Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuzuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 267698" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuzuncu Söz - Sayfa 726</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">muhit, hudutsuz, şeriksiz olduğu için, onlara hükmedilmez ve ne oldukları bilinmez ve hissolunmaz. Öyle ise, hakikî nihayet ve hadleri olmadığından, farazî ve vehmî bir haddi çizmek lâzım geliyor. Onu da enaniyet yapar. Kendinde bir rububiyet-i mevhume, bir mâlikiyet, bir kudret, bir ilim tasavvur eder, bir had çizer, onunla muhit sıfatlara bir hadd-i mevhum vaz eder. “Buraya kadar benim, ondan sonra Onundur” diye bir taksimat yapar. Kendindeki ölçücüklerle onların mahiyetini yavaş yavaş anlar. </span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Meselâ, daire-i mülkünde mevhum rububiyetiyle, daire-i mümkinatta Hâlıkının rububiyetini anlar. Ve zâhir mâlikiyetiyle, Hâlıkının hakikî mâlikiyetini fehmeder ve “Bu haneye mâlik olduğum gibi, Hâlık da şu kâinatın mâlikidir” der. Ve cüz’î ilmiyle Onun ilmini fehmeder. Ve kisbî san’atçığıyla O Sâni-i Zülcelâlin ibdâ-i san’atını anlar. Meselâ, “Ben şu evi nasıl yaptım ve tanzim ettim. Öyle de, şu dünya hanesini birisi yapmış ve tanzim etmiş” der. Ve hâkezâ, bütün sıfât ve şuûnât-ı İlâhiyeyi bir derece bildirecek, gösterecek binler esrarlı ahval ve sıfât ve hissiyat, enede münderiçtir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Demek ene, âyine-misal ve vahid-i kıyasî ve âlet-i inkişaf ve mânâ-yı harfî gibi, mânâsı kendinde olmayan ve başkasının mânâsını gösteren, vücud-u insaniyetin kalın ipinden şuurlu bir tel ve mahiyet-i beşeriyenin hullesinden ince bir ip ve şahsiyet-i Âdemiyetin kitabından bir <em>elif’</em>tir ki, o <em>elif’</em>in iki yüzü var:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Biri hayra ve vücuda bakar. O yüz ile yalnız feyze kabildir. Vereni kabul eder; kendi icad edemez. O yüzde fâil değil; icaddan eli kısadır.<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><u></u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Bir yüzü de şerre bakar ve ademe gider. Şu yüzde o fâildir, fiil sahibidir.<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">[NOT]Dipnot-1</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">bk. Nisâ Sûresi, 4:79.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Dipnot-2</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">bk. Nisâ Sûresi, 4:79; Yûsuf Sûresi, 12:53.[/NOT]</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Hâlık</strong>: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sâni-i Zülcelâl</strong>: herşeyi san’atlı bir şekilde yapan, sonsuz haşmet sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>adem</strong>: yokluk</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ahval</strong>: haller, durumlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cüz’î</strong>: az, sınırlı (bk. c-z-e)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>daire-i mülk</strong>: sahip olunan şeylerin dairesi (bk. m-l-k)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>daire-i mümkinat</strong>: kâinat dairesi; varlığı ile yokluğu imkân dahilinde olup Allah’ın var etmesine bağlı olan daire (bk. m-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>enaniyet</strong>: benlik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ene</strong>: ben</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>esrarlı</strong>: sırlı, gizemli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>farazî</strong>: var sayılmış</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fehmetmek</strong>: anlamak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>feyz</strong>: ihsan, bağış, kerem (bk. f-y-ḍ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fâil</strong>: işi yapan (bk. f-a-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>had</strong>: sınır</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hadd-i mevhum</strong>: gerçekte olmadığı halde var sayılan bir sınır</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hayr</strong>: iyilik (bk. ḫ-y-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hissiyat</strong>: hisler, duygular</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hudutsuz</strong>: sınırsız</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hulle</strong>: güzel elbise</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hâkezâ</strong>: böylece, bunun gibi</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ibdâ-i san’at</strong>: benzersiz güzellikte sanat eseri meydana getirme (bk. b-d-a; ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>icad</strong>: var etme, yaratma (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kabil</strong>: kabiliyetli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kisbî</strong>: çalışarak elde edilen</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahiyet</strong>: özellik, öz nitelik, esas</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahiyet-i beşeriye</strong>: insanın mahiyeti, niteliği</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mevhum</strong>: gerçekte olmadığı halde var sayılan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muhit</strong>: kapsayıcı, herşeyi kuşatan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mâlik</strong>: sahip (bk. m-l-k)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mâlikiyet</strong>: sahiplik (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mânâ-yı harfî</strong>: bir şeyin kendisini değil de sanatkârını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mâna (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>münderiç</strong>: yerleştirilmiş, içine konulmuş</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rububiyet</strong>: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rububiyet-i mevhume</strong>: gerçekte olmadığı halde varmış gibi kabul edilen rububiyet (bk. r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sıfât</strong>: vasıflar, özellikler (bk. v-ṣ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>taksimat</strong>: kısımlara ayırma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tanzim</strong>: düzenleme (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tasavvur</strong>: düşünme, hayal etme (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vahid-i kıyasî</strong>: ölçü birimi (bk. v-ḥ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vaz etmek</strong>: koymak, yerleştirmek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vehmî</strong>: varsayılan, olmadığı halde var kabul edilen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vücud-u insaniyet</strong>: insanın vücudu, beden (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zâhir</strong>: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âlet-i inkişaf</strong>: eşyanın derece ve miktarının ortaya çıkmasına yarayan âlet (bk. k-ş-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âyine-misal</strong>: ayna gibi (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şahsiyet-i Âdemiyet</strong>: insanoğlunun şahsiyeti, kişiliği</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şer</strong>: kötülük</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şerik</strong>: ortak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şuur</strong>: bilinç, idrak (bk. ş-a-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şuûnât-ı İlâhiye</strong>: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait kutsal özellikler (bk. ş-e-n; e-l-h)</span></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 267698, member: 1"] [b]Otuzuncu Söz - Sayfa 726[/b] [FONT=tahoma]muhit, hudutsuz, şeriksiz olduğu için, onlara hükmedilmez ve ne oldukları bilinmez ve hissolunmaz. Öyle ise, hakikî nihayet ve hadleri olmadığından, farazî ve vehmî bir haddi çizmek lâzım geliyor. Onu da enaniyet yapar. Kendinde bir rububiyet-i mevhume, bir mâlikiyet, bir kudret, bir ilim tasavvur eder, bir had çizer, onunla muhit sıfatlara bir hadd-i mevhum vaz eder. “Buraya kadar benim, ondan sonra Onundur” diye bir taksimat yapar. Kendindeki ölçücüklerle onların mahiyetini yavaş yavaş anlar. Meselâ, daire-i mülkünde mevhum rububiyetiyle, daire-i mümkinatta Hâlıkının rububiyetini anlar. Ve zâhir mâlikiyetiyle, Hâlıkının hakikî mâlikiyetini fehmeder ve “Bu haneye mâlik olduğum gibi, Hâlık da şu kâinatın mâlikidir” der. Ve cüz’î ilmiyle Onun ilmini fehmeder. Ve kisbî san’atçığıyla O Sâni-i Zülcelâlin ibdâ-i san’atını anlar. Meselâ, “Ben şu evi nasıl yaptım ve tanzim ettim. Öyle de, şu dünya hanesini birisi yapmış ve tanzim etmiş” der. Ve hâkezâ, bütün sıfât ve şuûnât-ı İlâhiyeyi bir derece bildirecek, gösterecek binler esrarlı ahval ve sıfât ve hissiyat, enede münderiçtir. Demek ene, âyine-misal ve vahid-i kıyasî ve âlet-i inkişaf ve mânâ-yı harfî gibi, mânâsı kendinde olmayan ve başkasının mânâsını gösteren, vücud-u insaniyetin kalın ipinden şuurlu bir tel ve mahiyet-i beşeriyenin hullesinden ince bir ip ve şahsiyet-i Âdemiyetin kitabından bir [I]elif’[/I]tir ki, o [I]elif’[/I]in iki yüzü var: Biri hayra ve vücuda bakar. O yüz ile yalnız feyze kabildir. Vereni kabul eder; kendi icad edemez. O yüzde fâil değil; icaddan eli kısadır.[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 [/U][/B] Bir yüzü de şerre bakar ve ademe gider. Şu yüzde o fâildir, fiil sahibidir.[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] [NOT]Dipnot-1 bk. Nisâ Sûresi, 4:79. Dipnot-2 bk. Nisâ Sûresi, 4:79; Yûsuf Sûresi, 12:53.[/NOT] [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Hâlık[/B]: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Sâni-i Zülcelâl[/B]: herşeyi san’atlı bir şekilde yapan, sonsuz haşmet sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]adem[/B]: yokluk[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ahval[/B]: haller, durumlar[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]cüz’î[/B]: az, sınırlı (bk. c-z-e)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]daire-i mülk[/B]: sahip olunan şeylerin dairesi (bk. m-l-k)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]daire-i mümkinat[/B]: kâinat dairesi; varlığı ile yokluğu imkân dahilinde olup Allah’ın var etmesine bağlı olan daire (bk. m-k-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]enaniyet[/B]: benlik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ene[/B]: ben[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]esrarlı[/B]: sırlı, gizemli[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]farazî[/B]: var sayılmış[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fehmetmek[/B]: anlamak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]feyz[/B]: ihsan, bağış, kerem (bk. f-y-ḍ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]fâil[/B]: işi yapan (bk. f-a-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]had[/B]: sınır[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hadd-i mevhum[/B]: gerçekte olmadığı halde var sayılan bir sınır[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hayr[/B]: iyilik (bk. ḫ-y-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hissiyat[/B]: hisler, duygular[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hudutsuz[/B]: sınırsız[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hulle[/B]: güzel elbise[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hâkezâ[/B]: böylece, bunun gibi[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ibdâ-i san’at[/B]: benzersiz güzellikte sanat eseri meydana getirme (bk. b-d-a; ṣ-n-a)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]icad[/B]: var etme, yaratma (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kabil[/B]: kabiliyetli[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kisbî[/B]: çalışarak elde edilen[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mahiyet[/B]: özellik, öz nitelik, esas[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mahiyet-i beşeriye[/B]: insanın mahiyeti, niteliği[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mevhum[/B]: gerçekte olmadığı halde var sayılan[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]muhit[/B]: kapsayıcı, herşeyi kuşatan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mâlik[/B]: sahip (bk. m-l-k)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mâlikiyet[/B]: sahiplik (bk. m-l-k)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mânâ-yı harfî[/B]: bir şeyin kendisini değil de sanatkârını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mâna (bk. a-n-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]münderiç[/B]: yerleştirilmiş, içine konulmuş[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]rububiyet[/B]: Rablık; Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]rububiyet-i mevhume[/B]: gerçekte olmadığı halde varmış gibi kabul edilen rububiyet (bk. r-b-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sıfât[/B]: vasıflar, özellikler (bk. v-ṣ-f)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]taksimat[/B]: kısımlara ayırma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tanzim[/B]: düzenleme (bk. n-ẓ-m)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tasavvur[/B]: düşünme, hayal etme (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vahid-i kıyasî[/B]: ölçü birimi (bk. v-ḥ-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vaz etmek[/B]: koymak, yerleştirmek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vehmî[/B]: varsayılan, olmadığı halde var kabul edilen[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vücud-u insaniyet[/B]: insanın vücudu, beden (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zâhir[/B]: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âlet-i inkişaf[/B]: eşyanın derece ve miktarının ortaya çıkmasına yarayan âlet (bk. k-ş-f)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âyine-misal[/B]: ayna gibi (bk. m-s̱-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şahsiyet-i Âdemiyet[/B]: insanoğlunun şahsiyeti, kişiliği[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şer[/B]: kötülük[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şerik[/B]: ortak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şuur[/B]: bilinç, idrak (bk. ş-a-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şuûnât-ı İlâhiye[/B]: Cenâb-ı Hakkın yüce sıfatlarının mahiyetlerinde bulunan ve onları tecelliye sevk eden Zâtına ait kutsal özellikler (bk. ş-e-n; e-l-h)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuzuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst