Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 271053" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 836</strong></p><p></p><p>gösterir.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1 Bazı, bütün rû-yi zeminde zîhayat olanları ayrı ayrı haşir ve neşredecek bir kudret ve hikmetin tecelliyatını gösterir.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2 Bazan, küre-i arzı bütün bütün dağıtacak, dağları uçuracak, düzeltip daha güzel bir surete çevirecek bir kudret ve hikmetin âsârını gösterir.</p><p></p><p>Demek, herkese imanı ve marifeti farz olan haşirden başka, çok mertebe-i haşirleri dahi o kudret ve hikmetle yapabilir.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />3 Hikmet-i Rabbâniye iktiza etmişse, elbette haşir ve neşr-i insanî ile beraber, umum onları dahi yapacak veyahut bazı mühimlerini yapar.</p><p></p><p><strong>Bir sual:</strong> Diyorsunuz ki: “Sen Sözlerde kıyas-ı temsilî çok istimal ediyorsun. Halbuki, fenn-i mantıkça, kıyas-ı temsilî yakîni ifade etmiyor.<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />4 Mesâil-i yakîniyede burhan-ı mantıkî lâzımdır. Kıyas-ı temsilî, usul-ü fıkıh ulemasınca zann-ı galip kâfi olan metâlipte istimal edilir. Hem de, sen temsilâtı bazı hikâyeler suretinde zikrediyorsun. Hikâye hayalî olur, hakikî olmaz, vakıa muhalif olur.”</p><p></p><p><strong>Elcevap:</strong> İlm-i mantıkça, çendan, “Kıyas-ı temsilî, yakîn-i kat’î ifade etmiyor”<img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />5 denilmiş. Fakat kıyas-ı temsilînin bir nev’i var ki, mantığın yakînî burhanından çok kuvvetlidir ve mantığın birinci şeklinin birinci darbından daha yakînîdir. O kısım da şudur ki:</p><p></p><p>Bir temsil-i cüz’î vasıtasıyla bir hakikat-i küllînin ucunu gösterip, hükmü o hakikate bina ediyor; o hakikatin kanununu, bir hususî maddede gösteriyor—tâ o hakikat-i uzmâ bilinsin ve cüz’î maddeler ona ircâ edilsin. Meselâ, “Güneş,</p><p></p><p>[NOT]Dipnot-1</p><p> bk. Kehf Sûresi, 18:99; Neml Sûresi, 27:87-88; Yâsîn Sûresi, 36:49-53; Sâd Sûresi, 38:15; Zümer Sûresi, 39:68; Kaf Sûresi, 50:41-44; Hâkka Sûresi, 69:13-16.</p><p>Dipnot-2</p><p> bk. Fâtır Sûresi, 35:9; Zuhruf Sûresi, 43:11.</p><p>Dipnot-3</p><p> bk. Tûr Sûresi, 52:7-11; Vâkıa Sûresi, 56:3-6; Hâkka Sûresi, 69:13-14; Meâric Sûresi, 70:8-9; Müzzemmil Sûresi, 73:13-14; Mürselât Sûresi, 77:7-10.</p><p>Dipnot-4</p><p> bk. el-Cürcânî, Şerhu’l-Mevâkıf 2:18.</p><p>Dipnot-5</p><p> bk. el-Cürcânî, Şerhu’l-Mevâkıf 2:18.[/NOT]</p><p></p><p></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>bina etme</strong>: kurma</td><td><strong>burhan-ı mantıkî</strong>: mantık kaidelerine uygun delil</td></tr><tr><td><strong>cüz’î</strong>: ferdî, bireysel (bk. c-z-e)</td><td><strong>farz</strong>: Allah’ın kesinlikle yapılmasını emrettiği şey</td></tr><tr><td><strong>fenn-i mantık</strong>: mantık ilmi</td><td><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td></tr><tr><td><strong>hakikat-i küllî</strong>: kapsamlı ve büyük bir hakikat (bk. ḥ-ḳ-ḳ; k-l-l)</td><td><strong>hakikat-i uzmâ</strong>: büyük hakikat (bk. ḥ-ḳ-ḳ; a-ẓ-m)</td></tr><tr><td><strong>hakikî</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</td><td><strong>haşir ve neşr-i insanî</strong>: insanların öldükten sonra tekrar diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanması ve tekrar dağılıp yayılması (bk. ḥ-ş-r)</td></tr><tr><td><strong>haşir ve neşretmek</strong>: öldükten sonra yeniden diriltip toplamak ve tekrar yaymak (bk. ḥ-ş-r)</td><td><strong>haşr</strong>: insanların öldükten sonra tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanması (bk. ḥ-ş-r)</td></tr><tr><td><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</td><td><strong>hikmet-i Rabbâniye</strong>: Allah’ın hikmeti (bk. ḥ-k-m; r-b-b)</td></tr><tr><td><strong>hususî</strong>: özel</td><td><strong>iktiza</strong>: gerektirme</td></tr><tr><td><strong>ilm-i mantık</strong>: mantık ilmi (bk. a-l-m)</td><td><strong>ircâ</strong>: döndürme</td></tr><tr><td><strong>istimal etmek</strong>: kullanmak</td><td><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</td></tr><tr><td><strong>kâfi</strong>: yeterli</td><td><strong>küre-i arz</strong>: yerküre, dünya</td></tr><tr><td><strong>kıyas-ı temsilî</strong>: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)</td><td><strong>marifet</strong>: bilme ve tanıma (bk. a-r-f)</td></tr><tr><td><strong>mertebe-i haşir</strong>: haşir mertebesi (bk. ḥ-ş-r)</td><td><strong>mesâil-i yakîni</strong>: kesin bilgiye ait meseleler (bk. m-s̱-l; y-ḳ-n)</td></tr><tr><td><strong>metâlip</strong>: kaziyyeler, kàideler, ispat istemeyen konular (bk. ṭ-l-b)</td><td><strong>muhalif</strong>: aykırı, zıt</td></tr><tr><td><strong>nev’</strong>: çeşit, tür</td><td><strong>rû-yi zemin</strong>: yeryüzü</td></tr><tr><td><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</td><td><strong>tecellîyat</strong>: yansımalar, görüntüler (bk. c-l-y)</td></tr><tr><td><strong>temsil-i cüz’î</strong>: bireysel, ferdî bir temsil (bk. m-s̱-l; c-z-e)</td><td><strong>temsilât</strong>: temsiller, kıyaslama tarzında benzetmeler (bk. m-s̱-l)</td></tr><tr><td><strong>ulema</strong>: âlimler (bk. a-l-m)</td><td><strong>umum</strong>: bütün</td></tr><tr><td><strong>usul-ü fıkh</strong>: fıkıh usulü, metodolojisi</td><td><strong>vakıa</strong>: olay</td></tr><tr><td><strong>yakîn</strong>: şüphesiz ve kesin bilgi (bk. y-ḳ-n)</td><td><strong>yakîn-i kat’î</strong>: şüphesiz ve kesin bilgi (bk. y-ḳ-n)</td></tr><tr><td><strong>yakînî burhan</strong>: şüphesiz, kesin delil</td><td><strong>zann-ı galip</strong>: üstün gelen kanaat</td></tr><tr><td><strong>zîhayat</strong>: hayat sahibi, canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)</td><td><strong>âsâr</strong>: eserler</td></tr><tr><td><strong>çendan</strong>: gerçi</td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 271053, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 836[/b] gösterir.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 Bazı, bütün rû-yi zeminde zîhayat olanları ayrı ayrı haşir ve neşredecek bir kudret ve hikmetin tecelliyatını gösterir.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2 Bazan, küre-i arzı bütün bütün dağıtacak, dağları uçuracak, düzeltip daha güzel bir surete çevirecek bir kudret ve hikmetin âsârını gösterir. Demek, herkese imanı ve marifeti farz olan haşirden başka, çok mertebe-i haşirleri dahi o kudret ve hikmetle yapabilir.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]3 Hikmet-i Rabbâniye iktiza etmişse, elbette haşir ve neşr-i insanî ile beraber, umum onları dahi yapacak veyahut bazı mühimlerini yapar. [B]Bir sual:[/B] Diyorsunuz ki: “Sen Sözlerde kıyas-ı temsilî çok istimal ediyorsun. Halbuki, fenn-i mantıkça, kıyas-ı temsilî yakîni ifade etmiyor.[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]4 Mesâil-i yakîniyede burhan-ı mantıkî lâzımdır. Kıyas-ı temsilî, usul-ü fıkıh ulemasınca zann-ı galip kâfi olan metâlipte istimal edilir. Hem de, sen temsilâtı bazı hikâyeler suretinde zikrediyorsun. Hikâye hayalî olur, hakikî olmaz, vakıa muhalif olur.” [B]Elcevap:[/B] İlm-i mantıkça, çendan, “Kıyas-ı temsilî, yakîn-i kat’î ifade etmiyor”[IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]5 denilmiş. Fakat kıyas-ı temsilînin bir nev’i var ki, mantığın yakînî burhanından çok kuvvetlidir ve mantığın birinci şeklinin birinci darbından daha yakînîdir. O kısım da şudur ki: Bir temsil-i cüz’î vasıtasıyla bir hakikat-i küllînin ucunu gösterip, hükmü o hakikate bina ediyor; o hakikatin kanununu, bir hususî maddede gösteriyor—tâ o hakikat-i uzmâ bilinsin ve cüz’î maddeler ona ircâ edilsin. Meselâ, “Güneş, [NOT]Dipnot-1 bk. Kehf Sûresi, 18:99; Neml Sûresi, 27:87-88; Yâsîn Sûresi, 36:49-53; Sâd Sûresi, 38:15; Zümer Sûresi, 39:68; Kaf Sûresi, 50:41-44; Hâkka Sûresi, 69:13-16. Dipnot-2 bk. Fâtır Sûresi, 35:9; Zuhruf Sûresi, 43:11. Dipnot-3 bk. Tûr Sûresi, 52:7-11; Vâkıa Sûresi, 56:3-6; Hâkka Sûresi, 69:13-14; Meâric Sûresi, 70:8-9; Müzzemmil Sûresi, 73:13-14; Mürselât Sûresi, 77:7-10. Dipnot-4 bk. el-Cürcânî, Şerhu’l-Mevâkıf 2:18. Dipnot-5 bk. el-Cürcânî, Şerhu’l-Mevâkıf 2:18.[/NOT] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]bina etme[/B]: kurma[/TD] [TD][B]burhan-ı mantıkî[/B]: mantık kaidelerine uygun delil[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]cüz’î[/B]: ferdî, bireysel (bk. c-z-e)[/TD] [TD][B]farz[/B]: Allah’ın kesinlikle yapılmasını emrettiği şey[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]fenn-i mantık[/B]: mantık ilmi[/TD] [TD][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikat-i küllî[/B]: kapsamlı ve büyük bir hakikat (bk. ḥ-ḳ-ḳ; k-l-l)[/TD] [TD][B]hakikat-i uzmâ[/B]: büyük hakikat (bk. ḥ-ḳ-ḳ; a-ẓ-m)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hakikî[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/TD] [TD][B]haşir ve neşr-i insanî[/B]: insanların öldükten sonra tekrar diriltilerek Allah’ın huzurunda toplanması ve tekrar dağılıp yayılması (bk. ḥ-ş-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]haşir ve neşretmek[/B]: öldükten sonra yeniden diriltip toplamak ve tekrar yaymak (bk. ḥ-ş-r)[/TD] [TD][B]haşr[/B]: insanların öldükten sonra tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanması (bk. ḥ-ş-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/TD] [TD][B]hikmet-i Rabbâniye[/B]: Allah’ın hikmeti (bk. ḥ-k-m; r-b-b)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hususî[/B]: özel[/TD] [TD][B]iktiza[/B]: gerektirme[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ilm-i mantık[/B]: mantık ilmi (bk. a-l-m)[/TD] [TD][B]ircâ[/B]: döndürme[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]istimal etmek[/B]: kullanmak[/TD] [TD][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kâfi[/B]: yeterli[/TD] [TD][B]küre-i arz[/B]: yerküre, dünya[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kıyas-ı temsilî[/B]: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)[/TD] [TD][B]marifet[/B]: bilme ve tanıma (bk. a-r-f)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mertebe-i haşir[/B]: haşir mertebesi (bk. ḥ-ş-r)[/TD] [TD][B]mesâil-i yakîni[/B]: kesin bilgiye ait meseleler (bk. m-s̱-l; y-ḳ-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]metâlip[/B]: kaziyyeler, kàideler, ispat istemeyen konular (bk. ṭ-l-b)[/TD] [TD][B]muhalif[/B]: aykırı, zıt[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]nev’[/B]: çeşit, tür[/TD] [TD][B]rû-yi zemin[/B]: yeryüzü[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/TD] [TD][B]tecellîyat[/B]: yansımalar, görüntüler (bk. c-l-y)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]temsil-i cüz’î[/B]: bireysel, ferdî bir temsil (bk. m-s̱-l; c-z-e)[/TD] [TD][B]temsilât[/B]: temsiller, kıyaslama tarzında benzetmeler (bk. m-s̱-l)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]ulema[/B]: âlimler (bk. a-l-m)[/TD] [TD][B]umum[/B]: bütün[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]usul-ü fıkh[/B]: fıkıh usulü, metodolojisi[/TD] [TD][B]vakıa[/B]: olay[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]yakîn[/B]: şüphesiz ve kesin bilgi (bk. y-ḳ-n)[/TD] [TD][B]yakîn-i kat’î[/B]: şüphesiz ve kesin bilgi (bk. y-ḳ-n)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]yakînî burhan[/B]: şüphesiz, kesin delil[/TD] [TD][B]zann-ı galip[/B]: üstün gelen kanaat[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]zîhayat[/B]: hayat sahibi, canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/TD] [TD][B]âsâr[/B]: eserler[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]çendan[/B]: gerçi[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst