Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247484" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Mukaddime - Beşinci Hakikat - Sayfa 113</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Bak: Kendine ve ümmetine saadet-i ebediye istiyor. Bekà istiyor. Cennet istiyor. Hem, mevcudat âyinelerinde cemâllerini gösteren bütün esmâ-i kudsiye-i İlâhiye ile beraber istiyor. O esmâdan şefaat talep ediyor, görüyorsun. Eğer âhiretin hesapsız esbab-ı mucibesi, delâil-i vücudu olmasaydı, yalnız şu zâtın tek duası, baharımızın icadı kadar Hâlık-ı Rahîmin kudretine hafif gelen şu Cennetin binasına sebebiyet verecekti.<strong><u><strong><u>HAŞİYE-1</u></strong></u></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><u><strong><u></u></strong></u></strong> </span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, baharımızda yeryüzünü bir mahşer eden, yüz bin haşir nümunelerini icad eden Kadîr-i Mutlaka, Cennetin icadı nasıl ağır olabilir? Demek, nasıl ki onun risaleti şu dar-ı imtihanın açılmasına sebebiyet verdi,</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">لَوْلاٰكَ لَوْلاٰكَ لَمٰا خَلَقْتُ اْلاَفْلاٰكَ</span></span> <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> sırrına mazhar oldu. Onun gibi, ubûdiyeti dahi, öteki dar-ı saadetin açılmasına sebebiyet verdi. Acaba hiç mümkün müdür ki, bütün akılları hayrette bırakan şu intizam-ı âlem ve geniş rahmet içinde kusursuz hüsn-ü san’at, misilsiz cemâl-i rububiyet, o duaya icabet etmemekle böyle bir çirkinliği, böyle bir merhametsizliği, böyle bir intizamsızlığı kabul etsin?</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, âhirete nisbeten gayet dar bir sahife hükmünde olan rû-yi zeminde had ve hesaba gelmeyen harika san’at nümunelerini ve haşir ve kıyametin misallerini göstermek ve üç yüz bin kitap hükmünde olan muntazam envâ-ı masnuatı o tek sahifede kemâl-i intizamla yazıp derc etmek; elbette geniş olan âlem-i âhirette lâtif ve muntazam Cennetin binasından ve icadından daha müşküldür. Evet, Cennet bahardan ne kadar yüksek ise, o derece bahar bahçelerinin hilkati, o Cennetten daha müşküldür ve hayretfezâdır denilebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Sen olmasaydın ben âlemleri yaratmazdım.” Ali el-Kâri, <em>Şerhü’ş-Şifâ</em>: 1:6; Aclûnî, <em>Keşfü’l-Hafâ</em>: 2:164. Ayrıca el-Hâkim’in <em>el-Müstedrek’</em>inde bu mânâyı teyit eden şu sahih hadis naklediliyor: “Peygamber Efendimiz buyurdu: Allah İsâ’ya (a.s.) şöyle vahyetti, ‘Ey İsâ, Muhammed’e iman et. Ümmetine de emret ki onlardan ona ulaşanlar da iman etsinler. Muhammed olmasaydı Âdem’i yaratmazdım. Muhammed olmasaydı Cennet ve Cehennemi yaratmazdım. Su üzerinde Arşı yarattığımda arş çırpındı. Üzerine <em>Lâ ilâhe İllallah Muhammedun Resûlullah</em> yazdım, sakinleşti.” (el-Hâkim, <em>el-Müstedrek</em>, 2:615) Ayrıca bk. et-Taberâni, <em>El-Mu’cemü’l-Evsât,</em> 6:314; et-Taberânî, <em>El-Mu’cemü’s-Sağîr,</em> 2:182; El-Hallâl, <em>es-Sünne</em>, 1:237; el-Beyhakî, <em>Delâilü’n-Nübüvve,</em> 5:489.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hâlık-ı Rahîm</strong>: sonsuz merhamet ve şefkat sahibi ve herşeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḥ-l-ḳ; r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr-i Mutlak</strong>: herşeye gücü yeten, sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bekà</strong>: süreklilik, kalıcılık (bk. b-ḳ-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemâl</strong>: güzellik (bk. c-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemâl-i rububiyet</strong>: Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesinin, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurmasının güzelliği (bk. c-m-l; r-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dar-ı imtihan</strong>: imtihan yeri, dünya</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dar-ı saadet</strong>: mutluluk yeri, âhiret</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>delâil-i vücud</strong>: varlık delilleri (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>derc etmek</strong>: yerleştirmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâ-ı masnuat</strong>: san’at eseri varlık çeşitleri (bk. ṣ-n-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbab-ı mucibe</strong>: gerektirici sebepler (bk. s-b-b; c-v-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ</strong>: isimler (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ-i kudsiye-i İlâhiye</strong>: Allah’ın her türlü kusur ve noksandan yüce isimleri (bk. s-m-v; ḳ-d-s; e-l-h) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>had ve hesaba gelmemek</strong>: sonsuz ve sınırsız olmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hayretfezâ</strong>: hayret verici, şaşırtıcı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşir</strong>: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilkat</strong>: yaratılış (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hüsn-ü san’at</strong>: güzel san’at (bk. ḥ-s-n; ṣ-n-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>icabet</strong>: cevap verme (bk. c-v-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>icad</strong>: var etme, yaratma (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intizam</strong>: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intizam-ı âlem</strong>: kâinattaki düzenlilik (bk. n-ẓ-m; a-l-m) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i intizam</strong>: tam ve mükemmel bir düzen (bk. k-m-l; n-ẓ-m) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıyamet</strong>: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması (bk. ḳ-v-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâtif</strong>: hoş, güzel (bk. l-ṭ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahşer</strong>: haşir meydanı, toplanma yeri (bk. ḥ-ş-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhar</strong>: sahip olma, erişme (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misilsiz</strong>: benzersiz (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muntazam</strong>: düzenli (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşkül</strong>: zor</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nisbeten</strong>: oranla, kıyasla (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nümune</strong>: örnek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>risalet</strong>: peygamberlik (bk. r-s-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rû-yi zemin</strong>: yeryüzü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet-i ebediye</strong>: sonu olmayan, sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>talep etmek</strong>: istemek (bk. ṭ-l-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ubûdiyet</strong>: kulluk (bk. a-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âhiret</strong>: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem-i âhiret</strong>: âhiret âlemi (bk. a-l-m; e-ḫ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ümmet</strong>: Peygambere inanıp onun yolundan gidenler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şefaat</strong>: bağışlanma için aracılık (bk. (bk. ş-f-a)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247484, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Mukaddime - Beşinci Hakikat - Sayfa 113[/b] [FONT=Tahoma]Bak: Kendine ve ümmetine saadet-i ebediye istiyor. Bekà istiyor. Cennet istiyor. Hem, mevcudat âyinelerinde cemâllerini gösteren bütün esmâ-i kudsiye-i İlâhiye ile beraber istiyor. O esmâdan şefaat talep ediyor, görüyorsun. Eğer âhiretin hesapsız esbab-ı mucibesi, delâil-i vücudu olmasaydı, yalnız şu zâtın tek duası, baharımızın icadı kadar Hâlık-ı Rahîmin kudretine hafif gelen şu Cennetin binasına sebebiyet verecekti.[B][U][B][U]HAŞİYE-1 [/U][/B][/U][/B] [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, baharımızda yeryüzünü bir mahşer eden, yüz bin haşir nümunelerini icad eden Kadîr-i Mutlaka, Cennetin icadı nasıl ağır olabilir? Demek, nasıl ki onun risaleti şu dar-ı imtihanın açılmasına sebebiyet verdi, [/FONT] [FONT=Tahoma][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]لَوْلاٰكَ لَوْلاٰكَ لَمٰا خَلَقْتُ اْلاَفْلاٰكَ[/SIZE][/FONT] [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] sırrına mazhar oldu. Onun gibi, ubûdiyeti dahi, öteki dar-ı saadetin açılmasına sebebiyet verdi. Acaba hiç mümkün müdür ki, bütün akılları hayrette bırakan şu intizam-ı âlem ve geniş rahmet içinde kusursuz hüsn-ü san’at, misilsiz cemâl-i rububiyet, o duaya icabet etmemekle böyle bir çirkinliği, böyle bir merhametsizliği, böyle bir intizamsızlığı kabul etsin? [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Haşiye-1[/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, âhirete nisbeten gayet dar bir sahife hükmünde olan rû-yi zeminde had ve hesaba gelmeyen harika san’at nümunelerini ve haşir ve kıyametin misallerini göstermek ve üç yüz bin kitap hükmünde olan muntazam envâ-ı masnuatı o tek sahifede kemâl-i intizamla yazıp derc etmek; elbette geniş olan âlem-i âhirette lâtif ve muntazam Cennetin binasından ve icadından daha müşküldür. Evet, Cennet bahardan ne kadar yüksek ise, o derece bahar bahçelerinin hilkati, o Cennetten daha müşküldür ve hayretfezâdır denilebilir. Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Sen olmasaydın ben âlemleri yaratmazdım.” Ali el-Kâri, [I]Şerhü’ş-Şifâ[/I]: 1:6; Aclûnî, [I]Keşfü’l-Hafâ[/I]: 2:164. Ayrıca el-Hâkim’in [I]el-Müstedrek’[/I]inde bu mânâyı teyit eden şu sahih hadis naklediliyor: “Peygamber Efendimiz buyurdu: Allah İsâ’ya (a.s.) şöyle vahyetti, ‘Ey İsâ, Muhammed’e iman et. Ümmetine de emret ki onlardan ona ulaşanlar da iman etsinler. Muhammed olmasaydı Âdem’i yaratmazdım. Muhammed olmasaydı Cennet ve Cehennemi yaratmazdım. Su üzerinde Arşı yarattığımda arş çırpındı. Üzerine [I]Lâ ilâhe İllallah Muhammedun Resûlullah[/I] yazdım, sakinleşti.” (el-Hâkim, [I]el-Müstedrek[/I], 2:615) Ayrıca bk. et-Taberâni, [I]El-Mu’cemü’l-Evsât,[/I] 6:314; et-Taberânî, [I]El-Mu’cemü’s-Sağîr,[/I] 2:182; El-Hallâl, [I]es-Sünne[/I], 1:237; el-Beyhakî, [I]Delâilü’n-Nübüvve,[/I] 5:489.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hâlık-ı Rahîm[/B]: sonsuz merhamet ve şefkat sahibi ve herşeyi yoktan yaratan Allah (bk. ḥ-l-ḳ; r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr-i Mutlak[/B]: herşeye gücü yeten, sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r; ṭ-l-ḳ) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bekà[/B]: süreklilik, kalıcılık (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cemâl[/B]: güzellik (bk. c-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cemâl-i rububiyet[/B]: Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesinin, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurmasının güzelliği (bk. c-m-l; r-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dar-ı imtihan[/B]: imtihan yeri, dünya[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dar-ı saadet[/B]: mutluluk yeri, âhiret[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]delâil-i vücud[/B]: varlık delilleri (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]derc etmek[/B]: yerleştirmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]envâ-ı masnuat[/B]: san’at eseri varlık çeşitleri (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esbab-ı mucibe[/B]: gerektirici sebepler (bk. s-b-b; c-v-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ[/B]: isimler (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ-i kudsiye-i İlâhiye[/B]: Allah’ın her türlü kusur ve noksandan yüce isimleri (bk. s-m-v; ḳ-d-s; e-l-h) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]had ve hesaba gelmemek[/B]: sonsuz ve sınırsız olmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hayretfezâ[/B]: hayret verici, şaşırtıcı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşir[/B]: öldükten sonra âhirette tekrar diriltilip Allah’ın huzurunda toplanma (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hilkat[/B]: yaratılış (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hüsn-ü san’at[/B]: güzel san’at (bk. ḥ-s-n; ṣ-n-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]icabet[/B]: cevap verme (bk. c-v-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]icad[/B]: var etme, yaratma (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]intizam[/B]: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]intizam-ı âlem[/B]: kâinattaki düzenlilik (bk. n-ẓ-m; a-l-m) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i intizam[/B]: tam ve mükemmel bir düzen (bk. k-m-l; n-ẓ-m) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kıyamet[/B]: dünyanın sonu, varlığın bozulup dağılması (bk. ḳ-v-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâtif[/B]: hoş, güzel (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahşer[/B]: haşir meydanı, toplanma yeri (bk. ḥ-ş-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazhar[/B]: sahip olma, erişme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misilsiz[/B]: benzersiz (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muntazam[/B]: düzenli (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müşkül[/B]: zor[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nisbeten[/B]: oranla, kıyasla (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nümune[/B]: örnek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]risalet[/B]: peygamberlik (bk. r-s-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]rû-yi zemin[/B]: yeryüzü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saadet-i ebediye[/B]: sonu olmayan, sonsuz mutluluk (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]talep etmek[/B]: istemek (bk. ṭ-l-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ubûdiyet[/B]: kulluk (bk. a-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âhiret[/B]: öteki dünya, öldükten sonraki hayat (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlem-i âhiret[/B]: âhiret âlemi (bk. a-l-m; e-ḫ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ümmet[/B]: Peygambere inanıp onun yolundan gidenler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şefaat[/B]: bağışlanma için aracılık (bk. (bk. ş-f-a)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst