Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247492" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Mukaddime - Yedinci Hakikat - Sayfa 121</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">veren beşerin amelleri, hıfz içinde gözetilmek suretiyle, ehemmiyetle zaptedilmemesi kabil midir? Hayır ve asla!</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, şu Hafîziyetin bu suretle tecellîsinden anlaşılıyor ki, şu mevcudatın Mâliki, mülkünde cereyan eden herşeyin inzibatına büyük bir ihtimamı var. Hem hâkimiyet vazifesinde nihayet derecede dikkat eder. Hem Rububiyet-i saltanatında gayet ihtimamı gözetir. O derece ki, en küçük bir hadiseyi, en ufak bir hizmeti yazar, yazdırır; mülkünde cereyan eden herşeyin suretini müteaddit şeylerde hıfzeder. Şu Hafîziyet işaret eder ki, ehemmiyetli bir muhasebe-i a’mâl defteri açılacak ve bilhassa mahiyetçe en büyük, en mükerrem, en müşerref bir mahlûk olan insanın büyük olan amelleri, mühim olan fiilleri, mühim bir hesap ve mizana girecek, sahife-i amelleri neşredilecek.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Acaba hiç kabil midir ki, insan, hilâfet<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> ve emanetle<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2</u></strong> mükerrem olsun, Rububiyetin külliyât-ı şuûnuna şahit olarak kesret dairelerinde vahdâniyet-i İlâhiyenin dellâllığını ilân etmekle, ekser mevcudatın tesbihat ve ibadetlerine müdahale edip zabitlik ve müşahitlik derecesine çıksın da, sonra kabre girip rahatla yatsın ve uyandırılmasın, küçük büyük her amellerinden sual edilmesin, mahşere gidip Mahkeme-i Kübrâyı görmesin? Hayır ve asla!</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Hem bütün gelecek zamanda olan<strong><u><strong><u>HAŞİYE-1</u></strong></u></strong>mümkinâta kàdir olduğuna, bütün geçmiş</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. Bakara Sûresi, 2:30; En’âm Sûresi; 6:165; Yûnus Sûresi, 10:14; Enbiyâ Sûresi, 21:105; Neml Sûresi 27:62; Kasas Sûresi, 28:5; Fâtır Sûresi, 35:39.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. Ahzâb Sûresi, 33:72.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Evet, zaman-ı hâzırdan, ta iptida-i hilkat-i âleme kadar olan zaman-ı mazi, umumen vukuattır. Vücuda gelmiş herbir günü, herbir senesi, herbir asrı birer satırdır, birer sahifedir, birer kitaptır ki, kalem-i kader ile tersim edilmiştir; dest-i kudret, mucizât-ı âyâtını onlarda kemâl-i hikmet ve intizamla yazmıştır. Şu zamandan ta kıyamete, ta Cennete, ta ebede kadar olan zaman-ı istikbal, umumen imkânattır. Yani, mazi vukuattır, istikbal imkânattır. İşte, o iki zamanın iki silsilesi birbirine karşı mukabele edilse: Nasıl ki dünkü günü halk eden ve o güne mahsus mevcudatı icad eden Zât, yarınki günü mevcudatıyla halk etmeye muktedir olduğu hiçbir vecihle şüphe getirmez. Öyle de, şüphe yoktur ki, şu meydan-ı garaip olan zaman-ı mazinin mevcudatı ve harikaları, bir Kadîr-i Zül-celâlin mucizâtıdır; kat’î şehadet ederler ki, o Kadîr, bütün istikbalin, bütün mümkinâtın icadına, bü-tün acaibinin izharına muktedirdir. Evet, nasıl ki bir elmayı halk edecek, elbette dünyada bütün elmaları halk etmeye ve koca baharı icad etmeye muktedir olmak gerektir. Baharı icad etmeyen, bir elmayı icad edemez. Zira o elma, o tezgâhta dokunuyor. Bir elmayı icad eden, bir baharı icad edebilir. Bir elma bir ağacın, belki bir bahçenin, belki bir kâinatın misal-i musağğarıdır. Hem san’at itibarıyla koca ağacın bütün tarih-i hayatını taşıyan elmanın çekirdeği itibarıyla öyle bir harika-i san’attır ki, onu öylece icad eden, hiçbir şeyden âciz kalmaz. Öyle de, bugünü halk eden, kıyamet gününü halk edebilir ve baharı icad edecek, haşrin icadına muktedir bir Zât olabilir. Zaman-ı mazinin bütün âlemlerini zamanın şeridine kemâl-i hikmet ve intizamla takıp gösteren, elbette istikbal şeridine dahi başka kâinatı takıp gösterebilir ve gösterecektir. Kaç Sözlerde, bilhassa Yirmi İkinci Sözde gayet kat’î ispat etmişiz ki: Herşeyi yapamayan hiçbir şeyi yapamaz. Ve birtek şeyi halk eden herşeyi yapabilir. Hem eşyanın icadı birtek Zâta verilse, bütün eşya birtek şey gibi kolay olur ve suhulet peyda eder. Eğer müteaddit esbaba verilse ve kesrete isnad edilse, birtek şeyin icadı, bütün eşyanın icadı kadar müşkilâtlı olur ve imtinâ derecesinde suûbet peyda eder.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hafîziyet</strong>: Allah’ın herşeyi koruyup saklaması (bk. ḥ-f-ẓ) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mahkeme-i Kübrâ</strong>: öldükten sonra âhirette Allah’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme (bk. ḥ-k-m; k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mâlik</strong>: herşeyin sahibi olan Allah (bk. m-l-k)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rububiyet-i saltanat/Rububiyet</strong>: Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b; s-l-ṭ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>amel</strong>: iş, davranış</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beşer</strong>: insan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bilhassa</strong>: özellikle</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cereyan eden</strong>: meydana gelen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dellâl</strong>: rehber, ilan edici</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dest-i kudret</strong>: Allah’ın kudret eli (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ekser</strong>: pekçok (bk. k-s̱-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emanet</strong>: insanın yüklendiği İlâhî görevler, yükümlülükler (bk. e-m-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilafet</strong>: halifelik; yeryüzünde Allah’ın izni dairesinde ve Onun adına icraatta bulunma şeklinde, insana verilen görev (bk. ḫ-l-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâkimiyet</strong>: egemenlik, hükümranlık (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hıfz</strong>: koruma, saklama (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihtimam</strong>: özen, önem verme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inzibat</strong>: güvenlik ve düzen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iptida-i hilkat-i âlem</strong>: kâinatın yaratılışının başlangıcı (bk. ḫ-l-ḳ; a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kabil</strong>: mümkün, olabilir</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kalem-i kader</strong>: kader kalemi; Allah’ın olacak hadiseleri olmadan önce bilip yazması (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i hikmet ve intizam</strong>: mükemmel bir hikmet ve düzen (bk. k-m-l; ḥ-k-m; n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kesret</strong>: çokluk (bk. k-s̱-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kàdir</strong>: gücü yeten, iktidar sahibi (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>külliyât-ı şuûn</strong>: Allah’ın herşeyi kuşatan işleri ve icraatları (bk. k-l-l; ş-e-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahiyetçe</strong>: nitelikçe, özellikçe</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûk</strong>: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahşer</strong>: kıyametten sonra insanların tekrar diriltilip toplanacakları yer (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mizan</strong>: tartı, terazi (bk. v-z-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhasebe-i a’mâl</strong>: yapılan işlerden hesaba çekilme, sorgulanma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mu’cizât-ı âyât</strong>: âyetlerin, delillerin mu’cizeleri (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mükerrem</strong>: ikram edilen, saygı gösterilen (bk. k-r-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mülk</strong>: sahip olunan ve hükmedilen yer (bk. m-l-k)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mümkinât</strong>: olması imkan dahilinde olan şeyler (bk. m-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteaddit</strong>: çeşitli, birçok</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşahitlik</strong>: gözlemcilik (bk. ş-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşerref</strong>: şerefli, değerli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neşredilmek</strong>: yayımlanmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nihayet</strong>: son</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sahife-i amel</strong>: amellerin yazıldığı sahife</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semere</strong>: meyve, netice</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sual edilmek</strong>: sorguya çekilmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tecellî</strong>: görünme, yansıma (bk. c-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tersim edilmek</strong>: resmedilmek, çizilmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesbihat</strong>: Allah’ı noksan sıfatlardan yüce tutan sözler (bk. s-b-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>umumen</strong>: genellikle</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vahdâniyet-i İlâhiye</strong>: Allah’ın birliği, ortağının ve benzerinin olmayışı (bk. v-ḥ-d; e-l-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vukuat</strong>: meydana gelmiş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücuda gelmek</strong>: var olmak (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zabitlik</strong>: gözeticilik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaman-ı hâzır</strong>: şimdiki zaman</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaman-ı mazi</strong>: geçmiş zaman</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaptedilmek</strong>: kaydedilmek, korunmak</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247492, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Mukaddime - Yedinci Hakikat - Sayfa 121[/b] [FONT=Tahoma]veren beşerin amelleri, hıfz içinde gözetilmek suretiyle, ehemmiyetle zaptedilmemesi kabil midir? Hayır ve asla! [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, şu Hafîziyetin bu suretle tecellîsinden anlaşılıyor ki, şu mevcudatın Mâliki, mülkünde cereyan eden herşeyin inzibatına büyük bir ihtimamı var. Hem hâkimiyet vazifesinde nihayet derecede dikkat eder. Hem Rububiyet-i saltanatında gayet ihtimamı gözetir. O derece ki, en küçük bir hadiseyi, en ufak bir hizmeti yazar, yazdırır; mülkünde cereyan eden herşeyin suretini müteaddit şeylerde hıfzeder. Şu Hafîziyet işaret eder ki, ehemmiyetli bir muhasebe-i a’mâl defteri açılacak ve bilhassa mahiyetçe en büyük, en mükerrem, en müşerref bir mahlûk olan insanın büyük olan amelleri, mühim olan fiilleri, mühim bir hesap ve mizana girecek, sahife-i amelleri neşredilecek. [/FONT] [FONT=Tahoma]Acaba hiç kabil midir ki, insan, hilâfet[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] ve emanetle[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[/U][/B] mükerrem olsun, Rububiyetin külliyât-ı şuûnuna şahit olarak kesret dairelerinde vahdâniyet-i İlâhiyenin dellâllığını ilân etmekle, ekser mevcudatın tesbihat ve ibadetlerine müdahale edip zabitlik ve müşahitlik derecesine çıksın da, sonra kabre girip rahatla yatsın ve uyandırılmasın, küçük büyük her amellerinden sual edilmesin, mahşere gidip Mahkeme-i Kübrâyı görmesin? Hayır ve asla! [/FONT] [FONT=Tahoma]Hem bütün gelecek zamanda olan[B][U][B][U]HAŞİYE-1[/U][/B][/U][/B]mümkinâta kàdir olduğuna, bütün geçmiş [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. Bakara Sûresi, 2:30; En’âm Sûresi; 6:165; Yûnus Sûresi, 10:14; Enbiyâ Sûresi, 21:105; Neml Sûresi 27:62; Kasas Sûresi, 28:5; Fâtır Sûresi, 35:39. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. Ahzâb Sûresi, 33:72. Haşiye-1[/FONT] [FONT=Tahoma] Evet, zaman-ı hâzırdan, ta iptida-i hilkat-i âleme kadar olan zaman-ı mazi, umumen vukuattır. Vücuda gelmiş herbir günü, herbir senesi, herbir asrı birer satırdır, birer sahifedir, birer kitaptır ki, kalem-i kader ile tersim edilmiştir; dest-i kudret, mucizât-ı âyâtını onlarda kemâl-i hikmet ve intizamla yazmıştır. Şu zamandan ta kıyamete, ta Cennete, ta ebede kadar olan zaman-ı istikbal, umumen imkânattır. Yani, mazi vukuattır, istikbal imkânattır. İşte, o iki zamanın iki silsilesi birbirine karşı mukabele edilse: Nasıl ki dünkü günü halk eden ve o güne mahsus mevcudatı icad eden Zât, yarınki günü mevcudatıyla halk etmeye muktedir olduğu hiçbir vecihle şüphe getirmez. Öyle de, şüphe yoktur ki, şu meydan-ı garaip olan zaman-ı mazinin mevcudatı ve harikaları, bir Kadîr-i Zül-celâlin mucizâtıdır; kat’î şehadet ederler ki, o Kadîr, bütün istikbalin, bütün mümkinâtın icadına, bü-tün acaibinin izharına muktedirdir. Evet, nasıl ki bir elmayı halk edecek, elbette dünyada bütün elmaları halk etmeye ve koca baharı icad etmeye muktedir olmak gerektir. Baharı icad etmeyen, bir elmayı icad edemez. Zira o elma, o tezgâhta dokunuyor. Bir elmayı icad eden, bir baharı icad edebilir. Bir elma bir ağacın, belki bir bahçenin, belki bir kâinatın misal-i musağğarıdır. Hem san’at itibarıyla koca ağacın bütün tarih-i hayatını taşıyan elmanın çekirdeği itibarıyla öyle bir harika-i san’attır ki, onu öylece icad eden, hiçbir şeyden âciz kalmaz. Öyle de, bugünü halk eden, kıyamet gününü halk edebilir ve baharı icad edecek, haşrin icadına muktedir bir Zât olabilir. Zaman-ı mazinin bütün âlemlerini zamanın şeridine kemâl-i hikmet ve intizamla takıp gösteren, elbette istikbal şeridine dahi başka kâinatı takıp gösterebilir ve gösterecektir. Kaç Sözlerde, bilhassa Yirmi İkinci Sözde gayet kat’î ispat etmişiz ki: Herşeyi yapamayan hiçbir şeyi yapamaz. Ve birtek şeyi halk eden herşeyi yapabilir. Hem eşyanın icadı birtek Zâta verilse, bütün eşya birtek şey gibi kolay olur ve suhulet peyda eder. Eğer müteaddit esbaba verilse ve kesrete isnad edilse, birtek şeyin icadı, bütün eşyanın icadı kadar müşkilâtlı olur ve imtinâ derecesinde suûbet peyda eder.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hafîziyet[/B]: Allah’ın herşeyi koruyup saklaması (bk. ḥ-f-ẓ) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Mahkeme-i Kübrâ[/B]: öldükten sonra âhirette Allah’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme (bk. ḥ-k-m; k-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Mâlik[/B]: herşeyin sahibi olan Allah (bk. m-l-k)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Rububiyet-i saltanat/Rububiyet[/B]: Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b; s-l-ṭ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]amel[/B]: iş, davranış[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beşer[/B]: insan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bilhassa[/B]: özellikle[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cereyan eden[/B]: meydana gelen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dellâl[/B]: rehber, ilan edici[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dest-i kudret[/B]: Allah’ın kudret eli (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ekser[/B]: pekçok (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]emanet[/B]: insanın yüklendiği İlâhî görevler, yükümlülükler (bk. e-m-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hilafet[/B]: halifelik; yeryüzünde Allah’ın izni dairesinde ve Onun adına icraatta bulunma şeklinde, insana verilen görev (bk. ḫ-l-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâkimiyet[/B]: egemenlik, hükümranlık (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hıfz[/B]: koruma, saklama (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihtimam[/B]: özen, önem verme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]inzibat[/B]: güvenlik ve düzen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iptida-i hilkat-i âlem[/B]: kâinatın yaratılışının başlangıcı (bk. ḫ-l-ḳ; a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kabil[/B]: mümkün, olabilir[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kalem-i kader[/B]: kader kalemi; Allah’ın olacak hadiseleri olmadan önce bilip yazması (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i hikmet ve intizam[/B]: mükemmel bir hikmet ve düzen (bk. k-m-l; ḥ-k-m; n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kesret[/B]: çokluk (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kàdir[/B]: gücü yeten, iktidar sahibi (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]külliyât-ı şuûn[/B]: Allah’ın herşeyi kuşatan işleri ve icraatları (bk. k-l-l; ş-e-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahiyetçe[/B]: nitelikçe, özellikçe[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûk[/B]: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahşer[/B]: kıyametten sonra insanların tekrar diriltilip toplanacakları yer (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mizan[/B]: tartı, terazi (bk. v-z-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhasebe-i a’mâl[/B]: yapılan işlerden hesaba çekilme, sorgulanma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mu’cizât-ı âyât[/B]: âyetlerin, delillerin mu’cizeleri (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mükerrem[/B]: ikram edilen, saygı gösterilen (bk. k-r-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mülk[/B]: sahip olunan ve hükmedilen yer (bk. m-l-k)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mümkinât[/B]: olması imkan dahilinde olan şeyler (bk. m-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteaddit[/B]: çeşitli, birçok[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müşahitlik[/B]: gözlemcilik (bk. ş-h-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müşerref[/B]: şerefli, değerli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]neşredilmek[/B]: yayımlanmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nihayet[/B]: son[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sahife-i amel[/B]: amellerin yazıldığı sahife[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]semere[/B]: meyve, netice[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sual edilmek[/B]: sorguya çekilmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tecellî[/B]: görünme, yansıma (bk. c-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tersim edilmek[/B]: resmedilmek, çizilmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tesbihat[/B]: Allah’ı noksan sıfatlardan yüce tutan sözler (bk. s-b-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]umumen[/B]: genellikle[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vahdâniyet-i İlâhiye[/B]: Allah’ın birliği, ortağının ve benzerinin olmayışı (bk. v-ḥ-d; e-l-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vukuat[/B]: meydana gelmiş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vücuda gelmek[/B]: var olmak (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zabitlik[/B]: gözeticilik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zaman-ı hâzır[/B]: şimdiki zaman[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zaman-ı mazi[/B]: geçmiş zaman[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zaptedilmek[/B]: kaydedilmek, korunmak[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst