Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz Birinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 268670" data-attributes="member: 1"><p><strong>Otuz Birinci Söz - Sayfa 762</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">vardır: Birisi cüz’î ve has, diğeri küllî ve âmm. İşte, Mirac, velâyet-i Ahmediyenin (a.s.m.) bütün velâyâtın fevkinde bir külliyet, bir ulviyet suretinde bir tezahürüdür ki, bütün kâinatın Rabbi ismiyle, bütün mevcudatın Hâlıkı ünvanıyla Cenâb-ı Hakkın sohbetine ve münâcâtına müşerrefiyettir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><em>İkinci temsil:</em> </strong>Bir adam, elindeki bir âyineyi güneşe karşı tutar. O âyine, kendi miktarınca bir ışık ve yedi rengi hâvi bir ziyayı, bir aksi, şemsten alır; onun nisbetinde güneşle münasebettar olur, sohbet eder. Ve o ışıklı âyineyi karanlıklı hanesine veya dam altındaki küçük, hususî bağına tevcih etse, güneşin kıymeti nisbetinde değil, belki o âyinenin kabiliyeti miktarınca istifade edebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">Diğeri ise, âyineyi bırakır, doğrudan doğruya güneşe karşı çıkar, haşmetini görür, azametini anlar. Sonra pek yüksek bir dağa çıkar, güneşin pek geniş şâşaa-i saltanatını görür ve bizzat, perdesiz onunla görüşür. Sonra döner, hanesinden veya bağının damından geniş pencereler açar, gökteki güneşe karşı yollar yapar, hakikî güneşin daimî ziyasıyla sohbet eder, konuşur. Ve böylece, minnettârâne bir sohbet edebilir ve diyebilir: “Ey yeryüzünü ışığıyla yaldızlayan ve zeminin vechini ve bütün çiçeklerin yüzlerini güldüren dünya güzeli, gök nazdarı olan nazenin güneş! Onlar gibi benim haneciğimi, bahçeciğimi ısındırdın ve ışıklandırdın—bütün dünyayı ışıklandırdığın ve yeryüzünü ısındırdığın gibi.” Halbuki, evvelki âyine sahibi böyle diyemez. O âyine kaydı altında güneşin aksi ise, âsârı mahduttur, o kayda göredir.</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'">İşte, Şems-i Ezel ve Ebed Sultanı olan Zât-ı Ehad ve Samedin tecellîsi, mahiyet-i insaniyeye, hadsiz merâtibi tazammun eden iki suretle tezahür eder:</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"><strong><em>Birincisi: </em></strong>Âyine-i kalbe uzanan bir nisbet-i Rabbâniye ile bir tezahürdür ki,</span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span> <table style='width: 100%'><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın ta kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Hâlık</strong>: herşeyin yaratıcısı Allah (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Mirac</strong>: Peygamberimizin (a.s.m.) Allah’ın huzuruna yükselişi ve bütün kâinat âlemlerini gezdiği yolculuk (bk. a-r-c)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Rab</strong>: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Zât-ı Ehad ve Samed</strong>: herşey Kendisine muhtaç olduğu halde Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan ve birliği herbir şeyde görünen Allah (bk. v-ḥ-d; ṣ-m-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>akis</strong>: yansıma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>azamet</strong>: büyüklük (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>cüz’î</strong>: ferdî (bk. c-z-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>daimî</strong>: sürekli</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>evvelki</strong>: önceki</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>fevkinde</strong>: üstünde</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hane</strong>: ev</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>has</strong>: özel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>haşmet</strong>: ihtişam, görkem</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hususî</strong>: özel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>hâvi</strong>: içine alan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>iltifat</strong>: önem ve değer vererek, lütufla hitap ve muamele etme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>istifade</strong>: faydalanma, yararlanma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kabiliyet</strong>: yetenek</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kayt</strong>: sınır</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>külliyet</strong>: genellik, kapsamlılık (bk. k-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>küllî</strong>: genel, bütün (bk. k-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahdut</strong>: sınırlı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mahiyet-i insaniye</strong>: insanın mahiyeti, iç yüzü</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>merâtib</strong>: mertebeler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>minnetterâne</strong>: minnet ve şükran duyarak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>münasebettar</strong>: ilgili, bağlantılı (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>münâcât</strong>: Allah’a yalvarış, dua (bk. n-c-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>müşerrefiyet</strong>: şereflenme</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazdar</strong>: nazlı, cilveli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nazenin</strong>: ince, hoş, duyarlı</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nisbet</strong>: oran (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>nisbet-i Rabbâniye</strong>: İlâhî bağ (bk. n-s-b; r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tazammun eden</strong>: içine alan</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tecellî</strong>: yansıma (bk. c-l-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>temsil</strong>: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tevcih</strong>: yöneltme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>tezahür</strong>: belirme, görünme, ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ulviyet</strong>: yücelik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>vech</strong>: yüz</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>velâyet-i Ahmediye</strong>: Hz. Muhammed’in velâyeti (bk. v-l-y; ḥ-m-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>velâyât</strong>: velâyetler, velîlikler (bk. v-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>yaldızlamak</strong>: parlatmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>zemin</strong>: yer</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âmm</strong>: genel</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âsâr</strong>: eserler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>âyine-i kalb</strong>: kalp aynası</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>Şems-i Ezel ve Ebed Sultanı</strong>: ezel ve ebedin sultanı olan Güneş; bu tabir ezelden ebede kadar bütün varlık âlemini aydınlatan Allah için bir benzetme olarak kullanılır (bk. e-z-l; e-b-d; s-l-ṭ)</span></td><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şems</strong>: güneş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'tahoma'"><strong>şâşaa-i saltanat</strong>: saltanatın gösterişi (bk. s-l-ṭ)</span></td><td></td></tr></table><p><br /> <tbody> <br /> </tbody></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'tahoma'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 268670, member: 1"] [b]Otuz Birinci Söz - Sayfa 762[/b] [FONT=tahoma]vardır: Birisi cüz’î ve has, diğeri küllî ve âmm. İşte, Mirac, velâyet-i Ahmediyenin (a.s.m.) bütün velâyâtın fevkinde bir külliyet, bir ulviyet suretinde bir tezahürüdür ki, bütün kâinatın Rabbi ismiyle, bütün mevcudatın Hâlıkı ünvanıyla Cenâb-ı Hakkın sohbetine ve münâcâtına müşerrefiyettir. [B][I]İkinci temsil:[/I] [/B]Bir adam, elindeki bir âyineyi güneşe karşı tutar. O âyine, kendi miktarınca bir ışık ve yedi rengi hâvi bir ziyayı, bir aksi, şemsten alır; onun nisbetinde güneşle münasebettar olur, sohbet eder. Ve o ışıklı âyineyi karanlıklı hanesine veya dam altındaki küçük, hususî bağına tevcih etse, güneşin kıymeti nisbetinde değil, belki o âyinenin kabiliyeti miktarınca istifade edebilir. Diğeri ise, âyineyi bırakır, doğrudan doğruya güneşe karşı çıkar, haşmetini görür, azametini anlar. Sonra pek yüksek bir dağa çıkar, güneşin pek geniş şâşaa-i saltanatını görür ve bizzat, perdesiz onunla görüşür. Sonra döner, hanesinden veya bağının damından geniş pencereler açar, gökteki güneşe karşı yollar yapar, hakikî güneşin daimî ziyasıyla sohbet eder, konuşur. Ve böylece, minnettârâne bir sohbet edebilir ve diyebilir: “Ey yeryüzünü ışığıyla yaldızlayan ve zeminin vechini ve bütün çiçeklerin yüzlerini güldüren dünya güzeli, gök nazdarı olan nazenin güneş! Onlar gibi benim haneciğimi, bahçeciğimi ısındırdın ve ışıklandırdın—bütün dünyayı ışıklandırdığın ve yeryüzünü ısındırdığın gibi.” Halbuki, evvelki âyine sahibi böyle diyemez. O âyine kaydı altında güneşin aksi ise, âsârı mahduttur, o kayda göredir. İşte, Şems-i Ezel ve Ebed Sultanı olan Zât-ı Ehad ve Samedin tecellîsi, mahiyet-i insaniyeye, hadsiz merâtibi tazammun eden iki suretle tezahür eder: [B][I]Birincisi: [/I][/B]Âyine-i kalbe uzanan bir nisbet-i Rabbâniye ile bir tezahürdür ki, [/FONT][TABLE] <tbody>[TR] [TD][FONT=tahoma][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın ta kendisi olan, şeref ve azamet sahibi yüce Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Hâlık[/B]: herşeyin yaratıcısı Allah (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Mirac[/B]: Peygamberimizin (a.s.m.) Allah’ın huzuruna yükselişi ve bütün kâinat âlemlerini gezdiği yolculuk (bk. a-r-c)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]Rab[/B]: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Zât-ı Ehad ve Samed[/B]: herşey Kendisine muhtaç olduğu halde Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan ve birliği herbir şeyde görünen Allah (bk. v-ḥ-d; ṣ-m-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]akis[/B]: yansıma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]azamet[/B]: büyüklük (bk. a-ẓ-m)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]cüz’î[/B]: ferdî (bk. c-z-e)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]daimî[/B]: sürekli[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]evvelki[/B]: önceki[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]fevkinde[/B]: üstünde[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hane[/B]: ev[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]has[/B]: özel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]haşmet[/B]: ihtişam, görkem[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]hususî[/B]: özel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]hâvi[/B]: içine alan[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]iltifat[/B]: önem ve değer vererek, lütufla hitap ve muamele etme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]istifade[/B]: faydalanma, yararlanma[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kabiliyet[/B]: yetenek[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]kayt[/B]: sınır[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]külliyet[/B]: genellik, kapsamlılık (bk. k-l-l)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]küllî[/B]: genel, bütün (bk. k-l-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]mahdut[/B]: sınırlı[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mahiyet-i insaniye[/B]: insanın mahiyeti, iç yüzü[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]merâtib[/B]: mertebeler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]minnetterâne[/B]: minnet ve şükran duyarak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]münasebettar[/B]: ilgili, bağlantılı (bk. n-s-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]münâcât[/B]: Allah’a yalvarış, dua (bk. n-c-v)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]müşerrefiyet[/B]: şereflenme[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nazdar[/B]: nazlı, cilveli[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nazenin[/B]: ince, hoş, duyarlı[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]nisbet[/B]: oran (bk. n-s-b)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]nisbet-i Rabbâniye[/B]: İlâhî bağ (bk. n-s-b; r-b-b)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tazammun eden[/B]: içine alan[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tecellî[/B]: yansıma (bk. c-l-y)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]temsil[/B]: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]tevcih[/B]: yöneltme[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]tezahür[/B]: belirme, görünme, ortaya çıkma (bk. ẓ-h-r)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ulviyet[/B]: yücelik[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]vech[/B]: yüz[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]velâyet-i Ahmediye[/B]: Hz. Muhammed’in velâyeti (bk. v-l-y; ḥ-m-d)[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]velâyât[/B]: velâyetler, velîlikler (bk. v-l-y)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]yaldızlamak[/B]: parlatmak[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]zemin[/B]: yer[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âmm[/B]: genel[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âsâr[/B]: eserler[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]âyine-i kalb[/B]: kalp aynası[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]Şems-i Ezel ve Ebed Sultanı[/B]: ezel ve ebedin sultanı olan Güneş; bu tabir ezelden ebede kadar bütün varlık âlemini aydınlatan Allah için bir benzetme olarak kullanılır (bk. e-z-l; e-b-d; s-l-ṭ)[/FONT][/TD] [TD][FONT=tahoma][B]şems[/B]: güneş[/FONT][/TD] [/TR] [TR] [TD][FONT=tahoma][B]şâşaa-i saltanat[/B]: saltanatın gösterişi (bk. s-l-ṭ)[/FONT][/TD] [/TR] </tbody>[/TABLE] [FONT=tahoma] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Otuz Birinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst