Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247478" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Mukaddime - Dördüncü Hakikat - Sayfa 108</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hem dahi, kâinatın yüzünde serilmiş olan gayetle güzel ve san’atlı ve parlak ve süslü şu mevcudat, ışık güneşi bildirdiği gibi, misilsiz, mânevî bir cemâlin mehâsinini bildirir. Ve nazirsiz, hafî bir hüsnün letâifini iş’ar ediyor.<strong><u><strong><u>HAŞİYE-1</u></strong></u></strong> O münezzeh hüsün, o mukaddes cemâlin cilvesinden, esmâlarda, belki her isimde çok gizli defineler bulunduğunu işaret eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte şu derece âli, nazirsiz, gizli bir cemâl ise, kendi mehâsinini bir mir’atta görmek ve hüsnünün derecâtını ve cemâlinin mikyaslarını zîşuur ve müştak bir âyinede müşahede etmek istediği gibi, başkalarının nazarıyla yine sevgili cemâline bakmak için, görünmek de ister. Demek, iki vech ile kendi cemâline bakmak; biri, herbiri başka başka renkte olan âyinelerde bizzat müşahede etmek; diğeri, müştak olan seyirci ve mütehayyir olan istihsancıların müşahedesiyle müşahede etmek ister.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Demek, hüsün ve cemâl, görmek ve görünmek ister. Görmek ve görünmek ise, müştak seyirci, mütehayyir istihsan edicilerin vücudunu ister. Hüsün ve cemâl ebedî, sermedî olduğundan, müştakların devam-ı vücutlarını ister. Çünkü daimî bir cemâl ise, zâil bir müştaka razı olamaz. Zira, dönmemek üzere zevâle mahkûm olan bir seyirci, zevâlin tasavvuruyla muhabbeti adavete döner. Hayreti istihfafa, hürmeti tahkire meyleder. Çünkü, hodgâm insan, bilmediği şeye düşman olduğu gibi, yetişmediği şeye de zıttır. Halbuki, nihayetsiz bir muhabbet, hadsiz bir şevk ve istihsan ile mukabeleye lâyık olan bir cemâle karşı zımnen bir adavet ve kin ve inkâr ile mukabele eder. İşte, kâfir, Allah’ın düşmanı olduğunun sırrı bundan anlaşılıyor.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Madem o nihayetsiz sehâvet, cûd, o misilsiz cemâl, hüsün, o kusursuz kemâlât</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Haşiye-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> Âyine-misal mevcudatın birbiri arkasında zevâl ve fenalarıyla beraber, arkalarından gelenlerin üstünde ve yüzlerinde aynı hüsün ve cemâlin cilvesinin bulunması gösterir ki, cemâl onların değil. Belki o cemâller, bir hüsn-ü münezzeh ve bir cemâl-i mukaddesin âyâtı ve emârâtıdır.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>adavet</strong>: düşmanlık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemâl</strong>: güzellik (bk. c-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemâl-i mukaddes</strong>: kutsal ve kusursuz güzellik (bk. c-m-l; ḳ-d-s) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cilve</strong>: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cûd</strong>: cömertlik, el açıklığı (bk. c-v-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>daimî</strong>: sürekli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>define</strong>: hazine</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>derecât</strong>: dereceler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>devam-ı vücut</strong>: varlığın devamı (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebedî</strong>: sonsuz (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>emârât</strong>: izler, belirtiler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esmâ</strong>: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fenâ</strong>: son bulma, ölümlülük (bk. f-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hafî</strong>: gizli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşiye</strong>: dipnot, açıklayıcı not</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hodgâm</strong>: bencil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hürmet</strong>: saygı (bk. ḥ-r-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hüsn</strong>: güzellik (bk. ḥ-s-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hüsn-ü münezzeh</strong>: her türlü kusur ve çirkinlikten arınmış güzellik (bk. ḥ-s-n; n-z-h) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkâr</strong>: inanmama, kabul etmeme, yok sayma (bk. n-k-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istihfaf</strong>: hafife alma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istihsan</strong>: beğenme, güzel bulma (bk. ḥ-s-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istihsancı</strong>: güzel bulan, beğenen (bk. ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iş’ar etmek</strong>: bildirmek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâlât</strong>: mükemmellikler, kusursuzluklar, üstünlükler (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâfir</strong>: Allah’ı veya Onun kesin olarak emrettiği şeylerden herhangi birini inkâr eden kimse (bk. k-f-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>letâif</strong>: güzellikler (bk. l-ṭ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mehâsin</strong>: güzellikler (bk. ḥ-s-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevcudat</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meyletmek</strong>: yönelmek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mikyas</strong>: ölçek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mir’at</strong>: ayna</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misilsiz</strong>: benzersiz (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhabbet</strong>: sevgi (bk. ḥ-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukabele</strong>: karşılık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mukaddes</strong>: her türlü kusur ve eksiklikten yüce, kutsal (bk. ḳ-d-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münezzeh</strong>: her türlü kusur ve çirkinlikten arınmış (bk. n-z-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütehayyir</strong>: hayrete düşen</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşahede</strong>: görme (bk. ş-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müştak</strong>: düşkün, şiddetle arzulayan, aşık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazarıyla</strong>: bakışıyla, gözüyle</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazirsiz</strong>: benzersiz (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sehâvet</strong>: cömertlik (bk. c-v-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sermedî</strong>: sürekli, devamlı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tahkir</strong>: hakaret, küçümseme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasavvur</strong>: düşünme, hayal (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vecih</strong>: yön</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zevâl</strong>: gelip geçicilik, kaybolma (bk. z-v-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zira</strong>: çünkü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zâil</strong>: yok olup gidici (bk. z-v-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîşuur</strong>: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zımnen</strong>: gizlice</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âli</strong>: yüce</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyine-misal</strong>: ayna gibi (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyât</strong>: âyetler, deliller</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şevk</strong>: şiddetli istek ve arzu</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247478, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Mukaddime - Dördüncü Hakikat - Sayfa 108[/b] [FONT=Tahoma]Hem dahi, kâinatın yüzünde serilmiş olan gayetle güzel ve san’atlı ve parlak ve süslü şu mevcudat, ışık güneşi bildirdiği gibi, misilsiz, mânevî bir cemâlin mehâsinini bildirir. Ve nazirsiz, hafî bir hüsnün letâifini iş’ar ediyor.[B][U][B][U]HAŞİYE-1[/U][/B][/U][/B] O münezzeh hüsün, o mukaddes cemâlin cilvesinden, esmâlarda, belki her isimde çok gizli defineler bulunduğunu işaret eder. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte şu derece âli, nazirsiz, gizli bir cemâl ise, kendi mehâsinini bir mir’atta görmek ve hüsnünün derecâtını ve cemâlinin mikyaslarını zîşuur ve müştak bir âyinede müşahede etmek istediği gibi, başkalarının nazarıyla yine sevgili cemâline bakmak için, görünmek de ister. Demek, iki vech ile kendi cemâline bakmak; biri, herbiri başka başka renkte olan âyinelerde bizzat müşahede etmek; diğeri, müştak olan seyirci ve mütehayyir olan istihsancıların müşahedesiyle müşahede etmek ister. [/FONT] [FONT=Tahoma]Demek, hüsün ve cemâl, görmek ve görünmek ister. Görmek ve görünmek ise, müştak seyirci, mütehayyir istihsan edicilerin vücudunu ister. Hüsün ve cemâl ebedî, sermedî olduğundan, müştakların devam-ı vücutlarını ister. Çünkü daimî bir cemâl ise, zâil bir müştaka razı olamaz. Zira, dönmemek üzere zevâle mahkûm olan bir seyirci, zevâlin tasavvuruyla muhabbeti adavete döner. Hayreti istihfafa, hürmeti tahkire meyleder. Çünkü, hodgâm insan, bilmediği şeye düşman olduğu gibi, yetişmediği şeye de zıttır. Halbuki, nihayetsiz bir muhabbet, hadsiz bir şevk ve istihsan ile mukabeleye lâyık olan bir cemâle karşı zımnen bir adavet ve kin ve inkâr ile mukabele eder. İşte, kâfir, Allah’ın düşmanı olduğunun sırrı bundan anlaşılıyor. [/FONT] [FONT=Tahoma]Madem o nihayetsiz sehâvet, cûd, o misilsiz cemâl, hüsün, o kusursuz kemâlât [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Haşiye-1[/FONT] [FONT=Tahoma] Âyine-misal mevcudatın birbiri arkasında zevâl ve fenalarıyla beraber, arkalarından gelenlerin üstünde ve yüzlerinde aynı hüsün ve cemâlin cilvesinin bulunması gösterir ki, cemâl onların değil. Belki o cemâller, bir hüsn-ü münezzeh ve bir cemâl-i mukaddesin âyâtı ve emârâtıdır.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]adavet[/B]: düşmanlık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cemâl[/B]: güzellik (bk. c-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cemâl-i mukaddes[/B]: kutsal ve kusursuz güzellik (bk. c-m-l; ḳ-d-s) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cilve[/B]: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cûd[/B]: cömertlik, el açıklığı (bk. c-v-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]daimî[/B]: sürekli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]define[/B]: hazine[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]derecât[/B]: dereceler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]devam-ı vücut[/B]: varlığın devamı (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ebedî[/B]: sonsuz (bk. e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]emârât[/B]: izler, belirtiler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]esmâ[/B]: Allah’ın isimleri (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fenâ[/B]: son bulma, ölümlülük (bk. f-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hafî[/B]: gizli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haşiye[/B]: dipnot, açıklayıcı not[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hodgâm[/B]: bencil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hürmet[/B]: saygı (bk. ḥ-r-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hüsn[/B]: güzellik (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hüsn-ü münezzeh[/B]: her türlü kusur ve çirkinlikten arınmış güzellik (bk. ḥ-s-n; n-z-h) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkâr[/B]: inanmama, kabul etmeme, yok sayma (bk. n-k-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istihfaf[/B]: hafife alma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istihsan[/B]: beğenme, güzel bulma (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istihsancı[/B]: güzel bulan, beğenen (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]iş’ar etmek[/B]: bildirmek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâlât[/B]: mükemmellikler, kusursuzluklar, üstünlükler (bk. k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâfir[/B]: Allah’ı veya Onun kesin olarak emrettiği şeylerden herhangi birini inkâr eden kimse (bk. k-f-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]letâif[/B]: güzellikler (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mehâsin[/B]: güzellikler (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mevcudat[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]meyletmek[/B]: yönelmek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mikyas[/B]: ölçek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mir’at[/B]: ayna[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misilsiz[/B]: benzersiz (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhabbet[/B]: sevgi (bk. ḥ-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mukabele[/B]: karşılık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mukaddes[/B]: her türlü kusur ve eksiklikten yüce, kutsal (bk. ḳ-d-s)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münezzeh[/B]: her türlü kusur ve çirkinlikten arınmış (bk. n-z-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mütehayyir[/B]: hayrete düşen[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müşahede[/B]: görme (bk. ş-h-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müştak[/B]: düşkün, şiddetle arzulayan, aşık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazarıyla[/B]: bakışıyla, gözüyle[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazirsiz[/B]: benzersiz (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sehâvet[/B]: cömertlik (bk. c-v-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sermedî[/B]: sürekli, devamlı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tahkir[/B]: hakaret, küçümseme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tasavvur[/B]: düşünme, hayal (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vecih[/B]: yön[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zevâl[/B]: gelip geçicilik, kaybolma (bk. z-v-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zira[/B]: çünkü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zâil[/B]: yok olup gidici (bk. z-v-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zîşuur[/B]: şuur sahibi, bilinçli (bk. ẕî; ş-a-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zımnen[/B]: gizlice[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âli[/B]: yüce[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âyine-misal[/B]: ayna gibi (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âyât[/B]: âyetler, deliller[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şevk[/B]: şiddetli istek ve arzu[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst