Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247474" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onuncu Söz - Mukaddime - Dördüncü Hakikat - Sayfa 106</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Halbuki, şu fâni dünyada kısa bir hayat geçiren insan, öyle bir adaletin hakikatine mazhar olamaz ve olamıyor. Belki, bir Mahkeme-i Kübrâya bırakılıyor. Zira, hakikî adalet ister ki, şu küçücük insan, şu küçüklüğü nisbetinde değil, belki cinayetinin büyüklüğü, mahiyetinin ehemmiyeti ve vazifesinin azameti nisbetinde mükâfat ve mücazat görsün. Madem şu fâni, geçici dünya, ebed için halk olunan insan hususunda öyle bir adalet ve hikmete mazhariyetten çok uzaktır. Elbette, Âdil olan o Zât-ı Celîl-i Zülcemâlin ve Hakîm olan o Zât-ı Cemîl-i Zülcelâlin daimî bir Cehennemi ve ebedî bir Cenneti bulunacaktır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>DÖRDÜNCÜ HAKİKAT</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong></strong></span> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Bâb-ı Cûd ve Cemâldir. İsm-i Cevâd ve Cemîlin cilvesidir.</strong></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Hiç mümkün müdür ki, nihayetsiz cûd ve sehâvet, tükenmez servet, bitmez hazineler, misilsiz sermedî cemâl, kusursuz ebedî kemâl, bir dar-ı saadet ve mahall-i ziyafet içinde daimî bulunacak olan muhtaç şâkirleri, müştak âyinedarları, mütehayyir seyircileri istemesinler?</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, dünya yüzünü bu kadar müzeyyen masnuatıyla süslendirmek, ay ile güneşi lâmba yapmak, yeryüzünü bir sofra-i nimet ederek mat’umatın en güzel çeşitleriyle doldurmak, meyveli ağaçları birer kap yapmak, her mevsimde birçok defalar tecdit etmek, hadsiz bir cûd ve sehâveti gösterir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Böyle nihayetsiz bir cûd ve sehâvet, öyle tükenmez hazineler ve rahmet, hem daimî, hem arzu edilen herşey içinde bulunur bir dar-ı ziyafet ve mahall-i saadet ister. Hem kat’î ister ki, o ziyafetten telezzüz edenler, o mahall-i saadette devam etsinler, ebedî kalsınlar. Ta zevâl ve firakla elem çekmesinler. Çünkü zevâl-i elem, lezzet olduğu gibi, zevâl-i lezzet dahi elemdir. Öyle sehâvet, elem çektirmek istemez. Demek, ebedî bir Cenneti, hem içinde ebedî muhtaçları ister. Çünkü nihayetsiz cûd ve sehâ, nihayetsiz ihsan etmek ister, nimetlendirmek ister.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cemîl</strong>: bütün güzelliklerin kaynağı ve sonsuz güzellik sahibi olan Allah (bk. c-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Cevâd</strong>: sınırsız cömertlik sahibi olan ve çok çok ihsan eden Allah (bk. c-v-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hakîm</strong>: herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allah (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Mahkeme-i Kübrâ</strong>: öldükten sonra âhirette Allah’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme (bk. ḥ-k-m; k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Zât-ı Celîl-i Zülcemâl</strong>: sınırsız güzelliğiyle beraber, sonsuz yücelik ve haşmet sahibi olan Zât, Allah (bk. c-l-l; ẕü; c-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Zât-ı Cemîl-i Zülcelâl</strong>: sınırsız yücelik ve haşmetiyle beraber, sonsuz güzellik sahibi olan Zât, Allah (bk. c-m-l; ẕü; c-l-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>azamet</strong>: büyüklük (bk. a-ẓ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>belki</strong>: aslında, işin doğrusu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâb</strong>: kapı </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemâl</strong>: güzellik (bk. c-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cilve</strong>: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cûd</strong>: cömertlik, el açıklığı, muhtaçlara iyilikte, yardım ve bağışta bulunma (bk. c-v-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>daimî</strong>: devamlı, sürekli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dar-ı saadet</strong>: mutluluk yurdu</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>dar-ı ziyafet</strong>: ziyafet yurdu</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebed</strong>: sonsuzluk (bk. e-b-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ebedî</strong>: sonsuz (bk. e-b-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elem</strong>: acı, sıkıntı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>firak</strong>: ayrılık (bk. f-r-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fâni</strong>: geçici, ölümlü (bk. f-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek mahiyet, asıl, esas (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>halk olunmak</strong>: yaratılmak (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ihsan</strong>: ikram, bağış iyilik (bk. h-s-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kat’î</strong>: kesin</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl</strong>: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahall-i saadet</strong>: mutluluk yeri</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahall-i ziyafet</strong>: ziyafet yeri</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahiyet</strong>: esas, nitelik, özellik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>masnuat</strong>: sanat eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mat’umat</strong>: yiyecekler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhar</strong>: erişme, sahip olma (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazhariyet</strong>: erişme, kavuşma (bk. ẓ-h-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>misilsiz</strong>: benzersiz (bk. m-s̱-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mücazat</strong>: ceza</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mükâfat</strong>: ödül</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mütehayyir</strong>: hayrete düşmüş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müzeyyen</strong>: süslü (bk. z-y-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müştak âyinedar</strong>: Allah’ın güzel isimlerini bir ayna gibi üzerinde aksettiren ve Onun sonsuz güzelliğine düşkün olan insan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nisbet</strong>: oran, ölçü (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: merhamet, şefkat (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sehâ</strong>: cömertlik (bk. c-v-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sehâvet</strong>: cömertlik (bk. c-v-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sermedî</strong>: sürekli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sofra-i nimet</strong>: nimet sofrası (bk. n-a-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tecdit</strong>: yenileme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>telezzüz eden</strong>: lezzetlenen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zevâl</strong>: yokluk, sona erme (bk. z-v-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zevâl-i elem</strong>: acının bitmesi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zevâl-i lezzet</strong>: lezzetin bitmesi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zira</strong>: çünkü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Âdil</strong>: adalet sahibi, herşeye hakkını veren Allah (bk. a-d-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şâkir</strong>: şükreden (bk. ş-k-r)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247474, member: 1"] [b]Onuncu Söz - Mukaddime - Dördüncü Hakikat - Sayfa 106[/b] [FONT=Tahoma]Halbuki, şu fâni dünyada kısa bir hayat geçiren insan, öyle bir adaletin hakikatine mazhar olamaz ve olamıyor. Belki, bir Mahkeme-i Kübrâya bırakılıyor. Zira, hakikî adalet ister ki, şu küçücük insan, şu küçüklüğü nisbetinde değil, belki cinayetinin büyüklüğü, mahiyetinin ehemmiyeti ve vazifesinin azameti nisbetinde mükâfat ve mücazat görsün. Madem şu fâni, geçici dünya, ebed için halk olunan insan hususunda öyle bir adalet ve hikmete mazhariyetten çok uzaktır. Elbette, Âdil olan o Zât-ı Celîl-i Zülcemâlin ve Hakîm olan o Zât-ı Cemîl-i Zülcelâlin daimî bir Cehennemi ve ebedî bir Cenneti bulunacaktır. [/FONT] [FONT=Tahoma][B]DÖRDÜNCÜ HAKİKAT [/B][/FONT] [LEFT][FONT=Tahoma][B]Bâb-ı Cûd ve Cemâldir. İsm-i Cevâd ve Cemîlin cilvesidir.[/B][/FONT][/LEFT] [FONT=Tahoma]Hiç mümkün müdür ki, nihayetsiz cûd ve sehâvet, tükenmez servet, bitmez hazineler, misilsiz sermedî cemâl, kusursuz ebedî kemâl, bir dar-ı saadet ve mahall-i ziyafet içinde daimî bulunacak olan muhtaç şâkirleri, müştak âyinedarları, mütehayyir seyircileri istemesinler? [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, dünya yüzünü bu kadar müzeyyen masnuatıyla süslendirmek, ay ile güneşi lâmba yapmak, yeryüzünü bir sofra-i nimet ederek mat’umatın en güzel çeşitleriyle doldurmak, meyveli ağaçları birer kap yapmak, her mevsimde birçok defalar tecdit etmek, hadsiz bir cûd ve sehâveti gösterir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Böyle nihayetsiz bir cûd ve sehâvet, öyle tükenmez hazineler ve rahmet, hem daimî, hem arzu edilen herşey içinde bulunur bir dar-ı ziyafet ve mahall-i saadet ister. Hem kat’î ister ki, o ziyafetten telezzüz edenler, o mahall-i saadette devam etsinler, ebedî kalsınlar. Ta zevâl ve firakla elem çekmesinler. Çünkü zevâl-i elem, lezzet olduğu gibi, zevâl-i lezzet dahi elemdir. Öyle sehâvet, elem çektirmek istemez. Demek, ebedî bir Cenneti, hem içinde ebedî muhtaçları ister. Çünkü nihayetsiz cûd ve sehâ, nihayetsiz ihsan etmek ister, nimetlendirmek ister. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Cemîl[/B]: bütün güzelliklerin kaynağı ve sonsuz güzellik sahibi olan Allah (bk. c-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Cevâd[/B]: sınırsız cömertlik sahibi olan ve çok çok ihsan eden Allah (bk. c-v-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hakîm[/B]: herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allah (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Mahkeme-i Kübrâ[/B]: öldükten sonra âhirette Allah’ın huzurunda kurulacak olan büyük mahkeme (bk. ḥ-k-m; k-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Zât-ı Celîl-i Zülcemâl[/B]: sınırsız güzelliğiyle beraber, sonsuz yücelik ve haşmet sahibi olan Zât, Allah (bk. c-l-l; ẕü; c-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Zât-ı Cemîl-i Zülcelâl[/B]: sınırsız yücelik ve haşmetiyle beraber, sonsuz güzellik sahibi olan Zât, Allah (bk. c-m-l; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]azamet[/B]: büyüklük (bk. a-ẓ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]belki[/B]: aslında, işin doğrusu[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bâb[/B]: kapı [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cemâl[/B]: güzellik (bk. c-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cilve[/B]: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cûd[/B]: cömertlik, el açıklığı, muhtaçlara iyilikte, yardım ve bağışta bulunma (bk. c-v-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]daimî[/B]: devamlı, sürekli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]dar-ı saadet[/B]: mutluluk yurdu[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]dar-ı ziyafet[/B]: ziyafet yurdu[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ebed[/B]: sonsuzluk (bk. e-b-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ebedî[/B]: sonsuz (bk. e-b-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]elem[/B]: acı, sıkıntı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]firak[/B]: ayrılık (bk. f-r-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fâni[/B]: geçici, ölümlü (bk. f-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek mahiyet, asıl, esas (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]halk olunmak[/B]: yaratılmak (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ihsan[/B]: ikram, bağış iyilik (bk. h-s-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kat’î[/B]: kesin[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl[/B]: mükemmellik, kusursuzluk (bk. k-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahall-i saadet[/B]: mutluluk yeri[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahall-i ziyafet[/B]: ziyafet yeri[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahiyet[/B]: esas, nitelik, özellik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]masnuat[/B]: sanat eseri varlıklar (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mat’umat[/B]: yiyecekler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazhar[/B]: erişme, sahip olma (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mazhariyet[/B]: erişme, kavuşma (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]misilsiz[/B]: benzersiz (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mücazat[/B]: ceza[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mükâfat[/B]: ödül[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mütehayyir[/B]: hayrete düşmüş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müzeyyen[/B]: süslü (bk. z-y-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müştak âyinedar[/B]: Allah’ın güzel isimlerini bir ayna gibi üzerinde aksettiren ve Onun sonsuz güzelliğine düşkün olan insan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nisbet[/B]: oran, ölçü (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: merhamet, şefkat (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sehâ[/B]: cömertlik (bk. c-v-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sehâvet[/B]: cömertlik (bk. c-v-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sermedî[/B]: sürekli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sofra-i nimet[/B]: nimet sofrası (bk. n-a-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tecdit[/B]: yenileme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]telezzüz eden[/B]: lezzetlenen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zevâl[/B]: yokluk, sona erme (bk. z-v-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zevâl-i elem[/B]: acının bitmesi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zevâl-i lezzet[/B]: lezzetin bitmesi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zira[/B]: çünkü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Âdil[/B]: adalet sahibi, herşeye hakkını veren Allah (bk. a-d-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şâkir[/B]: şükreden (bk. ş-k-r)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
Onuncu Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst