans unicode'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkgreen"></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="topraktoprak, post: 218050, member: 11795"] [FONT=lucida sans unicode][SIZE=4][COLOR=darkgreen]Üstad Bediüzzaman, Kastamonu mektuplarından birinde, Risale-i Nur’un ıslâmî hakikatlere dair ihtiyaçlara kâfi geldiğini ve başka eserlere ihtiyaç bırakmadığını ifade ederken kendisiyle ilgili şu örneği veriyor: “Bu fakir kardeşiniz yirmi seneden evvel kesret-i mütalâa ile (çok okuyup) bazan bir günde bir cilt kitabı anlayarak mütalâa ederken, yirmi seneye yakındır ki, Kur’ân ve Kur’ân’dan gelen Risale-i Nur bana kâfi geliyorlardı. Bir tek kitaba muhtaç olmadım; başka kitapları yanımda bulundurmadım. (...) Elbette siz, yirmi derece daha ziyade muhtaç olmamak lâzım gelir.” Devamında da şöyle diyor Üstad: “Hem madem ben sizlere kanaat ettim ve ediyorum, başkalara bakmıyorum, meşgul olmuyorum; siz dahi Risale-i Nur’a kanaat etmeniz lâzımdır, belki bu zamanda elzemdir.” (s. 52) Bilenler bilir; Nur camiası içinde bir zamanlar bu konu hayli yoğun şekilde tartışılmış; Üstadın bu sözlerinden yola çıkıp “Risale-i Nur’dan başka kitap okunmaz” diyenler olmuştu. Ama zaman içinde bu dar ve katı yorum terk edildi. Çünkü bizzat Risale-i Nur’daki metinlerde, gerek klasik ıslâm tefekkür ve kültürünün temel eserlerine, gerekse son dönemde kaleme alınmış bazı önemli kitaplara atıflar yapılıyor ve külliyat okurları o yayınlara yönlendiriliyordu. Öte yandan, meselâ dini yaşama pratiğinin el kitabı niteliğindeki ilmihal illâ ki okunacaktı. Keza, meslek ve ihtisas erbabının kendi alanlarıyla ilgili yayınları izlemeleri de kaçınılmazdı. Nitekim Üstad yanına gelen lise öğrencilerine, Allah’ı, mekteplerinde okudukları fenlerle tanımaya çalışmaları tavsiyesinde bulunmuştu. Aynı şekilde, Risale-i Nur’u şerh ve izah için kaleme alınan ve sayıları giderek çoğalan eserlerin okunması da, külliyattaki bahislerin daha iyi anlaşılması açısından bir ihtiyaç ve gereklilik. Tabiî, bütün bunlar nihayette yine şu neticeyi veriyor: Kur’ân’ın bu çağa dersi olarak yazılan Risale-i Nur, bu zamanın insanına lâzım olan ne varsa hepsini özlü hülâsalar olarak ihtiva ediyor. Dolayısıyla, hariçteki bütün tetkikatın verdiği birikimle Risale-i Nur’a tekrar bakıldığında, ıslâmı doğru anlayıp doğru yaşamanın rehberi olarak külliyatın kâfi olduğu daha iyi anlaşılıyor. Tam da bu noktada, “Nur Risalelerine çok müştak ve onların mütalâasından intibaha gelen bir doktora yazılan mektup”taki tavsiyeler, hepimiz için son derece önemli ve dikkat çekici. Orada “Ömür kısadır, lüzumlu işler pek çoktur” gerçeği hatırlatıldıktan sonra şu enteresan sual tevcih ediliyor: “Acaba benim gibi sen dahi kafanı teftiş etsen, mâlûmatın içinde ne kadar lüzumsuz, faidesiz, ehemmiyetsiz, odun yığınları gibi câmid (cansız, donuk) şeyleri bulursun?” Ve devamında şu ifadelere yer veriliyor: “ışte o fennî mâlûmatı, o felsefî maarifi faideli, nurlu, ruhlu yapmak çaresini aramak lâzımdır. Sen dahi Cenab-ı Haktan bir intibah iste ki, senin fikrini Hakîm-i Zülcelâlin hesabına çevirsin, o odunlara bir ateş verip nurlandırsın; lüzumsuz maarif-i fenniye, kıymettar maarif-i ılâhiye hükmüne geçsin.” (Tarihçe-i Hayat, s. 18 ışte Risale-i Nur, baştan sona, kâinat kitabındaki fennî bilgileri ve insanlığın toplumsal hayatındaki içtimaî kanunları, Allah’ı tanıma vesilesi olarak okumanın anahtarını sunan bir tefsir. Uçsuz bucaksız semavatın derinliklerinden kuzey yarımküresinde şu sıralarda yine baharın göz kamaştıran güzelliklerinin sergilendiği yeryüzü sayfalarına ve sonsuz hikmet ve rahmet sırlarının tecellîleriyle akıp giden sosyal hadiselere kadar her yerde Allah’ın âyetlerini okuyabilmeyi mümkün kılacak tahkikî bir iman, ideal anlamda bu eserleri okuyarak kazanılabiliyor. Bir başka deyişle, Yirmi Üçüncü Söz’de “ilimlerin şahı ve padişahı” olarak nitelenen iman ilmini elde etmenin kestirme yolu Risale-i Nur’da. Onun için Risale-i Nur’u bulan bir insanın, kendisine başka kaynaklar aramasına gerek yok.[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=darkgreen]Yazar: Kazım Güleçyüz [/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman'dan Nasihatler
Risale-i Nur kâfidir
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst