Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 270791" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz İkinci Söz - Sayfa 832</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">olan tagayyür, tebeddül, tahayyüz ve tecezzî gibi emirler, maddeden mücerred ve Vâcibü’l-Vücud</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve Nuru’l-Envar</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve Vâhid-i Ehad</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ve kuyuddan münezzeh ve huduttan müberrâ ve kusurdan mukaddes ve noksandan muallâ bir Zât-ı Akdes</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">e lâhik olabilir mi? Acz hiç Ona yakışır mı? Kusur hiç Onun dâmen‑i izzetine yanaşır mı?</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'">İKİNCİ MAKSADIN HÂTİMESİ:</span></strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> Bir zaman, ehadiyete dair bir tefekkürde bulunduğum zaman, odamın yanındaki çınar</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> ağacının meyvelerine</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> baktım; Arabiyü’l-ibâre bir silsile-i tefekkür kalbe</span><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"> geldi. Nasıl gelmişse, öyle Arabî olarak yazıp, sonra kısa bir meâlini söyleyeceğim. İşte:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span></p><p><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"></span><span style="font-size: 22px"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-family: 'Traditional Arabic'">نَعَمْ فَاْلاَثْمَارُ وَالْبُذُورُ مُعْجِزَاتُ الْحِكْمَةِ، خَوَارِقُ الصَّنْعَةِ، هَدَايَا الرَّحْمَةِ، بَرَاهِينُ الْوَحْدَةِ، بَشَا</span><span style="font-family: 'Traditional Arabic'">ۤ</span><span style="font-family: 'Traditional Arabic'">ئِرُ لُطْفِهِ فِى دَارِ اْلاَخِرَةِ، شَوَاهِدُ صَادِقَةٌ، بِاَنَّ خَلاَّقَهَا لِكُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ، بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ، كُلُّ اْلاَثْمَارِ وَالْبُذُورِ مَرَايَاءُ الْوَحْدَةِ فِى اَطْرَافِ الْكَثْرَةِ، اِشَارَاتُ الْقَدَرِ، رُمُوزَاتُ الْقُدْرَةِ، بِاَنَّ تاَكَ الْكَثْرَةَ مِنْ مَنْبَعِ الْوَحْدَةِ، تَصْدُرُ شَاهِدَةً لِوَحْدَةِ الْفَاطِرِ فِى الصُّنْعِ وَالتَّصْوِيرِ، ثُمَّ اِلَى الْوَحْدَةِ تَنْتَهِى ذَاكِرَةً لِحِكْمَةِ الْقَادِرِ فِى الْخَلْقِ وَالتَّدْبِيرِ، وَكَذَا هُنَّ تَلْوِيحَاتُ الْحِكْمَةِ بِاَنَّ صَانِعَ الْكُلِّ بِكُلِّيَّةِ النَّظَرِ اِلىَ الْجُزْئِىِّ يَنْظُرُ، ثُمَّ اِلٰى جُزْئِهِ، اِذْ اِنْ كَانَ ثَمَرًا فَهُوَ الْمَقْصُودُ اْلاَظْهَرُ مِنْ خَلْقِ هٰذَا الشَّجَرِ فَالْبَشَرُ ثَمَرٌ لِهٰذِهِ الْكَاۤئِنَاتِ، فَهُوَ الْمَطْلُوبُ اْلاَزْهَرُ لِخَالِقِ الْمَوْجُودَاتِ</span>. <span style="font-family: 'Traditional Arabic'">وَالْقَلْبُ كَالنُّوَاةِ فَهُوَ الْمِرْاٰةُ اْلاَنْوَرُ لِصَانِعِ الْكَاۤئِنَاتِ </span>...<span style="font-family: 'Traditional Arabic'">مِنْ هٰذِهِ الْحِكْمَةِ صَارَ اْلاِنْسَانُ اْلاَصْغَرُ فِى هٰذِهِ الْمَخْلُوقَاتِ هُوَ الْمَدَارُ اْلاَظْهَرُ لِلنَّشْرِ وَالْمَحْشَرِ فِى هٰذِهِ الْمَوْجُودَاتِ وَالتَّخْرِيبِ وَالتَّبْدِيلِ لِهٰذِهِ الْكَاۤئِنَاتِ</span>.</span></span></p><p></p><p></p><table style='width: 100%'><tr><td><strong>Arabiyyü’l-ibâre</strong>: Arapça yazılmış yazı</td><td><strong>Nuru’l-Envar</strong>: bütün nurlar Kendi nurunun zayıf bir gölgesi olan nurların nuru, Allah (bk. n-v-r)</td></tr><tr><td><strong>Vâcibü’l-Vücud</strong>: varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan Allah (bk. v-c-b; v-c-d)</td><td><strong>Vâhid-i Ehad</strong>: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>Zât-ı Akdes</strong>: her türlü kusur ve eksiklikten uzak olan Zât, Allah (bk. ḳ-d-s)</td><td><strong>acz</strong>: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)</td></tr><tr><td><strong>dâmen-i izzet</strong>: izzet eteği, şeref ve yücelik dairesi (bk. a-z-z)</td><td><strong>ehadiyet</strong>: Allah’ın birliğinin ve isimlerinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi (bk. v-ḥ-d)</td></tr><tr><td><strong>hudud</strong>: sınır</td><td><strong>hâtime</strong>: sonuç, son bölüm</td></tr><tr><td><strong>kuyud</strong>: kayıtlar, sınırlamalar</td><td><strong>lâhik</strong>: eklenen, ilâve edilen</td></tr><tr><td><strong>meâl</strong>: açıklama, anlam</td><td><strong>muallâ</strong>: yüce</td></tr><tr><td><strong>mukaddes</strong>: kutsal, her türlü kusur ve eksiklikten yüce (bk. ḳ-d-s)</td><td><strong>müberrâ</strong>: uzak, yüce</td></tr><tr><td><strong>mücerred</strong>: soyut, soyutlanmış</td><td><strong>münezzeh</strong>: arınmış, temiz, pâk (bk. n-z-h)</td></tr><tr><td><strong>silsile-i tefekkür</strong>: düşünme zinciri (bk. f-k-r)</td><td><strong>tagayyür</strong>: başkalaşma</td></tr><tr><td><strong>tahayyüz</strong>: yer tutma, yer alma</td><td><strong>tebeddül</strong>: değişme</td></tr><tr><td><strong>tecezzî</strong>: parçalara ayrılma (bk. c-z-e)</td><td><strong>tefekkür</strong>: Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme (bk. f-k-r)</td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 270791, member: 1"] [b]Otuz İkinci Söz - Sayfa 832[/b] [FONT=Trebuchet MS][FONT=Trebuchet MS]olan tagayyür, tebeddül, tahayyüz ve tecezzî gibi emirler, maddeden mücerred ve Vâcibü’l-Vücud[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve Nuru’l-Envar[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve Vâhid-i Ehad[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ve kuyuddan münezzeh ve huduttan müberrâ ve kusurdan mukaddes ve noksandan muallâ bir Zât-ı Akdes[/FONT][FONT=Trebuchet MS]e lâhik olabilir mi? Acz hiç Ona yakışır mı? Kusur hiç Onun dâmen‑i izzetine yanaşır mı? [/FONT] [/FONT][FONT=Trebuchet MS][B][FONT=Trebuchet MS]İKİNCİ MAKSADIN HÂTİMESİ:[/FONT][/B][FONT=Trebuchet MS] Bir zaman, ehadiyete dair bir tefekkürde bulunduğum zaman, odamın yanındaki çınar[/FONT][FONT=Trebuchet MS] ağacının meyvelerine[/FONT][FONT=Trebuchet MS] baktım; Arabiyü’l-ibâre bir silsile-i tefekkür kalbe[/FONT][FONT=Trebuchet MS] geldi. Nasıl gelmişse, öyle Arabî olarak yazıp, sonra kısa bir meâlini söyleyeceğim. İşte:[/FONT] [/FONT][SIZE=6][FONT=Trebuchet MS][FONT=Traditional Arabic]نَعَمْ فَاْلاَثْمَارُ وَالْبُذُورُ مُعْجِزَاتُ الْحِكْمَةِ، خَوَارِقُ الصَّنْعَةِ، هَدَايَا الرَّحْمَةِ، بَرَاهِينُ الْوَحْدَةِ، بَشَا[/FONT][FONT=Traditional Arabic]ۤ[/FONT][FONT=Traditional Arabic]ئِرُ لُطْفِهِ فِى دَارِ اْلاَخِرَةِ، شَوَاهِدُ صَادِقَةٌ، بِاَنَّ خَلاَّقَهَا لِكُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ، بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ، كُلُّ اْلاَثْمَارِ وَالْبُذُورِ مَرَايَاءُ الْوَحْدَةِ فِى اَطْرَافِ الْكَثْرَةِ، اِشَارَاتُ الْقَدَرِ، رُمُوزَاتُ الْقُدْرَةِ، بِاَنَّ تاَكَ الْكَثْرَةَ مِنْ مَنْبَعِ الْوَحْدَةِ، تَصْدُرُ شَاهِدَةً لِوَحْدَةِ الْفَاطِرِ فِى الصُّنْعِ وَالتَّصْوِيرِ، ثُمَّ اِلَى الْوَحْدَةِ تَنْتَهِى ذَاكِرَةً لِحِكْمَةِ الْقَادِرِ فِى الْخَلْقِ وَالتَّدْبِيرِ، وَكَذَا هُنَّ تَلْوِيحَاتُ الْحِكْمَةِ بِاَنَّ صَانِعَ الْكُلِّ بِكُلِّيَّةِ النَّظَرِ اِلىَ الْجُزْئِىِّ يَنْظُرُ، ثُمَّ اِلٰى جُزْئِهِ، اِذْ اِنْ كَانَ ثَمَرًا فَهُوَ الْمَقْصُودُ اْلاَظْهَرُ مِنْ خَلْقِ هٰذَا الشَّجَرِ فَالْبَشَرُ ثَمَرٌ لِهٰذِهِ الْكَاۤئِنَاتِ، فَهُوَ الْمَطْلُوبُ اْلاَزْهَرُ لِخَالِقِ الْمَوْجُودَاتِ[/FONT]. [FONT=Traditional Arabic]وَالْقَلْبُ كَالنُّوَاةِ فَهُوَ الْمِرْاٰةُ اْلاَنْوَرُ لِصَانِعِ الْكَاۤئِنَاتِ [/FONT]...[FONT=Traditional Arabic]مِنْ هٰذِهِ الْحِكْمَةِ صَارَ اْلاِنْسَانُ اْلاَصْغَرُ فِى هٰذِهِ الْمَخْلُوقَاتِ هُوَ الْمَدَارُ اْلاَظْهَرُ لِلنَّشْرِ وَالْمَحْشَرِ فِى هٰذِهِ الْمَوْجُودَاتِ وَالتَّخْرِيبِ وَالتَّبْدِيلِ لِهٰذِهِ الْكَاۤئِنَاتِ[/FONT].[/FONT][/SIZE] [TABLE] <tbody>[TR] [TD][B]Arabiyyü’l-ibâre[/B]: Arapça yazılmış yazı[/TD] [TD][B]Nuru’l-Envar[/B]: bütün nurlar Kendi nurunun zayıf bir gölgesi olan nurların nuru, Allah (bk. n-v-r)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Vâcibü’l-Vücud[/B]: varlığı zorunlu olan, var olmak için hiçbir sebebe ihtiyacı bulunmayan Allah (bk. v-c-b; v-c-d)[/TD] [TD][B]Vâhid-i Ehad[/B]: bir olan ve birliği her bir şeyde görülen Allah (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]Zât-ı Akdes[/B]: her türlü kusur ve eksiklikten uzak olan Zât, Allah (bk. ḳ-d-s)[/TD] [TD][B]acz[/B]: âcizlik, güçsüzlük (bk. a-c-z)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]dâmen-i izzet[/B]: izzet eteği, şeref ve yücelik dairesi (bk. a-z-z)[/TD] [TD][B]ehadiyet[/B]: Allah’ın birliğinin ve isimlerinin herbir varlıkta ayrı ayrı tecellî etmesi (bk. v-ḥ-d)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]hudud[/B]: sınır[/TD] [TD][B]hâtime[/B]: sonuç, son bölüm[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]kuyud[/B]: kayıtlar, sınırlamalar[/TD] [TD][B]lâhik[/B]: eklenen, ilâve edilen[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]meâl[/B]: açıklama, anlam[/TD] [TD][B]muallâ[/B]: yüce[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mukaddes[/B]: kutsal, her türlü kusur ve eksiklikten yüce (bk. ḳ-d-s)[/TD] [TD][B]müberrâ[/B]: uzak, yüce[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]mücerred[/B]: soyut, soyutlanmış[/TD] [TD][B]münezzeh[/B]: arınmış, temiz, pâk (bk. n-z-h)[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]silsile-i tefekkür[/B]: düşünme zinciri (bk. f-k-r)[/TD] [TD][B]tagayyür[/B]: başkalaşma[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tahayyüz[/B]: yer tutma, yer alma[/TD] [TD][B]tebeddül[/B]: değişme[/TD] [/TR] [TR] [TD][B]tecezzî[/B]: parçalara ayrılma (bk. c-z-e)[/TD] [TD][B]tefekkür[/B]: Allah’ı tanımayı sonuç verecek şekilde varlıklar üzerinde düşünme (bk. f-k-r)[/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst