Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247489" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Mukaddime - Altıncı Hakikat - Beşinci Esas - Altıncı Esas - Sayfa 118</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>BEŞİNCİ ESAS:</strong> Hem anlarsın ki, şu fâni masnuat fena için değil; bir parça görünüp mahvolmak için yaratılmamışlar—belki, vücutta kısa bir zaman toplanıp, matlup bir vaziyet alıp, ta suretleri alınsın, timsalleri tutulsun, mânâları bilinsin, neticeleri zaptedilsin. Meselâ, ehl-i ebed için daimî manzaralar nesc edilsin. Hem âlem-i bekàda başka gayelere medar olsun.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Eşya bekà için yaratıldığını, fena için olmadığını, belki sureten fena ise de tamam-ı vazife ve terhis olduğu bununla anlaşılıyor ki, fâni birşey, bir cihetle fenaya gider, çok cihetlerle bâki kalır. Meselâ, kudret kelimelerinden olan şu çiçeğe bak ki, kısa bir zamanda o çiçek tebessüm edip bize bakar; derakab, fena perdesinde saklanır. Fakat, senin ağzından çıkan kelime gibi o gider; fakat binler misallerini kulaklara tevdi eder, dinleyen akıllar adedince mânâlarını akıllarda ibkà eder. Çünkü, vazifesi olan ifade-i mânâ bittikten sonra kendisi gider; fakat, onu gören herşeyin hafızasında zahirî suretini ve herbir tohumunda mânevî mahiyetini bırakıp öyle gidiyor. Güya her hafıza ile her tohum, hıfz-ı ziyneti için birer fotoğraf ve devam-ı bekàsı için birer menzildirler.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">En basit mertebe-i hayatta olan masnu böyle ise, en yüksek tabaka-i hayatta ve ervâh-ı bâkıye sahibi olan insan ne kadar bekà ile alâkadar olduğu anlaşılır. Çiçekli ve meyveli koca nebatatın bir parça ruha benzeyen herbirinin kanun-u teşekkülâtı, timsal-i sureti, zerrecikler gibi tohumlarda kemâl-i intizamla, dağdağalı inkılâplar içinde ibkà ve muhafaza edilmesiyle; gayet cem’iyetli ve yüksek bir mahiyete mâlik, haricî bir vücut giydirilmiş, zîşuur, nuranî bir kanun-u emrî olan ruh-u beşer ne derece bekà ile merbut ve alâkadar olduğu anlaşılır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">ALTINCI ESAS: Hem anlarsın ki, insan, ipi boğazına sarılıp istediği yerde otlamak için başıboş bırakılmamıştır. Belki, bütün amellerinin suretleri alınıp yazılır ve bütün fiillerinin neticeleri muhasebe için zaptedilir.<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. Kehf Sûresi, 18:49; Kaf Sûresi, 50:17-18; İnfitâr Sûresi, 82:10-12.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>alâkadar</strong>: alâkalı, ilgili</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>amel</strong>: davranış, iş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bekà</strong>: devamlılık, kalıcılık (bk. b-ḳ-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâki</strong>: devamlı, kalıcı, sonsuz (bk. b-ḳ-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cem’iyetli</strong>: kapsamlı (bk. c-m-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cihet</strong>: yön</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dağdağalı</strong>: karışık, sıkıntılı, gürültülü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>derakab</strong>: hemen, çabucak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>devam-ı bekà</strong>: devamlı ve kalıcı olma (bk. b-ḳ-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i ebed</strong>: sonsuzluk ehli (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ervâh-ı bâkiye</strong>: kalıcı ve davamlı ruh (bk. r-v-ḥ; b-ḳ-y) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fena</strong>: geçicilik, ölümlülük (bk. f-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fâni</strong>: gelip geçici, ölümlü (bk. f-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>güya</strong>: sanki</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haricî</strong>: dışa ait</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hıfz-ı ziynet</strong>: süsün korunması, saklanması (bk. ḥ-f-ẓ; z-y-n) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ibkà etmek</strong>: kalıcı ve sürekli hale getirmek (bk. b-ḳ-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ifade-i mânâ</strong>: anlamının ifadesi (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkılâp</strong>: değişim, dönüşüm</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kanun-u emrî</strong>: Cenâb-ı Hakkın doğrudan emrinden gelerek vasıtasız işleyen kanunu (bk. ḳ-n-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kanun-u teşekkülât</strong>: oluşum kanunu (bk. ḳ-n-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i intizam</strong>: tam bir düzen (bk. k-m-l; n-ẓ-m) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret</strong>: Allah’ın güç, kuvvet ve iktidarı (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahiyet</strong>: nitelik, özellik, asıl, esas</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahvolmak</strong>: yok olmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>masnu</strong>: sanat eseri varlık (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>masnuat</strong>: sanat eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>matlup</strong>: istenilen (bk. ṭ-l-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medar</strong>: sebep, vesile</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menzil</strong>: yer, durak (bk. n-z-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>merbut</strong>: bağlı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mertebe-i hayat</strong>: hayat derecesi (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misal</strong>: örnek, benzer (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhafaza edilme</strong>: korunma, saklanma (bk. ḥ-f-ẓ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhasebe</strong>: hesaba çekilme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mâlik</strong>: sahip (bk. m-l-k)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mânâ</strong>: anlam (bk. a-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nebatat</strong>: bitkiler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nesc edilmek</strong>: dokunmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nuranî</strong>: nurlu, ışıklı (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ruh-u beşer</strong>: insan ruhu (bk. r-v-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, görüntü (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sureten</strong>: görünüşte (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabaka-i hayat</strong>: hayat tabakası (bk. ḥ-y-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tamam-ı vazife ve terhis</strong>: görevin son bulması, salıverilme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevdi etmek</strong>: bırakmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>timsal</strong>: örnek, benzer (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>timsal-i suret</strong>: suretinin, şeklinin örneği (bk. m-s̱-l; ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücut</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zahirî</strong>: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zaptedilmek</strong>: kaydedilmek; korunup saklanmak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zerrecik</strong>: atom</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîşuur</strong>: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i bekà</strong>: devamlı ve kalıcı âlem (bk. a-l-m; b-ḳ-y) </span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247489, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Mukaddime - Altıncı Hakikat - Beşinci Esas - Altıncı Esas - Sayfa 118[/b] [FONT=Tahoma][B]BEŞİNCİ ESAS:[/B] Hem anlarsın ki, şu fâni masnuat fena için değil; bir parça görünüp mahvolmak için yaratılmamışlar—belki, vücutta kısa bir zaman toplanıp, matlup bir vaziyet alıp, ta suretleri alınsın, timsalleri tutulsun, mânâları bilinsin, neticeleri zaptedilsin. Meselâ, ehl-i ebed için daimî manzaralar nesc edilsin. Hem âlem-i bekàda başka gayelere medar olsun. [/FONT] [FONT=Tahoma]Eşya bekà için yaratıldığını, fena için olmadığını, belki sureten fena ise de tamam-ı vazife ve terhis olduğu bununla anlaşılıyor ki, fâni birşey, bir cihetle fenaya gider, çok cihetlerle bâki kalır. Meselâ, kudret kelimelerinden olan şu çiçeğe bak ki, kısa bir zamanda o çiçek tebessüm edip bize bakar; derakab, fena perdesinde saklanır. Fakat, senin ağzından çıkan kelime gibi o gider; fakat binler misallerini kulaklara tevdi eder, dinleyen akıllar adedince mânâlarını akıllarda ibkà eder. Çünkü, vazifesi olan ifade-i mânâ bittikten sonra kendisi gider; fakat, onu gören herşeyin hafızasında zahirî suretini ve herbir tohumunda mânevî mahiyetini bırakıp öyle gidiyor. Güya her hafıza ile her tohum, hıfz-ı ziyneti için birer fotoğraf ve devam-ı bekàsı için birer menzildirler. [/FONT] [FONT=Tahoma]En basit mertebe-i hayatta olan masnu böyle ise, en yüksek tabaka-i hayatta ve ervâh-ı bâkıye sahibi olan insan ne kadar bekà ile alâkadar olduğu anlaşılır. Çiçekli ve meyveli koca nebatatın bir parça ruha benzeyen herbirinin kanun-u teşekkülâtı, timsal-i sureti, zerrecikler gibi tohumlarda kemâl-i intizamla, dağdağalı inkılâplar içinde ibkà ve muhafaza edilmesiyle; gayet cem’iyetli ve yüksek bir mahiyete mâlik, haricî bir vücut giydirilmiş, zîşuur, nuranî bir kanun-u emrî olan ruh-u beşer ne derece bekà ile merbut ve alâkadar olduğu anlaşılır. [/FONT] [FONT=Tahoma]ALTINCI ESAS: Hem anlarsın ki, insan, ipi boğazına sarılıp istediği yerde otlamak için başıboş bırakılmamıştır. Belki, bütün amellerinin suretleri alınıp yazılır ve bütün fiillerinin neticeleri muhasebe için zaptedilir.[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. Kehf Sûresi, 18:49; Kaf Sûresi, 50:17-18; İnfitâr Sûresi, 82:10-12.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]alâkadar[/B]: alâkalı, ilgili[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]amel[/B]: davranış, iş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bekà[/B]: devamlılık, kalıcılık (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bâki[/B]: devamlı, kalıcı, sonsuz (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cem’iyetli[/B]: kapsamlı (bk. c-m-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cihet[/B]: yön[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dağdağalı[/B]: karışık, sıkıntılı, gürültülü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]derakab[/B]: hemen, çabucak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]devam-ı bekà[/B]: devamlı ve kalıcı olma (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i ebed[/B]: sonsuzluk ehli (bk. e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ervâh-ı bâkiye[/B]: kalıcı ve davamlı ruh (bk. r-v-ḥ; b-ḳ-y) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fena[/B]: geçicilik, ölümlülük (bk. f-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fâni[/B]: gelip geçici, ölümlü (bk. f-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]güya[/B]: sanki[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haricî[/B]: dışa ait[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hıfz-ı ziynet[/B]: süsün korunması, saklanması (bk. ḥ-f-ẓ; z-y-n) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ibkà etmek[/B]: kalıcı ve sürekli hale getirmek (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ifade-i mânâ[/B]: anlamının ifadesi (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkılâp[/B]: değişim, dönüşüm[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kanun-u emrî[/B]: Cenâb-ı Hakkın doğrudan emrinden gelerek vasıtasız işleyen kanunu (bk. ḳ-n-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kanun-u teşekkülât[/B]: oluşum kanunu (bk. ḳ-n-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i intizam[/B]: tam bir düzen (bk. k-m-l; n-ẓ-m) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kudret[/B]: Allah’ın güç, kuvvet ve iktidarı (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahiyet[/B]: nitelik, özellik, asıl, esas[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahvolmak[/B]: yok olmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]masnu[/B]: sanat eseri varlık (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]masnuat[/B]: sanat eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]matlup[/B]: istenilen (bk. ṭ-l-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]medar[/B]: sebep, vesile[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]menzil[/B]: yer, durak (bk. n-z-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]merbut[/B]: bağlı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mertebe-i hayat[/B]: hayat derecesi (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misal[/B]: örnek, benzer (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhafaza edilme[/B]: korunma, saklanma (bk. ḥ-f-ẓ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhasebe[/B]: hesaba çekilme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mâlik[/B]: sahip (bk. m-l-k)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mânâ[/B]: anlam (bk. a-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nebatat[/B]: bitkiler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nesc edilmek[/B]: dokunmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nuranî[/B]: nurlu, ışıklı (bk. n-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ruh-u beşer[/B]: insan ruhu (bk. r-v-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, görüntü (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sureten[/B]: görünüşte (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tabaka-i hayat[/B]: hayat tabakası (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tamam-ı vazife ve terhis[/B]: görevin son bulması, salıverilme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tevdi etmek[/B]: bırakmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]timsal[/B]: örnek, benzer (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]timsal-i suret[/B]: suretinin, şeklinin örneği (bk. m-s̱-l; ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]vücut[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zahirî[/B]: görünürdeki (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zaptedilmek[/B]: kaydedilmek; korunup saklanmak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zerrecik[/B]: atom[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zîşuur[/B]: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i bekà[/B]: devamlı ve kalıcı âlem (bk. a-l-m; b-ḳ-y) [/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst