Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Alimler ve Evliyalar
Osman nuri topbaş hoca efendiden sohbetler..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 376028" data-attributes="member: 1004566"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000">Tasavvuf, İlâhî Takdirden Râzı Olma Sanatıdır</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000"></span></span><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Gerçek bir mü’min, bir kuru ekmek parçasında bile saâdeti bulabilen, mes’ûd olan, Hakk’ın takdîr ettiği hayatın iniş-çıkışları içinde huzur hâlini korumayı bilen, hâlinden memnun olan, rızâ ehli kimsedir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Âmâk-ı Hayâl adlı eserinde Filibeli Hilmi Efendi, mecâzî bir hikâye anlatarak sefâletleri saâdete çevirmenin yolunu bildirir: </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Rûhî buhranlar içinde kıvranıp huzur ve saâdeti arayan hikâyenin kahramanı Râcî, Aynalı Baba’nın ney taksimi eşliğinde okuduğu derin mânâlı şiirlerin tesiriyle dalıp gider. Kendisini bir mecliste bulur. Orada peygamberlerden filozoflara, ulvî şahsiyetlerden süflî kimselere kadar herkes vardır. Bütün insanları temsil eden Beşeriyyet adında biri de gerçek saâdetin peşinde hıçkırıklarla ağlayarak çâre aramaktadır. Feryad ederek: </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">“–Bana söyleyiniz, merhamet ediniz; hem hayattan tiksiniyorum, hem de onsuz yapamıyorum. Ne olur söyleyiniz, saâdetin ne olduğunu bana târif ediniz?” der. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">O mecliste bulunan bazı cüce şahsiyetler de, cüce sandalyelerinden kalkarak cevap verirler: </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Konfüçyüs; “–Saâdet, bir tencere pirinç pilâvına bütün lezzetleri sığdırmaktır.” </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Eflâtun: “–Dâimâ yücelikleri düşünmektir.” </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Aristo: “–Mantık! İşte saâdet!” </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Zerdüşt; “–Karanlıkta kalmamaktır.” </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Brahma; “–Saâdet mi? Herkesin zannı ne ise, onun aksidir!” </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Buda; “Saâdet, yok olmanın güzel isimlerinden biridir. Nirvana, ey Beşeriyyet, </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Nirvana (boşluk)!” der. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Bu sözleri duyan Beşeriyyet’in zihni iyice karışır: </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">“–Sizler, kendinize bile faydalı olamadınız. Hep saâdet mahrumu olarak ömür sürdünüz. Dediklerinizin içinde de saâdetten eser yok! Saâdeti ne kendiniz yaşadınız, ne de peşinizden gelenlere yaşatabildiniz. Bütün fikirleriniz tozlu raflardaki kitapların içinde ancak güvelere yem oldu. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">O zaman bir Allah dostu kalkıp şöyle der: </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">“Bu cihân, âkiller için seyr-i bedâyî (akıl sahipleri için esrâr ve sanat-ı ilâhiyeyi ibretle seyredebilmek), ahmaklar için ise yemek ile şehvettir.” </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Daha sonra da peygamberler, saâdeti îzah ederler. Son olarak, meclisin reisi olan Fahr-i Kâinat Efendimiz, ayağa kalkarak şöyle buyurur: </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">“–Ey Beşeriyyet! Saâdet; hayatı olduğu gibi kabul etmek, eskâline/ağır yük ve çilelerine rızâ göstermek, ıslâhı için de gayret sarf etmektir. Yâni kalb-i selîme ermektir.” </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">Bunun üzerine Beşeriyyet, aradığı cevâbı bulmuş olarak ayağa kalkar ve: </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">“–Ey Fahr-i Âlem! Ey büyük Peygamber! Beşeriyyetin dertlerini anlayan ve ilâcını bulan yalnız Sen’sin!..” der. </span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 376028, member: 1004566"] [SIZE=4][COLOR=#8b0000]Tasavvuf, İlâhî Takdirden Râzı Olma Sanatıdır [/COLOR][/SIZE][SIZE=4][COLOR=#006400]Gerçek bir mü’min, bir kuru ekmek parçasında bile saâdeti bulabilen, mes’ûd olan, Hakk’ın takdîr ettiği hayatın iniş-çıkışları içinde huzur hâlini korumayı bilen, hâlinden memnun olan, rızâ ehli kimsedir. Âmâk-ı Hayâl adlı eserinde Filibeli Hilmi Efendi, mecâzî bir hikâye anlatarak sefâletleri saâdete çevirmenin yolunu bildirir: Rûhî buhranlar içinde kıvranıp huzur ve saâdeti arayan hikâyenin kahramanı Râcî, Aynalı Baba’nın ney taksimi eşliğinde okuduğu derin mânâlı şiirlerin tesiriyle dalıp gider. Kendisini bir mecliste bulur. Orada peygamberlerden filozoflara, ulvî şahsiyetlerden süflî kimselere kadar herkes vardır. Bütün insanları temsil eden Beşeriyyet adında biri de gerçek saâdetin peşinde hıçkırıklarla ağlayarak çâre aramaktadır. Feryad ederek: “–Bana söyleyiniz, merhamet ediniz; hem hayattan tiksiniyorum, hem de onsuz yapamıyorum. Ne olur söyleyiniz, saâdetin ne olduğunu bana târif ediniz?” der. O mecliste bulunan bazı cüce şahsiyetler de, cüce sandalyelerinden kalkarak cevap verirler: Konfüçyüs; “–Saâdet, bir tencere pirinç pilâvına bütün lezzetleri sığdırmaktır.” Eflâtun: “–Dâimâ yücelikleri düşünmektir.” Aristo: “–Mantık! İşte saâdet!” Zerdüşt; “–Karanlıkta kalmamaktır.” Brahma; “–Saâdet mi? Herkesin zannı ne ise, onun aksidir!” Buda; “Saâdet, yok olmanın güzel isimlerinden biridir. Nirvana, ey Beşeriyyet, Nirvana (boşluk)!” der. Bu sözleri duyan Beşeriyyet’in zihni iyice karışır: “–Sizler, kendinize bile faydalı olamadınız. Hep saâdet mahrumu olarak ömür sürdünüz. Dediklerinizin içinde de saâdetten eser yok! Saâdeti ne kendiniz yaşadınız, ne de peşinizden gelenlere yaşatabildiniz. Bütün fikirleriniz tozlu raflardaki kitapların içinde ancak güvelere yem oldu. O zaman bir Allah dostu kalkıp şöyle der: “Bu cihân, âkiller için seyr-i bedâyî (akıl sahipleri için esrâr ve sanat-ı ilâhiyeyi ibretle seyredebilmek), ahmaklar için ise yemek ile şehvettir.” Daha sonra da peygamberler, saâdeti îzah ederler. Son olarak, meclisin reisi olan Fahr-i Kâinat Efendimiz, ayağa kalkarak şöyle buyurur: “–Ey Beşeriyyet! Saâdet; hayatı olduğu gibi kabul etmek, eskâline/ağır yük ve çilelerine rızâ göstermek, ıslâhı için de gayret sarf etmektir. Yâni kalb-i selîme ermektir.” Bunun üzerine Beşeriyyet, aradığı cevâbı bulmuş olarak ayağa kalkar ve: “–Ey Fahr-i Âlem! Ey büyük Peygamber! Beşeriyyetin dertlerini anlayan ve ilâcını bulan yalnız Sen’sin!..” der. [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Alimler ve Evliyalar
Osman nuri topbaş hoca efendiden sohbetler..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst