Huseyni
Müdavim
Risâle-i Nur, bu dünyada dahi îmandaki lezzeti, imansızlıktaki sıkıntı ve elemi gösterir.
Çoklar tarafından hem bana, hem bâzı Nur Kardeşlerime suâl etmişler ve ediyorlar ki:
"Neden bu kadar muârızlara karşı ve muannid feylesoflara ve ehl-i dalâlete mukâbil Risâle-i Nur mağlûp olmuyor.
Milyonlar kıymettar hakîki kütüb-ü îmâniye ve İslâmiyenin intişarlarına bir derece sed çektikleri halde;
sefâhet ve hayat-ı dünyeviyenin lezzetleriyle, çok bîçare gençleri ve insanları hakâik-ı îmâniyeden mahrum bıraktıkları halde;
en şiddetli hücum ve enı gaddarâne muâmele ve en ziyâde yalanlarla ve aleyhinde yapılan propagandalarla Risâle-i Nur'u kırmak,
insanları ondan ürkütmek ve vazgeçirmeye çalıştıkları halde;
hiçbir eserde görülmediği bir tarzda, Risâle-i Nur'un intişârı,
hattâ çoğu el yazması ile altı yüz bin nüsha (risâlelerinden) kemâl-i iştiyak ile perde altında intişar etmesi
ve dahil ve hariçte kemâl-i iştiyak ile kendini okutturmasının hikmeti nedir, sebebi nedir?"
diye, bu meâlde çok suâllere elcevap deriz ki:
Kur'ân-ı Hakîmin sırr-ı i'câzıyla hakîki bir tefsiri olan Risâle-i Nur, bu dünyada bir mânevî Cehennemi, dalâlette gösterdiği gibi,
îmanda dahi bu dünyada mânevî bir Cennet bulunduğunu ispat ediyor;
ve günahların ve, fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde mânevî elîm elemleri gösterip,
hasenât ve güzel hasletlerde ve hakâik-i şeriatın amelinde Cennet lezâizi gibi mânevî lezzetler bulunduğunu ispat ediyor.
Sefâhet ehlini ve dalâlete düşenleri o cihetle (aklı başında olanlarını) kurtarıyor. Çünkü, bu zamanda iki dehşetli hâl var:
BİRİNCİSİ: Akıbeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti ileride bir batman lezzetlere tercih eden
hissiyât-ı insâniye akıl ve fikre galebe ettiğinden,
ehl-i sefâheti sefâhetinden kurtarmanın yegâne çaresi, ehl-i sefâhetin aynı lezzetinde,
elemini gösterip hissini mağlûp etmektir. Ve
1 âyetinin işaretiyle,
bu zamanda, âhiretin elmas gibi nîmetlerini, lezzetlerini bildiği halde dünyevî kırılacak şişe parçalarını onlara tercih etmek,
ehl-i îman iken ehl-i dalâlete o hubb-u dünya ve o sır için tâbî olmak tehlikesinden kurtarmanın çare-i yegânesi,
dünyada dahi Cehennem azâbını ve elemlerini göstermekle olur ki; Risâle-i Nur, o meslekten gidiyor.
1. Onlar dünya hayatını seve seve âhirete tercih ederler...(İbrâhim Sûresi: 3.)
Ayetü'l-Kübrâ; s. 191-193;199-200
Çoklar tarafından hem bana, hem bâzı Nur Kardeşlerime suâl etmişler ve ediyorlar ki:
"Neden bu kadar muârızlara karşı ve muannid feylesoflara ve ehl-i dalâlete mukâbil Risâle-i Nur mağlûp olmuyor.
Milyonlar kıymettar hakîki kütüb-ü îmâniye ve İslâmiyenin intişarlarına bir derece sed çektikleri halde;
sefâhet ve hayat-ı dünyeviyenin lezzetleriyle, çok bîçare gençleri ve insanları hakâik-ı îmâniyeden mahrum bıraktıkları halde;
en şiddetli hücum ve enı gaddarâne muâmele ve en ziyâde yalanlarla ve aleyhinde yapılan propagandalarla Risâle-i Nur'u kırmak,
insanları ondan ürkütmek ve vazgeçirmeye çalıştıkları halde;
hiçbir eserde görülmediği bir tarzda, Risâle-i Nur'un intişârı,
hattâ çoğu el yazması ile altı yüz bin nüsha (risâlelerinden) kemâl-i iştiyak ile perde altında intişar etmesi
ve dahil ve hariçte kemâl-i iştiyak ile kendini okutturmasının hikmeti nedir, sebebi nedir?"
diye, bu meâlde çok suâllere elcevap deriz ki:
Kur'ân-ı Hakîmin sırr-ı i'câzıyla hakîki bir tefsiri olan Risâle-i Nur, bu dünyada bir mânevî Cehennemi, dalâlette gösterdiği gibi,
îmanda dahi bu dünyada mânevî bir Cennet bulunduğunu ispat ediyor;
ve günahların ve, fenalıkların ve haram lezzetlerin içinde mânevî elîm elemleri gösterip,
hasenât ve güzel hasletlerde ve hakâik-i şeriatın amelinde Cennet lezâizi gibi mânevî lezzetler bulunduğunu ispat ediyor.
Sefâhet ehlini ve dalâlete düşenleri o cihetle (aklı başında olanlarını) kurtarıyor. Çünkü, bu zamanda iki dehşetli hâl var:
BİRİNCİSİ: Akıbeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti ileride bir batman lezzetlere tercih eden
hissiyât-ı insâniye akıl ve fikre galebe ettiğinden,
ehl-i sefâheti sefâhetinden kurtarmanın yegâne çaresi, ehl-i sefâhetin aynı lezzetinde,
elemini gösterip hissini mağlûp etmektir. Ve
bu zamanda, âhiretin elmas gibi nîmetlerini, lezzetlerini bildiği halde dünyevî kırılacak şişe parçalarını onlara tercih etmek,
ehl-i îman iken ehl-i dalâlete o hubb-u dünya ve o sır için tâbî olmak tehlikesinden kurtarmanın çare-i yegânesi,
dünyada dahi Cehennem azâbını ve elemlerini göstermekle olur ki; Risâle-i Nur, o meslekten gidiyor.
1. Onlar dünya hayatını seve seve âhirete tercih ederler...(İbrâhim Sûresi: 3.)
Ayetü'l-Kübrâ; s. 191-193;199-200