Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Çocuk Gemisi
Güzel Dinimi Öğreniyorum
Nur Dede Anlatıyor
Parola ( Besmele) ..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="heysem" data-source="post: 234772" data-attributes="member: 1004658"><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"><img src="http://www.nizamettin.net/images/giris_besmele.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Yemyeşil çimenlerin, rengârenk çiçeklerin kaynaştığı bir ülke varmış. Kuşlar ötüşür, kelebekler uçuşurmuş etrafta. Evleri köşk, köşkleri saray gibiymiş. Irmakları şeker şerbet akarmış, bir uçtan diğer uca. Büyük, meyveli ağaçlar mavi gökle buluşur, güneşle kucaklaşırmış.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Meyvelerinse tadına doyum olmaz, mis gibi kokusu her yerden duyulurmuş. Her taşın ardında bir güzellik, her güzelliğin ardında bir sır saklıymış. İnsanları, gençlik ve güzellik iksirini tatmış, ölümsüzlük sırrına ulaşmış bir ülkeymiş bu ülke. Görüp işitenler istermiş bu ülkede yaşamayı, ama oraya gitmek pek de kolay değilmiş. Etrafı uçsuz bucaksız çöller ve aşılması güç tehlikelerle doluymuş.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Günlerden bir gün, Selim ve Kerim adında iki genç arkadaş, sırlarla dolu bu ülkeye gitmeye karar vermişler. Kendilerini bekleyen tehlikelerden habersiz yola koyulmuşlar. Kum tepelerini birer birer aşarken karşılarına bir kervan çıkmış. Kervanbaşı ile tanışıp konuşmuşlar. Niyetlerini açmışlar ona. Kervanbaşı onları uyarmış:</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Sırlar ülkesine gitmek zordur. Sınırda askerler devriye gezer, kuş uçurtmaz. Farz et ki anlaştın, içeride eşkıya kol gezer. Yakalarsa sağ koymaz. Farz et ki atlattın. Çölde vahşî hayvanlar var, fırtına var, sığınak yok. </span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Biz bu işe baş koyduk. Ölmek var, dönmek yok, demiş iki arkadaş.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kervanbaşı:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Demek kararlısınız, demiş. O hâlde size bir sır, bir parola vereceğim. Böylece bu ülkeyi yöneten hükümdarın himayesine girmiş olacaksınız. Ne zaman başınız darda kalırsa parolayı söyleyin. Çölü sağ salim geçmenin ve sırlar ülkesine ulaşmanın tek yolu budur.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kerim:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Parolaya da himayeye de ihtiyacım yok. Gücüm kuvvetim yerinde. Her zorluğun üstesinden gelirim, demiş ve kervanbaşı sözünü bitirmeden çekip gitmiş.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Selim, hükümdarın himayesine girmekten onur duyarak parolayı almış ve Kerim'in ardından yetişip birlikte yola devam etmişler. Kızgın güneş altında, sıcak kumlar üstünde yolculuk pek zormuş. Geceler, gündüze inat soğuk mu soğuk. Kâh yanarak, kâh donarak ilerlerken devriye gezen askerlere yakalanmışlar. Komutan onları ayrı ayrı sorguya çekmiş. Selim'den parolayı işitip hükümdarın himayesine girdiğini öğrenince onu serbest bırakmış. Üstelik, içinde çeşitli yiyecek ve içecekler bulunan bir torba hediye etmiş Selim'e. Bununla da kalmamış, kısa yolu gösteren bir de harita vermiş.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kerim'e gelince... Sınırı ihlâl ettiği gerekçesiyle onu tutuklamışlar. Zindana atmışlar. Kerim bir fırsatını bulup kaçmış; ama aç, susuz ve bitkin bir hâlde yola devam etmiş.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Selim ile Kerim birbirinden habersiz aynı yolda ilerliyormuş. Selim epey ilerideymiş. İki tepe arasında pusu kuran eşkıya önden gelen Selim'i kıskıvrak yakalamış. Selim, parolayı söyleyince, eşkıya reisi hükümdardan çekindiği için onun önünden çekilmiş ve hemen yola devam edebileceğini söylemiş. Arkadan gelen Kerim de yakalanmış. </span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Eşkıya reisi Kerim'in üzerinde para edecek nesi var, nesi yoksa almış. Ardından, önünde diz çöküp yalvarırsa canını bağışlayabileceğini söylemiş.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kerim'in parolayı almasına engel olan gururu, şimdi ayaklar altındaymış. Perişan bir hâlde, hiç olmazsa canını kurtardığına sevinerek eşkıyanın istediği her şeyi yapmış.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kerim, düşe kalka yol alırken ileride bir su birikintisi görmüş. O yöne doğru koşmuş. Ancak Kerim koştukça, su birikintisi uzaklaşıyormuş. Âdeta su kaçıyor, Kerim kovalıyormuş. Sonunda bunun bir serap olduğunu anlamış. Çaresizlik içinde olduğu yere yığılıp kalmış. Neden sonra bir uğultu ile uyanmış. Her yer, zifirî karanlıkmış ve soğuk bir rüzgâr, kumları oradan oraya savuruyormuş. Kerim, nereye gittiğini bilmeden karanlıkta korku içinde saatlerce yürümüş.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Parola sayesinde her tehlikeyi kolaylıkla atlatan, rastladığı çadırlarda ilgi ve saygı gören Selim, güzel bir vahada merakla arkadaşını beklemeye başlamış. Gözleriyle ufku tararken Kerim için endişe duyuyormuş. Ve bir gün, perişan bir hâlde Kerim'in vahaya yaklaştığını görmüş. Ona doğru koşmuş. Vücudu yara bere içindeki arkadaşını, bir ağaç gölgesine yatırmış. Biraz su getirmek üzere ayrılmış. Geri döndüğünde, parolayı öğreten kervanbaşının da konaklamak üzere kervanıyla birlikte orada olduğunu görmüş. Kerim, kendine geldiği zaman minnetle onlara bakmış. Pişmanlık ve merak içinde:</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Parola nedir, diye sormuş. Beni himayesi altına alacak olan hükümdar kimdir? Onu tanımak, başıma gelenlerin iç yüzünü bilmek istiyorum.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kervanbaşı gülümsemiş.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Bak evlâdım, diyerek söze başlamış. Hayallerini süsleyip seni yollara düşüren sırlar ülkesinin adı, Cennet'tir. Bu çetin yolculuk, senin hayatındır. Çöl, senin dünyandır. Görüyorsun ki gücün az, fakat düşmanların ve ihtiyaçların sınırsızdır.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kerim tekrar sormuş sabırsızlıkla:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Peki parola nedir?</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Çölü kolayca geçmek ve Cennet'e ulaşmak için gereken parola "besmele"dir. Bununla hükümdarın, yani Allah'ın himayesi altına girerek her şeyden korkup titremekten ve herkese dilencilik etmekten kurtulursun.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Bu sefer Selim girmiş araya:</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Peki besmele sadece insanlar için midir?</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Aslında her varlık kendi diliyle "bismillâh" der. Allah adına, Allah'ın nimetlerini bizlere sunar. Küçücük tohumlar ve çekirdekler, içlerinde koca ağaçları taşırlar. Her bitki, "bismillâh" der, ipek gibi yumuşak kökleri, sert olan taş ve toprağı deler geçer. Nazik yaprakları sıcağa karşı aylarca dayanır. Rahmet hazinelerinden aldığı meyveleri, sebzeleri bize ikram eder. Koyun, keçi, inek gibi hayvanlar "bismillâh" der, bir süt çeşmesi olur. Hayat veren bir gıda sunar. Arı bal yedirir, minik kurtçuklar ipeği giydirir.</span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kerim merakla sormuş:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Bizler bu nimetleri tüccardan alırken bir ücret ödüyoruz. Gerçek mal sahibi olan Allah, bu nimetlere karşılık bizden ne istiyor?</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kervanbaşı cevap vermiş:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Nimetlere karşı bizden üç şey istiyor: O'nu düşünmeni, tanımanı ve O'na teşekkür etmeni.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">-Anladım, demiş Kerim. Nimetleri bize ulaştıran aracıları sevip, bu nimetlerin gerçek sahibini unutmak çok büyük haksızlık olur. </span></span></span></span></p><p> <span style="font-size: 18px"></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kervanbaşı:</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">- O hâlde bu nimetlerin gerçek sahibinin Allah olduğunu biliniz. Her işinize Allah'ın adını anarak başlayınız, demiş ve usulca kalkarak kervanını hazırlamış. Gençlerle vedalaşıp tekrar yola koyulmuş.</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 18px"><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="color: #006400">Kerim, ufukta kaybolan kervanın arkasından bakarken, gururu yüzünden çektiği sıkıntıları düşünüyor ve artık ne yapması gerektiğini çok iyi biliyormuş.</span></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="heysem, post: 234772, member: 1004658"] [SIZE=5][FONT=Times New Roman][SIZE=4][COLOR=#006400][IMG]http://www.nizamettin.net/images/giris_besmele.gif[/IMG][/COLOR][/SIZE][/FONT][/SIZE] [SIZE=5][FONT=Times New Roman][SIZE=4][COLOR=#006400][/COLOR][/SIZE][/FONT][/SIZE] [SIZE=5][FONT=Times New Roman][SIZE=4][COLOR=#006400]Yemyeşil çimenlerin, rengârenk çiçeklerin kaynaştığı bir ülke varmış. Kuşlar ötüşür, kelebekler uçuşurmuş etrafta. Evleri köşk, köşkleri saray gibiymiş. Irmakları şeker şerbet akarmış, bir uçtan diğer uca. Büyük, meyveli ağaçlar mavi gökle buluşur, güneşle kucaklaşırmış.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Meyvelerinse tadına doyum olmaz, mis gibi kokusu her yerden duyulurmuş. Her taşın ardında bir güzellik, her güzelliğin ardında bir sır saklıymış. İnsanları, gençlik ve güzellik iksirini tatmış, ölümsüzlük sırrına ulaşmış bir ülkeymiş bu ülke. Görüp işitenler istermiş bu ülkede yaşamayı, ama oraya gitmek pek de kolay değilmiş. Etrafı uçsuz bucaksız çöller ve aşılması güç tehlikelerle doluymuş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Günlerden bir gün, Selim ve Kerim adında iki genç arkadaş, sırlarla dolu bu ülkeye gitmeye karar vermişler. Kendilerini bekleyen tehlikelerden habersiz yola koyulmuşlar. Kum tepelerini birer birer aşarken karşılarına bir kervan çıkmış. Kervanbaşı ile tanışıp konuşmuşlar. Niyetlerini açmışlar ona. Kervanbaşı onları uyarmış:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Sırlar ülkesine gitmek zordur. Sınırda askerler devriye gezer, kuş uçurtmaz. Farz et ki anlaştın, içeride eşkıya kol gezer. Yakalarsa sağ koymaz. Farz et ki atlattın. Çölde vahşî hayvanlar var, fırtına var, sığınak yok. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Biz bu işe baş koyduk. Ölmek var, dönmek yok, demiş iki arkadaş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kervanbaşı:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Demek kararlısınız, demiş. O hâlde size bir sır, bir parola vereceğim. Böylece bu ülkeyi yöneten hükümdarın himayesine girmiş olacaksınız. Ne zaman başınız darda kalırsa parolayı söyleyin. Çölü sağ salim geçmenin ve sırlar ülkesine ulaşmanın tek yolu budur.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kerim:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Parolaya da himayeye de ihtiyacım yok. Gücüm kuvvetim yerinde. Her zorluğun üstesinden gelirim, demiş ve kervanbaşı sözünü bitirmeden çekip gitmiş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Selim, hükümdarın himayesine girmekten onur duyarak parolayı almış ve Kerim'in ardından yetişip birlikte yola devam etmişler. Kızgın güneş altında, sıcak kumlar üstünde yolculuk pek zormuş. Geceler, gündüze inat soğuk mu soğuk. Kâh yanarak, kâh donarak ilerlerken devriye gezen askerlere yakalanmışlar. Komutan onları ayrı ayrı sorguya çekmiş. Selim'den parolayı işitip hükümdarın himayesine girdiğini öğrenince onu serbest bırakmış. Üstelik, içinde çeşitli yiyecek ve içecekler bulunan bir torba hediye etmiş Selim'e. Bununla da kalmamış, kısa yolu gösteren bir de harita vermiş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kerim'e gelince... Sınırı ihlâl ettiği gerekçesiyle onu tutuklamışlar. Zindana atmışlar. Kerim bir fırsatını bulup kaçmış; ama aç, susuz ve bitkin bir hâlde yola devam etmiş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Selim ile Kerim birbirinden habersiz aynı yolda ilerliyormuş. Selim epey ilerideymiş. İki tepe arasında pusu kuran eşkıya önden gelen Selim'i kıskıvrak yakalamış. Selim, parolayı söyleyince, eşkıya reisi hükümdardan çekindiği için onun önünden çekilmiş ve hemen yola devam edebileceğini söylemiş. Arkadan gelen Kerim de yakalanmış. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Eşkıya reisi Kerim'in üzerinde para edecek nesi var, nesi yoksa almış. Ardından, önünde diz çöküp yalvarırsa canını bağışlayabileceğini söylemiş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kerim'in parolayı almasına engel olan gururu, şimdi ayaklar altındaymış. Perişan bir hâlde, hiç olmazsa canını kurtardığına sevinerek eşkıyanın istediği her şeyi yapmış.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kerim, düşe kalka yol alırken ileride bir su birikintisi görmüş. O yöne doğru koşmuş. Ancak Kerim koştukça, su birikintisi uzaklaşıyormuş. Âdeta su kaçıyor, Kerim kovalıyormuş. Sonunda bunun bir serap olduğunu anlamış. Çaresizlik içinde olduğu yere yığılıp kalmış. Neden sonra bir uğultu ile uyanmış. Her yer, zifirî karanlıkmış ve soğuk bir rüzgâr, kumları oradan oraya savuruyormuş. Kerim, nereye gittiğini bilmeden karanlıkta korku içinde saatlerce yürümüş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Parola sayesinde her tehlikeyi kolaylıkla atlatan, rastladığı çadırlarda ilgi ve saygı gören Selim, güzel bir vahada merakla arkadaşını beklemeye başlamış. Gözleriyle ufku tararken Kerim için endişe duyuyormuş. Ve bir gün, perişan bir hâlde Kerim'in vahaya yaklaştığını görmüş. Ona doğru koşmuş. Vücudu yara bere içindeki arkadaşını, bir ağaç gölgesine yatırmış. Biraz su getirmek üzere ayrılmış. Geri döndüğünde, parolayı öğreten kervanbaşının da konaklamak üzere kervanıyla birlikte orada olduğunu görmüş. Kerim, kendine geldiği zaman minnetle onlara bakmış. Pişmanlık ve merak içinde:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Parola nedir, diye sormuş. Beni himayesi altına alacak olan hükümdar kimdir? Onu tanımak, başıma gelenlerin iç yüzünü bilmek istiyorum.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kervanbaşı gülümsemiş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Bak evlâdım, diyerek söze başlamış. Hayallerini süsleyip seni yollara düşüren sırlar ülkesinin adı, Cennet'tir. Bu çetin yolculuk, senin hayatındır. Çöl, senin dünyandır. Görüyorsun ki gücün az, fakat düşmanların ve ihtiyaçların sınırsızdır.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kerim tekrar sormuş sabırsızlıkla:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Peki parola nedir?[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Çölü kolayca geçmek ve Cennet'e ulaşmak için gereken parola "besmele"dir. Bununla hükümdarın, yani Allah'ın himayesi altına girerek her şeyden korkup titremekten ve herkese dilencilik etmekten kurtulursun.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Bu sefer Selim girmiş araya:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Peki besmele sadece insanlar için midir?[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Aslında her varlık kendi diliyle "bismillâh" der. Allah adına, Allah'ın nimetlerini bizlere sunar. Küçücük tohumlar ve çekirdekler, içlerinde koca ağaçları taşırlar. Her bitki, "bismillâh" der, ipek gibi yumuşak kökleri, sert olan taş ve toprağı deler geçer. Nazik yaprakları sıcağa karşı aylarca dayanır. Rahmet hazinelerinden aldığı meyveleri, sebzeleri bize ikram eder. Koyun, keçi, inek gibi hayvanlar "bismillâh" der, bir süt çeşmesi olur. Hayat veren bir gıda sunar. Arı bal yedirir, minik kurtçuklar ipeği giydirir.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kerim merakla sormuş:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Bizler bu nimetleri tüccardan alırken bir ücret ödüyoruz. Gerçek mal sahibi olan Allah, bu nimetlere karşılık bizden ne istiyor?[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kervanbaşı cevap vermiş:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Nimetlere karşı bizden üç şey istiyor: O'nu düşünmeni, tanımanı ve O'na teşekkür etmeni.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]-Anladım, demiş Kerim. Nimetleri bize ulaştıran aracıları sevip, bu nimetlerin gerçek sahibini unutmak çok büyük haksızlık olur. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kervanbaşı:[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]- O hâlde bu nimetlerin gerçek sahibinin Allah olduğunu biliniz. Her işinize Allah'ın adını anarak başlayınız, demiş ve usulca kalkarak kervanını hazırlamış. Gençlerle vedalaşıp tekrar yola koyulmuş.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=4][FONT=Times New Roman][COLOR=#006400]Kerim, ufukta kaybolan kervanın arkasından bakarken, gururu yüzünden çektiği sıkıntıları düşünüyor ve artık ne yapması gerektiğini çok iyi biliyormuş.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Çocuk Gemisi
Güzel Dinimi Öğreniyorum
Nur Dede Anlatıyor
Parola ( Besmele) ..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst