Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
Otuzuncu Lem'a
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ukbaa" data-source="post: 278934" data-attributes="member: 15165"><p><strong>Cevap: Otuzuncu Lem'a - Sayfa 598</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><style media="all" type="text/css">body { font-family: 'Trebuchet MS',Arial,serif; font-size: 12pt; }</style>Bu münâcâtın sırrına göre, ölümün ve vefatın ehl-i iman hakkında hakikî güzel yüzünü görmeyen ve ondaki rahmetin cilvesini bilmeyenlerin küsmeleri ve itirazları Zât-ı Hayy-ı Kayyûma gitmemek için Hazret-i Azrâil’in (a.s.) vazifesi de bir perde olduğu gibi, sair esbablar dahi zâhirî perdedirler. Evet, izzet, azamet ister ki, esbab perdedâr-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Fakat vahdet ve celâl ister ki, esbab ellerini çeksinler tesir-i hakikîden.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Fakat hayatın hem zâhirî, hem bâtınî, hem mülk, hem melekût vecihleri kirsiz, noksansız, kusursuz olduğundan, şekvâları ve itirazları davet edecek maddeler onda bulunmadığı gibi, izzet ve kudsiyet-i kudrete münâfi olacak pislik ve çirkinlik olmadığından, doğrudan doğruya, perdesiz olarak, Zât-ı Hayy-ı Kayyûmun “ihyâ edici, hayat verici, diriltici” isminin eline teslim edilmişlerdir. Nur da öyledir, vücut ve icad da öyledir. Onun içindir ki, icad ve halk, doğrudan doğruya, perdesiz, Zât-ı Zülcelâlin kudretine bakar. Hattâ yağmur bir nevi hayat ve rahmet olduğundan, vakt-i nüzulü bir muttarid kanuna tâbi kılınmamış—tâ ki her vakt-i hâcette eller dergâh-ı İlâhiyeye rahmet istemek için açılsın. Eğer yağmur, güneşin tulûu gibi, bir kanuna tâbi olsaydı, o nimet-i hayatiye, her vakt-i hâcette rica ile istenilmeyecekti.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ÜÇÜNCÜ REMİZ</strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong></strong>Yirmi dokuzuncu hassasında denilmiştir ki: Kâinatın neticesi hayat olduğu gibi, hayatın neticesi olan şükür ve ibadet dahi, kâinatın sebeb-i hilkati ve ille-i gayesi ve maksud neticesidir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Evet, bu kâinatın Sâni-i Hayy-ı Kayyûmu, bu kadar hadsiz envâ-ı nimetiyle kendini zîhayatlara bildirip sevdirdiğine mukabil, elbette zîhayatlardan o nimetlere karşı teşekkür; ve sevdirmesine mukabil sevmelerini; ve kıymettar san’atlarına</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Hazret-i Azrâil</strong>: [</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Sâni-i Hayy-ı Kayyûm</strong>: her an diri olan ve herşeyi san’atlı bir şekilde yaratıp ayakta tutan Allah</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Zât-ı Hayy-ı Kayyûm</strong>: her an diri olup her canlıya hayat veren ve herşeyi ayakta tutan Zât, Allah</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Zât-ı Zülcelâl</strong>: büyüklük ve haşmet sahibi olan zât, Allah</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>azamet</strong>: büyüklük</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>bâtınî</strong>: görünmeyen, iç yönde olan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>celâl</strong>: azamet, yücelik, haşmet</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cilve</strong>: görünme, yansıma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>dergâh-ı İlâhiye</strong>: Allah’ın yüce katı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ehl-i iman</strong>: Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler, mü’minler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>envâ-ı nimet</strong>: nimet çeşitleri</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>esbab</strong>: sebepler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sınırsız, sayısız</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek, asıl</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>halk</strong>: yaratma</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hassa</strong>: özellik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>icad</strong>: var etme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ihyâ etmek</strong>: canlandırmak, hayat vermek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ille-i gaye</strong>: birşeyin var olma gayesi</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>izzet</strong>: büyüklük, yücelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kudret</strong>: güç, iktidar</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kudsiyet-i kudret</strong>: kudretin her türlü eksiklikten uzak olması</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kıymettar</strong>: kıymetli, değerli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>maksud</strong>: kastedilen, hedef alınan şey</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>melekût</strong>: varlıkların görünmeyen iç yönü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mukabil</strong>: karşılık</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>muttarid</strong>: düzenli olarak devam eden</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mülk</strong>: varlıkların görülebilen dış yönü</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>münâcât</strong>: dua</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>münâfi</strong>: aykırı, zıt</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazar</strong>: bakış, görüş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>netice</strong>: son, sonuç</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nevi</strong>: çeşit, tür</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nimet-i hayatiye</strong>: hayatı devam ettiren nimet</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>noksansız</strong>: eksiksiz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>perdedâr-ı dest-i kudret</strong>: Allah’ın kudret elinin önünde perdeci</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rahmet</strong>: İlâhî şefkat, merhamet</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>remiz</strong>: ince işaret</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>rica</strong>: ümit</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sair</strong>: başka, diğer</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>sebeb-i hilkat</strong>: yaratılış sebebi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tesir-i hakikî</strong>: gerçek tesir kaynağı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tulû</strong>: doğması</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tâbi</strong>: bağlı, uyan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vahdet</strong>: birlik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vakt-i hâcet</strong>: ihtiyaç zamanı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vakt-i nüzul</strong>: inme vakti</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vecih</strong>: yön</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vücut</strong>: varlık, var olma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zâhirî</strong>: dış görünüşte olan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zîhayat</strong>: canlı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şekvâ</strong>: şikâyet</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şükür</strong>: teşekkür etme, Allah’a karşı minnet duyma</span></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ukbaa, post: 278934, member: 15165"] [b]Cevap: Otuzuncu Lem'a - Sayfa 598[/b] [FONT=tahoma]<style media="all" type="text/css">body { font-family: 'Trebuchet MS',Arial,serif; font-size: 12pt; }</style>Bu münâcâtın sırrına göre, ölümün ve vefatın ehl-i iman hakkında hakikî güzel yüzünü görmeyen ve ondaki rahmetin cilvesini bilmeyenlerin küsmeleri ve itirazları Zât-ı Hayy-ı Kayyûma gitmemek için Hazret-i Azrâil’in (a.s.) vazifesi de bir perde olduğu gibi, sair esbablar dahi zâhirî perdedirler. Evet, izzet, azamet ister ki, esbab perdedâr-ı dest-i kudret ola aklın nazarında. Fakat vahdet ve celâl ister ki, esbab ellerini çeksinler tesir-i hakikîden. Fakat hayatın hem zâhirî, hem bâtınî, hem mülk, hem melekût vecihleri kirsiz, noksansız, kusursuz olduğundan, şekvâları ve itirazları davet edecek maddeler onda bulunmadığı gibi, izzet ve kudsiyet-i kudrete münâfi olacak pislik ve çirkinlik olmadığından, doğrudan doğruya, perdesiz olarak, Zât-ı Hayy-ı Kayyûmun “ihyâ edici, hayat verici, diriltici” isminin eline teslim edilmişlerdir. Nur da öyledir, vücut ve icad da öyledir. Onun içindir ki, icad ve halk, doğrudan doğruya, perdesiz, Zât-ı Zülcelâlin kudretine bakar. Hattâ yağmur bir nevi hayat ve rahmet olduğundan, vakt-i nüzulü bir muttarid kanuna tâbi kılınmamış—tâ ki her vakt-i hâcette eller dergâh-ı İlâhiyeye rahmet istemek için açılsın. Eğer yağmur, güneşin tulûu gibi, bir kanuna tâbi olsaydı, o nimet-i hayatiye, her vakt-i hâcette rica ile istenilmeyecekti. [B]ÜÇÜNCÜ REMİZ [/B]Yirmi dokuzuncu hassasında denilmiştir ki: Kâinatın neticesi hayat olduğu gibi, hayatın neticesi olan şükür ve ibadet dahi, kâinatın sebeb-i hilkati ve ille-i gayesi ve maksud neticesidir. Evet, bu kâinatın Sâni-i Hayy-ı Kayyûmu, bu kadar hadsiz envâ-ı nimetiyle kendini zîhayatlara bildirip sevdirdiğine mukabil, elbette zîhayatlardan o nimetlere karşı teşekkür; ve sevdirmesine mukabil sevmelerini; ve kıymettar san’atlarına [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Hazret-i Azrâil[/B]: [[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Sâni-i Hayy-ı Kayyûm[/B]: her an diri olan ve herşeyi san’atlı bir şekilde yaratıp ayakta tutan Allah[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Zât-ı Hayy-ı Kayyûm[/B]: her an diri olup her canlıya hayat veren ve herşeyi ayakta tutan Zât, Allah[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Zât-ı Zülcelâl[/B]: büyüklük ve haşmet sahibi olan zât, Allah[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]azamet[/B]: büyüklük[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]bâtınî[/B]: görünmeyen, iç yönde olan[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]celâl[/B]: azamet, yücelik, haşmet[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cilve[/B]: görünme, yansıma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]dergâh-ı İlâhiye[/B]: Allah’ın yüce katı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ehl-i iman[/B]: Allah’a ve Allah’tan gelen herşeye inanan kimseler, mü’minler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]envâ-ı nimet[/B]: nimet çeşitleri[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]esbab[/B]: sebepler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hadsiz[/B]: sınırsız, sayısız[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek, asıl[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]halk[/B]: yaratma[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hassa[/B]: özellik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]icad[/B]: var etme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ihyâ etmek[/B]: canlandırmak, hayat vermek[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]ille-i gaye[/B]: birşeyin var olma gayesi[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]izzet[/B]: büyüklük, yücelik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kudret[/B]: güç, iktidar[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kudsiyet-i kudret[/B]: kudretin her türlü eksiklikten uzak olması[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat[/B]: evren[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kıymettar[/B]: kıymetli, değerli[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]maksud[/B]: kastedilen, hedef alınan şey[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]melekût[/B]: varlıkların görünmeyen iç yönü[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mukabil[/B]: karşılık[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]muttarid[/B]: düzenli olarak devam eden[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mülk[/B]: varlıkların görülebilen dış yönü[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]münâcât[/B]: dua[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]münâfi[/B]: aykırı, zıt[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nazar[/B]: bakış, görüş[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]netice[/B]: son, sonuç[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nevi[/B]: çeşit, tür[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nimet-i hayatiye[/B]: hayatı devam ettiren nimet[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]noksansız[/B]: eksiksiz[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]perdedâr-ı dest-i kudret[/B]: Allah’ın kudret elinin önünde perdeci[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]rahmet[/B]: İlâhî şefkat, merhamet[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]remiz[/B]: ince işaret[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]rica[/B]: ümit[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]sair[/B]: başka, diğer[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]sebeb-i hilkat[/B]: yaratılış sebebi[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tesir-i hakikî[/B]: gerçek tesir kaynağı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tulû[/B]: doğması[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tâbi[/B]: bağlı, uyan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vahdet[/B]: birlik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vakt-i hâcet[/B]: ihtiyaç zamanı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vakt-i nüzul[/B]: inme vakti[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vecih[/B]: yön[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]vücut[/B]: varlık, var olma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zâhirî[/B]: dış görünüşte olan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]zîhayat[/B]: canlı[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şekvâ[/B]: şikâyet[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şükür[/B]: teşekkür etme, Allah’a karşı minnet duyma[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Lem'alar
Otuzuncu Lem'a
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst