Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 271057" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 840</strong></p><p></p><p>ihsanı onlardan bilir, medih ve senâlarını onlara verir. Kur’ân der ki: “Cenâb-ı Hak daha büyüktür,<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1 daha güzel bir Hâlıktır,<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2 daha iyi bir Muhsindir.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />3 Ona bakınız, Ona teşekkür ediniz.”<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />4</p><p></p><p><strong>DÖRDÜNCÜ İŞARET: </strong>Muvazene ve tafdil, vaki mevcutlar içinde olduğu gibi, imkânî, hattâ farazî eşyalar içinde dahi olabilir. Nasıl ki, ekser mahiyetlerde müteaddit merâtip bulunur. Öyle de, esmâ-i İlâhiye ve sıfât-ı kudsiyenin mahiyetlerinde de, akıl itibarıyla hadsiz merâtip bulunabilir. Halbuki, Cenâb-ı Hak, o sıfât ve esmânın mümkün ve mutasavver bütün merâtibinin en ekmelinde, en ahsenindedir. Bütün kâinat, kemâlâtıyla bu hakikate şahittir.</p><p></p><p><strong><span style="font-size: 22px">لَهُ اْلأَسْمَاۤءُ الْحُسْنٰى</span></strong> <img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />5 bütün esmâsını ahseniyet ile tavsif, şu mânâyı ifade ediyor.</p><p></p><p><strong>BEŞİNCİ İŞARET:</strong> Şu muvazene ve mufadale, Cenâb-ı Hakkın mâsivâya mukabil değil. Belki iki nevi tecelliyat-ı sıfâtı var:</p><p></p><p>Biri, vâhidiyet sırrıyla ve vesait ve esbab perdesi altında ve bir kanun-u umumî suretinde tasarrufatıdır.</p><p></p><p>İkincisi, ehadiyet sırrıyla, perdesiz, doğrudan doğruya, hususî bir teveccühle tasarruftur.</p><p></p><p>İşte, ehadiyet sırrıyla, doğrudan doğruya olan ihsanı ve icadı ve kibriyâsı ise, vesait ve esbabın mezâhiriyle görünen âsâr-ı ihsanından ve icad ve kibriyâsından</p><p></p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1</p><p> bk. En’âm Sûresi, 6:100; A’râf Sûresi, 7:190; Yûnus Sûresi, 10:18; İsrâ Sûresi, 17:43; Neml Sûresi, 27:63; Rûm Sûresi, 30:40.</p><p>Dipnot-2</p><p> bk. Mü’minûn Sûresi, 23:4; Sâffât Sûresi, 37:25.</p><p>Dipnot-3</p><p> bk. Secde Sûresi, 32:7.</p><p>Dipnot-4</p><p> bk. Bakara Sûresi, 2:152, 172; Nahl Sûresi, 16:114; Ankebût Sûresi, 29:17; Lokman Sûresi, 31:12, 14; Sebe Sûresi, 34:15.</p><p>Dipnot-5</p><p> “En güzel isimler Onundur.” Haşir Sûresi, 59:24.[/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın ta kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>Hâlık</strong>: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>Muhsin</strong>: yarattıklarına bağış ve iyiliklerde bulunan Allah (bk. ḥ-s-n)</td><td><strong>ahsen</strong>: en güzel (bk. ḥ-s-n)</td></tr><tr><td><strong>ahseniyet</strong>: güzellik (bk. ḥ-s-n)</td><td><strong>ehadiyet</strong>: Allah’ın birliğinin ve isimlerinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>ekmel</strong>: en mükemmel (bk. k-m-l)</td><td><strong>ekser</strong>: pekçok (bk. k-s̱-r)</td></tr><tr><td><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</td><td><strong>esmâ</strong>: isimler (bk. s-m-v)</td></tr><tr><td><strong>esmâ-i İlâhiye</strong>: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)</td><td><strong>eşya</strong>: varlıklar</td></tr><tr><td><strong>farazî</strong>: hayalî, varsayılan</td><td><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</td></tr><tr><td><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>hususî</strong>: özel</td></tr><tr><td><strong>icad</strong>: yaratma, var etme (bk. v-c-d)</td><td><strong>ihsan</strong>: bağış, iyilik (bk. ḥ-s-n)</td></tr><tr><td><strong>imkânî</strong>: varlığı ile yokluğu eşit olan, varlığı Allah’ın var etmesine bağlı olan (bk. m-k-n)</td><td><strong>itibarıyla</strong>: özelliğiyle (bk. a-b-r)</td></tr><tr><td><strong>kanun-u umumî</strong>: genel kanun (bk. ḳ-n-n)</td><td><strong>kemâlât</strong>: mükemmellikler, kusursuzluklar (bk. k-m-l)</td></tr><tr><td><strong>kibriyâ</strong>: azamet, büyüklük (bk. k-b-r)</td><td><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</td></tr><tr><td><strong>mahiyet</strong>: öz nitelik, özellik, esas</td><td><strong>medih</strong>: övgü</td></tr><tr><td><strong>merâtip</strong>: mertebeler, dereceler</td><td><strong>mevcut</strong>: varlık (bk. v-c-d)</td></tr><tr><td><strong>mezâhir</strong>: birşeyin göründüğü yerler, aynalar (bk. ẓ-h-r)</td><td><strong>mufadale</strong>: bir şeyi diğerine üstün tutma (bk. f-ḍ-l)</td></tr><tr><td><strong>mukabil</strong>: karşılık</td><td><strong>mutasavver</strong>: imkân dahilinde, olabilir</td></tr><tr><td><strong>muvazene</strong>: karşılaştırma (bk. v-z-n)</td><td><strong>mâsivâ</strong>: Allah’tan başka herşey</td></tr><tr><td><strong>müteaddit</strong>: bir çok, çeşitli</td><td><strong>nevi</strong>: çeşit</td></tr><tr><td><strong>senâ</strong>: övme, yüceltme</td><td><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</td></tr><tr><td><strong>sıfât</strong>: vasıflar, özellikler (bk. v-ṣ-f)</td><td><strong>sıfât-ı kudsiye</strong>: kusursuz sıfatlar, vasıflar ve özellikler (bk. v-ṣ-f; ḳ-d-s)</td></tr><tr><td><strong>tafdil</strong>: üstün tutma (bk. f-ḍ-l)</td><td><strong>tasarruf</strong>: dilediği gibi kullanma ve yönetme (bk. ṣ-r-f)</td></tr><tr><td><strong>tavsif</strong>: vasıflandırma (bk. v-ṣ-f)</td><td><strong>tecellîyat-ı sıfât</strong>: İlâhî sıfatların yansıması, görünmesi (bk. c-l-y; v-ṣ-f)</td></tr><tr><td><strong>teveccüh</strong>: yönelme, ilgi</td><td><strong>vaki</strong>: olmuş, meydana gelmiş</td></tr><tr><td><strong>vesait</strong>: vâsıtalar</td><td><strong>vâhidiyet</strong>: Allah’ın bütün varlıkları kaplayan birlik tecellîsi (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>âsâr-ı ihsan</strong>: bağış ve iyilik eserleri (bk. ḥ-s-n)</td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 271057, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 840[/b] ihsanı onlardan bilir, medih ve senâlarını onlara verir. Kur’ân der ki: “Cenâb-ı Hak daha büyüktür,[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 daha güzel bir Hâlıktır,[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2 daha iyi bir Muhsindir.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]3 Ona bakınız, Ona teşekkür ediniz.”[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]4 [B]DÖRDÜNCÜ İŞARET: [/B]Muvazene ve tafdil, vaki mevcutlar içinde olduğu gibi, imkânî, hattâ farazî eşyalar içinde dahi olabilir. Nasıl ki, ekser mahiyetlerde müteaddit merâtip bulunur. Öyle de, esmâ-i İlâhiye ve sıfât-ı kudsiyenin mahiyetlerinde de, akıl itibarıyla hadsiz merâtip bulunabilir. Halbuki, Cenâb-ı Hak, o sıfât ve esmânın mümkün ve mutasavver bütün merâtibinin en ekmelinde, en ahsenindedir. Bütün kâinat, kemâlâtıyla bu hakikate şahittir. [B][SIZE=6]لَهُ اْلأَسْمَاۤءُ الْحُسْنٰى[/SIZE][/B] [IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]5 bütün esmâsını ahseniyet ile tavsif, şu mânâyı ifade ediyor. [B]BEŞİNCİ İŞARET:[/B] Şu muvazene ve mufadale, Cenâb-ı Hakkın mâsivâya mukabil değil. Belki iki nevi tecelliyat-ı sıfâtı var: Biri, vâhidiyet sırrıyla ve vesait ve esbab perdesi altında ve bir kanun-u umumî suretinde tasarrufatıdır. İkincisi, ehadiyet sırrıyla, perdesiz, doğrudan doğruya, hususî bir teveccühle tasarruftur. İşte, ehadiyet sırrıyla, doğrudan doğruya olan ihsanı ve icadı ve kibriyâsı ise, vesait ve esbabın mezâhiriyle görünen âsâr-ı ihsanından ve icad ve kibriyâsından [NOT]Dipnot-1 bk. En’âm Sûresi, 6:100; A’râf Sûresi, 7:190; Yûnus Sûresi, 10:18; İsrâ Sûresi, 17:43; Neml Sûresi, 27:63; Rûm Sûresi, 30:40. Dipnot-2 bk. Mü’minûn Sûresi, 23:4; Sâffât Sûresi, 37:25. Dipnot-3 bk. Secde Sûresi, 32:7. Dipnot-4 bk. Bakara Sûresi, 2:152, 172; Nahl Sûresi, 16:114; Ankebût Sûresi, 29:17; Lokman Sûresi, 31:12, 14; Sebe Sûresi, 34:15. Dipnot-5 “En güzel isimler Onundur.” Haşir Sûresi, 59:24.[/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın ta kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]Hâlık[/B]: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Muhsin[/B]: yarattıklarına bağış ve iyiliklerde bulunan Allah (bk. ḥ-s-n)[/TD] [TD][B]ahsen[/B]: en güzel (bk. ḥ-s-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ahseniyet[/B]: güzellik (bk. ḥ-s-n)[/TD] [TD][B]ehadiyet[/B]: Allah’ın birliğinin ve isimlerinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ekmel[/B]: en mükemmel (bk. k-m-l)[/TD] [TD][B]ekser[/B]: pekçok (bk. k-s̱-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/TD] [TD][B]esmâ[/B]: isimler (bk. s-m-v)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]esmâ-i İlâhiye[/B]: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)[/TD] [TD][B]eşya[/B]: varlıklar[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]farazî[/B]: hayalî, varsayılan[/TD] [TD][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]hususî[/B]: özel[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]icad[/B]: yaratma, var etme (bk. v-c-d)[/TD] [TD][B]ihsan[/B]: bağış, iyilik (bk. ḥ-s-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]imkânî[/B]: varlığı ile yokluğu eşit olan, varlığı Allah’ın var etmesine bağlı olan (bk. m-k-n)[/TD] [TD][B]itibarıyla[/B]: özelliğiyle (bk. a-b-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kanun-u umumî[/B]: genel kanun (bk. ḳ-n-n)[/TD] [TD][B]kemâlât[/B]: mükemmellikler, kusursuzluklar (bk. k-m-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kibriyâ[/B]: azamet, büyüklük (bk. k-b-r)[/TD] [TD][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mahiyet[/B]: öz nitelik, özellik, esas[/TD] [TD][B]medih[/B]: övgü[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]merâtip[/B]: mertebeler, dereceler[/TD] [TD][B]mevcut[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mezâhir[/B]: birşeyin göründüğü yerler, aynalar (bk. ẓ-h-r)[/TD] [TD][B]mufadale[/B]: bir şeyi diğerine üstün tutma (bk. f-ḍ-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mukabil[/B]: karşılık[/TD] [TD][B]mutasavver[/B]: imkân dahilinde, olabilir[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]muvazene[/B]: karşılaştırma (bk. v-z-n)[/TD] [TD][B]mâsivâ[/B]: Allah’tan başka herşey[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]müteaddit[/B]: bir çok, çeşitli[/TD] [TD][B]nevi[/B]: çeşit[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]senâ[/B]: övme, yüceltme[/TD] [TD][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]sıfât[/B]: vasıflar, özellikler (bk. v-ṣ-f)[/TD] [TD][B]sıfât-ı kudsiye[/B]: kusursuz sıfatlar, vasıflar ve özellikler (bk. v-ṣ-f; ḳ-d-s)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tafdil[/B]: üstün tutma (bk. f-ḍ-l)[/TD] [TD][B]tasarruf[/B]: dilediği gibi kullanma ve yönetme (bk. ṣ-r-f)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tavsif[/B]: vasıflandırma (bk. v-ṣ-f)[/TD] [TD][B]tecellîyat-ı sıfât[/B]: İlâhî sıfatların yansıması, görünmesi (bk. c-l-y; v-ṣ-f)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]teveccüh[/B]: yönelme, ilgi[/TD] [TD][B]vaki[/B]: olmuş, meydana gelmiş[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]vesait[/B]: vâsıtalar[/TD] [TD][B]vâhidiyet[/B]: Allah’ın bütün varlıkları kaplayan birlik tecellîsi (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]âsâr-ı ihsan[/B]: bağış ve iyilik eserleri (bk. ḥ-s-n)[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst