Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247862" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Zeylin Üçüncü Parçası - Sayfa 173</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Meselâ <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">اِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ </span></span>kelimesi ifade eder ki, haşirde herkesin bütün a’mâli bir sahife içinde yazılı olarak neşrediliyor. Şu mesele, kendi kendine çok acaip olduğundan, akıl ona yol bulamaz. Fakat sûrenin işaret ettiği gibi, haşr-i baharîde başka noktaların naziresi olduğu gibi, şu neşr-i suhuf naziresi pek zâhirdir. Çünkü, her meyvedar ağacın ve çiçekli bir otun da amelleri var, fiilleri var, vazifeleri var, esmâ-i İlâhiyeyi ne şekilde göstererek tesbihat etmişse ubûdiyetleri var. İşte, onun, bütün bu amelleri tarih-i hayatlarıyla beraber umum çekirdeklerinde, tohumcuklarında yazılıp, başka bir baharda, başka bir zeminde çıkar. Gösterdiği şekil ve suret lisanıyla, gayet fasih bir surette, analarının ve asıllarının a’mâlini zikrettiği gibi, dal, budak, yaprak, çiçek ve meyveleriyle, sahife-i a’mâlini neşreder. İşte, gözümüzün önünde bu hakîmâne, hafîzâne, müdebbirâne, mürebbiyâne, lâtifâne şu işi yapan Odur ki, der: <span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">اِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Başka noktaları buna kıyas eyle, kuvvetin varsa istinbat et. Sana yardım için bunu da söyleyeceğiz: İşte,<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ</span></span> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong> şu kelâm, <em>tekvir</em> lâfzıyla, yani “sarmak ve toplamak” mânâsıyla parlak bir temsile işaret ettiği gibi, nazirini dahi ima eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><em>Birinci: </em>Evet, Cenâb-ı Hak tarafından adem ve esir ve semâ perdelerini açıp, güneş gibi dünyayı ışıklandıran pırlanta-misal bir lâmbayı, hazine-i rahmetinden çıkarıp dünyaya gösterdi. Dünya kapandıktan sonra, o pırlantayı perdelerine sarıp kaldıracak.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><em>İkinci: </em>Veya, ziya metâını neşretmek ve zeminin kafasına ziyayı zulmetle münavebeten sarmakla muvazzaf bir memur olduğunu ve her akşam o memura metâını</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Defterler açıldığında.” Tekvir Sûresi, 81:10.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Güneş dürülüp toplandığında.” Tekvir Sûresi, 81:1.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cenâb-ı Hak</strong>: Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>adem</strong>: yokluk, hiçlik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>amel</strong>: davranış, iş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>a’mâl</strong>: davranışlar, işler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esir</strong>: kâinatı kapladığına inanılan madde</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ-i İlâhiye</strong>: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fasih</strong>: güzel, düzgün ve açık konuşan (bk. f-ṣ-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hafîzâne</strong>: koruyup gözeterek, esirgeyerek ve saklayarak (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakîmâne</strong>: hikmetli bir şekilde, herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hazine-i rahmet</strong>: rahmet hazinesi (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşir</strong>: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşr-i baharî</strong>: bahardaki diriliş, bahar mevsiminde bitkilerin ve hayvanların dirilişi (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ima</strong>: işaret</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istinbat</strong>: bir söz veya bir işten gizli bir mânâ ve hüküm çıkarma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelâm</strong>: söz (bk. k-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıyas</strong>: karşılaştırma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâfız</strong>: söz, kelime</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâtifâne</strong>: hoş ve güzel bir şekilde (bk. l-ṭ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>metâ</strong>: kıymetli eşya</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meyvedar</strong>: meyveli, meyve veren</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muvazzaf</strong>: görevli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müdebbirâne</strong>: tedbirli bir şekilde, herşeyi önceden düşünerek (bk. d-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münavebeten</strong>: nöbetleşerek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mürebbiyâne</strong>: terbiye ederek ve yetiştirerek (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazir</strong>: benzer (bk. n-ẓ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazire</strong>: benzer, örnek (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neşr-i suhuf</strong>: hesapların görülmesi için amel defterlerinin meydana çıkarılıp herkesin hesabının görülmesi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neşredilmek</strong>: yayılmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>pırlanta-misal</strong>: pırlanta gibi (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sahife-i a’mâl</strong>: iş ve davranışların yazıldığı sahifeler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâ</strong>: gök (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: tarz, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tarih-i hayat</strong>: hayatın tarihi (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil</strong>: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesbihat</strong>: Allah’ı öven ve kusurdan yüce tutan sözler ve varlıkların hal diliyle bu anlamı ifade etmesi (bk. s-b-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ubûdiyet</strong>: kulluk (bk. a-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umum</strong>: bütün</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zemin</strong>: yer </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zulmet</strong>: karanlık (bk. ẓ-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zâhir</strong>: açık (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247862, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Zeylin Üçüncü Parçası - Sayfa 173[/b] [FONT=Tahoma]Meselâ [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]اِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ [/SIZE][/FONT]kelimesi ifade eder ki, haşirde herkesin bütün a’mâli bir sahife içinde yazılı olarak neşrediliyor. Şu mesele, kendi kendine çok acaip olduğundan, akıl ona yol bulamaz. Fakat sûrenin işaret ettiği gibi, haşr-i baharîde başka noktaların naziresi olduğu gibi, şu neşr-i suhuf naziresi pek zâhirdir. Çünkü, her meyvedar ağacın ve çiçekli bir otun da amelleri var, fiilleri var, vazifeleri var, esmâ-i İlâhiyeyi ne şekilde göstererek tesbihat etmişse ubûdiyetleri var. İşte, onun, bütün bu amelleri tarih-i hayatlarıyla beraber umum çekirdeklerinde, tohumcuklarında yazılıp, başka bir baharda, başka bir zeminde çıkar. Gösterdiği şekil ve suret lisanıyla, gayet fasih bir surette, analarının ve asıllarının a’mâlini zikrettiği gibi, dal, budak, yaprak, çiçek ve meyveleriyle, sahife-i a’mâlini neşreder. İşte, gözümüzün önünde bu hakîmâne, hafîzâne, müdebbirâne, mürebbiyâne, lâtifâne şu işi yapan Odur ki, der: [FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]اِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْ[/SIZE][/FONT] [/FONT] [FONT=Tahoma] Başka noktaları buna kıyas eyle, kuvvetin varsa istinbat et. Sana yardım için bunu da söyleyeceğiz: İşte,[FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْ[/SIZE][/FONT] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] şu kelâm, [I]tekvir[/I] lâfzıyla, yani “sarmak ve toplamak” mânâsıyla parlak bir temsile işaret ettiği gibi, nazirini dahi ima eder. [/FONT] [FONT=Tahoma][I]Birinci: [/I]Evet, Cenâb-ı Hak tarafından adem ve esir ve semâ perdelerini açıp, güneş gibi dünyayı ışıklandıran pırlanta-misal bir lâmbayı, hazine-i rahmetinden çıkarıp dünyaya gösterdi. Dünya kapandıktan sonra, o pırlantayı perdelerine sarıp kaldıracak. [/FONT] [FONT=Tahoma][I]İkinci: [/I]Veya, ziya metâını neşretmek ve zeminin kafasına ziyayı zulmetle münavebeten sarmakla muvazzaf bir memur olduğunu ve her akşam o memura metâını [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Defterler açıldığında.” Tekvir Sûresi, 81:10. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] “Güneş dürülüp toplandığında.” Tekvir Sûresi, 81:1.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Cenâb-ı Hak[/B]: Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]adem[/B]: yokluk, hiçlik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]amel[/B]: davranış, iş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]a’mâl[/B]: davranışlar, işler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esir[/B]: kâinatı kapladığına inanılan madde[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ-i İlâhiye[/B]: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v; e-l-h)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fasih[/B]: güzel, düzgün ve açık konuşan (bk. f-ṣ-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hafîzâne[/B]: koruyup gözeterek, esirgeyerek ve saklayarak (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakîmâne[/B]: hikmetli bir şekilde, herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hazine-i rahmet[/B]: rahmet hazinesi (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşir[/B]: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşr-i baharî[/B]: bahardaki diriliş, bahar mevsiminde bitkilerin ve hayvanların dirilişi (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ima[/B]: işaret[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istinbat[/B]: bir söz veya bir işten gizli bir mânâ ve hüküm çıkarma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kelâm[/B]: söz (bk. k-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kıyas[/B]: karşılaştırma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâfız[/B]: söz, kelime[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâtifâne[/B]: hoş ve güzel bir şekilde (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]metâ[/B]: kıymetli eşya[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]meyvedar[/B]: meyveli, meyve veren[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muvazzaf[/B]: görevli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müdebbirâne[/B]: tedbirli bir şekilde, herşeyi önceden düşünerek (bk. d-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münavebeten[/B]: nöbetleşerek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mürebbiyâne[/B]: terbiye ederek ve yetiştirerek (bk. r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazir[/B]: benzer (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazire[/B]: benzer, örnek (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]neşr-i suhuf[/B]: hesapların görülmesi için amel defterlerinin meydana çıkarılıp herkesin hesabının görülmesi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]neşredilmek[/B]: yayılmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]pırlanta-misal[/B]: pırlanta gibi (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sahife-i a’mâl[/B]: iş ve davranışların yazıldığı sahifeler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]semâ[/B]: gök (bk. s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: tarz, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tarih-i hayat[/B]: hayatın tarihi (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temsil[/B]: kıyaslama tarzında benzetme, analoji (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tesbihat[/B]: Allah’ı öven ve kusurdan yüce tutan sözler ve varlıkların hal diliyle bu anlamı ifade etmesi (bk. s-b-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ubûdiyet[/B]: kulluk (bk. a-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]umum[/B]: bütün[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zemin[/B]: yer [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zulmet[/B]: karanlık (bk. ẓ-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zâhir[/B]: açık (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst