PRENS BISMARCK'IN BEYANATI

istiðna

Active member
Sana muasır bir vücut olamadığımdan müteessirim, ey Muhammed (a.s.m.)

Muhtelif devirlerde, beşeriyeti idare etmek için taraf-ı Lâhutîden geldiği iddia olunan bütün münzel semavî kitapları tam ve etrafıyla tetkik ettimse de, tahrif olundukları için, hiçbirisinde aradığım hikmet ve tam isabeti göremedim. Bu kanunlar değil bir cemiyet, bir hane halkının saadetini bile temin edecek mahiyetten pek uzaktır. Lâkin Muhammedîlerin (a.s.m.) Kur'ân'ı, bu kayıttan âzâdedir. Ben, Kur'ân'ı her cihetten tetkik ettim, her kelimesinde büyük hikmetler gördüm. Muhammedîlerin (a.s.m.) düşmanları, bu kitap Muhammed'in (a.s.m.) zâde-i tab'ı olduğunu iddia ediyorlarsa da, en mükemmel, hattâ en mütekâmil bir dimağdan böyle harikanın zuhurunu iddia etmek, hakikatlere göz kapayarak kin ve garaza âlet olmak mânâsını ifade eder ki, bu da ilim ve hikmetle kabil-i telif değildir. Ben şunu iddia ediyorum ki, Muhammed (a.s.m.) mümtaz bir kuvvettir. Destgâh-ı kudretin böyle ikinci bir vücudu imkân sahasına getirmesi ihtimalden uzaktır.

Sana muasır bir vücut olamadığımdan dolayı müteessirim, ey Muhammed (a.s.m.)! Muallimi ve nâşiri olduğun bu kitap, senin değildir; o Lâhutîdir. Bu kitabın Lahutî olduğunu inkâr etmek, mevzu ilimlerin butlanını ileri sürmek kadar gülünçtür. Bunun için, beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, bundan sonra göremeyecektir. Ben, huzur-u mehabetinde kemal-i hürmetle eğilirim.

Prens Bismarck
 

istiðna

Active member
Vatikan’da görevli bulunan Prof. Dr. Thomas Michael’in beyanatı:

”Bediüzzaman Said Nursi, o, İsevilik din-i hakikisinin zuhur edeceği ve Süfyan ve Deccal’in gizli cemiyetlerine karşı mücadele etmek üzere çoklarına nurunu yayacağı günü hasretle bekler. Bu tasaffi etmiş Hıristiyanlığın “Hamiyetkar ve fedakar bir İsevi cemiyeti namı altında ve ‘Müslüman İseviler’ ünvanına layık bir cemiyet” olarak tarif eder. Bu cemiyet “Hazret-i İsa’nın din-i hakikisini İslamiyetin hakikatiyle birleştirmeye” çalışmaktadır ve o “Deccal komitesini Hazret-i İsa (A.S.)’nın riyaseti altında öldürecek ve dağıtacak, beşeri inkar-ı uluhiyetten kurtaracaktır…”

Bu bakımdan, Said Nursi’nin Hıristiyalıkla vuku bulmasını beklediği tasaffi, yani arınmanın türü, Hıristiyanların İslam’a girmek için dinlerini terk etmesi değil, ondan ziyade, onların hayır olan şeye zaten sahip olan dinlerini tamamlamaları, kemale erdirmeleridir. Ehl-i kitabı muhatap alan bir Kur’an ayetini tefsir babında, şunu der Said Nursi: “Kur’an size bütün bütün dininizi terk etmenizi emretmiyor; ancak itikadatınızı ikmal ve yanınızda bulunan esasat-ı diniye üzerine bina ediniz” diye teklifte bulunuyor. Zira Kur’an tadil ve tekmil edicidir. Yalnız, zaman ve mekanın tagayyür etmesi tesiriyle tahavvül ve tebeddüle maruz olan füruat kısmında müessistir.

Bütün bu pasajlarda, Said Nursi, Müslüman-Hıristiyan diyaloğu ve işbirliği üzerine orijinal ve insanı düşünmeye sevk eden görüşler sunar.”

Müşterek düşmanları olan dinsizlik cereyanına karşı mukabele edebilmek için ittifaka muhtaçtırlar. Hem Yahudilerin müthiş tahribatlarına alet olan Hıristiyanlar; bu düşmanlarına karşı mukabele edebilmek için mutlaka semavi dinlerin en sonuncusu ve hakikisi olan İslamiyet ile ittifak etmek ve ihtilaf olan meseleleri dikkate almadan hareket etmeye mecbur olmuşlardır. Bu ittifakı gerçekleştirecek olanlar Hıristiyan ruhanileridir. Risale-i Nur'un ise bu ittifakta ehemmiyeti büyüktür. Çünkü iman hakikatlerini iki kere iki dört eder derecesinde ispat etmiştir. Eskiden taassupları sebebiyle inanmadıkları hakikatlere bu zamanın akıl ve fen asrı olması sebebiyle inanmaya mecbur olmuşlardır.

Rusya'dan çıkan dinsizlik cereyanı koca Çin'i ve yarı Avrupa'yı istila etmiştir. Bu dinsizlik cereyanı memleketimize de girmek istemiştir fakat muvaffak olamamıştır. Bu memleketin hakiki iman dersleri ile her insanın vicdanında bir yasakçıyı bırakan din dersleri ve talimi ile o kızıl belanın tehlikesinden kurtulması çok önem arzetmektedir.
 

Sahabe

New member
Vatikan’da görevli bulunan Prof. Dr. Thomas Michael’in beyanatı:

prens bismarck bunlrı samimi mi söledi tabi Allah blir ama hoca demştki osmanlıyı kendi yanında savaşa katabilmk için dinimiz hakkında böle güsel şeylr söleyp sempati kurdu ve osmanlıyı yanına çekmei başardı. tabi yine diorum samimiyetini Allah bilr
 

istiðna

Active member
Vatikan’da görevli bulunan Prof. Dr. Thomas Michael’in beyanatı:

Sahabe ' Alıntı:
prens bismarck bunlrı samimi mi söledi tabi Allah blir ama hoca demştki osmanlıyı kendi yanında savaşa katabilmk için dinimiz hakkında böle güsel şeylr söleyp sempati kurdu ve osmanlıyı yanına çekmei başardı. tabi yine diorum samimiyetini Allah bilr
kalpleri ancak Allah bilir.
Sana muasır bir vücut olamadığımdan müteessirim, ey Muhamm ed (a.s.m.)
bi ifade bana göre
cok samimi.
bizde bazen yapmaz mıyız birilerini tarafımıza almak için onların hoşlandıgı seyleden bahsetmezmıyız.
eger öyleyse bile takdire şayan.çünkü zeki bi prensmiş.
 

Sahabe

New member
ifadelr elbette samimi olmalıydı ki Abdulhamit i ikna edebilsin değilmi :) en azındn bir alman prensinin ağzındn böle bir söz çıkp tarihe gecmiş olması güsel bişey..
 
Üst