Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247480" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Mukaddime - Beşinci Hakikat - Sayfa 109</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ebedî müteşekkirleri, müştakları, müstahsinleri iktiza ederler. Halbuki şu misafirhane-i dünyada görüyoruz, herkes çabuk gidip kayboluyor. O sehâvetin ihsanını ancak az bir parça tadar. İştahası açılır, fakat yemez, gider. O cemâl, o kemâlin dahi ancak biraz ışığına, belki bir zayıf gölgesine bir anda bakıp, doymadan gider. Demek bir seyrangâh-ı daimîye gidiliyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><em>Elhasıl:</em> Nasıl ki şu âlem bütün mevcudatıyla Sâni-i Zülcelâline kat’î delâlet eder. Sâni-i Zülcelâlin de sıfât ve esmâ-i kudsiyesi, dar-ı âhirete delâlet eder ve gösterir ve ister.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>BEŞİNCİ HAKİKAT</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Bâb-ı Şefkat ve Ubûdiyet-i Muhammediyedir (aleyhissalâtü vesselâm). İsm-i Mücîb ve Rahîmin cilvesidir.</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hiç mümkün müdür ki, en ednâ bir haceti en ednâ bir mahlûkundan görüp kemâl-i şefkatle, ummadığı yerden is’âf eden ve en gizli bir sesi en gizli bir mahlûkundan işitip imdad eden, lisan-ı hâl ve kal ile istenilen herşeye icabet eden nihayetsiz bir şefkat ve bir merhamet sahibi bir Rab, en büyük bir abdinden,<strong><u><strong><u>HAŞİYE-1</u></strong></u></strong> en sevgili bir mahlûkundan, en büyük hacetini görüp bitirmesin, is’âf etmesin, en yüksek duayı işitip kabul etmesin?</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Evet, bin üç yüz elli sene saltanat süren ve saltanatı devam eden ve ekser zamanda üç yüz elli milyondan ziyade raiyeti bulunan ve hergün bütün raiyeti onunla tecdid-i biat eden ve onun kemâlâtına şehadet eden ve kemâl-i itaatle evamirine inkıyad eden; ve arzın nısfı ve nev-i beşerin humsu, o zâtın sıbğı ile sıbğalansa, yani mânevî rengiyle renklense ve o zât onların mahbub-u kulûbu ve mürebbî-i ervahı olsa, elbette o zât, şu kâinatta tasarruf eden Rabbin en büyük abdidir. Hem ekser envâ-ı kâinat o zâtın birer meyve-i mucizesini taşımak suretiyle onun vazifesini ve memuriyetini alkışlasa, elbette o zât, şu kâinat Hâlıkının en sevgili mahlûkudur. Hem bütün insaniyet, bütün istidadıyla istediği bekà gibi bir haceti ki, o hacet ise, insanı esfel-i sâfilînden âlâ-yı illiyyîne çıkarıyor; elbette o hacet, en büyük bir hacettir ve en büyük bir abd, umumun namına onu Kàdıyu’l-Hâcâttan isteyecek.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mücîb</strong>: bütün dualara cevap veren Allah (bk. c-v-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rab</strong>: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rahîm</strong>: rahmeti herşeyi kuşatan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan Allah (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Sâni-i Zülcelâl</strong>: herşeyi san’atla yaratan, sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>abd</strong>: kul (bk. a-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>aleyhissalâtü vesselâm</strong>: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>arzın nısfı</strong>: dünyanın yarısı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâb</strong>: kapı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemâl</strong>: güzellik (bk. c-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dar-ı âhiret</strong>: âhiret yurdu (bk. e-ḫ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>delâlet</strong>: işaret etme, delil olma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebedî</strong>: sonu olmayan, sonsuz (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ednâ</strong>: önemsiz, basit</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ekser</strong>: pekçok (bk. k-s̱-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elhasıl</strong>: özetle, sonuç olarak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâ-ı kâinat</strong>: kâinattaki varlıkların türleri (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ-i kudsiye</strong>: Allah’ın kutsal, her türlü kusur ve noksanlıktan yüce isimleri (bk. s-m-v; ḳ-d-s)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evamir</strong>: emirler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâcet</strong>: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>icabet etme</strong>: cevap verme (bk. c-v-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihsan</strong>: bağış, iyilik, lütuf (bk. ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iktiza</strong>: gerektirme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>imdad</strong>: yardım </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkıyad eden</strong>: boyun eğen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>is’âf etmek</strong>: yardıma koşmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iştiha</strong>: iştah, fazla arzu ve istek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kat’i</strong>: kesin</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl</strong>: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i itaat</strong>: tam itaat, emre uyma (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i şefkat</strong>: tam ve mükemmel şefkat (bk. k-m-l; ş-f-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâlât</strong>: mükemmellikler, kusursuzluklar, üstünlükler (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lisan-ı hâl ve kal</strong>: hal ve konuşma dili</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahbub-u kulûb</strong>: kalplerin sevgilisi (bk. ḥ-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûk</strong>: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meyve-i mu’cize</strong>: mu’cizenin meyvesi, neticesi (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misafirhane-i dünya</strong>: dünya misafirhanesi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mürebbî-i ervah</strong>: ruhların terbiyecisi (bk. r-b-b; r-v-ḥ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müstahsin</strong>: beğenen, güzel bulan (bk. ḥ-s-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteşekkir</strong>: teşekkür eden (bk. ş-k-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müştak</strong>: şiddetle arzulayan, düşkün</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nev-i beşerin humsu</strong>: insanlığın beşte biri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>raiyet</strong>: halk, tabi olanlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saltanat</strong>: hükümranlık, egemenlik (bk. s-l-ṭ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sehavet</strong>: cömertlik (bk. c-v-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>seyrangâh-ı daimî</strong>: devamlı gezinti yeri</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sıbğa</strong>: boya</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sıfat</strong>: vasıf, özellik (bk. v-ṣ-f)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasarruf eden</strong>: herşeyi dilediği gibi idare edip kullanan (bk. ṣ-r-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tecdid-i biat</strong>: bağlılık sözünü yenileme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ubûdiyet-i Muhammediye</strong>: Peygamberimiz Hz. Muhammed’in mükemmel kulluğu (bk. a-b-d; ḥ-m-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziyade</strong>: fazla</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âlem</strong>: dünya (bk. a-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şefkat</strong>: içten ve karşılıksız sevgi, merhamet (bk. ş-f-ḳ)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247480, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Mukaddime - Beşinci Hakikat - Sayfa 109[/b] [FONT=Tahoma]ebedî müteşekkirleri, müştakları, müstahsinleri iktiza ederler. Halbuki şu misafirhane-i dünyada görüyoruz, herkes çabuk gidip kayboluyor. O sehâvetin ihsanını ancak az bir parça tadar. İştahası açılır, fakat yemez, gider. O cemâl, o kemâlin dahi ancak biraz ışığına, belki bir zayıf gölgesine bir anda bakıp, doymadan gider. Demek bir seyrangâh-ı daimîye gidiliyor. [/FONT] [FONT=Tahoma][I]Elhasıl:[/I] Nasıl ki şu âlem bütün mevcudatıyla Sâni-i Zülcelâline kat’î delâlet eder. Sâni-i Zülcelâlin de sıfât ve esmâ-i kudsiyesi, dar-ı âhirete delâlet eder ve gösterir ve ister. [/FONT] [FONT=Tahoma][B]BEŞİNCİ HAKİKAT [/B][/FONT] [LEFT][FONT=Tahoma][B]Bâb-ı Şefkat ve Ubûdiyet-i Muhammediyedir (aleyhissalâtü vesselâm). İsm-i Mücîb ve Rahîmin cilvesidir.[/B][/FONT][/LEFT] [FONT=Tahoma]Hiç mümkün müdür ki, en ednâ bir haceti en ednâ bir mahlûkundan görüp kemâl-i şefkatle, ummadığı yerden is’âf eden ve en gizli bir sesi en gizli bir mahlûkundan işitip imdad eden, lisan-ı hâl ve kal ile istenilen herşeye icabet eden nihayetsiz bir şefkat ve bir merhamet sahibi bir Rab, en büyük bir abdinden,[B][U][B][U]HAŞİYE-1[/U][/B][/U][/B] en sevgili bir mahlûkundan, en büyük hacetini görüp bitirmesin, is’âf etmesin, en yüksek duayı işitip kabul etmesin? [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Haşiye-1[/FONT] [FONT=Tahoma] Evet, bin üç yüz elli sene saltanat süren ve saltanatı devam eden ve ekser zamanda üç yüz elli milyondan ziyade raiyeti bulunan ve hergün bütün raiyeti onunla tecdid-i biat eden ve onun kemâlâtına şehadet eden ve kemâl-i itaatle evamirine inkıyad eden; ve arzın nısfı ve nev-i beşerin humsu, o zâtın sıbğı ile sıbğalansa, yani mânevî rengiyle renklense ve o zât onların mahbub-u kulûbu ve mürebbî-i ervahı olsa, elbette o zât, şu kâinatta tasarruf eden Rabbin en büyük abdidir. Hem ekser envâ-ı kâinat o zâtın birer meyve-i mucizesini taşımak suretiyle onun vazifesini ve memuriyetini alkışlasa, elbette o zât, şu kâinat Hâlıkının en sevgili mahlûkudur. Hem bütün insaniyet, bütün istidadıyla istediği bekà gibi bir haceti ki, o hacet ise, insanı esfel-i sâfilînden âlâ-yı illiyyîne çıkarıyor; elbette o hacet, en büyük bir hacettir ve en büyük bir abd, umumun namına onu Kàdıyu’l-Hâcâttan isteyecek.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Mücîb[/B]: bütün dualara cevap veren Allah (bk. c-v-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Rab[/B]: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Rahîm[/B]: rahmeti herşeyi kuşatan, sonsuz şefkat ve merhamet sahibi olan Allah (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Sâni-i Zülcelâl[/B]: herşeyi san’atla yaratan, sonsuz haşmet ve yücelik sahibi Allah (bk. ṣ-n-a; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]abd[/B]: kul (bk. a-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]aleyhissalâtü vesselâm[/B]: Allah’ın salât ve selâmı onun üzerine olsun (bk. ṣ-l-v; s-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]arzın nısfı[/B]: dünyanın yarısı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bâb[/B]: kapı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cemâl[/B]: güzellik (bk. c-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dar-ı âhiret[/B]: âhiret yurdu (bk. e-ḫ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]delâlet[/B]: işaret etme, delil olma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ebedî[/B]: sonu olmayan, sonsuz (bk. e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ednâ[/B]: önemsiz, basit[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ekser[/B]: pekçok (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]elhasıl[/B]: özetle, sonuç olarak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]envâ-ı kâinat[/B]: kâinattaki varlıkların türleri (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ-i kudsiye[/B]: Allah’ın kutsal, her türlü kusur ve noksanlıktan yüce isimleri (bk. s-m-v; ḳ-d-s)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]evamir[/B]: emirler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâcet[/B]: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]icabet etme[/B]: cevap verme (bk. c-v-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ihsan[/B]: bağış, iyilik, lütuf (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iktiza[/B]: gerektirme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]imdad[/B]: yardım [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkıyad eden[/B]: boyun eğen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]is’âf etmek[/B]: yardıma koşmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iştiha[/B]: iştah, fazla arzu ve istek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kat’i[/B]: kesin[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl[/B]: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i itaat[/B]: tam itaat, emre uyma (bk. k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i şefkat[/B]: tam ve mükemmel şefkat (bk. k-m-l; ş-f-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâlât[/B]: mükemmellikler, kusursuzluklar, üstünlükler (bk. k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lisan-ı hâl ve kal[/B]: hal ve konuşma dili[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahbub-u kulûb[/B]: kalplerin sevgilisi (bk. ḥ-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûk[/B]: yaratık (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]meyve-i mu’cize[/B]: mu’cizenin meyvesi, neticesi (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misafirhane-i dünya[/B]: dünya misafirhanesi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mürebbî-i ervah[/B]: ruhların terbiyecisi (bk. r-b-b; r-v-ḥ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müstahsin[/B]: beğenen, güzel bulan (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteşekkir[/B]: teşekkür eden (bk. ş-k-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müştak[/B]: şiddetle arzulayan, düşkün[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nev-i beşerin humsu[/B]: insanlığın beşte biri[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]raiyet[/B]: halk, tabi olanlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saltanat[/B]: hükümranlık, egemenlik (bk. s-l-ṭ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sehavet[/B]: cömertlik (bk. c-v-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]seyrangâh-ı daimî[/B]: devamlı gezinti yeri[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sıbğa[/B]: boya[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sıfat[/B]: vasıf, özellik (bk. v-ṣ-f)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tasarruf eden[/B]: herşeyi dilediği gibi idare edip kullanan (bk. ṣ-r-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tecdid-i biat[/B]: bağlılık sözünü yenileme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ubûdiyet-i Muhammediye[/B]: Peygamberimiz Hz. Muhammed’in mükemmel kulluğu (bk. a-b-d; ḥ-m-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ziyade[/B]: fazla[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âlem[/B]: dünya (bk. a-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şefkat[/B]: içten ve karşılıksız sevgi, merhamet (bk. ş-f-ḳ)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst