Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 276009" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz Üçüncü Söz - Sayfa 902</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, ey biçare müflis felsefî! Bu muazzam pencereye ne diyorsun? Senin tesadüfün buna karışabilir mi?</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"><span style="font-size: 15px"><strong>On Birinci Pencere</strong></span><span style="font-size: 22px"><strong><span style="font-family: 'trebuchet ms'">اَلاَ بِذِكْرِ اللهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ</span></strong></span> <img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Bütün ervah ve kulûbun dalâletten neş’et eden ıztırabat ve keşmekeş ve ıztırabattan neş’et eden mânevî elemlerden kurtulmaları, birtek Hâlıkı tanımakla olur. Bütün mevcudatı birtek Sânie vermekle necat buluyorlar, birtek Allah’ın zikriyle mutmain olurlar. Çünkü, hadsiz mevcudat birtek zâta verilmezse, Yirmi İkinci Sözde kat’î ispat edildiği gibi, o zaman her birtek şeyi hadsiz esbaba isnad etmek lâzım gelir ki, o halde birtek şeyin vücudu, umum mevcudat kadar müşkül olur.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Çünkü, Allah’a verse, hadsiz eşyayı bir zâta verir. Ona vermezse, herbir şeyi hadsiz esbaba vermek lâzım gelir. O vakit, bir meyve, kâinat kadar müşkülât peydâ eder, belki daha ziyade müşkül olur. Çünkü, nasıl bir nefer yüz muhtelif adamın idaresine verilse, yüz müşkülât olur. Ve yüz nefer bir zabitin idaresine verilse, bir nefer hükmünde kolay olur. Öyle de, çok muhtelif esbabın birtek şeyin icadında ittifakları, yüz derece müşkülâtlı olur. Ve pek çok eşyanın icadı birtek zâta verilse, yüz derece kolay olur.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, mahiyet-i insaniyedeki merak ve taleb-i hakikat cihetinden gelen nihayetsiz ıztıraptan kurtaracak, yalnız tevhid-i Hâlık ve marifet-i İlâhiyedir. Madem küfürde ve şirkte nihayetsiz müşkülât ve ıztırabat var. Elbette o yol muhaldir, hakikati yoktur. Madem tevhidde, mevcudatın yaratılışındaki suhulete ve kesrete ve hüsn-ü san’ata muvafık olarak, nihayetsiz suhulet ve kolaylık var. Elbette o yol vâciptir, hakikattir.<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">[NOT]Dipnot-1</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">“Haberiniz olsun ki, kalbler ancak Allah’ın zikriyle huzura kavuşur.” Ra’d Sûresi, 13:28.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Dipnot-2</span></p><p> <span style="font-family: 'tahoma'">bk. İsrâ Sûresi, 17:42; Enbiyâ Sûresi, 21:21; 99 ; Sâd Sûresi, 38:5.</span>[/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Hâlık</strong>: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)</td><td><strong>Sâni</strong>: herşeyi mükemmel ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. s-n-a)</td></tr><tr><td><strong>biçare</strong>: çaresiz</td><td><strong>cihet</strong>: yön</td></tr><tr><td><strong>dalâlet</strong>: hak yoldan sapkınlık, inançsızlık (bk. ḍ-l-l)</td><td><strong>elem</strong>: acı, keder, sıkıntı</td></tr><tr><td><strong>ervah</strong>: ruhlar (bk. r-v-ḥ)</td><td><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</td></tr><tr><td><strong>felsefî</strong>: felsefeci</td><td><strong>hadsiz</strong>: sayısız</td></tr><tr><td><strong>hakikat</strong>: gerçek, asıl ve esas (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>hüsn-ü san’at</strong>: san’atın güzelliği (bk. ḥ-s-n; ṣ-n-a)</td></tr><tr><td><strong>icad</strong>: var etme, yaratma (bk. v-c-d)</td><td><strong>isnad</strong>: dayandırma (bk. s-n-d)</td></tr><tr><td><strong>ittifak</strong>: birleşme, birlik</td><td><strong>kat’i</strong>: kesin</td></tr><tr><td><strong>kesret</strong>: çokluk (bk. k-s̱-r)</td><td><strong>keşmekeş</strong>: karışıklık</td></tr><tr><td><strong>kulûb</strong>: kalpler</td><td><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</td></tr><tr><td><strong>küfür</strong>: inkâr, inançsızlık (bk. k-f-r)</td><td><strong>mahiyet-i insaniye</strong>: insanın yaratılıştan sahip olduğu özellikler</td></tr><tr><td><strong>marifet-i İlâhiye</strong>: Allah’ı bilme ve tanıma (bk. a-r-f; e-l-h)</td><td><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>muazzam</strong>: çok büyük (bk. a-ẓ-m)</td><td><strong>muhal</strong>: imkansız</td></tr><tr><td><strong>muhtelif</strong>: çeşit çeşit</td><td><strong>mutmain</strong>: gönlü hoş, içi rahat</td></tr><tr><td><strong>muvafık</strong>: uygun</td><td><strong>müflis</strong>: iflas etmiş</td></tr><tr><td><strong>müşkilât</strong>: zorluklar, güçlükler</td><td><strong>müşkül</strong>: zor</td></tr><tr><td><strong>müşkülât peydâ etmek</strong>: zorluk kazanmak, zorlaşmak</td><td><strong>müşkülâtlı</strong>: zor, güç</td></tr><tr><td><strong>necat</strong>: kurtuluş (bk. n-c-v)</td><td><strong>nefer</strong>: asker, er</td></tr><tr><td><strong>neş’et</strong>: doğma, ortaya çıkma</td><td><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</td></tr><tr><td><strong>suhulet</strong>: kolaylık</td><td><strong>taleb-i hakikat</strong>: gerçeği isteme (bk. ḥ-ḳ-ḳ; ṭ-l-b)</td></tr><tr><td><strong>tevhid</strong>: birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma (bk. v-ḥ-d)</td><td><strong>tevhid-i Hâlık</strong>: sadece bir Yaratıcının olduğuna, başka yaratıcıların olmadığına inanma (bk. v-ḥ-d; ḫ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>umum</strong>: bütün</td><td><strong>vâcip</strong>: zorunlu olma (bk. v-c-b)</td></tr><tr><td><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</td><td><strong>zabit</strong>: subay</td></tr><tr><td><strong>zikir</strong>: anma</td><td><strong>ziyade</strong>: çok, fazla</td></tr><tr><td><strong>ıztırabat</strong>: ıztıraplar, sıkıntılar</td><td><strong>şirk</strong>: Allah’a ortak koşma</td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 276009, member: 1"] [b]Otuz Üçüncü Söz - Sayfa 902[/b] [FONT=tahoma]İşte, ey biçare müflis felsefî! Bu muazzam pencereye ne diyorsun? Senin tesadüfün buna karışabilir mi? [/FONT][CENTER][FONT=tahoma][SIZE=4][B]On Birinci Pencere[/B][/SIZE][SIZE=6][B][FONT=trebuchet ms]اَلاَ بِذِكْرِ اللهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُ[/FONT][/B][/SIZE] [IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 [/FONT][/CENTER] [FONT=tahoma] Bütün ervah ve kulûbun dalâletten neş’et eden ıztırabat ve keşmekeş ve ıztırabattan neş’et eden mânevî elemlerden kurtulmaları, birtek Hâlıkı tanımakla olur. Bütün mevcudatı birtek Sânie vermekle necat buluyorlar, birtek Allah’ın zikriyle mutmain olurlar. Çünkü, hadsiz mevcudat birtek zâta verilmezse, Yirmi İkinci Sözde kat’î ispat edildiği gibi, o zaman her birtek şeyi hadsiz esbaba isnad etmek lâzım gelir ki, o halde birtek şeyin vücudu, umum mevcudat kadar müşkül olur. Çünkü, Allah’a verse, hadsiz eşyayı bir zâta verir. Ona vermezse, herbir şeyi hadsiz esbaba vermek lâzım gelir. O vakit, bir meyve, kâinat kadar müşkülât peydâ eder, belki daha ziyade müşkül olur. Çünkü, nasıl bir nefer yüz muhtelif adamın idaresine verilse, yüz müşkülât olur. Ve yüz nefer bir zabitin idaresine verilse, bir nefer hükmünde kolay olur. Öyle de, çok muhtelif esbabın birtek şeyin icadında ittifakları, yüz derece müşkülâtlı olur. Ve pek çok eşyanın icadı birtek zâta verilse, yüz derece kolay olur. İşte, mahiyet-i insaniyedeki merak ve taleb-i hakikat cihetinden gelen nihayetsiz ıztıraptan kurtaracak, yalnız tevhid-i Hâlık ve marifet-i İlâhiyedir. Madem küfürde ve şirkte nihayetsiz müşkülât ve ıztırabat var. Elbette o yol muhaldir, hakikati yoktur. Madem tevhidde, mevcudatın yaratılışındaki suhulete ve kesrete ve hüsn-ü san’ata muvafık olarak, nihayetsiz suhulet ve kolaylık var. Elbette o yol vâciptir, hakikattir.[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] [NOT]Dipnot-1 “Haberiniz olsun ki, kalbler ancak Allah’ın zikriyle huzura kavuşur.” Ra’d Sûresi, 13:28. Dipnot-2 bk. İsrâ Sûresi, 17:42; Enbiyâ Sûresi, 21:21; 99 ; Sâd Sûresi, 38:5.[/FONT][/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Hâlık[/B]: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)[/TD] [TD][B]Sâni[/B]: herşeyi mükemmel ve san’atlı bir şekilde yaratan Allah (bk. s-n-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]biçare[/B]: çaresiz[/TD] [TD][B]cihet[/B]: yön[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]dalâlet[/B]: hak yoldan sapkınlık, inançsızlık (bk. ḍ-l-l)[/TD] [TD][B]elem[/B]: acı, keder, sıkıntı[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ervah[/B]: ruhlar (bk. r-v-ḥ)[/TD] [TD][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]felsefî[/B]: felsefeci[/TD] [TD][B]hadsiz[/B]: sayısız[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikat[/B]: gerçek, asıl ve esas (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]hüsn-ü san’at[/B]: san’atın güzelliği (bk. ḥ-s-n; ṣ-n-a)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]icad[/B]: var etme, yaratma (bk. v-c-d)[/TD] [TD][B]isnad[/B]: dayandırma (bk. s-n-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ittifak[/B]: birleşme, birlik[/TD] [TD][B]kat’i[/B]: kesin[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kesret[/B]: çokluk (bk. k-s̱-r)[/TD] [TD][B]keşmekeş[/B]: karışıklık[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kulûb[/B]: kalpler[/TD] [TD][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]küfür[/B]: inkâr, inançsızlık (bk. k-f-r)[/TD] [TD][B]mahiyet-i insaniye[/B]: insanın yaratılıştan sahip olduğu özellikler[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]marifet-i İlâhiye[/B]: Allah’ı bilme ve tanıma (bk. a-r-f; e-l-h)[/TD] [TD][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]muazzam[/B]: çok büyük (bk. a-ẓ-m)[/TD] [TD][B]muhal[/B]: imkansız[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]muhtelif[/B]: çeşit çeşit[/TD] [TD][B]mutmain[/B]: gönlü hoş, içi rahat[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]muvafık[/B]: uygun[/TD] [TD][B]müflis[/B]: iflas etmiş[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müşkilât[/B]: zorluklar, güçlükler[/TD] [TD][B]müşkül[/B]: zor[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müşkülât peydâ etmek[/B]: zorluk kazanmak, zorlaşmak[/TD] [TD][B]müşkülâtlı[/B]: zor, güç[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]necat[/B]: kurtuluş (bk. n-c-v)[/TD] [TD][B]nefer[/B]: asker, er[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]neş’et[/B]: doğma, ortaya çıkma[/TD] [TD][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]suhulet[/B]: kolaylık[/TD] [TD][B]taleb-i hakikat[/B]: gerçeği isteme (bk. ḥ-ḳ-ḳ; ṭ-l-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tevhid[/B]: birleme; herşeyin bir olan Allah’a ait olduğunu bilme ve inanma (bk. v-ḥ-d)[/TD] [TD][B]tevhid-i Hâlık[/B]: sadece bir Yaratıcının olduğuna, başka yaratıcıların olmadığına inanma (bk. v-ḥ-d; ḫ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]umum[/B]: bütün[/TD] [TD][B]vâcip[/B]: zorunlu olma (bk. v-c-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/TD] [TD][B]zabit[/B]: subay[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zikir[/B]: anma[/TD] [TD][B]ziyade[/B]: çok, fazla[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ıztırabat[/B]: ıztıraplar, sıkıntılar[/TD] [TD][B]şirk[/B]: Allah’a ortak koşma[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst