Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247710" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Zeylin İkinci Parçası - Sayfa 163</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">şenlendiren zîhayatlardır. Ve madem küre-i arz bu kadar zîhayatın envâıyla dolmuş ve mütemadiyen zîhayat envâlarını tecdit ve teksir etmek hikmetiyle, her vakit dolar boşanır ve en hasis ve çürümüş maddelerinde dahi kesretle zîhayatlar halk edilerek bir mahşer-i huveynat oluyor. Ve madem hayatın süzülmüş en sâfi hülâsası olan şuur ve akıl ve en lâtif ve sabit cevheri olan ruh, bu küre-i arzda gayet kesretli bir surette halk olunuyorlar; adeta küre-i arz, hayat ve akıl ve şuur ve ervah ile ihyâ olup öyle şenlendirilmiş. Elbette küre-i arzdan daha lâtif, daha nuranî, daha büyük, daha ehemmiyetli olan ecrâm-ı semâviye, ölü, câmid, hayatsız, şuursuz kalması imkân haricindedir. Demek gökleri, güneşleri, yıldızları şenlendirecek ve hayattar vaziyetini verecek ve netice-i hilkat-i semâvâtı gösterecek ve hitâbât-ı Sübhâniyeye mazhar olacak olan zîşuur, zîhayat ve semâvâta münasip sekeneler, herhalde sırr-ı hayatla bulunuyorlar ki, onlar da melâikelerdir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem hayatın sırr-ı mahiyeti, peygamberlere iman rüknüne bakıp remzen ispat eder. Evet, madem kâinat, hayat için yaratılmış ve hayat dahi Hayy-ı Kayyûm-u Ezelînin bir cilve-i âzamıdır, bir nakş-ı ekmelidir, bir san’at-ı ecmelidir. Madem hayat-ı sermediye, resullerin gönderilmesiyle ve kitapların indirilmesiyle kendini gösterir. (Evet, eğer kitaplar ve peygamberler olmazsa, o hayat-ı ezeliye bilinmez. Nasıl ki bir adamın söylemesiyle diri ve hayattar olduğu anlaşılır; öyle de, bu kâinatın perdesi altında olan âlem-i gaybın arkasında söyleyen, konuşan, emir ve nehyedip hitap eden bir Zâtın kelimâtını, hitâbâtını gösterecek, peygamberler ve nâzil olan kitaplardır.) Elbette kâinattaki hayat, kat’î bir surette Hayy-ı Ezelînin vücûb-u vücuduna kat’î şehadet ettiği gibi; o hayat-ı Ezeliyenin şuââtı, celevâtı, münâsebâtı olan “irsâl-i rusül” ve “inzâl-i kütüb” rükünlerine bakar,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hayy-ı Ezelî</strong>: başlangıcı olmaksızın devamlı hayat sahibi olan Allah (bk. ḥ-y-y; e-z-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hayy-ı Kayyûm-u Ezelî</strong>: varlığının ve diriliğinin başlangıcı olmayıp her canlıya hayat veren ve herşeyi ayakta tutan Allah (bk. ḥ-y-y; ḳ-v-m; e-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>celevât</strong>: cilveler, yansımalar (bk. c-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cevher</strong>: asıl, temel, öz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cilve-i âzam</strong>: en büyük görünüm (bk. c-l-y; a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>câmid</strong>: cansız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ecrâm-ı semâviye</strong>: gök cisimleri (bk. s-m-v)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâ</strong>: çeşitler, türler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ervah</strong>: ruhlar (bk. r-v-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>halk edilmek</strong>: yaratılmak (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hariç</strong>: dışında</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hasis</strong>: değersiz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı ezeliye</strong>: başlangıcı olmayan sonsuz hayat (bk. ḥ-y-y; e-z-l) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayat-ı sermediye</strong>: sürekli, devamlı hayat (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayattar</strong>: canlı (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: gaye, maksat (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hitâbât</strong>: hitâplar (bk. ḫ-ṭ-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hitâbât-ı Sübhâniye</strong>: her türlü kusur ve noksanlıktan uzak olan Allah’ın kendine has hitap ve konuşmaları (bk. ḫ-ṭ-b; s-b-ḥ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hülâsa</strong>: esas, öz</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihyâ</strong>: hayat verme (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inzâl-i kütüb</strong>: kitapların indirilmesi (bk. n-z-l; k-t-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>irsâl-i rusül</strong>: peygamberlerin gönderilmesi (bk. r-s-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kat’î</strong>: kesin</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelimât</strong>: kelimeler (bk. k-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kesretle</strong>: çoklukla (bk. k-s̱-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kesretli</strong>: çok (bk. k-s̱-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küre-i arz</strong>: yerküre, dünya</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâtif</strong>: güzel, hoş (bk. l-ṭ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahşer-i huveynat</strong>: küçük canlıların toplanma yeri (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhar</strong>: nail olma, erişme (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>melâike</strong>: melekler (bk. m-l-k)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasip</strong>: uygun (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münâsebât</strong>: bağlantılar, ilişkiler (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütemadiyen</strong>: sürekli olarak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nakş-ı ekmel</strong>: en mükemmel nakış (bk. n-ḳ-ş; k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nehyetmek</strong>: yasaklamak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>netice-i hilkat-i semâvât</strong>: göklerin yaratılış neticesi, gayesi (bk. ḫ-l-ḳ; s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nuranî</strong>: nurlu, aydınlık (bk. n-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nâzil olmak</strong>: inmek (bk. n-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>remzen</strong>: işareten</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>resul</strong>: peygamber (bk. r-s-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rükün</strong>: esas, şart (bk. r-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>san’at-ı ecmel</strong>: en güzel sanat (bk. ṣ-n-a; c-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sekene</strong>: sakinler (bk. s-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâvât</strong>: gökler (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sâfi</strong>: saf, temiz (bk. ṣ-f-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sırr-ı hayat</strong>: hayat sırrı (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sırr-ı mahiyet</strong>: mahiyetinin, içyüzünün sırrı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tecdit</strong>: yenileme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teksir</strong>: çoğaltma (bk. k-s̱-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücub-u vücud</strong>: varlığının zorunlu oluşu, var olmak için bir nedene ihtiyacının olmaması (bk. v-c-b; v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîhayat</strong>: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîşuur</strong>: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i gayb</strong>: görünmeyen, fakat varlığı kesin olan ve mahiyeti Allah tarafından bilinen başka dünyalar (bk. a-l-m; ğ-y-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şehadet</strong>: şahitlik (bk. ş-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuur</strong>: bilinç, idrak (bk.ş-a-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuâât</strong>: ışınlar, parıltılar</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247710, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Zeylin İkinci Parçası - Sayfa 163[/b] [FONT=Tahoma]şenlendiren zîhayatlardır. Ve madem küre-i arz bu kadar zîhayatın envâıyla dolmuş ve mütemadiyen zîhayat envâlarını tecdit ve teksir etmek hikmetiyle, her vakit dolar boşanır ve en hasis ve çürümüş maddelerinde dahi kesretle zîhayatlar halk edilerek bir mahşer-i huveynat oluyor. Ve madem hayatın süzülmüş en sâfi hülâsası olan şuur ve akıl ve en lâtif ve sabit cevheri olan ruh, bu küre-i arzda gayet kesretli bir surette halk olunuyorlar; adeta küre-i arz, hayat ve akıl ve şuur ve ervah ile ihyâ olup öyle şenlendirilmiş. Elbette küre-i arzdan daha lâtif, daha nuranî, daha büyük, daha ehemmiyetli olan ecrâm-ı semâviye, ölü, câmid, hayatsız, şuursuz kalması imkân haricindedir. Demek gökleri, güneşleri, yıldızları şenlendirecek ve hayattar vaziyetini verecek ve netice-i hilkat-i semâvâtı gösterecek ve hitâbât-ı Sübhâniyeye mazhar olacak olan zîşuur, zîhayat ve semâvâta münasip sekeneler, herhalde sırr-ı hayatla bulunuyorlar ki, onlar da melâikelerdir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem hayatın sırr-ı mahiyeti, peygamberlere iman rüknüne bakıp remzen ispat eder. Evet, madem kâinat, hayat için yaratılmış ve hayat dahi Hayy-ı Kayyûm-u Ezelînin bir cilve-i âzamıdır, bir nakş-ı ekmelidir, bir san’at-ı ecmelidir. Madem hayat-ı sermediye, resullerin gönderilmesiyle ve kitapların indirilmesiyle kendini gösterir. (Evet, eğer kitaplar ve peygamberler olmazsa, o hayat-ı ezeliye bilinmez. Nasıl ki bir adamın söylemesiyle diri ve hayattar olduğu anlaşılır; öyle de, bu kâinatın perdesi altında olan âlem-i gaybın arkasında söyleyen, konuşan, emir ve nehyedip hitap eden bir Zâtın kelimâtını, hitâbâtını gösterecek, peygamberler ve nâzil olan kitaplardır.) Elbette kâinattaki hayat, kat’î bir surette Hayy-ı Ezelînin vücûb-u vücuduna kat’î şehadet ettiği gibi; o hayat-ı Ezeliyenin şuââtı, celevâtı, münâsebâtı olan “irsâl-i rusül” ve “inzâl-i kütüb” rükünlerine bakar, [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hayy-ı Ezelî[/B]: başlangıcı olmaksızın devamlı hayat sahibi olan Allah (bk. ḥ-y-y; e-z-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Hayy-ı Kayyûm-u Ezelî[/B]: varlığının ve diriliğinin başlangıcı olmayıp her canlıya hayat veren ve herşeyi ayakta tutan Allah (bk. ḥ-y-y; ḳ-v-m; e-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]celevât[/B]: cilveler, yansımalar (bk. c-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cevher[/B]: asıl, temel, öz[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cilve-i âzam[/B]: en büyük görünüm (bk. c-l-y; a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]câmid[/B]: cansız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ecrâm-ı semâviye[/B]: gök cisimleri (bk. s-m-v)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]envâ[/B]: çeşitler, türler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ervah[/B]: ruhlar (bk. r-v-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]halk edilmek[/B]: yaratılmak (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hariç[/B]: dışında[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hasis[/B]: değersiz[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı ezeliye[/B]: başlangıcı olmayan sonsuz hayat (bk. ḥ-y-y; e-z-l) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hayat-ı sermediye[/B]: sürekli, devamlı hayat (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayattar[/B]: canlı (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: gaye, maksat (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hitâbât[/B]: hitâplar (bk. ḫ-ṭ-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hitâbât-ı Sübhâniye[/B]: her türlü kusur ve noksanlıktan uzak olan Allah’ın kendine has hitap ve konuşmaları (bk. ḫ-ṭ-b; s-b-ḥ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hülâsa[/B]: esas, öz[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihyâ[/B]: hayat verme (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inzâl-i kütüb[/B]: kitapların indirilmesi (bk. n-z-l; k-t-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]irsâl-i rusül[/B]: peygamberlerin gönderilmesi (bk. r-s-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kat’î[/B]: kesin[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kelimât[/B]: kelimeler (bk. k-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kesretle[/B]: çoklukla (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kesretli[/B]: çok (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]küre-i arz[/B]: yerküre, dünya[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâtif[/B]: güzel, hoş (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahşer-i huveynat[/B]: küçük canlıların toplanma yeri (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazhar[/B]: nail olma, erişme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]melâike[/B]: melekler (bk. m-l-k)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münasip[/B]: uygun (bk. n-s-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]münâsebât[/B]: bağlantılar, ilişkiler (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mütemadiyen[/B]: sürekli olarak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nakş-ı ekmel[/B]: en mükemmel nakış (bk. n-ḳ-ş; k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nehyetmek[/B]: yasaklamak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]netice-i hilkat-i semâvât[/B]: göklerin yaratılış neticesi, gayesi (bk. ḫ-l-ḳ; s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nuranî[/B]: nurlu, aydınlık (bk. n-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nâzil olmak[/B]: inmek (bk. n-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]remzen[/B]: işareten[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]resul[/B]: peygamber (bk. r-s-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rükün[/B]: esas, şart (bk. r-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]san’at-ı ecmel[/B]: en güzel sanat (bk. ṣ-n-a; c-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sekene[/B]: sakinler (bk. s-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]semâvât[/B]: gökler (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sâfi[/B]: saf, temiz (bk. ṣ-f-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sırr-ı hayat[/B]: hayat sırrı (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sırr-ı mahiyet[/B]: mahiyetinin, içyüzünün sırrı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tecdit[/B]: yenileme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teksir[/B]: çoğaltma (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vücub-u vücud[/B]: varlığının zorunlu oluşu, var olmak için bir nedene ihtiyacının olmaması (bk. v-c-b; v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zîhayat[/B]: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zîşuur[/B]: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i gayb[/B]: görünmeyen, fakat varlığı kesin olan ve mahiyeti Allah tarafından bilinen başka dünyalar (bk. a-l-m; ğ-y-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şehadet[/B]: şahitlik (bk. ş-h-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şuur[/B]: bilinç, idrak (bk.ş-a-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şuâât[/B]: ışınlar, parıltılar[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst